Görüşmeler esnasında söz alan Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, demokrasi vurgusu yaptığı konuşmasında terörden 15 Temmuz Darbe Girişimine, 3600 ek göstergeden depreme kadar birçok konuda görüşlerini iletti.
“12 EYLÜL YÖNETİMİ “MAVİ” KELİMESİNDEN RAHATSIZDI, AKP İSE “HAK, HUKUK, ADALET” KAVRAMLARINDAN RAHATSIZ”
Konuşmasında CHP’nin PKK, IŞİD, FETÖ gibi terörün her türlüsüne her yerde ve her şekilde sonuna kadar karşı olduklarını vurgulayan CHP’li Sındır, şehit ve gazilerimize minnet ve şükran duygularını iletti. 12 Eylül Darbe döneminden örnekler veren Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, “12 Eylül darbesi sonrasında biliyorsunuz darbe yönetiminin rahatsız olduğu kelimeler vardı, örneğin 1982 Anayasası'nın oylanması öncesinde mavi oy Anayasa'ya karşı oydu, "mavi" kelimesinin kullanılmasından bile rahatsız oluyordu 12 Eylül darbe yönetimi. Hatta bu konuda kimi karikatürlerde "mavi" kelimesinin ve renginin kullanılmasından dahi rahatsız olunuyordu. Trajikomik bir durumdu gerçekten o günler” ifadelerini kullandığı konuşmasında bugünkü iktidarın da “hak”, “hukuk”, “adalet”, “vicdan”, “insan hakları” ve “düşünce özgürlüğü” ifadelerinden rahatsız olduğunu ve "hak, hukuk, adalet" dediğinizde, "vicdan" dediğinizde, "hoşgörü" dediğinizde, "masumiyet karinesi" dediğinizde, "insan hakları, düşünce özgürlüğü" dediğinizde siz iktidarın karşıtısınız ve hemen bir terörist damgası vuruluyor veya kendinden olmayanları dışlayan bir anlayışla karşı karşıya kalıyorsunuz” dedi.
“İÇİŞLERİ BAKANLIĞI 15 TEMMUZ SONRASI FAALİYETE GEÇMİŞ BİR BAKANLIK DEĞİLDİR!”
İçişleri Bakanının sunuş konuşmasında 15 Temmuz hain darbe girişimini milat olarak kabul etmesini yanlış bulduğunu ifade eden İzmir Milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, Bakanın sunuş konuşmasının sanki İçişleri Bakanlığının 15 Temmuz sonrası bir anda faaliyete geçmiş bir Bakanlık gibi yansıtılmasının doğru olmadığını belirtti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Darbe girişimi sonrası tutuklamalara ilişkin verdiği rakamlar üzerinden konuşmasına devam eden CHP’li Sındır, “559.064 kişiye işlem yapılmış, 261.700 gözaltı, 91.287 tutuklama gerçekleşmiş. Sayın Bakan, PKK terör örgütüne katılmak üzere dağa çıkarılmaya çalışılan gençlerin önlenmeye çalışıldığından da bahsediyor. Bu bağlamda gözü yaşlı annelerin feryadına kulak veren Sayın Bakan keşke 15 Temmuz öncesinde bizlerin de FETÖ ile ilgili uyarılarımıza da kulak vermiş olsalardı da ülkemizin bekasını tehdit eden hain darbe girişimine maruz kalmamış olsaydık. 15 Temmuz gecesi darbe girişimine kadar neredeydiniz Sayın Baka? 559-560 bin kişi gözaltına alınıyor bir çırpıda. Ülkeyi darbeye doğru götüren bu süreci, darbeye karışmış onbinlerce FETÖ üyesini Bakanlığımızın istihbaratı göremedi mi, yoksa görmezden mi gelind? Bunların, o süreçte siyasi ayağı konusunda hiçbir düşünceniz, fikriniz yok m? Neden 15 Temmuzu milat alıyorsunuz'” diye sorarak CHP’nin FETÖ ve cemaatler konusunda 15 Temmuz öncesinde iktidara yaptığı uyarıları hatırlattı.
“ULUSAL DEPREM KONSEYİ FAAL OLMALI”
Konuşmasında depreme özel bir başlık ayıran CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, Ulusal Deprem Konseyinin lağvedildiğini hatırlatarak “17 Ağustos 1999 depremi sonrasında 21 Mart 2000'de kurulan bu Ulusal Deprem Konseyinin strateji raporuyla kamuoyunun karşısına çıktığının ancak bunun lağvedilmesiyle birtakım meselelerin, iletişim ve koordinasyon sorunlarının da yaşanmaya başladığının, afet yönetiminin bakanlıklar arasında bir koordinasyon çatısı altında sürdürülmesi gerektiğinin de altını çizmek istiyorum. Yoksa buradan amacın dışında ve Allah korusun, bir afet durumunda, çaresizlik içerisindeki bir devlet yönetimiyle karşı karşıya kalabiliriz” diyerek Bakanlığı uyardı.
“POLİS DEVLETİ Mİ OLUYORUZ'”
Sunuş konuşması esnasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun güvenlik personel sayısında yıl sonunda kadar yüzde 16 artış olacağını belirttiğini hatırlatan CHP’li Sındır, “Personel yatırımlarımızda yüzde 16'lık artış sağlanacaktır diyorsunuz "Güvenlik personel sayımız 542.183'tür." diyorsunuz, yıl sonuna kadar yüzde 16'lık bir artış sağlanmış olacak, kolluk personeli başına düşen vatandaş sayısı Emniyette 261'den 211 kişiye yani 1 kolluk personeli başına 211 kişi düşecek. Jandarmada 121'den 92'ye yani 1 Jandarma personeline 92 vatandaş düşüyor. Bunun 2016-2019 arasında yüzde 20 azaldığını, 208'den 167'ye düştüğünü söylüyorsunuz. Yalnız, bunun sınırı nedir Sayın Bakanı? Bunu bize açıklarsanız memnun olurum. Yani bunun bilimsel ve evrensel bir sınırı var mıdı? 1'e 1 midir yoksa, 1 kolluğa 1 vatandaş mıdı? Nereye kadar gidecek bu'” dediği konuşmasında ülkenin bir polis devletine doğru gidip gitmediğinin de yanıtının verilmesini istedi.
CHP’li Sındır konuşmasını emniyet ve güvenlik mensuplarının özlük hakları, 3600 ek gösterge hakları, fahri trafik müfettişliği ve e-belediyecilik gibi hizmetleri hatırlatarak sonlandırdı.