POLİTİKA
EGEPOSTASI – Egepostası yazarı Halit Tunç’un, dünkü köşesinde yer verdiği ‘İzmir’in Çernobil’i Gaziemir’deki çevre kabusuyla ilgili yazısına CHP İzmir Milletvekili Ali Yiğit’ten yanıt geldi.
“CHP İzmir Milletvekili Ali Yiğit, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’a yanıtlaması talebiyle bir soru önergesi vermiş. İzmir’in Çernobil’i olarak adlandırılan Gaziemir Kurşun Fabrikasının 8 yıl önce boşaltılmış arazisini soruyor. Radyasyondan arındırılıp, arındırılmadığını merak ediyor. Milletvekilimiz, fabrikanın bugünkü akıbetini sormaya nedense cesaret edemiyor” diye başlayan yazıda Tunç, Gaziemir’de çevre faciası yaratan kurşun fabrikasının daha sonra Torbalı’nın en değerli yaşam alanında faaliyete geçmesine neden gözyumulduğunu sorarken, bu yazıya Yiğit’ten yanıt geldi.
PEŞİN HÜKÜMDE BULUNMUŞSUNUZ
“Öncelikle çevre duyarlılığınızdan dolayı teşekkür ederim” diyen Ali Yiğit, yaşananlarda herkesin sorumluluğu bulunduğunu, verdiği önergeyle farkındalık yaratmaya çalıştığını vurguladı. Yiğit’in Tunç’a yanıtı şöyle:
"13 Şubat tarihinde Ege Postası’nda “CHP Milletvekili Ali Yiğit Bey’e benim de sorularım var” başlıklı köşe yazınızda Gaziemir’deki radyasyonla ilgili soru önergeme atfen Kurşun Fabrikasını konu etmiş, geçmişe yönelik sorgulamalarda bulunmuş ve fabrikanın bugünkü akıbetini sorgulamaya cesaret edemeyeceğim yönünde imada ve peşin hükümde bulunmuşsunuz.
Halen var olan, insan ve çevre açısından tehdit oluşturan Gaziemir’deki radyasyonla ilgili bakanlığı uyarmamdan ve acil eylem planı çağrısında bulunmamdan dolayı beni cesaret sınavıyla test etmenizden üzüntü duydum.
Hiç şüphesiz yazdıklarınızda haklılık payı vardır. Gerek fabrikanın kuruluşunda gerekse faaliyet gösterdiği yıllarda yer seçiminden tutun da, işletilmesinden denetimine izin veren herkesin bunda büyük sorumluluğu var. Ama bu durum bugün karşı karşıya olduğumuz tehdide dikkat çekme çalışmamızın, farkındalık oluşturma çabamızın ve önlem alınması yönündeki çağrımızın yadsınmasına haklı bir gerekçe oluşturmaz. Çevre ve insan sağlığı konusunda en duyarlı parti olduğumuz ve bu doğrultuda Karadeniz’den, Ege’ye her alanda sadece hukuk alanında değil sahada da sesimizi duyurmaya çalıştığımız malumunuzdur. Çevre, doğa ve insan bizim anlayışımızda siyaset üstü bir alandır. Kaldı ki fabrikanın kurulduğu 1961 yılından kapatıldığı 2010 yılına kadar kimlerin iktidarda olduğu kimlerin belediye başkanlığı yaptığı bellidir. Dolayısıyla bir fatura çıkarılacaksa bunu bir partiye ya da bir belediye başkanına kesmek adilane bir tutum olmayacaktır. Burada bir sorun varsa bunda herkesin sorumluluğu vardır. Bu sorumluluğun gereğini yerine getirmek ise en başta bir insanlık sorunudur. Bizim amacımız şu anda var olan ve geleceğimiz açısından tehdit oluşturan bir soruna çözüm bulmaktır.
Öte yandan bir fabrikanın kuruluşu sadece yerel makamların izniyle değil, ilgili bakanlıkların da incelemesi, denetimi ve onayıyla gerçekleşmektedir. Fabrikanın kapatıldığı ve Torbalı’da tekrar üretime geçtiği dönemde CHP’li Belediyeler yerelde, AKP ise Türkiye genelinde iktidardır. Halen faaliyet gösteren fabrikanın Torbalı’ya verdiği ve vereceği zararlarla ilgili yeterli denetimin yapılıp yapılmadığı belediye başkanını da milletvekillerini de bakanlıkları da yakından ilgilendiren bir konudur. Bu konuda da önerge vereceğimizden hiç kuşkunuz olmasın. Ancak önerge vermekle bu işlerin çözüme ulaştırılamayacağının da farkında biri olarak asıl amacımızın bu konuda kamuoyu oluşturmak olduğunu bilmenizi isterim. Konuyla ilgili ne kadar yayın yapılırsa, bölgede yaşayan insanlar ne kadar bilinçlendirilir ve kamuoyu oluşturulursa çözüme ulaşmak o kadar kolaylaşır. Burada en önemli sorumluluk ise siyasetçiler kadar halkın gözü, kulağı ve sesi olan siz gazetecilere düşmektedir.
Bu düşüncelerle çalışmalarınızda başarılar diler, saygılar sunarım."
Sayfa başına git
