Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Kılıçdaroğlu’nun iddialarına karşılık olarak “Yurt dışında hangi bankada Tayyip Erdoğan’ın hesabı var, bunu ispatla. İspatlayamadığın takdirde senin siyaseti bırakman lazım. İspatlarsan, ben hem siyaseti hem cumhurbaşkanlığı makamını bırakacağım. Hodri meydan” demişti.
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Antalya’nın Döşemealtı İlçesi’nde CHP Merkez İlçe Başkanlığı’nı ziyaret etti. Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç, CHP eski Antalya Milletvekili Gürkut Acar ve partililerin katıldığı toplantıda Gürsel Tekin, Reza Sarraf olayı ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında süren belge tartışmalarıyla ilgili açılamalarda bulundu.
Son dönemde FETÖ’ydü, NATO’ydu diye Türkiye’nin gerçek gündeminin dışına çıkıldığını, şimdi de Reza Sarraf meselesiyle gündemin meşgul olduğunu belirten Gürsel Tekin, işsizlik ve yoksulluğun had safhada olduğunu, Türkiye’nin hiçbir dönem bu kadar sıkıntı içine girmediğini söyledi. Bütün bu sıkıntılar içindeki baş belasının, kimine göre bir milli mesele, kendilerine göre de adeta suç örgütü niteliğinde olan Reza Sarraf meselesi olduğunu aktaran Tekin, “Babadan oğula suça bulaşmış bir şahısla ilgili 17-25 Aralık’tan sonra gördük ki, aslında ondan önce böyle bir zatı muhteremi hiçbirimiz tanımıyorduk. Neredeyse milli gelirimizin önemli kısmına katkısı olan bu adam 17-25 Aralık’ta özellikle siyasetçileri, kamu yöneticilerini hangi paralarıyla organize ettiği ortaya çıkınca tabi ki Türk yargısı bununla ilgili bir süreç başlattı ama ne yazık ki bu süreç çok uzun vadeli olmadı. Şu anki iktidarın çabasıyla yargı bypass edildi. Ve bu suça bulaşmış insanların hiçbirisinden hesap sorulamadı” dedi.
Şimdi iktidar mensuplarının bu meseleyi Türkiye’ye bir tehdit algısı olarak kamuoyuna yansıtmalarını anlamakta zorluk çektiğini dile getiren Tekin, “Bir bu adam nereden geldi size, kim getird? İki, uluslararası anlaşmalarımızın gereği bütün bu olumsuzluklar büyük olasılıkla, defalarca ikaza tabi tutulmasına rağmen neden bir önlem alınmadı ' Üç, sadece kendisi değil, babası, kardeşinin çeşitli yasa dışı işlere bulaştığını mutlaka bizim istihbarat teşkilatlarımızın herhalde dönemin cumhurbaşkanı ve başbakanına bildirmeleri gerektiğine inanıyorum. Bütün bunlara, bir 17-25 Aralık rezaletine rağmen adeta hükümetin yetkililerinin ödüllendirdiği, plaket verdiği, yetmedi gazete ve televizyonlarda bir halk kahramanı edasıyla tanıtılan bir adamın şimdi serüveniyle Türkiye karşı karşıya kaldı. Madde bir, bu adamı kim getirdi sizler? Madde iki, bu vatandaşın gidişatı nasıl oldu” diye konuştu.
Reza Sarraf gitmeden önce bütün gazetelerde soruşturmaya tabi tutulduğu haberlerinin çıktığının hatırlanması gerektiğini söyleyen Tekin, “Amerika’da arandığıyla ilgili bu bilgiler bütün kamuoyuna yansıyor da sizin elinizde olmaması son derece şaşırtıcı. Aklıma şu geliyor, acaba geçmiş dönemlerde çeşitli grup ve insanların sizleri kandırdığı gibi bu Reza da mı sizi kandırd? Ya bu kadar yasa dışı uygulama yapmış bir insanın elini kolunu sallayarak Amerika gibi, bütün suçluları paralarını takip ederek bulur, Reza’ya baktığınızda bütün işlemlerini dolarla yapmış. Bu kadar dolarla işlem yapmış bir adamın Amerikalılar tarafından bilinmemesi herhalde mümkün değildir. Acaba gidişatı konusunda bu destekleri kimlerden aldı, hangi istihbarat örgütleri bunun arkasında, kimler getirdi, kimler götürdü' Aslında getirenlere bakarsanız, götürenlerin de kimler olduğunu büyük olasılıkla anlayacaksınız” dedi.
‘YARIN HEP BERABER GÖRECEĞİZ’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçen salı günü grup toplantısında çok net anlaşılabilir, herkesin anlayabileceği sorular sorduğunu ifade eden Tekin, şöyle dedi:
“Örneğin İsviçre bankalarında bir yabancı gazetenin haberine dayalı, burada paranız var mı yok mu, yoksa evet yoktur ve bu konuda tıpkı Sayın Baykal’ın geçmiş dönemdeki ‘İsviçre bankalarında param yoktur’ deyip mahkemeye verip soruşturma başlattığı gibi siz de bu yöntemi deneyebilirdiniz. Ama bu yöntemi de denemediğinize göre elbette ki insanların kafalarında soru işaretleri oluşuyor. Şimdi sayın genel başkanımızın salı günü sormuş olduğu çok net soru şu. Hepimiz çok iyi biliriz ki, Sayın Kılıçdaroğlu’nun hayatında yalan da yoktur, fıtratında da iftira yoktur. Sayın Kılıçdaroğlu belgeye, bilgiye dayalı konuşan bir liderdir. Birincisi şu, sizinle ilgili herhangi bir şey söylediğini zannetmiyorum. En azından grupta benim izlediğim kadarıyla. Bir çocuklarınızla ilgili, damadınızla ilgili, dünürünüzle ilgili ve eski özel kaleminizle ilgili bu iddiaların olduğunu ifade etti. Ama Sayın Erdoğan dün üslubunu sertleştirerek gerçekten hiçbir siyasi üsluba yakışmayacak şekilde hakarete varan cümleleri kullanması son derece manidardır. Unutmayın ki Sayın Kılıçdaroğlu geçmiş dönemlerde de olduğu gibi hiçbir şeyi belgeye bilgiye dayalı konuşmayacağını büyük olasılıkla yarın hep beraber göreceğiz.”
KILIÇDAROĞLU’NU TAKİP EDİN
Belge tartışmasıyla ilgili “Yarın hep beraber göreceğiz” sözlerinin sorulduğu Gürsel Tekin, şunları söyledi:
“Bilemiyorum belge açıklanır mı açıklanmaz mı ama Sayın Kılıçdaroğlu belgeye, bilgiye dayalı olmayan hiçbir iddiası, konuşması olmaz. Geçmiş dönemde de olmamıştır ve şimdi de olmaz. Hatta şöyle bir şey de söylüyor, ‘Geçmişte de bir sürü iftira attı.’ Valla bir tanesini hatırlatsınlar onlardan özür dileyeceğim. Sayın Kılıçdaroğlu bugüne kadar hiç kimseye iftira da atmamıştır, olmayan bir şeyi de konuşmamıştır. Eğer Sayın Kılıçdaroğlu’nu dinlemiş olsaydınız, yani kendi çamaşırımızı kendimiz yıkamış olsaydık bugün elin oğlu size kol gibi fatura göndermemiş olurdu. Elbette grup toplantımız var hiç merak etmeyin. Kılıçdaroğlu’nu takip edin.”
‘SAHİP ÇIKILMASI GEREKEN HALK BANKASI MÜDÜR YARDIMCISIDIR’
Tekin, şöyle devam etti:
“Doğrusu burada sahip çıkılması gereken Halk Bankası genel müdür yardımcısıdır. Sonuç itibariyle banka devletin, hepimizin bankasıdır. Yani görünen tabloda bu Reza denilen şahıs kendisini kurtarmış, öyle gözüküyor. Büyük olasılıkla ya itirafçı olmuştur ya da baştan ifade ettiği gibi organize bir gidiş vardır. Yani elini kolunu sallayarak gidiyor ve orada teslim oluyor. Bütün bunlara baktığımızda çok basit cümlelerle tarif edilmeyecek önemli bir süreçtir. İktisadi olarak tabi bütün bu olumsuzlukların faturasını 80 milyon yurttaşımız ödeyecek.”
İYİ PARTİ SORUSU
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, CHP ile seçim işbirliği yapıp yapılmayacağı yönündeki soruya ‘Hayır’ yanıtı verdiğinin hatırlatılması üzerine Gürsel Tekin, “Kimin ne söylediğinin bir önemi yok. Türkiye’nin demokrasi, özgürlük, hukuk meselesi konusunda ciddi çaba gösteren, referandum sürecinde de bu sürecin lokomotifi olan CHP yüzde 55-60’la ittifak kuran bir siyasi partidir. Onun için şu parti, bu partiden ziyade bütün bu süreçte ‘evet kardeşim ben kendime demokrasiyi, özgürlüğümü, geleceğimi dert edindim, bu sürecin bir parçasıyım’ diyen herkesle biz beraber yol yürüyeceğiz. Tıpkı referandumda olduğu gibi” dedi. DHA