Ülkemizin aktif deprem kuşağında olduğunu, depremle yaşamayı öğrenmeye ve olası depremlere karşı hazırlıklı olmaya vurgu yapan Sındır; “17 Ağustos 1999 yılında İzmit ve çevresinde meydan gelen, ülkemiz tarihinin en büyük deprem felaketinde on binlerce yurttaşımız yaşamını yitirdi. Ülkemiz ekonomisinin merkezi durumundaki bölgede meydana gelen deprem Türkiye’yi can ve mal kaybı anlamında büyük bir yıkımın eşiğine getirdi. Bugün de içimizi acıtan bu acı olaydan alınması gereken pek çok ders var. Ancak bu konuda gerekli tedbirleri aldık mı sorusuna evet diyebilmek mümkün değil” dedi.
“DEVLET ÖNCE KENDİSİ DEPREME KARŞI GÜVENLİ BİNALAR YAPMALI!”
İzmit depremi ve sonrasında meydana gelen depremlerde, yıkılan binlerce bina arasında çok sayıda kamu binası ve lojmanlarının olmasının düşündürücü olduğunu belirten Sındır; “bu durum maalesef devletin de kusurlu binalar yaptığı ya da yaptırdığı sonucunu ortaya çıkarmıştır. Özellikle hastane, okul, karakol, lojman gibi birçok kamu binasının enkaza dönmesi, bu alanda yapılan çalışmalarda ve denetimlerde eksikliklerin bulunduğunu çok ağır bir bedelle ortaya çıkmıştır. Devlet kendi yaptığı ya da yaptırdığı binalarda deprem riskini dikkate almalı ve kurallara uymalı, dayanıklı inşaatlar yapmalı ki vatandaşa da örnek teşkil etmeli. Bu anlamda olası depremlerde büyük acılar yaşamamak için her türlü yapı ve inşaatlarda kullanılacak malzemeler, denetimler ve çağın sahip olduğu teknolojik yenilikler yaşamsal önem taşımaktadır” dedi.
“BİR DEFA DA KAMYON DEVRİLMEDEN YOL GÖSTERİCİ OLALIM!”
Türkiye’nin hemen her yerinde olduğu gibi İzmir de depremlerin yoğun hissedildiğini ifade eden Sındır; “Deprem konusunda kamu gücü etkin bir şekilde uygulamaya geçirilmeli, en küçük ayrıntılar bile gözden kaçırılmamalıdır. İzmir ve ilçelerinde, hizmet veren tüm kamu binalarında gerekli dayanıklılık testleri periyodik olarak yapılmalıdır. Riskli binalar güçlendirilmeli ya da yıkılarak yenisi yapılmalıdır. Hemşerilerimizin depreme karşı hazırlıklı olmalarını ve deprem farkındalığını sağlayacak etkinliklerde yer almalarını sağlayacak çalışmalar gecikmesiz ve kesintisiz bir şekilde yapılmalıdır. Bir defa da afet olmadan önlem almış olalım. Bir defa da kamyon devrilmeden yol gösterici olalım” dedi.
“ERKEN UYARI SİSTEMLERİNE İHTİYAÇ VAR”
İzmir’in enerji, metro, santral, kimyasal tesisleri vb gibi birçok kritik noktaya sahip olduğunu vurgulayan Sındır sözlerini şöyle sonlandırdı: “ İzmir’de kimyasal tesisler, enerji santralleri var. İZBAN var, metro çalışmaları var. Tüm bunlar deprem felaketinde sonuçları etkileyecek kritik noktalardır. Bu gibi kritik yerlerin, olası bir deprem öncesi uyarılması için erken uyarı sistem altyapılarına ihtiyaç var. Böylelikle olası bir depremin zararları en aza indirilebilsin. Yine İzmir'de depremde ya da diğer afet koşullarında kapalı alan barındırma olanakları çok önemli konudur. Bununla ilgili yeterli koşullar sağlanmalı, yurttaşların ihtiyaç duyacakları zamanlarda nasıl kullanabilecekleri bilgilendirilmelidir. Ayrıca depreme hazırlıklı olmak ve olası tehlikeleri bertaraf etmek için üniversiteler ile yoğun işbirliği sağlanmalı, çağın teknolojik yenilikleri ve deprem konusundaki tedbirlerin en son yöntemleri ivedilikle uygulamaya geçirilmelidir.”
İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır’ın, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yanıtlanması isteği ile TBMM Başkanlığına verdiği önergedeki sorular:
1- İzmir ve ilçelerinde, hizmet veren kamu binalarında son on yılda depreme dayanıklılık testi yapılmış mıdı? Kim tarafından yapılmıştı? Sonuçları ne olmuştur'
2- İzmir ve ilçelerinde, deprem riski nedeniyle yıkılan yerine yenisi yapılan kaç kamu binası vardı? Bu binalar nelerdir ve kime aitti? Yapılan işlerin maliyeti ne olmuştur'
3-İzmir ve ilçelerinde kaç kamu binası depreme dayanıklı olacak şekilde güçlendirilmişti? Bu binalar hangileridir ve hangi kuruma aitti? Bu işlem kaç liraya mal olmuştur'
4-İzmir’de son on yılda kamu kurumlarında kaç deprem tatbikatı yapılmıştı? Bunu hangi kurumlar yapmıştı? Bu tatbikatlar sayı itibari ile uluslararası standartlara göre yeterli midir'
5-İzmir’de yurttaşlarımızın depreme karşı hazırlıklı olmalarını ve deprem farkındalığını sağlamak için sürdürülen çalışma var mıdı? Bu çalışmalar hangi bilimsel kuruluşlar - üniversiteler ile yürütülmektedir'
6-İzmir’de, olası bir depremde enerji, metro, santral, kimyasal tesisleri vb. gibi kritik noktaları önceden haberdar ederek, zararları en aza indirecek “deprem erken uyarı sistemi” gibi elektronik alt yapı çalışmaları yapılmakta mıdı? Yapmayı planlıyor musunuz'
7-Deprem bölgesinde yer alan İzmir için “deprem senaryosu” çalışması var mıdı? Ne zaman ve kim tarafından yapılmıştı? Sonuçları nedi? Yoksa yapmayı planlıyor musunuz'
8-İzmir'de deprem ya da afet koşullarında kapalı alan barındırma olanakları (lokasyon, yatak sayısı, fiziki koşullar, vb.) nelerdir'
POLİTİKA
Sayfa başına git
