Partililerin görüş ve düşüncelerini dinleyen Güler, tüm yurda yayılan Gezi Parkı Direnişi eylemlerini, Yeni Anayasa çalışmalarını, yaklaşan yerel seçimleri ve gündemdeki diğer konuları değerlendirdi. Güler ayrıca Meclis çalışmaları hakkında partililere bilgi verdi.
Güzelyalı Mahallesi'nde gerçekleşen toplantıya CHP Konak İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Ali Alanç, CHP Konak İlçe Kadın Kolları Başkanı Nüket Akyıldız, CHP Konak Gençlik Kolları Başkanı Kemal Özdönmez, önceki İl Başkanı Tacettin Bayır, partililer ve muhtarlar katıldı.
Sohbet havasında geçen toplantıda, tüm yurda yayılan Gezi Parkı Direnişi eylemleri hakkında açıklamalarda bulunan Güler, “Ankara’da ve İzmir’de katıldığım ‘Gezi Parkına Destek’ eylemlerine polis müdahalesinin söz konusu olmadığıanlarda insanlar demokratik hakları çerçevesinde seslerini ve tepkileriniherkesin duyabileceği şekilde ortaya koydu. Fakat polisin fecaat müdahalesinin söz konusu olduğu zamanlarda meydanlarda bulunan insanlara adeta zulmedildi. Polisin orantısız güç kullanmadığını söylemek, başbakanın tabiriyle ‘eğer buna sertlik diyorsanız, kusura bakmayın…’demek, polis tarafından uygulanan orantısız gücün hükümet tarafından gelen emrin gereği olduğunu ilan etmekten başka bir şey değildir” dedi.
“Başbakan toplumun değerlerini görmezden gelerek adeta kendi değerlerinin kölesi olarak yaşıyor”
Başbakan’ın yükselen tansiyonu düşüreceği ve olayları yatıştıracağı yerde yangına körükle gittiğini belirten Güler, “Başbakan sadece ‘polis orada olacak ve görevini yapacak’ demiyor,Başbakan çok tehlikeli şeyler söylüyor.‘Ben bir işaret verirsem 250 bin kişiyi 500 bin kişiyi hatta 1 milyon kişiyi karşılarına çıkartıveririm’diyor. Başbakan toplumun değerlerini görmezden gelerek adeta kendi değerlerinin kölesi olarak yaşıyor. Türkiye’nin neredeyse her ilinde Konya’sında, Mersin’inde, Samsun’unda, Edirne’sinde, İzmir’inde, Ankara’sında, Adana’sında, İstanbul’unda ve daha nicesinde ortaya çıkan ses ortak: bizim yaşam tercihimize karışma, bizim rejimimize dokunma, iktidar bu sesi duymazdan gelmenin yanı sıra bu sesisindirmek ve bastırmak için elinde geleni yapıyor. Halkın çığlık gibi yükselen bu sesini bastırmaya çalışan iktidar, yaptığı her hamle sonrasında halkın sesinin daha fazla çıktığının farkına varamıyor” dedi.
“Yaşananlar isyandır”
Bu eylemlerin bir halk hareketi olduğunun farkına varmayan AKP’nin Türkiye’yi karanlık olayların içine çektiğini söyleyen Güler, “Türkiye’nin 15 gündür yaşadığı sürecin nedeni uzun yıllardır iktidar tarafından toplumun sürekli olarak bir gerilim içinde tutulmasıdır. Yaşananlar Anayasa değişikliklerine isyandır, sözüm ona barış-çözüm dedikleri gizli kapaklı anlaşmalara isyandır,akil insanlar üzerinden Türk ulusunun aşağılanmasına isyandır.İktidarın, asla vazgeçemeyeceğimiz temel değerleri terör örgütüne teslim etmiş olabileceği duygusuna isyandır, başbakan tarafından sürekli olarak azarlanmaya isyandır. Yaşadığımız bu süreç bütün bu gerilimlerin birikimidir ve bu artık net bir şekilde açığa çıkmıştır. İktidar halkla inatlaşmaktan vazgeçerek, halkın taleplerini yok saymayarak,polisin orantısız gücüne ve insan haklarına aykırı tutum ve davranışlarına son vererek derhal tüm Türkiye’de gerilen ortamı yatıştırmalıdır. Bunu yapamıyorsa da istifa etmelidir” dedi.
POLİTİKA
Sayfa başına git
