Toplantının açılış konuşmalarını İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, İzmir Kadın Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Başkanı Aysel Öztezel ve Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat yaptı. Kestelli, kadına şiddet sorununun temel bir insanlık sorunu olduğunu ve sosyal statü farkı tanımadan toplumun tüm kesimlerinde yaygın şekilde yaşandığını söyledi.
Kestelli, “Araştırmalara göre dünyada her 10 kadından üçü, ülkemizde ise her 10 kadından dördü, hayatının bir noktasında mutlaka bir şiddet türüne maruz kalıyor. Aile içi şiddet başlı başına bir insan hakkı ihlali ve son tahlilde dönüp, bütün insanlığın refahını vuran bir sorun" dedi. İzmir Kadın Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Başkanı Aysel Öztezel, kadınların şiddet görmesinin temel kaynağında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin olduğuna vurgu yaptığı konuşmasında, şiddetin sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde kadınların yaşadıkları ortak bir sorun olduğuna dikkat çekti. Kadınların tüm dünyada çeşitli şiddet biçimlerine farklı doz ve şekillerde maruz kaldığını belirten Öztezel, “Eşitliğin olmadığı yerde doğal olarak üstünlük ve hakimiyet ortaya çıkar. Erkek ve kadın arasında asimetrik bir güç ilişkisi yaratılıyor. Bu nedenle, bu ve benzeri projeler, böylesi algı ve ön yargılarla mücadele açısından çok önemli. Kadına yönelik şiddet kabul edilemez. Ülkemizde, kadına yönelik şiddet, mücadele edilmesi gereken öncelikli toplumsal sorumluluklar arasında. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda kesinlikle algı yaratılması gerekiyor. Kadınlarımızın öğretilmiş çaresizliklerinden kurtulmaları gerekiyor" dedi.
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat, “Kadınların maruz kaldıkları sistematik baskı ve şiddet kadınlar çalışma hayatına katıldıkça daha görünür hale geldi, bir özel yaşam meselesi olmaktan çıktı ve toplumsal bir mesele oldu. Şirketler pragmatik yaklaşımları, örgütleme yetkinlikleri ve kapasiteleriyle tüm toplumsal sorunlarda olduğu gibi bu sorunun da çözümünde önemli bir rol oynama potansiyeline sahip. Şirketler kadın çalışanlarının sağlığını ve onurunu gözetirken sadece çalışma etkinliğini ve iş performansını artırmakla kalmıyorlar, içinde faaliyet gösterdikleri toplumun sağlığını, onurunu gözetiyor, çalışma barışına katkıda bulunuyor ve ülkemizin ekonomik ve toplumsal refahına katkıda bulunuyorlar" dedi.