Ege Postası
Geri

CHP'li Yücel'den Gündoğdu mitingine davet: Direniş ruhunu Silivri’ye taşıyalım!

CHP Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel, 19 Mayıs’ta gerçekleşecek Gündoğdu mitingi için çağrıda bulunarak, “Yarın Gündoğdu Meydanı’ndan İzmir'in dağlarında açan çiçekleri Ata'mızın huzuruna gönderelim. Hasan Tahsin'in direniş ruhunu, İzmir'den Silivri'ye taşıyalım. Güvercinleri barış için uçuralım, bayrakları da Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü için sallayalım.” dedi.
CHP'li Yücel'den Gündoğdu mitingine davet: Direniş ruhunu Silivri’ye taşıyalım!
Haberler / Politika
18 Mayıs 2025 Pazar 16:05
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

EGEPOSTASI- CHP Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel, İzmir’de MYK gündemine ilişkin basın toplantısı gerçekleştirdi.

Ankara’da Özgür Özel’in başkanlığında gerçekleşen Merkezi Yönetim Kurulu Toplantısı devam ederken CHP İzmir İl Başkanlığı’nda konuşan Yücel, açıklamalarına Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan’ı anarak başladı.

GÜRLEK’TEN ÖNCE İSTANBUL’DA SAVCI YOK MUYDU?

Savcı Akın Gürlek’in İstanbul Adliyesi’ne atanmasıyla birlikte başlayan CHP’ye ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonlara dikkat çeken Yücel, “Geçtiğimiz sene Ekim ayında İstanbul’a bir Başsavcı atandı, her ne hikmetse bir anda CHP’li belediyelerden suç fışkırmaya başladı. Esenyurt’la başlayan süreç, Kartal, Ataşehir, Üsküdar, Sancaktepe, Fatih, Tuzla ve Beyoğlu meclis üyelerimize uzandı. Ardından Beykoz’a, sonrasında Sarıyer eski Belediye başkanımıza ve bürokratlarına, Sonrasında Beşiktaş’a, En son da İstanbul Büyükşehir Belediye’sine bağlı İSKİ’nin bürokratlarına, Ekrem başkanın avukatına, Ekrem başkanın avukatının avukatına, Ekrem başkanın eşi Dilek İmamoğlu’nun ağabeyine ve nicelerine soruşturmalar, gözaltılar ve tutuklamalar yapıldı… İnsanın aklına ister istemez şu soru geliyor. Akın Gürlek ve ekibi İstanbul Adliyesine atanmadan önce, koskoca İstanbul’da Cumhuriyet Savcısı yok muydu? Hâkimler yok muydu? O Başsavcı İstanbul’a atanmadan önce İstanbul’daki hâkimler ve savcılar görevlerini yapmıyorlar mıydı? Hani bir şarkı vardı ya Mazhar Fuat Özkan’ın, insanın ister istemez aklına o geliyor. “Sen neymişsin be abi” Senden önce koskoca İstanbul’da hâkim, savcı yok muydu? Onların yıllardır yapamadığını sen yaptın, sen geldin bütün suçları ortaya çıkardın, maşallah yani…” diye konuştu.

ERDOĞAN’A RAKİP OLAN HEPSİ BOYLUYOR!

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının sebebinin hukuki değil siyasi olduğunu belirten Yücel, “Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının hukuki bir sebeple değil, tamamen siyasi sebeplerle, Cumhurbaşkanlığı yarışından bertaraf edilmek için tutuklandıklarını sokaktaki çocuk bile bilmektedir. Diploma iptaliyle başlayan süreç, gözaltılar, tutuklamalar ve bugüne kadar yaşananlar Sn. İmamoğlu’yla adil ve demokratik bir yarışa girmeye cesaret edemeyen bir aklın ürünüdür. Bugüne kadar Cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili Tayyip Erdoğan’a rakip olan Ekrem İmamoğlu, Ümit Özdağ ve Selahattin Demirtaş her üçü de hapiste. Bu ne büyük bir tesadüf? Tayyip Erdoğan’a rakip olan hapsi boyluyor. Dokunan yanıyor. Bu mudur demokrasi? Bu mudur hukuk devleti? Bu mudur ağzınızdan düşürmediğiniz millet iradesi?” diye sordu.

SİYASİ HIRSLARINIZ İÇİN İNSANLARIN HAYATLARINI ÇALMAYIN

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve AK Partililere seslenen Yücel, şu çağrıda bulundu:

Gelin demokrasi üzerindeki bu karanlığı kaldıralım, Her kim olursa olsun, hakkında bir iddia varsa tutuksuz yargılansın, suçu varsa cezasını çeksin. Ancak insanlar hakkındaki yargılama bitmeden, savunma hakkını yok sayarak, uyduruk delillerle yargısız infaz yapmayın. Sırf siyasi hırslarınız için insanların hayatlarını çalmayın. Milletin iradesini ve insanların seçme ve seçilme hakkını gasp etmeyin”

19 MART’TA YIKILAN BARİYERLE ASLINDA AYDINLIK BİR GELECEĞİN KAPISI ARALANDI

AK Parti iktidarında üniversitelerde baskıların arttığını ve gençlerin yok sayıldığını söyleyen Deniz Yücel, “Türkiye’nin içinde bulunduğu hukuksuz sürece toplumun her kesiminden itirazlar günden güne artıyor. Ancak bu hukuksuzluklar karşısında ilk günden bu yana kararlılıkla duran kesimlerden biri de şüphesiz gençlerdir. Her gün çoğalarak direnen, geleceklerine sahip çıkan, dertlerini, yaratıcı protesto yöntemleri ile etkili ve istikrarlı bir şekilde anlatan, barikatlarla engellenemeyen özgürlük direnişinin sahibi tüm gençler; bu hukuksuzluk sürecinde destan yazdılar, yazmaya da devam ediyorlar. Gençler için güzel bir gelecek hazırlama derdi olmayan iktidar, düşünmeyen, sorgulamayan, biat eden bir gençlik olması için uğraştı. AKP İktidarları boyunca üniversitelerde baskı, yasak ve engellemeler arttı. 18 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun da içinde bulunduğu 28 kişini diplomasının iptal edilmesi gençler açısından bardağı taşıran son damla oldu. Demokrasinin olmadığı, en basit özgürlük taleplerinin şımarıklık sayıldığı, değil konuşmak düşünmenin bile suç olduğu bu ülkede gençler, 19 Mart’ta yıktıkları bariyerle aslında aydınlık bir geleceğin kapısını araladılar. Çünkü bu ülkede herkes, belki de ilk defa “hukuk güvenliğinin” ne demek olduğunu bu olayla anladı” dedi.

GENÇLERİ YILDIRACAĞINIZI MI ZANNEDİYORSUNUZ?

Boğaziçi Üniversitesi’nde, “altı yaşında evlilik olabilir” fetvasıyla kamuoyunda tepki çeken ilahiyatçı Nurettin Yıldız’ın konuşmacı olarak davet edilmesi üzerine başlayan protestolar nedeniyle 97 öğrencinin gözaltına alındığını hatırlatan Yücel, “Türkiye'nin en başarılı öğrencilerinin öğrenim gördüğü, uluslararası alanda adından söz ettiren Boğaziçi Üniversitesi son 4 yılda yasaklar, engellemeler, haksızlıklar ile anılır oldu. Yıllarca bilim insanlarının, sanatçıların, yazarların, aydınların konuştuğu Boğaziçi Üniversitesi; AKP’nin kayyum rektörünün yönetiminde artık çocuk istismarı ve kadına şiddet savunucusu olmakla meşhur kişilerin konuştuğu, yobaz fikirlerini paylaştığı bir yer oldu. Buna karşı çıkan aydın, demokrat, Cumhuriyetçi ve vatansever öğrenciler de ters kelepçe ile kampüsten dışarı çıkarıldı, gözaltına alınıp, tutuklandı. 6 yaşında çocukla evlenmeyi suç değil de, meşru bir fiil gibi anlatan bir kişiyi Boğaziçi Üniversitesi’ne getirmek, konuşturmak, öğrenci oldukları dahi şüpheli olan kişilere sözde konferans verdirmek laik Cumhuriyete bir meydan okumadır. Bu meydan okumaya sessiz kalmayan, bu sapkın zihniyete geçit vermeyen Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri bu memleketin aydınlık yüzüdür. 97 öğrencimiz gözaltına alındı, 6’sı tutuklandı, daha sonra serbest bırakıldılar. Bu ülkedeki gençleri, üniversite öğrencilerini yıldıracağınızı mı zannediyorsunuz? Hepsinin yanındayız” dedi.

SİZİN İFTİRALARINIZA BU MİLLETİN KARNI TOK

Ekrem İmamoğlu’nun savunması sırasında kamu görevlisine hakaret ettiği iddiasıyla yeni bir soruşturma başlatılmasına da tepki gösteren Yücel, “İktidara Ekrem İmamoğlu hakkında açtıkları onlarca dava yetmemiş, siyasi kumpas ve iftiralar yeterli gelmemiş olacak ki geçen hafta Sayın Ekrem İmamoğlu hakkında bir soruşturma daha başlatıldı. 16 milyon İstanbullunun Belediye Başkanı, 15.5 milyon vatandaşımızın oyu ile adaylaşan Cumhurbaşkanı adayımız ve gelecekte 86 milyonun Cumhurbaşkanı olacak olan Ekrem İmamoğlu’na bu sefer de savunmasından dolayı bir soruşturma başlattılar. Siz Sayın İmamoğlu’na istediğiniz yaftayı yapıştırıp, akla hayale gelmeyecek ithamlarda bulunacaksınız, o kendini savunmayacak öyle mi? Siz Sayın İmamoğlu’nu gizli tanıklarla, değme filmlere taş çıkartacak senaryolarla bir kumpasın içine çekeceksiniz, o kendini savunmayacak öyle mi? Siz İstanbul’a ve İstanbullulara 25 yılda yapılmayan hizmetleri 5 yılda yapan Sayın İmamoğlu’na itibar suikastı yapmaya kalkacaksınız, o kendini savunmayacak öyle mi? Oldu olacak kim, nerede, nasıl ifade verecek, kendini nasıl savunacak onu da söyleyin tam olsun. Sizin iftiralarınıza, kumpaslarınıza, montajlarınıza bu milletin karnı tok. Hiç kimse Sayın İmamoğlu’nun memleket sevgisini, millete hizmet etme azmini ve çabasını sorgulama ve engelleme hakkına sahip değildir. AKP kabul etse de etmese de, Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’mıza göre bir hukuk devletidir. Savunma hakkı kutsaldır. Kişinin kendini savunurken bile ifade özgürlüğünü kısıtlayacak kadar hukuktan sapan iktidarın aklı ile hareket edenler, bu yeni soruşturma ile savunma hakkını ve ifade özgürlüğünü alenen ihlal etmektedir. Sayın Ekrem İmamoğlu’nu Silivri zindanına göndermek için iktidarın yazdığı senaryonun bir parçası olmayı kabul edenlerin, hukukun üstünlüğünden ayrılıp, üstünlerin hukukuna ayak uyduranların, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına gölge düşürdüğü şüphesizdir. Kişilerin savunma dokunulmazlığına el uzatan, ifade özgürlüğüne müdahale ederek savunma hakkını kısıtlayan, onlara savunmaları üzerinden soruşturma başlatan iktidar güdümlü yargı, aslında Ekrem İmamoğlu’nun tüm davalarında kararı vermiş olan yargıdır” diye konuştu.

CHP OLARAK ’TERÖRSÜZ TÜRKİYE’ SÜRECİNİ DESTEKLEYECEĞİZ

Deniz Yücel, açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü:

“2023 Ekiminden bu yana bir süreç yürütülmeye çalışılıyor. Terörsüz Türkiye bu ülkede yaşayan, vatanını, milletini, bayrağını, bu toprakları, bu coğrafyayı seven her bir yurttaşımızın ortak temennisidir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu süreci destekleyeceğimiz ancak 3 kırmızı çizgimiz olduğunu daha önce ifade etmiştik. Sürecin kapalı kapılar ardında değil şeffaf bir şekilde yürütülmesi; Bu meselenin çözüm yerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi olması, şehit aileleri ve gazilerimizi incitecek bir iş yapılmaması. Genel Başkanımız Sn. Özgür Özel’in defaatle ifade ettiği bu sözlerimizin arkasındayız. Ancak daha bir sene önce DEM Partiyi şeytanlaştıran, hedef gösteren ve terörize eden iktidarın bu kadar kısa sürede bir manevra yaparak makas değiştirmesi bu sürecin samimi olmadığı konusunda derin bir kuşku uyandırmaktadır.

ÜMİT ÖZDAĞ TERÖRİST MUAMELESİ GÖRÜYOR

İktidar 2024 Yerel seçimlerinde ağır bir yenilgi almıştır, oyları hızla erimektedir, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı ve Genel seçim öncesinde toparlanması için bir dopinge ihtiyaç vardır. İktidarın anti demokratik uygulamaları devam ederken, başta DEM Partili Belediye Başkanları olmak üzere, İstanbul’un ve Türkiye’nin en büyük İlçesi Esenyurt dahil olmak üzere kayyum uygulamaları devam ederken, İstanbul’un 3 kez seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı, İlçe Belediye Bakanları hukuksuz bir şekilde, siyasi saiklerle hapiste tutulurken bir “Terörsüz Türkiye” adı altında sunulan süreç, bir seçim yatırımından başka bir şeyi akla getirmemektedir. Bir yandan Bahçeli’nin Öcalan’a teşekkür ettiği, terör örgütü PKK’nın muhatap alındığı bir süreç yürütülürken; Bir yandan da Sayın Ekrem İmamoğlu Silivri’de ve terörist muamelesi görüyor. Ümit Özdağ Silivri’de ve terörist muamelesi görüyor. Şişli Belediye Başkanımız Resul Emrah Şahan ve Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer “silahlı terör örgütüne yardım” suçundan Silivri’de onlar da terörle yaftalanıyor. Bakın hukuk olmadan, adalet olmadan, siyasetin yargıya müdahalesi engellenmeden ne demokrasi olur, ne de toplumsal barış olur.

AKP İKTİDARI KEYFİ KAYYIM UYGULAMALARINA SON VERMELİDİR

“Samimiyetten uzak yürütülen sürecin bir başka itirafı da grup toplantısında konuşan Erdoğan’dan geldi. Beyefendi dedi ki; “Belediyelerdeki kayyım uygulamasının yeniden istisna haline geleceğini düşünüyormuş. Sayın Erdoğan farkında mısın? Kayyım uygulamalarının ‘rutin’ bir uygulamaya dönüştüğünü itiraf ediyorsun. Bir anlamda; Belediyelere keyfi bir şekilde, siyasi kararlarla kayyım atandığını, itiraf ediyorsun. Değerli arkadaşlar, “Belediyelerdeki kayyım uygulamasını yeniden istisna haline getirmek” demek; müesses nizamda kayyım uygulamasının artık kurumsallaştığının, iktidarın muhalefeti dizayn etmek için kullandığı, bir siyasi tercih, rutin bir yöntem olduğunun itirafı değil midir? Kayyum birilerinin isteği üzerine rutin bir uygulamaya dönüşüp, yine birilerinin istediğiyle istisna olabilecek bir uygulama değildir. Demokratik bir ülkede, bir hukuk devletinde kayyum uygulaması kabul edilemez. Artık her kelimeleri bir hukuk katli, milli iradenin gaspı ve anayasa ihlalidir. AKP iktidarı ve Saray, samimi bir süreç yürütmekten yanaysa; haksız, hukuksuz ve keyfi kayyım uygulamalarına derhal son vermelidir.

ÖGRENCİ YURDU AÇILMAMASI İÇİN KANUN TEKLİFİ HAZIRLADILAR

Öte yandan Yücel, “Erdoğan, partisinin grup toplantısında kayyım itirafının yanı sıra belediyeler için yeni düzenlemelere gidileceğinin de sinyalini verdi. Düzenleme dediysek yanlış anlaşılmasın, belediyelerin elindeki yetkileri azaltma ve kısıtlama hazırlığı. Erdoğan’ın verdiği sinyale, selektör yapan AKP’li Milletvekilleri, hemen belediyelerin öğrenci yurdu açma ve çalıştırma yetkisinin kaldırılmasına yönelik kanun teklifi hazırladılar. Çünkü halka hizmet eden belediyecilik anlayışı canlarını sıkıyor. Bu ülkenin gençlerinin yararına yapılan her işin, her hamlenin karşısındalar. Anayasal haklarını kullanan gençlerimize, onların hayal ettiği aydınlık geleceğe ve mücadelelerine, tahammül dahi edemiyorlar. Bu kanun teklifi, CHP’li Belediyelerin daha fazla öğrenci yurdu açmaya yönelik çalışmalarını hızlandırmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.” diye konuşu.

GÜNDOĞDU MİTİNGİNE DAVET

Yücel, Gündoğdu’da gerçekleşecek mitinge davette bulunarak, “Büyük bir coşkuyla kutlayacağımız 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nda İzmir’de olacağız. Yarın Gündoğdu Meydanı’ndan İzmir'in dağlarında açan çiçekleri Ata'mızın huzuruna gönderelim. Hasan Tahsin'in direniş ruhunu, İzmir'den Silivri'ye taşıyalım. Güvercinleri barış için uçuralım, bayrakları da Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü için sallayalım. Efelerin sesini Saray'a duyuralım. İzmir'in Cumhuriyet kadınlarının sesini, Boğaziçi'nde kadın hakları için direnen kadınların sesiyle birleştirelim. İzmir'in bitmeyen neşesini bayram neşesine ekleyelim. Romanlar coşkulu danslarını, efeler zeybeğini getirsin Gündoğdu'ya, balkan bandosuna eşlik edelim. Hep beraber Tokat, Erzurum, Konya türküleri söyleyelim, Mardin havalarıyla coşalım Çünkü biz yarın sadece bir miting yapmayacağız. Aynı zamanda bir eylem yapacağız, "hak hukuk adalet" diyeceğiz. Silivri zindanındaki tutsaklar için, başta Ekrem başkan olmak üzere tüm siyasi tutuklular için özgürlük isteyeceğiz” dedi.

CEMAATLERLE BAĞLANTI ARIYORLARSA AYNAYA BAKACAKLAR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İBB soruşturmasına yönelik kullandığı, "Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir suç organizasyonu. Bu karanlık organizasyon İstanbul'la sınırlı kalmamış, ülkedeki pek çok belediyeyi, kurumu, kişiyi içine alan, kolları çok farklı yerlere uzanan, hatta uluslararası ayağı da olan bir ahtapota dönüşmüştür" ifadelerinin sorulması ve Ekrem İmamoğlu ile cemaat bağlantısı iddialarına da yenıt veren Yücel, "Cemaatlerle uluslararası istihbaratlara, örgütlerle bağlantısı olan birini arıyorlarsa önce aynaya bakacaklar. Ekrem Başkanla ilgili partimizin görüşlerini az önce paylaştık. İstanbul’a bir başsavcı atanıyor, geçmişte siyasi bir görevi olan bir kişi, siyasi davalarda dolaştırılıp görevi yerine getirmesi istenen bir kişi başsavcı olarak atanıyor ve sonrasında da birtakım suçlamalarda bulunuyor. Bu sürecin siyasi bir süreç olduğu bellidir" dedi.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Ege Postası