EGEPOSTASI-TV 35’te gündeme dair görüşlerini açıklayan CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, CHP’li belediyelerin yaptığı yardımların şov olarak nitelendirilmesini sert bir dille eleştirdi.
Arslan’dan AK Partili Kaya’ya çağrı
İktidar partisinin CHP’li belediyelerin ihtiyacı olan vatandaşlara ulaşmasının önünü kesmek için elinden geleni yaptığını savunan CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, AK Partili Milletvekili Mahmut Atilla Kaya’ya birlikte kapı kapı dolaşma çağrısında bulundu.
Gelsin alalım listeleri, kapı kapı gezelim
Ednan Arslan bu çağrısını ve tepkisini şu şekilde dile getirdi:
“Cumhuriyet Halk Partili belediyeler, hem belediye olanaklarıyla hem kentin olanaklarıyla bir yardım götürüyor, yardım ulaştırmaya ve bir fazla insana ulaşmaya çalışıyor. Ama bunu şov yapmakla eleştirmek, yardımlar CHP’li seçmene gidiyor şeklinde mesnetsiz iftiralarla bu işi sulandırmak çok doğru değil. Ben sayın Kaya’ya yaptığımız basın açıklamasında da söyledim, hiç çekinmesin İzmir Büyükşehir Belediyesi onun da belediyesidir. O da bu kentte vergi veren bir vatandaş. Gelsin beraber alalım o listeleri, kapı kapı gezelim. Kimlere partizanlık yapılmış görsün. Kimler şov yapmış yapmamış. Bizim bir anlayışımız var. Sağ elin yaptığını sol el görmeyecek. CHP’li belediyeler işte böyle çalışıyor. Böyle çalışmaya devam edecek.”
EDNAN ARSLAN’IN AÇIKLAMASININ SATIR BAŞLARI:
Ülkemiz ve dünya çok zor bir dönemden geçiyor. Sağlık çalışanlarımız büyük özveriyle bu süreci cansiperane şekilde götürüyor. İşin içine siyaset karışınca maksadını aşan ifadeler ortaya çıkıyor. Sayın Atila Kaya’nın söyledikleri de bu minvaldedir. CHP’li belediyeler İzmir’de şov amaçlı hiçbir iş yapmıyor. Bizler 7-24 halkın emrindeyiz. İnsanların ihtiyaçları, sıkıntıları var. Bu pandemi döneminde milli birlik ve beraberlikle hareket etmek gerekiyor tabi ki. Herkes kendini korumaya çalışıyor. Zaten bizim ülkemizde yaşayan insanlar olağanüstü şartlarda yaşıyor. Asgari ücretin ne olduğunu biliyoruz. İnsanların yoksulluk sınırının altında yaşadığını biliyoruz. İşsizlik sayısının her geçen gün arttığını biliyoruz. Çiftçinin, esnafın yok olduğu günleri yaşıyoruz.
Bizi kendileriyle karıştırıyorlar
CHP’li belediyelerin yaptığı yardımlara şov demek en hafif tabiriyle, kişi kendinden bilir işi diyorum ben. Yıllardır bu iktidar bunu bize gösterdi. Torpil listeleri nasıl yapılır, yardım nasıl yapılır, yoksullukla mücadele deyip yoksulluk nasıl yönetiliri çok iyi bildikleri için bizi kendileriyle karıştırıyorlar. Vatandaşın en yakın ulaşabildiği yakın belediyelerdir. Başı ağrıyan da dişi ağrıyan da düğünü olan da herkes belediyeye gider. Zaten belediye başkanlarının adı eski dilde şehr-i emindi. Şimdi vatandaş gelmiş derdini, problemini çözmek istiyor.
İftiralarla bu işi sulandırmak doğru değil
Cumhuriyet Halk Partili belediyeler, hem belediye olanaklarıyla hem kentin olanaklarıyla bir yardım götürüyor, yardım ulaştırmaya ve bir fazla insana ulaşmaya çalışıyor. Ama bunu şov yapmakla eleştirmek, ‘Yardımlar CHP’li seçmene gidiyor’ şeklinde mesnetsiz iftiralarla bu işi sulandırmak çok doğru değil. Ben sayın Kaya’ya yaptığımız basın açıklamasında da söyledim, hiç çekinmesin İzmir Büyükşehir Belediyesi onun da belediyesidir. O da bu kentte vergi veren bir vatandaş. Gelsin beraber alalım o listeleri, kapı kapı gezelim. Kimlere partizanlık yapılmış görsün. Kimler şov yapmış yapmamış. Bizim bir anlayışımız var. Sağ elin yaptığını sol el görmeyecek. CHP’li belediyeler işte böyle çalışıyor. Böyle çalışmaya devam edecek.
Biz seçildiğimiz günden itibaren parti rozetimizi çıkarır oraya ay yıldızlı Türk bayrağını takarız. Bizden olsun olmasın, bize oy vermiş olsun oy vermemiş olsun bunların hiçbirine bakmadan ulaşmaya çalışırız. Onların derdine derman olmaya çalışırız.
Bazı belediyeler kendi imkanlarıyla yaptı
Bazı belediyeler kendi imkanlarıyla yaptı. Kimi kaymakamlıklarla işbirliği yaptı.
Vefa grubu da devletin bir kurumu değil m? Onların yetenekleri kısıtlıdır. Tapudan jandarmadan nüfus müdürlüğünden emniyetinden jandarmasından destek alıyorsunuz. Ama hiçbir kurum belediyeler kadar organize değil. Gaziemir’de kaymakam bey dağıtıyor, yardım aracını kimden istiyor. Belediyeden alıyor. Vefa destek gruplarının ekmek üreten fabrikaları mı var'
Ne zararı var bunun'
Burada önemli olan ihtiyacı olan her vatandaşa ulaşmak. Bunu vefa destek grubuyla bunu siyasi partilerin gönüllüleriyle belediyeler aracılığıyla yapabilirsiniz. Ne zararı var bunu? 31 Mart seçiminden önce Zillet İttifakı, teröristlerle işbirliği yapıyorlar, bunlar gelince sosyal yardımı kesecek diyenler aynı zehirli dili kullanmaya başladılar. CHP’li belediyelerin vatandaşa ulaşması, o yoksul halka ulaşması, ihtiyaçlılara ulaşması onları rahatsız etti. Çünkü bunlar yıllarca yoksullukla mücadele etmediler. Yoksullukla siyasi bir bağ kurdular. Yoksulluğu yöneterek bu insanların oylarını devşirdiler. Şimdi görüyorlar ki CHP’li belediyeler bu anlamda başarılı olmaya başlıyor, ayaklarının altından bir zemin kayıyor o zemin kaymasını durdurmaya yönelik bir müdahaledir. Yoksa bir fazla insana ulaşmanın kime ne zararı olabili? Büyükşehir de ekmek dağıtsın vefa grubu da ekmek dağıtsın, hayırsever fırıncı da dağıtsın. Sonuçta bunların hepsi vatandaşın iyiliği için değil midir'
5 maske dağıtamayan bir iktidarla karşı karşıyayız
Vatandaş memnun olursa işini, aşını kaybetmiş insanlar daha az sıkıntı yaşarsa bunun iktidara yansıması da pozitif olur. Vatandaş evinde aç kalmazsa, sıkıntıyı daha az yaşarsa daha az risk altına girer ve daha az sokağa çıkar. CHP’li belediye başkanları bu yardımları parti propagandası şeklinde yapmıyor ki. İzmir Büyükşehir Belediyemiz tarafından 40 bin aileye 400 liralık destek verildi. Buyurun alalım listeleri. Kim nereye gitmiş. Yıllardır yapılan şeyler. 5 maskeyi dağıtamayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Yıllarca ne dedi bu iktida? İsmet İnönü’nün İkinci Dünya Savaşı döneminde inanların karne ile ekmek almasını siyasi bir malzeme haline getirip, yıllarca oy devşirdiler. Ama maalesef ikinci dünya savaşı koşullarını bilmeden konuşanlar, bugün pandemi döneminde maskeyi karneye bağladılar. Hem de bu yüzyılda. Bağıra bağıra gelen bir krizi önlem almayarak bu noktaya getirdiler. Doğru yapılan her işin arkasındayız. Ama eksik olan işin karşısındayız. Sağlık çalışanlarının çabası takdire şayan. Bu işin siyaseti olmaz. Birlik, beraberlik diyoruz. Zor günleri hep beraber aşacağız diyoruz. CHP’li belediyelerin hesaplarına bloke koy, ekmek dağıtılmasını engelle, aş evi kapatılır mı y? Osmanlıdan beri yaşayan kurumlardır. Aşevinde hangi siyasi partiye oy veriyorsun diye şimdiye kadar sorulmuş mudu? Oradaki insanların alacağı bir tas sıcak yemek engellenir m? Maalesef bunlar yaşanıyor.
Karantina istiyoruz ancak..
İzmir’deki pandemi kurulu kaç kere topland? Hani beraberlik ve birlik! En büyük organizasyon olan belediyeleri devre dışı bırakacaksınız, pandemi kurulunu toplamayacaksınız ondan sonra yandaş kanallarla her şey güllük gülistanlık diye göstereceksiniz. Bakın vaka 86 bin. Çin’i geçtik. Ölüm sayısı 2 bin 17. Manipülasyon yoksa önemli bir rakam. Ama 72 bin 313 tane şu an aktif vaka var. Odaklanmamız gereken tek şey var; bu pandemiyi, salgını nasıl durdururuz. Biz 14 günlük genel karantina istiyoruz. Koşullarını devletin sağlaması gerekiyor. Bunları sağlayamadıkları için bu karantinayı ilan etmiyorlar. Avrupa’da en çok vakanın görüldüğü ülkelerden biri haline geldik. Her geçen gün vaka sayısı artıyor. Sağlık çalışanlarına yeterince koruyucu ekipman vermeliyiz. Barınma ihtiyaçlarını karşılamalıyız. Birçok yerde karşılamıyoruz. İzmir Tabip Odası’nın verdiği bilgiye göre aracında yatan sağlık çalışanı var. Sağlık çalışanlarının psikolojik ve manevi desteğe, özlük haklarının iyileştirilmesine ihtiyaçları var. Bizim ülkemiz virüse devlet memuru muamelesi yapıyor. Cumartesi Pazar tatil yapıyor sanki virüs, hafta içi çalışıyor. Perakende tedbirlerle bu iş uzar.
Neyin tahsilatını yapıyorsunuz'
Yayına bağlanmadan önce bana esnaflardan ciddi mesajlar ve mailler gelmeye başladı. Esnaf odası başkanları sesimizi duyurun mesajları gönderiyor. Elektrik, su kiramızı ödeyemiyoruz diyorlar. Çalışmayan bir işletmenin faturası olur mu y? Çalışmıyor zaten, burası kapalı. Buranın elektriği kesilir m? EPDK ve hükümet acil bir karar almalı. Dağıtım şirketleri yeterince karlı çalışıyor. Mühürleme de elektriği açma kapama işlemi de paralı. Kira yardımı yapılabiliri. Elektrik faturasına yardım yapılabilir. Kim kapattı Kordon’daki işletmeler? Bilim kurulu tavsiyesiyle kapalı bu işyerleri de. Keyfi bir durum mu' Adam dükkanını kapatmışsa, hiç açılmasa da o işletmenin sabit giderleri vardır. Sosyal devlet eğer, Kordon’daki esnafa, bakın Konak Başkanlığımız işgaliye paralarını almayacağım dedi, ama sonuç itibariyle özel sektör ve oradaki dükkanlar kiracı. O zaman kira desteği sağlayalım. Doğalgaz, Elektrik dağıtım şirketleri biraz elini taşın altına soksunlar ya! Bu ülkede bir çocuğun kumbarasından 25 TL bağış yaptı diye övgüyle bahseden iktidar, biz bu çocuğun 25 lirasına nasıl düştük demiyor bu devlet. Geçiş garantili ihale yapanlardan, alanlardan destek görmüyor bu millet. İhalelerin sonucunda ödenmesi gereken paraları biraz öteleyelim. Dolarla verdiğimiz ihaleleri Türk lirasına çevirelim. Birkaç yıl beklesinler, ne var. Bu köprülerden insanlar mı geçiyor, hayır. Hükümetimiz biraz el atsın. Çağırsın sayın Cumhurbaşkanı, çağırsın ilgili bakan enerji şirketlerini. Kardeşim, neyin tahsilatını kesiyorsunuz, üç ay beş ay bir yıl öteleyeceksiniz ya da indirim yapacaksınız dersiniz. Bunları demek o kadar zor değil ki! Oturursunuz, bir plan dahilinde konuşur, bu işi çözersiniz.
Ortak akıl kullanılamazsa
Esnafa yönelik krediler açıkladılar. Şartlara bakıyorsunuz Kordon’daki hiçbir esnaf gidip onu alamaz. 2 milyon insan işsiz. Kuaförler, berberler vesaire. Bu insanlar ne kadar dayanabilecek, ne kadar fedakarlık yapabilece? Destek olunması lazım. Hibe krediler, faizsiz krediler verilebilir. Uygun faizli krediler verilebilir. 40 dereden su getirtiyorlar. Bu şartlarda esnaf bu kredileri alamaz. Ekonomik kalkan planı falan büyük sermayedarlar için. Bakkalı, kuaförü, çiftçiyi düşünen yok. Çiftçi üretemezse yarın gıdada neler yaşayacağı? Tarım Bakanı stoğumuz dolu diyor. Silolarımız dolu ise neden buğday ithalatı yüzde 36, arpa yüzde 275, mısır yüzde 244 artmış. Bir milyon ton buğday için ithalat izni verildi. Hani dostum Putin idi. Putin buğdayı satmıyor. Önce halkım diyor. Biz çiftçiyi yaşatamazsak, pandemi sonrası kriz daha büyük sıkıntıya neden olur. Artık siyaset üstü davranmalıyız. Cumhurbaşkanı bütün odaları, stk’ları bir araya getirecek iradedir. Bugüne kadar siyasi parti liderlerini çağırıp bir şey sordu m? 10 Nisan’da sokağa çıkma yasağını iki saat önceden ilan etti. Hala sonuçlarının ne olduğu belli değil. Ortak aklın kullanılmayışının en büyük sonucu budur.
Orada bulaşı maalesef yüksek
Doğrudur. Sayın Valiyle, İl Sosyal Hizmetler Müdürü ile konuştum. Sağ olsun bilgilendirme ve tedbirlerin alınması açısından önemli duyarlılık gösterdiler. Kendilerine teşekkür ediyorum. Sayın Valiyi siyasetin objesi haline getiremeyiz. Garson ve güvenliğin testinin pozitif çıkması ve ardından daha fazla personel ve yaşlının pozitif çıkması söz konusu. Dışarıdan giriş ve çıkışı engellemeyi planladılar. Tüm yaşlıların tarama testi yapıldı. Ölüm raporlarını ve sayılarını inceliyorum. Aylık on ölüm vardı. Ama iki gün önce dört ölüm vardı. On gün içinde benim elime ulaşan sayı 20 civarında. Bir kısmı yaşlılıktan çeşitli hastalıklardan ama bazılarını da Corona’nın etkilediğini düşünüyorum. DEÜ ve çeşitli hastanelerde yattıklarını ve tedavi altına alındıklarını biliyoruz. Yapılması gereken ne varsa sayın Valiyle ve il sağlık müdürüyle görüştüm, bir çalışmaları var. Ama maalesef orada bulaşı yüksek.
Kim kiminle maklubeye kaşık atmışsa…
Siyaset malzemesi yapmamak gerekiyor. CHP’li belediyeler vatandaşa hizmet anlayışıyla çalışıyor. CHP’nin iki mirası var; biri CHP, diğeri de Türkiye Cumhuriyeti’dir. Biz paralel yapıları bilmeyiz. Kim kiminle maklubeye kaşık atmışsa onlar iyi bilir. Pandeminin bir an önce son bulması için mücadele ediyoruz. Derdimiz iktidarı eleştirmek değil ulaşılamayan en son vatandaşa ulaşmaktır.