









EGEPOSTASI- CHP Konak eski İlçe Başkanı Aytekin Tunus, Senem Gökdağ ile Manşet programına katılarak gündemi ele alarak dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Tunus, CHP içinde kriz yaratan 30 Haziran'da görülecek Kurutlay iptal davası ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Tunus, davaya ilişkin ‘mutlak butlan’ çıkma olasılığı ve Muharrem İnce'nin partiye geri dönüşünü, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ndeki işçi-belediye gerilimini ele aldı.
Tunus, Muharrem İnce'nin dönüşünü kıymetli bulduğunu ifade ederek şunları kaydetti:
"Sayın İnce’ye Baba ocağına hoşgeldin demek isterim. Elbette eleştiren bir kesim var sayın inceyi. Gitmersiyle ilgili, dönmesiyle ilgili. Gittikten sonraki kamuoyunda Chp’ye yönelik değerlendirmeleriyle ilgil. Bu tabii ki siyasette olacak şeyler, mümkün olan şeyler ama temel olarak baktığın zaman sayı İnce Cumhuriyetçidir, Atatürkçüdür, CHP’yi her zaman için baba ocağı olarak görmüştür. Sayın Genel Başkanımız da genel başkan olduktan sonra özellikle üstüne basa basa vurguladığı baba ocağı, Türkiye ittifakı kapsamında hep deeğerldnrimeler yaptı ve bu Türkiye ittifakı çağrısını aşağı yukarı her konuşmasında yineledi ve CHP’yi bugün yüzde 40’larla telaffuz edilen sayılara getirdiyse bu birisinin orasına burasına farklılığına önceki konuşmalarına bakmadan CHP’de bir çatı altında baba ocağında birleşmeye çağırdı. Bu kapsamda da kıymetli buluyorum. Demokratları birleştirdi ve giderekte iktidara doğru koşuyorlar."
"KURULTAYIN ÖNCEKİ KURULTAYLARDAN FARKI YOKTU"
"Aslında çok açık ve belli. CHP’nin kurultayını Türkiye’nin gündemine bu kadar getirmenin amacı ve sebebi çok açık. CHP onlarca yüzlerce kurultay yaptı, kongreler yaptı. Bunların yüzde 100’ü çok demokratik hiç antidemokratik yaklaşım olmadan geçti diyemezsiniz. Yüzlerce kurultay gördük. Kaldı ki karşı tarafta bizi kurultayımızda birtakım yanlışlar olduğunu söyleyen insanlar bir yarışma altyapısı dahi yaratmadan kurultaylar Genel Merkezlerden belirlenmiş kişiler tarafından indir kaldır adayların belirlendiği bir kurultayla yarışıyorlar. Dolayısıyla CHP kurultaylarını, o salonun havasını bilen biz biliriz. Ne olup bittiğini biz biliriz. Bu 38. Olağan Kurultayda daha önceki kurultaylardan hiçbir farkı yoktu."
ÖZGÜR ÖZEL'İN PERFORMANSI
CHP'li Tunus, Genel Başkan Özgür Özel'in performansına ilişkin, "CHP yüzde 40’a geldi, 40 tabanını aştı. Bu çok kıymetli bir şey. Ama gelinen nokta sayın genel başkanın performansı inanılmaz. Buradan gerçekten çok önemli bir lider doğdu. Ben kendisini her zaman takdir etmişimdir. Onun başarılı olacağına yönelik beklentim yakın -çevrem gayet iyi bilir- çok üst düzeydi. Çünkü çok pratik, çok çalışkan, çok ahlaklı, çok vefalı. Şu son süreçlerde zaten lider özelliklerinin yanında insan özelliklerini, insan kalitesini…Bizim halkımız hangi partiden, hangi yaklaşımdan olursa olsun insnaı sever, iyi insanı sever. Bazen iş çevrenizde, komşuluk ilişkilerinizde, farklı alanlarda, karşıdaki insanla örtüşmeyen farklı bakış açılarınız olsa, siz iyiyseniz size çok teveccüh ve saygı duyuyorlar. O yüzden sayın Özgür Özel’in bu yönünü de Türk halkı gördü. Bu çok kıymetli bir şey. İnşallah bu devam edecek. Ülkemize iyi hizmetler gelsin. Çocuklarımız yurt dışına gitmesinler, bu ülkede birlik, beraberlik içerisinde, refah içerisinde…. Bu ülke zengin bir ülke. Sosyal adalet dengesini yakaladığınız zaman, refahı paylaştığınız zaman yaşanabilir bir ülke." ifadelerini kullandı.
KILIÇDAROĞLU'NA: BÜTÜN SÜREÇLERİN ÖNÜNE GEÇEBİLİRDİ
Tunus, tartışmalı kurultay sürecinde Kılıçdaroğlu'nun tavrını eleştirerek, "Doğrusu önceki dönem genel başkanımıza son derece saygı duyuyorum. Kötü söz söyleyeni kınıyorum. Sayın genel başkanımız 13 yıl emek verdi. Bugünkü aslında yüzde 40’a gelen başarıda da o yolu döşeyenlerden birisi. Çünkü önceki dönem Genel Başkanımız CHP’ye karşı birçok önyargıyı da kırmış oldu. Dolayısıyla onunda bu başarıda payı var ama bir uç nokta vardı. Sayın Özgür Özel geldi, cam tavanlar kırıldı ve hakikaten halkta ciddi bir karşılık gördü ve koşa koşa iktidara gidiyor. Ortada böyle bir başarı varken sayın Genel Başkanımızın, sayın Kılıçdaroğlu’nun ilk kurultaylarında, ilk kongrelerinde ben katif olarak görevliydim ve tamamına katıldım. Gelmesinden son derece mutlu olan ve kamuyou ile paylaşan o dönemin önemli açıklamalarını yapan insanlardan birisiyidm. Ki o zamanda bir parti içinde kargaşa söz konusuydu. rahmetli Deniz Baykal’a yönelik bir İzmir’in tavrının olduğu bir durum pompalanıyordu. Ben Konak İlçe Başkanı olarak, ulusal kanallarda da canlı yayınlara katılmak suretiyle sayın Kılıçdaroğlu’nun İzmir’in geçekten bağrına bastığını ifade ettim. Bunu tabii halktan, tabandan, dışardan, örgütten aldım. Bu kadar emek vermiş ve partinin büyümesi için partinin bir oy alması için mücadele eden bir insanın bugün gittikçe büyüyen ve iktidara koşar adımlarla giden, emek verdiği partinin zaafiyete uğramasına sessiz kalmasını ben anlamakta güçlük çekiyorum. ‘Kayyım mı gelsin?’ yaklaşımını da doğru bulmuyorum. Çünkü bu işin çıkış sebebi tek mağduru mahkemede sayın Kılıçdaroğlu olarak görülüyor. Ancak bunu çok net ifadelerle ortadan kaldırıp bütün bu süreçlerin önüne geçebilirdi sayın önceki Genel Başkanımız. Bizim partimizde, kurultaylarında böyle bir şey söz konusu olamaz, CHP iktidara koşuyor dolayısıyla 'Bu işte ben mağduriyetim söz konusu değil’ ifadesi kamuoyunu tatmin ederdi. Kimse de cesaret edemezdi.
Biz yıllarca bu partinin emekçisiyiz. Yıllarca mücadele ettik, 25 yılı geçti verdiğimiz mücadele. Maalesef ki diğer siyasi partilerde de bu var. Bir kesim var sadece kendi iktidarının peşinde. Kendi yandaşı, kendi arkadaşı, kendi tercih ettiği kişi… Genel Başkan olsun, milletvekili olsun, belediye başkanı olsun…Partinin iktidarı çok şey değil, kendisi olsun, Kendi adamı olsun. Çok üzgünüm Sayın Genel Başkanımızında etrafında böyle bir yapı var. Çünkü Genel Başkanlığa geldikleri için önceki Genel Başkanımız olmadığı zaman bir şey olmadıklarını, bir yetkilerinin olmadıklarını biliyorlar. Sayın Genel Başkanlığa geldikleri için Genel Başkan gidince, Sayın Özgür Özel gelince onlar da eski arayışlara girdiler. Kendi iktidarı için mücadele eden insanlar sayın Kılıçdaroğlu’nu sürekli manipüle ettiklerini düşünüyorum. Yoksa bir insan kendisine bu kadar haksızlık yapmaz. Şuan siyaseten röntgenini çektiğiniz zaman bu durumun CHP’nin aleyhine bozulmasını kim ister? Cumhur İttifakı mensupları.. Sayın Erdoğan ister. Çünkü bu durumu bozmak için de yapılan işler ortada. Cumhurbaşkanı adayımızı gerekçesiz bir şekilde, -bizim bilmediğimiz en azından- cezaevine gönderdi. Cezaevine gönderdikten sonra bunun bir işe yaramadığını, halk nezdinde hem partinin puanının arttığını hem adayının puanının arttığını gördükten sonra… Bu sefer Genel Başkanı sürecin dışına atma girişimi bu. Bu kimin işine yarar? Basit bir mantıkla. bir ortaokul öğrencisinin siyasi bilgisi zemininde bile bunun çok açık olduğu ortada." dedi.
KILIÇDAROĞLU'NA MEZHEBİ ÜZERİNDEN YAPILAN YORUMLAR
CHP'li Tunus, Kılıçdaroğlu'nun mezhebine yönelik söylemlerine ilişkin, "Bunu son derece yanlış buluyorum. Sayın Genel Başkanımızı katılımcı delegelerimizin tamamının oyuyla defalarca seçtik. Yani o zaman o insanlar Sayın Genel Başkanın mezhebine yönelik olumlu bakıyorlardı da şimdi mi bakmıyorlar partililer?
Kendi çıkarını ve menfaatini partinin, ülkenin, her şeyin önüne koyan bir grubun oradan bir mağduriyet yaratma çabası. Bunu doğru bulmuyorum. İnsanlar artık bu meseleleri aşmalı. Bunu birisi istiyor. Bunu özellikle kim istiyor? Karşı taraf istiyor. Çünkü din istismarı ile iktidara gelenler ve iktidarı sürdürenler, mezhep denkleminden iktidar çıkarma peşindeler. Çünkü bunun daha önceki deneyimleri yaşandı. Dolayısıyla bunu başkaları istiyor.Ama CHP’liler Sayın Genel Başkanın inançsal boyutundan dolayı hiçbir şekilde bir olumsuz yaklaşım olduğunu düşünmüyorum." ifadelerini kullandı.
MANSUR YAVAŞ'IN TEK YUMRUK ÇAĞRISI: YAVAŞ TEPKİSİNDE HAKLI
Tunus, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın kurultay sürecinde 'tek yumruk olma' çağrısını haklı bularak şunları belirtti:
"Ben yıllarca bu partiye emek verdim, bundan sonra emek ve mücadele vermeye de devam edeceğim. Bir koltuk ya da bir beklenti olmaksızın. Bir görev olur, layıkıyla yapmaya çalışırız. Şimdi bu kadar işin finaline gelmişken, iktidar olmaya bu kadar yaklaşmışken tabii ki de Sayın Mansur Yavaş tepkisinde haklı. Avucumuzun içine gelmişken bunu özellikle içimizden birileri tarafından bunu kaçırmaya çalışmanın son derece yanlış olduğunu düşünüyorum."
"MEVCUT YÖNETİM DEVAM ETMELİ, KILIÇDAROĞLU OMUZ VERMELİ"
Tunus, "Ben sürekli halkın içinde olan, işimden kaynaklı, çevremden kaynaklı sürekli insanlarla görüşen ve bu durum bizim hayatımızın içinde. Ben bir kişi dahi görmedim. Sayın Genel Başkan Özgür Özel’in gönderilmesi ve Kılıçdaroğlu’nun partiye göreve dönmesini bir kişi de dahi görmedim. O sosyal medyada gördüğümüz kişiler de kişisel beklentisi olan insanlar. Kişisel iktidarı için. Yakının, yandaşının iktidarı için. Hakaret edilmesini doğru bulmuyorum, ahlaksızca buluyorum. CHP’liler ülkemizde medeniyeti, çağdaşlaşmayı, diyaloğu, istişareyi iyi yapan insanlardır. Ama partinin büyümesi konusunda mutlaka mevcut yönetimin devam etmesi, Sayın Kılıçdaroğlu’nun da buna omuz vermesi gerekli, bu hepimizin beklentisi.
Bu değişim gerçekleşirse ne olacağı yönünde bir anket yaptırsınlar. Çok ciddi tepki var. Yenildik, yenildik, yenildik… 13 kez yenildik. İlk defa yüzümüz güldü…Ülkenin yönünü orta doğuya çevirdiler. Biz çağdaş, insan haklarından, demokrasiden, hukukun üstünlüğünden yana ülkeyi yeniden inşa etmemiz lazım. Cumhuriyet Dönemini kapatmak istiyorlar çok açık." dedi.
TUGAY- CHP GENEL MERKEZİ GERGİNLİĞİNDE KİM HAKLI?
CHP'li Tunus, İzBB Başkanı Cemil Tugay'ın 'Keşke ilçe başkanları ve il başkanları kendi tanıdıklarını işe almaya çalışmak yerine, bunun yanlış olduğunu o zamanki belediye başkanına söyleselerdi de bugün hiç kimse üzülmeseydi.' söylemine ilişkin Tugay'ın yanlış tutum içinde olduğunu belirtti:
"Bana göre o konudaki en doğru açıklamayı Murat Bakan yaptı. Ben partimi, parti içi meselelerini basın önünde konuşmam. Bu da bir parti içi meselesi. Aslında Sayın Cemil Tugay’ın haklı olduğu ki bu grev ve İzmir’de yaşanan işçi meselesinin aslında kaynağında bir önceki belediye başkanının gider ayak yaptığı hamlenin etkili olduğunu biliyoruz hepimiz. Ama bunu böyle basın önünde birilerini itham etmeye çalışarak söylemek tabii ki doğru değil. O meseleler aile içerisinde konuşulmalı."