EGEPOSTASI- CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer gönüllülerinin büyükşehir belediyesi yardımlarını dağıtması üzerine başlayan ve AK Partili yöneticilerin ve milletvekillerinin sert bir dille eleştirdiği durumu boş ve gereksiz tartışma olarak nitelendirdi.
BUNLAR GEREKSİZ VE BOŞ TARTIŞMALAR
“Bunlar boş ve gereksiz tartışmalar” diyen CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, “Bu Tunç Soyer Gönüllüleri adı üzerinde gönüllü insanların organizasyonuyla meydana gelen bir şeydir bu seçim döneminde başlamıştır. Bu insanlar ne Tunç Soyer tarafından ne CHP tarafından ne de başka biri tarafından organize edilen kişiler değildir. Bu arkadaşlar yardım çalışmalarına gönüllü olarak katılan, ücret almadan, kendi fedakarlıklarıyla katkı koymaya çalışan kişilerdir. Kendiliğinden oluşan bir oluşumun Soyer ve partimize siyaset yapılıyor algısıyla yansıtılmaya çalışılması hiç hoş bir yaklaşım değildir. Zira bu haberleri, basına yansıyan fotoğrafları inceledim, bir kısmında farklı ilçelerden fotoğraflar yan yana getirilmiş. Burada siyaset yapma amacında olan açıkçası AKP’dir” yorumunu yaptı.
Sert olmadı; hafif kalmış olabilir
İki günlük sokağa çıkma yasağının bilgi verilmeden duyurulması nedeniyle ortaya çıkan görüntülere yönelik eleştirilerini de sürdüren İl Başkanı Yücel, şöyle konuştu:
“Sert olmadı. Hafif kalmış olabilir. Bu sokağa çıkma yasağının uygulandığı Cuma gecesi saat 22.00 ‘de duyuruldu. Yani iki saat kala duyurulması insanların sokağa dökülmesine sebep oldu. Bunu öngörememek bir basiretsizlik ve beceriksizlik örneği. Siz neredeyse bir aydır insanlar bir araya gelmesin diye duyurular yapıyorsunuz. Evde kalın çıkmayın diye uyarılar yapıyorsunuz bu salgının daha fazla yayılmaması için. Ancak ani bir kararla daha önce duyurulmadan altyapısı hazırlanmadan verilen bir kararla insanları iki saatte milyonlarca insanı sokaklara döküyorsunuz.”
YÜCEL’İN AÇIKLAMASININ SATIR BAŞLARI:
Ortada danışıklı bir hareket var
Sonradan ise dünkü istifa kararının öncesinde kararında bunun sorumluluğunu kendisinin üstlendiğini, kendisinin ve kendi bakanlığının bir kararı olarak bunun uygulandığını belirtiyor. Şimdi bizim buradaki asıl tepkimiz ve eleştirimiz şu, bir kere iktidar hükümet süreci yönetemiyor. Bu konuda bir tereddüt yok. Ancak bir yandan da bir tiyatro oynanıyor. Sanki cumhurbaşkanının hiçbir bilgisi ve talimatı yokmuş gibi, AKP ve hükümeti sorumsuz kılacak, aklayacak gerekçelerle istifa ediliyor. Sonrasında cumhurbaşkanı istifayı kabul etmiyor. Bu demek oluyor ki burada danışıklı bir hareket var. Ortada bir samimiyet, kriz yönetimi, öngörü yok. Türkiye ne yazık ki yönetilemiyor. Cuma günü yaşadığımız sokağa çıkma yasağı da bunun en somut örneklerinden birisi.
Bir taşla iki kuş vurmuş oluyorlar
Hem Soylu’ya gelen baskıların iktidarın ve Cumhurbaşkanının bu sürecin dışında bırakılması. Bu olayda herhangi bir sorumluluklarının, ilgilerinin olmadığı algısının yaratılması. Yani bir taşla iki kuş vurmuş oluyorlar. Tiyatro derken, bu istifa samimi bir istifa olabilir ama cumhurbaşkanının bilgisi dışında yapılan bir hareket değil.
Soylu’yu hükümeti ve Cumhurbaşkanını aklamak için…
Tiyatrodan kastımı buradaki istifa samimi ve gerçek bir istifa olabilir. Ama soylu istifa kararını paylaşmadan önce cumhurbaşkanıyla paylaşmıştır. Bunu bir gazetecide yazısında ifade ediyor. Hem Soylu’yu hem hükümeti hem Cumhurbaşkanını Cuma gününden beri yaşanan durumdan uzak tutma için yapıldı.
Allama pullama süsleme operasyonuyla…
Burada tiyatrodan kastımız şu değil, bu istifa samimi ve gerçek olabilir. İç işleri Bakanı bu istifa kararını paylaşmadan önce Cumhurbaşkanıyla paylaşmıştır. Bu konuda bir gazetecinin kesinti ve net ifadelerle kaleme aldığı yazısında bu hususa değinilmiştir. Dolayısıyla sanki Cumhurbaşkanının bundan haberi yokmuş gibi vay efendim senin çok üstün hizmetlerin var, sana ihtiyacımız var denilerek istifanın kabul edilmemesi, bir allama pullama süsleme operasyonuyla İçişleri Bakanının Cuma günkü yaşanan kaostan kurtarılması, sorumluluğu yokmuş gibi davranılması, Cumhurbaşkanının Soylu’nun istifasıyla bunun dışında bırakılması gibi bir durum yaşandı. Tiyatrodan kastımız budur.
Bölgesel karantina diyoruz başından beri
Başından beri bunu söylüyoruz. Bölgesel karantina ya da belli bölgelerde uygulanması gerektiğini ifade ediyoruz. Cuma günü sanki bir baskın yaparmış gibi, devletin kendi vatandaşına böyle uygulama yapması dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir ve görülmeyecektir. Ancak ne yazık ki biz bunu Cuma günü yaşadık. Bir hafta ya da iki gün önceden bunun duyurusu yapılabilirdi. Bu uygulama doğru bir uygulamadır. Zamanlaması, uygulanması doğru yapıldığı takdirde doğru bir uygulamadır. Sadece 65 yaş üstü vatandaşlara evinizden çıkamazsınız deyip, sonradan 20 yaş altı genç ve çocuklarımıza sokağa çıkmazsın diyerek mböyle bir salgınla mücadele edilmesi mümkün değildir. Nitekim yapılan yanlışlardan geç de olsa bizim ve farklı siyasi partilerin muhalefetin veya basının veya kamuoyunun uyarılarıyla bu yanlışlar düzeltilmektedir. Geri dönüşler yapılmaktadır. Umarız bu yanlışların ve hataların bedeli eTürk milleti için ağır olmaz.
Bilim kurulunun kararları uygulanmıyor
Bilim kurulunun aldığı kararlar uygulanmıyor. Bir yaptırımı yok. Cumhurbaşkanının ağzına bakıyor herkes. Yani demokratik bir ülkede, toplumda, hukuk kurallarıyla yönetilen bir ülkede böyle bir salgınla mücadele edilmek isteniyorsa dikkate alınması gerekeler bilim adamları, ilim adamları ve hekimlerdir.
İki günlük yasağın yeterli olacağını düşünmüyorum
Ben yeterli olacağını düşünmüyorum. Yeterli olup olmadığı önümüzdeki günlerde ortaya çıkacaktır, verilerle.
Bunlar çok gereksiz ve boş tartışmalar çünkü..
Bunlar çok boş ve gereksiz tartışmalar. Özellikle İzmir için büyük kentler için bu salgınla mücadele neredeyse, sağlık çalışanlarının hakkını yememek lazım, onları bir kenara bırakırsak tüm çalışmalar belediyeler eliyle yapılıyor. İzmir’de başta büyükşehir olmak üzere ilçe belediyelerimiz insanların sağlığını korumak için, hayatını idame ettirebilmeleri için, canla başla ve tüm imkansızlıklara rağmen imkanları zorlayarak bir çalışma yürütüyorlar. Bu Tunç Soyer Gönüllüleri adı üzerinde gönüllü insanların organizasyonuyla meydana gelen bir şeydir bu seçim döneminde başlamıştır. Bu insanlar ne Tunç Soyer tarafından ne CHP tarafından ne de başka biri tarafından organize edilen kişiler değildir. Bu arkadaşlar yardım çalışmalarına gönüllü olarak katılan, ücret almadan, kendi fedakarlıklarıyla katkı koymaya çalışan kişilerdir. Kendiliğinden oluşan bir oluşumun Soyer ve partimize siyaset yapılıyor algısıyla yansıtılmaya çalışılması hiç hoş bir yaklaşım değildir. Zira bu haberleri, basına yansıyan fotoğrafları inceledim, bir kısmında farklı ilçelerden fotoğraflar yan yana getirilmiş. Burada siyaset yapma amacında olan açıkçası AKP’dir.
Fotoğraflar alınmış, kesilmiş, yapıştırılmış
Salgınla mücadelesi devletin tüm kurumlarıyla ilgili müdürlükleriyle bakanlığıyla yerel yönetimleriyle eş güdüm işbirliği ve koordinasyonu altında yürütülmesi gereken bir mücadele iken, CHP’li belediyelerle uğraşıldığını görüyoruz. Bu bir organizasyonla yapılan bir şey değildir. Gönüllü arkadaşlar kendi sağlıklarını tehlikeye atarak böyle bir çalışma yapmışlar. İlçe örgütlerinin yaptığı erzak yardımları var . Bakıyorum bu fotoğraflar alınmış kesilmiş yapıştırılmış ve bir algı operasyonu yaratmak için kullanılıyor. Burada siyaset yapan, samimiyetsizlik veya reklam yapan bence kendileri. Dönüp aynaya bakmaları lazım. Basına yansıyan fotoğraflar var. İzmir milletvekilimiz sayın Mahir Polat’ın yayınladığı fotoğraflar var. Cumhurbaşkanlığı forsuyla dağıtılan yardım paketleri var. Paketin üzerinde Recep Tayyip Erdoğan ifadeleri var. Reklamı kim yapıyo? Bence dönüp aynaya bakmak lazım. Bizim derdimiz ülkemizin, halkımızın bu salgından en az vaka ve ölüm sayısıyla kurtulmasıdır. Bunun için elimizden geleni yapacağız. Böyle yapay tartışmalara girmeyeceğiz.
CHP’li belediyeler sonuna kadar halkın yanında olmaya devam edecek
Büyükşehir ve ilçe belediyelerimiz tüm engellemelere rağmen imkanları zorlayarak en iyi şekilde görev yapıyor. Vatandaşlarımıza hizmet ediyorlar. Dezenfeksiyon çalışmaları yapılıyor. Maske üreten belediyelerimiz var. Solunum cihazlarına ventilatör üreten belediyelerimiz var. 65 yaş üstü vatandaşlarımıza, ekonomik durumu elvermeyenlere salgından olumsuz etkilenenlere erzak yardımı yapılıyor. İhtiyaç sahibi ailelere nakit yardımı yapılıyor. Sürekli şekilde 7 24 bu çalışmalara devam ediyorlar. Hafta sonu da insanların evlerine ekmek ulaştırıldı. Bu salgın umuyoruz ki daha fazla zarar yaratmadan atlatılır. Ne kadar devam ederse etsin CHP’li belediyeler sonuna kadar halkın yanında olmaya devam edecekler.
Yücel’den evde kal çağrısı
Bu salgınla mücadelenin en önemli unsuru temas etmemek, bunun için de evimizde kalmaya özen göstermemiz gerekiyor. Mecbur kalmadıkça hangi yaştan olursa olsun evimizden çıkmamaya özen gösteriyoruz. Normal yaşamın koşuşturmasında hayatın hızla aktığı dönemlerde ailemize, evimize, kendimize vakit ayıramadığımız dönemlerle kıyaslayıp yapamadığımız işlere zaman ayıralım. Umuyorum bu salgın en az zararla atlatılacak. Şu dönemde yaşananların öz eleştirisinin ve muhasebesinin yapılması gerekiyor. Atlatalım salgını, onun da muhasebesi yapılır.