Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenterler Komisyonu’nun (AKPM) Türkiye’ye yönelik denetim kararının ardından kritik bir adım atılacağını açıkladı. Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi bütçesine en fazla katkı sağlayan ve “grand payeur” olan ülkelerden birinin Türkiye olduğunu belirterek, “Onu düşüreceğiz. Minimum ödeme yapacağız. Heyet gönderip göndermemeyi de değerlendiriyoruz. Başka atabileceğimiz adımlar da var. Şunu bilsinler ki buna pişman olacaklar” dedi. Türkiye, geçen yıl 33 milyon Euro katkı sağlamıştı.
Çavuşoğlu, Özbekistan ziyareti dönüşünde Gazete Habertürk muhabiri Bahar Bakır’a konuştu. Çavuşoğlu’nun gündeme ilişkin değerlendirmeleri şöyle:
REFERANDUM OLURSA DURUR:
Cumhurbaşkanı’mız da biz de AB’nin Türkiye’ye yaklaşımından çok rahatsızız. Oyalama var, netice yok! AB bir karar versin. İkide bir bizi tehdit ediyor. Gerekirse biz de bir referanduma gidebiliriz. Gidersek “Durdurun” kararı çıkar. AB ne içeri almak istiyor, ne de uzaklaşmamızı istiyor. Almanya ve Fransa üyeliğimizi istemiyor. Zemin kayması tartışmaları, “Rusya ile neden düzeldiniz'” sorularının sebebi de bu. Bizim gittiğimiz yerlere bizden daha çok kendileri gidiyorlar. Ben, sizi sorguluyor muyu? Sen beni neden sorguluyorsun'
HEYET GÖNDERMEME GÜNDEMDE:
(“Türkiye, AKPM’de grand payeur. AKPM’ye karşı bu anlamda atılacak adımlar nedir'” sorusuna) Onu düşüreceğiz. Minimum ödeme yapacağız. Heyet gönderip göndermeme değerlendiriliyor. Eski işbirliğini göremeyecekler. Başka atabileceğimiz adımlar da var. Şunu bilsinler ki buna pişman olacaklar. Denetim sürecine almakla Türkiye’yi daha iyi denetleyeceklerini sanıyorlarsa bu bir siyasi karar. Hak etsek eyvallah...
PUTİN DAVET ETTİ:
(Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Soçi ziyareti) Referandum sonrasında tebrik için aradığında da Putin, “Sizi Soçi’ye davet ediyorum” deyince de Cumhurbaşkanı’mız “Tamam” dedi. Biz Suriye konusunda siyasi çözüm sürecini devam ettirmek istiyoruz. Ama bunun en önemli şartı ateşkesin devam etmesi. Astana’da önce uzmanlar buluşacak. Bu süreci devam ettirmemiz lazım.
HEDEF YENİDEN İVME:
(Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyareti) Güvene dayalı ilişkilerimize yeniden ivme, enerji kazandırmamız lazım. Yeni yönetim, “Obama yönetiminin yaptığı hataların, hasarın farkındayız. Düzelteceğiz” diyor. Gülen’in iadesi ile ilgili yeni belgeler verdik. “Çalışıyoruz üzerinde” diyorlar. Umutsuz olmak için bir sebep yok. Daha kararlı olmalarını bekliyoruz.
SUÇ İŞLEMEMİŞ OLABİLİRLER:
(Suriye rejiminin İdlib’deki kimyasal saldırısı) Son kimyasal silah kullanımından sonra, daha önce “Geçiş sürecinde kalabilir” diyen ülkeler bile artık “Biz bu konuda netiz, Esad’ın gitmesi lazım” demeye başladılar. Esasen mantıklısı bu. Esad da orada temsil edilsin ama kendisi değil. Esad’ın yanında insanlık suçu işlememiş bir sürü insan var. Onlar temsil edebilir. Herkesin kabul ettiği bir geçiş süreci olmalı.
TERÖRİSTTEN YEREL PARTNER OLMAZ:
(ABD’nin Sincar operasyonuna “Derin kaygılıyız, Türkiye uyumlu olmalı” açıklaması) Yanlış! Bir kere YPG ile işbirliği yapmaları doğru değil. Bunu yeni yönetime anlatmaya çalışıyoruz. Ama arazide aynı askerler olduğu için bu kişiler bu yönde görüş bildiriyor. Teröristlerden yerel partner olmaz. Nasıl oluyor da müttefikine yerel partner saldırıyo? Biz kendilerine operasyon gecesi iki saat öncesinde bilgi verdik. Uyumdan şunu anlıyorlarsa, “Terör örgütü saldırmaya devam etsin. Türkiye de koalisyonun izni olmadan terör örgütünü vurmasın” diyorlarsa, o başka, onun dışında biz gayet uyumluyuz.
S-400 ALACAĞIZ:
(“Türkiye, Rusya’dan S-400 füzelerini alacak mı'’ sorusuna) Alacağız. Prensipte anlaştık. Ortak üretim, fiyat müzakere ediyoruz. İsterdik ki NATO ülkelerinden alalım. Ama bu yaklaşım içinde olmadılar.
NEDEN YAPTIRIMA GİDİYORSUN':
(Rusya ile yaptırım krizi) “İlişkileri normalleştirdik ama ben yaptırımları hâlâ devam ettiririm” anlayışı doğru değil. Biz Rusya’dan ithal ettiğimiz tarım ürünlerine karşı hiçbir tarife artışı yoluna gitmedik. Cumhurbaşkanı’mız da söyledi: “Gelin hepsini kaldıralım.” Kaldırmayınca bu sefer bizler ithal ettiğimiz ürünleri getirdik. Esasen bizim Rusya’dan ithal ettiğimiz tarım ürünlerinin değeri ihraç ettiğimizden yüzde 30, 50 daha fazla. O zaman biz yaptırıma gitmiyorsak, sen neden yaptırıma gidiyorsu? “Elimizde koz olsun” demek dostluğumuza yakışan bir şey değil.
YAPABİLİRSEN YAP:
(“Malta’daki AB Gayrıresmi Dışişleri Bakanları toplantısında ‘Üyelik müzakerelerini askıya alıyoruz’ tartışması olursa ne dersiniz'” sorusuna) “Buyurun yapın” deriz. Yapabilirsen yap hadi. Oybirliği ile karar alınıyor. Cevabını veririz, altta kalmayız. Kavga etmeye gitmiyoruz ama haksızlıklara karşı vermeyeceğimiz cevap da hesap da yok. Göç konusu AKPM ile ilgili değil. Vize serbestisi ile ilgili istediğimiz neticeyi alamayacaksak onu da iptal ederiz.