EGEPOSTASI- Türkiye’de hakkında kara para soruşturması başlatıldıktan sonra yurtdışına çıkan ve bir daha dönmeyen SBK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sezgin Baran Korkmaz Avusturya’da tutuklanmasıyla birlikte Türkiye gündeminde yeni tartışmaların kapısı da açıldı.
Korkmaz’ın tutuklanmasının ardından davanın iddianamesinde geçen isimler merak konusu olurken farklı iddialar ortaya atılmaya başlandı.
Son olarak Sözcü Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, isim vermeden Gazeteci Uğur Dündar’ı işaret ederek yaptığı paylaşımlarda, Dündar’ın Korkmaz’dan destek aldığını iddia etmiş ve SBK’nın kafakola aldığı gazetecileri, kime hangi televizyonu kurdurduklarını biliyorum ama söylemem demedim, aksine açık açık söylüyorum, ABD’deki iddianamede yazıyor... Dürüst ve güvenilir (!) araştırmacı gazeteciler niye bu mevzudan hiç bahsetmiyor diye soruyorum?" demişti.
Özdil’in açıklamalarına Dündar sert bir yanıt vermiş ve "Yazıklar olsun sana, o tweeti nasıl paylaştın" demişti.
Öte yandan, kendisi de gazeteci olan CHP TBMM KİT Komisyonu CHP Grup Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Atila Sertel de yaptığı açıklamayla Özdil’i eleştirdi. Dündar’ın ilkeci gazetecilik yolundan sapmadığını ifade eden Sertel, Özdil’in isim vermeden gönderme yapmasını doğru bulmadığını belirtti.
Sertel yaptığı açıklamada, SBK iddianamesinde yer alan isimlerin tek tek açıklanması çağrısında bulundu ve isim verilmeden üstü kapalı suçlamaların yapılmaması gerektiğini belirtti ve şu ifadelere yer verdi; “İnsanın, “Keşke yaşamasaydım, tanık olmasaydım” diyeceği dakikalara tanık oldum, çok üzüldüm. Uğur Dündar’ın yaşadığı yaşam, ilkeleri, duruşu ile savunulmaya gerek duyulmayacak bir gazeteci ve insandır. Onu savunmak bana düşmez ama görüşümü kısaca yazacağım. Uğur Dündar’ın attığı her adım özenlidir, düzenlidir. Kurdukları Artı Tv, Gezi olayları sırasında en cesur yayıncılığı yapmış, muhabiri Gökmen Ulu ölümden dönmüştür. Yayıncılık ilkelerinden ödün vermediği gibi Tv sahibinin yanlışını gördüğü an arkadaşları ile ayrılmıştır. İnsanoğlu bilmeden ve istemeden yanlışta yapabilir. Eğer yanlışı görüyor ve o yolda devam ediyorsa asıl o zaman tehlikeli yola girmiş demektir. Ben Uğur abinin yanlışı olmadığına inanıyorum. En ufak bir yanlışı olsaydı, Yılmaz Özdil’in onun yanında olmayacağını bilirim. Yayıncılıkta, özel hayatta aynı kaderi paylaşmış, birlikte pek çok mücadelede ortaklaşmış kişilerin arasında ki çatışma toplumu da bizi de üzer. Özdil, şüpheleri ve dikkatleri Uğur abinin üzerine yönelttiyse ve suçlamada bulunduysa bunu açık açık yapmalıydı. SBK iddianamesinde kim varsa, kimlerin adı varsa tek tek açıklamalıydı. Belgesiz suçlama olmaz, olmamalı. Uğur Dündar ağabeyimin üzülmesi beni de çok üzdü. Ve kendisine şunu söyledim: - Bu toplum da, bende seni seviyorum. Hiç ama hiç üzülmemeni istiyorum.”
POLİTİKA
Sayfa başına git
