CHP Grubu adına konuşan önerge sahibi İzmir Milletvekili Murat Bakan, “İktidarınızda 310 bin yabancıya gayrimenkul satışı yapmışsınız. Bayburt’tan, Erzincan’dan, Nevşehir’den, Bolu’dan, Burdur’dan, Bingöl’den, Kars’tan daha birçok kentin nüfusundan fazla Türkiye’den gayrimenkul alan yabancı sayısı. 2021’de 153 ülkeden insan gelmiş, Türkiye’den gayrimenkul satın almış. İki tane fotoğraf göstereceğim size: 2002 yılında 577 yabancı gayrimenkul almış, 2021 yılında tam 62 bin 328 yabancı gayrimenkul almış. Pandeminin tam göbeğinde, hiçbirimiz kapıdan kafamızı çıkaramazken adam Sri Lanka’dan gelmiş, Amasya’da gayrimenkul almış” diye konuştu.
CHP’li Bakan, “Bu gayrimenkuller aslında kimin? İçinde politikacıların çocukları olabilir mi, 5’li çete olabilir mi? Bu konu araştırmaya değmez mi? Gelin, hep beraber arı kovanına çomak sokalım” dedi.
“Türkiye’de cari açığı kapatmak için yabancılara gayrimenkul satışını teşvik ediyorsunuz, çok sevdiğiniz konut sektörünü, inşaat sektörünü desteklemek için teşvik ediyorsunuz. Bir taraftan, bu, alt sınıfların ve orta sınıfların konut sahibi olmasının önünde bir engel ama ben başka bir açıdan bakacağım mevzuya, buradan bakmayacağım” diyen CHP’li Bakan şöyle konuştu:
Sizin Vanuatulu sandığınız kişi aslında bir Türk olabilir!
“Vanuatu diye bir ülke var… Ben ismini ilk defa bu soru önergesinin cevabında duydum. Çok gezen, seyahat eden, coğrafyayı da seven bir arkadaşınızım, merak ettim, baktım Vanuatu nerede diye? Büyük Okyanus’un güneyinde küçük bir ada ülkesi. Arasanız bulamazsınız. Ya, bir Vanuatu vatandaşı gelir niye Türkiye’den gayrimenkul alır diye düşündüm. Sonra baktım, sadece Vanuatulular almamış. İsmini pek az duyduğumuz, pek çok ülkeden gelmişler, gayrimenkul almışlar. Afganistan, Pakistan, Sudan, buraya değinmiyorum; Laos’tan bahsediyorum, Mikronezya’dan bahsediyorum, Komor Adalarından, Saint Kitts ve Nevis’ten bahsediyorum, Seyşeller, Trinidad ve Tobago’dan bahsediyorum. Niye konut aldılar? İşin içine girince, araştırınca bu ülkelerin bağlantısını Pandora Papers diye 12 milyon belgenin yayınlandığı bağımsız gazetecilerin vergi kaçakçılığıyla ilgili, dünyadaki vergi cennetleriyle ilgili mali ilişkilerini ortaya koyan belgelerle, bunların ilişkisi olduğunu gördüm. Çok boyutlu. Mesela, Ürdün Kralının, Ukrayna Cumhurbaşkanının, Kenya ve Ekvador Cumhurbaşkanının isimleri bu belgelerde geçiyor. Çekya Başbakanı, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’ın uluslararası ilişkileri burada geçiyor. Ayrıca, Rusya’dan, ABD’den ve Türkiye’den 130’un üzerinde milyarderin burada isimleri var; iş çok boyutlu. Türk milyarderler ya da diğer milyarderler vergi kaçırmak için vergi cennetlerinde off-shore şirketler kuruyorlar ve kendi ülkelerinde kimliklerini gizleyerek mal alıyorlar. Bu, son derece yüksek bir olasılık. Yani sizin Vanuatulu sandığınız kişi aslında bir Türk olabilir. Çok bildiğiniz bir iş adamı olabilir, belki bir politikacı olabilir, belki bir politikacının çocuğu olabilir. Belki Türkiye’de büyük ihaleler alan birilerinin yakınları olabilir.
Kurulan sistem Türkiye’den bir şekilde çıkarılan paranın vergi ödenmeden Türkiye’ye gelmesine yönelik…
Sonra ‘Başka hangi ülkeler var?’ diye baktım. Mesela, uyuşturucu kartellerinin bulunduğu ülkelerden birileri var mı veya o ülkelerden gelmiş mi? Mesela, El Chapo’nun ülkesinden gelen var mı ya da Pablo Escobar’ın ülkesinden gelen var mı? Oralardan da gelen var. Yani bu uyuşturucu ticaretinin olduğu, bildiğimiz ülkelerden de gelip Türkiye’de gayrimenkul alanlar var. Niye Türkiye’ye gelip gayrimenkul alıyorlar? Söyleyeyim: Ocak 2006’da Kurumlar Vergisi Kanunu’nda bir değişiklik yaptık ‘Vergi cennetleriyle ticari ilişkilerde yüzde 30 kurumlar vergisi alacağız’ dedik. O vergi uygulanıyor mu? Uygulanmıyor çünkü Sayın Cumhurbaşkanı sokaktaki çocuğun dahi bildiği vergi cennetlerinin listesini on yedi yıldır öğrenememiş, bilememiş, hepimizin bildiği vergi cennetlerini o bilmiyor; internete girse, baksa bulur ama girip bakamamış. Dolayısıyla biz vergi cennetlerine para transferi yapan, orasıyla ilişkili olan iş adamlarından yüzde 30 kurumlar vergisini alamıyoruz. Türkiye’de vergi cennetleriyle mücadele yok. Kurulan sistem Türkiye’den para çıkmasını önlemeye yönelik değil, Türkiye’den bir şekilde çıkarılan paranın vergi ödenmeden Türkiye’ye gelmesine yönelik. Varlık barışı da bu işin bir parçası. Yurt dışından Türkiye’ye para mı getiriyorsunuz, kimse ‘Niye getiriyorsunuz?’ diye sormuyor. Aralık sonuna kadar, bu, geçen aralığın sonuna kadar getirdiğinde yüzde 2 vergi, yarın, 31 Mart’a kadar parayı getirdiğinizde yüzde 3 vergiyle paranızı aklıyorsunuz; tertemiz oluyor para, yıkanmış oluyor, Türkiye’ye giriyor. Bu para, helal mi, haram mı, kara para mı, uyuşturucu parası mı; kimse sormuyor.
Gelin, hep beraber arı kovanına çomak sokalım
Şimdi soruyorum; bu gayrimenkuller aslında kimin? İçinde politikacıların çocukları olabilir mi, 5’li çete olabilir mi? Bu konu araştırmaya değmez mi? Bu konuyu araştıralım. Gelin, hep beraber arı kovanına çomak sokalım.”