CHP’li Çam'dan bütçe görüşmesinde çarpıcı açıklamalar
CHP İzmir Milletvekili ve Plan Bütçe Komisyonu üyesi Musa Çam, Milli Eğitim Bakanlığının yıllık bütçesinin sunulduğu TBMM Plan Bütçe Komisyonunda yaptığı konuşmada AKP’nin tek başına iktidar olduğu son 13 yıldır eğitim sisteminin çökme noktasına getirildiğini, eğitimdeki en temel ilkelere açıkça meydan okunduğunu söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın katıldığı bütçe görüşmelerinde dinin öne çıkarıldığı eğitim sisteminden, ticarileşen okullara; barış isteyen akademisyenlerden doğu illerinde okula gidemeyen öğrencilere pek çok konuyu gündeme getiren Çam, Milli Eğitim Bakanlığı ile İnsani Yardım Vakfı (İHH) elbirliğiyle yürütülen ‘Her sınıfın bir yetim kardeşi var’ projesi kapsamında toplanan paralarla ilgili de çarpıcı açıklamalar yaptı. Proje kapsamında, sınıflara kumbara konularak ‘insani yardım’ amacıyla her sınıftan 90 lira para toplandığını dile getiren Çam, çocuklardan insani yardım adı altında silah parasının toplandığına dair şüphelerin olduğunu belirterek, “MEB kararı ile projenin tanıtımı için sınıf ayrımı yapılmaksızın il il kampanyalar yürütülüyor. Vergiden muaf tutulan ve yardım toplaması izne tabi olmayan İHH Vakfının topladığı yardımları kimlere ulaştığı ise koca bir muamma. Hangi çevrelerle ilişki içerisinde yardımların dağıtıldığı, bu ilişkilerin denetimi ve ‘insani yardımın’ amacına uygun yürütülüp yürütülmediği gibi birçok soruya verilecek yanıt, ‘ilaç kutularının altında silah taşıyan TIR’ görüntülerinden sonra oldukça önem taşıyor!” ifadelerini kullandı.
“MEB, DİYANET İŞBİRLİĞİ İLE EĞİTİM DİNSELLEŞTİRİLİYOR”
Eğitimdeki uygulamalarda öğretim programlarında dinsel referansların daha sık kullanılmaya başlandığını belirten Çam, eğitimin dinselleştirilme çalışmalarının hız kesmeden devam ettiğini örneklerle anlattı. Çam, “Felsefe, bilim derslerinin sayısı azaltılıyor, üniversitelerin felsefe ve sosyoloji bölümlerinin kontenjanları azaltılarak fiilen kapatılması için adımlar atılıyor. Otizmli çocuklara 2010'dan itibaren zorunlu din dersi getirildi ve en çok ihtiyaçları olan beden eğitimi dersi saati ise azaltıldı. Pedagojik açıdan çok ciddi sakıncaları bulun an Kur’an kurslarında yaş sınırının kaldırılması ile birlikte henüz oyun çağında olan çocukların ailelerinin yönlendirmesi ile erken yaşlarda dini eğitim almasının önü açıldı. Okul öncesinde, hatta kreşlerde henüz somut zekâ gelişim sürecinin başında olan çocuklara dini eğitim verilmeye başlandı. 4+4+4 dayatmasıyla dindar ve itaatkâr bir nesil yetiştirme hedefleniyor. Türkiye’nin de altında imzası olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bir şekilde reşit olmayan kız çocuklarına başörtüsü takma serbestliği uygulaması getiriliyor. MEB, Diyanet, dinî vakıflar iş birliği üzerinden imzalanan protokollerin sayısında ciddi artışlar yaşanıyor” diye konuştu.
“DEVLET OKULLARI ‘İŞLETMECİ’ MANTIKLA YÖNETİLİYOR”
Türkiye’de eğitim sisteminin ‘işletmeci’ bir mantıkla ele alındığını belirten CHP’li Çam, “Devlet okulları kendi kaderine terk edilirken, kamu kaynakları Milli Eğitim eliyle özel okullara aktarılıyor. Yüzlerce okulun öğrencisiz, öğretmensiz kaldığı, yüzbinlerce öğrencinin eğitim hakkının sınırlandırıldığı, öğretmenlerin öğrencilerini terk etmeye zorlandığı bir eğitim-öğretim dönemi geçirdik. Akademisyenler Cumhurbaşkanı ve iktidar tarafından hedefe konuldu, ‘çocuklar ölmesin’ diyen Ayşe öğretmen linç edilmeye çalışıldı, ülkenin dört bir yanında barış diyen eğitim emekçileri açığa alındı, sürgün edildi. Üniversite öğrencileri ise iktidar tarafından adeta düşman ilan edildi. Eğitimin niteliği tartışmaları ise hepten rafa kalktı.
“LİSE EĞİTİMİNİN İÇİ BOŞALTILIYOR!”
CHP’li Çam, AKP iktidarı döneminde sayıları iki kat artan dershanelerin ‘paralel ile mücadele’ adı altında kapatan MEB’in ‘temel lise’ adı altında yeni tür özel liseler oluşturarak çok ciddi bir yozlaşmayı beraberinde getirdiğine dikkat çekti. Çam şunları söyledi: “Temel Lise adı altında öğrenim verecek ve öğrencileri üniversite sınavına da hazırlayacak olan özel liselerin ücretleri şimdiden dershanelerin üç katını buldu. Bazı temel lise reklamlarında ‘okul + dershane + test merkezi’ gibi ifadeler kullanarak, lise eğitiminin nasıl içinin boşaltılmak istendiğini ipuçlarını veriyor.”