CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, TBMM'ye sunulan, 2019-2023 dönemini kapsayan On Birinci Kalkınma Planına ilişkin, "Bu plan ülkemizin, ekonomimizin içsel dayanıklılığını artırmak yerine, ülkemiz ekonomisini dış müdahalelere karşı çok daha dayanıksız hale getirmektedir. Bu planla, ülkemizin ayakları yere basan, tutarlı, güven verecek, ufuk sunacak, herkese umut verecek bir programa olan ihtiyacı maalesef giderilememiştir" dedi.
Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısına, dün Hakkari'de bölücü terör örgütünün hain saldırısında şehit olan askerlere Allah'tan rahmet, ailelerine ve Türk milletine sabır dileyerek başladı.
Gezi olayları sırasında Eskişehir'de hain bir saldırıda hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz'ı ölümünün 6. yılında rahmetle anan Öztrak, daha sonra gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"DERİN BİR EKONOMİK KRİZ YAŞANIYOR"
Türkiye'nin çok derin bir ekonomik kriz yaşadığını, cüzdanların, tencerelerin boşaldığını, mutfakta büyük yangın olduğunu, işsizliğin rekor kırdığını, ödenmeyen çekler, senetler, borçların vatandaşları perişan ettiğini kaydeden Öztrak, herkese güven verecek, ufuk sunacak, derli toplu bir plana, programa duyulan ihtiyacın her gün biraz daha arttığını söyledi.
Ülkeyi yönetenlerin, milletin ufkunu karartmaya, umutlarını yok etmeye devam ettiğini savunan Öztrak, TBMM'ye geçen yıl gelmesi gereken On Birinci Kalkınma Planı'nın daha yeni Meclise getirdiğini ifade etti.
Öztrak, iktidarın, 2014-2018 dönemini kapsayan Onuncu Kalkınma Planı'nda büyümeden işsizliğe, kişi başına gelirden milli gelire planın tek bir hedefini dahi tutturamadığını ileri sürerek, "2019 ekonomik programı ve bütçesi geçtiğimiz yıl Meclisten geçmiş ve bütçeyi 7 aydır uyguluyoruz. Bütçeye uygun olarak hazırlanması gereken On Birinci Kalkınma Planı daha Meclise evvelsi gün geliyor. Yani saray, doğmamış çocuğa don biçmiş. Ucube tek adam rejiminin yeni bir ucubeliğiyle karşı karşıyayız" diye konuştu.
"HERKES HESABINI SANDIKTA ÖDER"
Devletin, kural ve kurumlarıyla ayakta duracağını vurgulayan Öztrak, bu haliyle hem orta vadeli programın hem orta vadeli mali planın hem merkezi yönetim bütçesinin hem de On Birinci Kalkınma Planı'nın hukuka aykırı olduğunu savundu.
"Bunu belirtmek ne işe yarayaca? Bugün için bir işe yaramayabilir ama her hukuksuzluğu mutlaka kayıtlara geçirmek gerekiyor. Atalarımızın dediği gibi keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner." diyen Öztrak, herkesin yaptıklarının hesabını günü gelince sandıkta vereceğini kaydetti.
"PLANIN HEDEFLERİ KADÜK KALMIŞ"
Öztrak, yaklaşık 7 aylık uygulama sonucunda 2019 programının ve bütçesinin hedeflerine ulaşılamayacağının ortaya çıktığını ifade ederek, "Bu nedenle, bu hedefleri içeren On Birinci Planın hedeflerine de ulaşmak mümkün olmayacak. Daha mürekkebi kurumadan planın hedefleri kadük olmuş durumda. Daha doğmadan ölen bir plan kimseye güven veremez, ufuk sunamaz." dedi.
Kalkınma Planı'nda, 2019-2023 döneminde Türkiye'nin yılda ortalama yüzde 4,3 büyüyeceğinin belirtildiğini aktaran Öztrak, ortada, ekonomide yaşanan krizin gerçeklerinin olduğunu söyledi.
Uluslararası Para Fonu, Uluslararası Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı ile Dünya Bankası'nın bu yıl Türkiye ekonomisinin daralacağını söylediğini hatırlatan Öztrak, 2019'da ekonominin yüzde 2 civarında daralacağını öne sürdü.
"Ekonomi yüzde 2 daralırsa, planın ortalama büyüme hedeflerinin tutabilmesi için son 2 yılda her yıl yüzde 8'e yakın büyümesi gerekiyor" diyen Öztrak, bunun saray iktidarıyla imkansız olduğunu savundu.
"MİLLETİN YAŞADIĞI KRİZİ GÖRMÜYORLAR"
Ekonomik krizi idrak etmekte zorluk çeken iktidarın getirdiği On Birinci Kalkınma Planının milletin yaşadığı krizi görmediğini ileri süren Öztrak, şunları kaydetti:
"Planın 288. maddesinde 'yüksek faizin, yüksek enflasyona neden olduğu, faizin düşürülmesine yönelik adımlarla enflasyonun da düşeceği' ifade ediliyor. Oysa Türkiye gibi sermaye hareketlerinin serbest olduğu dışa açık bir ekonomide faizlerin düşmesini istiyorsanız iki şeyi birlikte yapma becerisini göstermeniz lazım. Birincisi, politikalarınıza güveni sağlayıp, faizin içerdiği risk primini düşüreceksiniz. İkincisi de hem makro dengelerinizi, hem de yapısal dönüşüm politikalarınızı enflasyonist baskıları ortadan kaldıracak biçimde tespit edeceksiniz. Yani enflasyonu düşüreceksiniz ki faiz düşsün. Ancak bu suretle kısır döngüyü kırabilir, sağlıklı bir döngüye dönüştürebilirsiniz. Yatırımı, üretimi refahı artırırsınız. Milletin yüzünü ancak böyle güldürebilirsiniz. İşe Merkez Bankası'na faizleri düşürterek başlamaya kalkarsanız, buradan tam tersi sonuçlar alabilirsiniz. Enflasyonun sorumluluğunu sadece Merkez Bankası'na yıkarak bu işin içinden çıkamazsınız."
Ekonomiden az çok anlayan bir yatırımcının bu satırları yazan bir ekonomi yönetimine güvenemeyeceğini savunan Öztrak, "Madem sarayın kibirli kişisi artık gözünü kararttı, Merkez Bankası Başkanını da görevden aldı, kendi istediği kişiyi de atadı, buyursun 25 Temmuz'da faizleri bir sıfırlayıversin. Görelim bakalım kur nereye, enflasyon nereye gidecek." diye konuştu.
"2023 HEDEFLERİ DE TUTMADI"
Bu planın, tek adam parti devleti rejiminin milletin umutlarını, özlemlerini nasıl yok ettiğini gösteren bir belge olduğunu kaydeden Öztrak, "2013 yılında bu ülkede kişi başına düşen gelir 12 bin 480 dolardı. Peki şimdi plan ne diyo? 10 yıl sonra, 2023 yılında ülkede kişi başına düşen gelir 12 bin 484 olacak. Yani 4 dolar artış var. Koskoca 10 yıl boşa kürek çekmişiz." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni eleştiren Öztrak, şöyle konuştu:
"2023'te işsizliğin yüzde 9,9 olacağı söyleniyor. Bu, 2014 yılındaki işsizlik oranıyla aynı. Erdoğan'ın Başbakanken getirdiği Onuncu Kalkınma Planı'nda 2023 yılında işsizliğin yüzde 5'e düşürüleceğine dair cümle var. Başbakanlığı bıraktı, şimdi tek adam olarak millete diyor ki 'Başbakanken yüzde 5 dedim ama işsizlik 2023'te yüzde 9,9 olacak.' Tek adam rejiminin ülkeyi ne hale getirmekte olduğu buradan da açık seçik ortaya çıkıyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Başbakan olduğu dönemde ekonomide ortaya koyduğu hedefleri anımsatan Öztrak, 2023 hedeflerinde pembe ufuklar çizilip umut tacirliği yapıldığını savundu.
"METAL YORGUNLUĞU BELEDİYE BAŞKANLARIYLA KALMAMIŞ"
Öztrak, Erdoğan'ın 2011'de "Milli gelirimizi 2 trilyon 64 milyar dolara çıkaracağız ve Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi yapacağız." dediğini aktararak, şöyle konuştu:
"Tek adam oldu yine bu vaat de unutulmuş gözüküyor. Plandaki iyimser hedefler tutarsa Türkiye 2023'te dünyanın en büyük ekonomileri liginde 17. sırada kalacak. Neye göre kalaca? Bu yıl daha Meclisten çıkmadan kadük olacağı belli olan plana göre. Aslında milli gelir çok daha düşük olacak. Dolayısıyla bu tek adam rejiminde işler böyle giderse ülkemiz uzun yıllar sonra 2023 yılında dünyanın en büyük 20 ekonomisi liginden düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Bu plan ülkemizin, ekonomimizin içsel dayanıklılığını artırmak yerine, ülkemiz ekonomisini dış müdahalelere karşı çok daha dayanıksız hale getirmektedir. Bu planla, ülkemizin ayakları yere basan, tutarlı, güven verecek, ufuk sunacak, herkese umut verecek bir programa olan ihtiyacı maalesef giderilememiştir. Aksine bu ihtiyaç bugün çok daha fazlasıyla hissedilmektedir."
Öztrak, tek adam parti devleti rejiminin böyle bir programı getirebilme gücünün, birikiminin, kudretinin kalmadığının açık seçik görüldüğünü savunarak, "Bu plan aslında bir şeyi daha gösteriyor, metal yorgunluğu sadece iktidarın belediye başkanlarıyla sınırlı kalmamış, sarayın çatısını da sarmış." dedi.
"GÖRÜŞLERİMİZİ ZATEN AÇIKLIYORUZ"
Öztrak, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan, sistem tartışmaları konusunda 'Gerekirse önce Sayın Bahçeli ile ve muhalefet liderleriyle görüşürüz.' dedi. Benzer bir açıklama AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten de geldi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz'" sorusu üzerine Öztrak, "İktidar eğer bu açıklamalarında samimiyse biz de görüşlerimizi zaten açıklıyoruz, açıklamaya da devam ederiz." dedi.
"Merkez Bankası Başkanının görevden alınmasıyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Kararlarıyla ağır bedeller ödetti, çekilmez olmuştu' ifadesini kullandı. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir'" sorusuna Öztrak, şu yanıtı verdi:
"Merkez Bankasının tüm kararları Para Politikası Kurulunda alınır. Dolayısıyla öyle layüsellik falan yoktur. İki, araçlarıyla ilgili kararlarında bağımsızdır, bunun dışında hiçbir şekilde hükümetten farklı kararlar alamaz. Örneğin enflasyon hedefini değiştiremez. Dolayısıyla bu söylenenlerin hiçbir gerçekliği yoktur. Bir şey yapılmaya çalışılıyor, ekonomi yönetiminin, başta kendi damadı olmak üzere, vebali görevden aldığı Merkez Bankası Başkanına yüklenmeye çalışılıyor. Millet buna hiçbir şekilde kanmaz."
"HERKESİN PARTİ KURMA HAKKI VARDIR"
"Kalkınma Planında kıdem forunun kurulacağına dair bir maddenin bulunduğunun" hatırlatıldığı Öztrak, kıdem tazminatı konusunda üç konfederasyonun anlaşmadığı bir düzenlemeye hiçbir şekilde "evet" demeyeceklerinin altını çizdi.
Öztrak, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Ali Babacan ile yaptığı görüşmede 'ümmeti parçalıyorsunuz' şeklinde bir ifadesi olmuş. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz'" sorusu üzerine, "Türkiye'de demokrasi vardır, herkesin parti kurma hakkı vardır. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı, 'ümmeti bölme' falan bu tür lafları kullanıyorsa, öyle anlaşılıyor ki bu işten çok korkmuş. Milleti bölmeyi falan bırakın, ümmeti bölme noktasına kadar gitmiş." dedi.