Millet parçalardan oluşan bir bütündür. Bütünün yani cumhurun başkanı olan bir kişi aynı zamanda bir parçanın yani bir partinin başkanı olursa tarafsız olur m? Bütün vatandaşlara eşit mesafede durur m? Kendi partisinden olanla muhalefet partisinden olan birisine eşit bakar mı'
Baba ocağı Konya'da iki günlük çalışma ziyareti yapan CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır Merkez, Çumra, Güneysınır, Bozkır, Akören, Derbent, Derebucak, Hüyük ve Doğanhisar ilçelerinde hemşerileriyle buluştu.
“MİLLETİN AKLIYLA DALGA MI GEÇİYORSUNUZ'”
Hüyük’te bir toplantıda Anayasa değişikliği üzerine konuşan Sındır getirilen değişiklik teklifinin bütün yetkilerin bir tek adama verildiği, yürütmenin, yasamanın, yargının ordunun, medyanın tek bir kişiye teslim edildiğini söyledi. Sındır sözlerini şöyle sürdürdü:” Dünyada hiçbir ülkede olmayan bu modelde milletin birliğini temsil eden, bütün vatandaşlara eşit mesafede olması gererken cumhurbaşkanı parti genel başkanı yapılıyor. Millet tek tek parçalardan oluşan bir bütündür. Peki bir bütünün yani cumhurun başkanı olan bir kişi aynı zamanda bir parçanın yani bir partinin başkanı olursa tarafsız olur m? Bütün vatandaşlara eşit mesafede durur m? Kendi partisinden olanla muhalefet partisinden olan birisine eşit bakar m? Böyle bir yönetimde, tarafsızlık üzerine yemin eden bir cumhurbaşkanı tarafsız olabilir m? Bütün vatandaşlarını kucaklayabilir m? Tabi ki hayır. Böyle bir rejimde cumhurbaşkanı devletin ve milletin birliğini temsil edebilir m? Sizin getirmek istediğiniz düzenlemeyi Suriye’de, Irak’ta, Libya’da tüm dünya gördü. Siz milletin aklıyla dalga mı geçiyorsunuz'”
“HANİ REJİM İŞİ 1923’TE BİTMİŞTİ!”
Anayasa değişikliğinin ülkemizi belirsizliklere, maceralara sürükleyeceğini dile getiren Sındır şunları söyledi: “Milletimiz bu değişikliği getirenlerin niyetlerini her geçen gün daha iyi görmeye başladı. İşte cumhurbaşkanı başdanışmanı kendisi söylüyor. 16 Nisan’da halk kendi devletini kuracak diyor. Dün kimin devletiydi, bugün kimin devlet? Bir asır önce bu devleti kurmak için şehit ya da gazi olanlar, Mustafa Kemaller kimin devletini kurdular. Rahmetli Bayarlar, Menderesler, Demireller, Erbakanlar, Özallar, Ecevitler kimin devletine hizmet ettiler. Hani rejim işi 1923’te bitmişti. Bu güne gelene kadar Kıbrıs’ta şehit olanlar, milletimizin güvenliği ve vatanın bölünmez bütünlüğü için canını feda edenler kimin için şehit oldular. Başka bir devlet başka bir halk için mi can verdiler. Bu sözler bile getirilmek istenen değişiklik ile ülkemizin bütünlüğünün, milleti evet hayır kamplarına ayırarak birliğimizi ve kardeşliğimizi tehlikeye atıldığını göstermektedir. Ama milletimizin vicdanı ve öngörüsü bu tehlikeli değişikliğe geçit vermeyecektir.”
"TEK MECLİS BİZİM MECLİSİMİZDİR!"
Konuşmasında 16 Nisan’da yapılacak halk oylamasının bir parti meselesi olmadığını, bunun millet ve memleket konusu olduğunu belirten Sındır, “Bizim devletimiz milletimizin kararı ve bu uğurda verdiği istiklal mücadelesi ile kuruldu. Milletimizin bin bir yokluklar içinde, yedi düvele karşı verdiği savaş ile kurulan bu devlet onun için milletin egemenliğini, meclisin üstünlüğünü temel aldı. Millet olmanın gereğini yerine getiren, yurdun kurutuluşu için bir araya gelen dedelerimiz önce kendilerini temsil edecek Meclisi açtı. Sonra da Meclis tarafından savaşı yönetti ve yeni devleti kurdu. Onun için dünyada gazi unvanına sahip tek meclis bizim meclisimizdir. Tüm bunları, tek bir kişi ile değil milletçe, ortak akıl ve el birliği içinde yürüttüler bu muazzam mücadeleyi” dedi.
“HARCI ÇOK ŞÜKÜR Kİ ÇOK SAĞLAM KARMIŞLAR!”
Bir asra yakın tarihi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin çok büyük kazanımlar elde ettiğini, ateş çemberi bu bölgenin demokratik ve hukuk devleti olduğunun altını çizen Sındır şöyle dedi: “Bölgemiz savaşların eksik olmadığı, etnik ve mezhep kökenli savaşlarla insanların birbirini boğazladığı bir bölge. Ama ülkemizi kurtaranlar ve kuranlar harcı çok şükür ki çok sağlam karmışlar, ülkemizi huzurlu ve mutlu insanların yaşadığı bir güven adası yapmışlar. Bütün yetkilerin padişahta olduğu dönemi sona erdirip egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu tüm dünyaya ilan etmişler.
Hukuk devletini, demokrasiyi getirerek, din ve vicdan özgürlüğü ile herkesin eşit olmasını sağlamışlar. Herkesin inancı ile kökeni ile mezhebi ile özgür olduğu hiçbir soy sop ayrıcalığının olamayacağı bir ülke kurmuşlar. Ülkemiz böyle olduğu için başlarına felaket gelenlerin, kimyasal bombalara maruz kalanların sığınacağı bir umut ülkesi olmuştur.”