AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, Abdullah Öcalan’ın bağımsız Kürdistan diye yola çıktığını, sonra federasyon, sonra demokratik özerklik dediğini ifade etti. Çelik, Öcalan’ın şimdi ise ‘standartları yüksek bir demokrasi Türk’e de Kürt’e de herkese yeter’ dediğini aktardı. 2 kerenin 2 ettiğini Öcalan da söylese, doğru söylenmesi gerektiğini belirten Çelik, “Şimdi Abdullah Öcalan bu noktaya geldiyse ‘yok yok Öcalan sen bu noktaya gelme. Sen, de ki kavgaya devam.’ Onun için Türkiye emin ellerdedir.” dedi.
AK Partili Hüseyin Çelik, Uluslararası Yöneticiler Derneği’nin (YÖNETDER) dün akşamki programına katıldı. Burada bürokratlara seslenen Çelik, dış politikayı ve çözüm sürecini anlattı. AK Parti döneminde dış politikada eksen kayması olduğu yönündeki eleştirileri değerlendiren Çelik, Çinlilerin ‘hiçbir akıllı yumurtalarının hepsini bir sepette taşımaz’ sözünü hatırlatarak, Türkiye’nin dış politikasını anlattı. Kendilerinden önce Türkiye’nin ihracatının yüzde 60’ını Avrupa ülkelerine yaptığına dikkat çeken Çelik, bu oranın şimdi yüzde 38’e düştüğünü söyledi.
“BİZİM EKSENİMİZ 360 DERECEDİR”
Avrupa’da daralmanın yaşandığını belirten Çelik, “Avrupa Birliği’nde daralma olduğunda biz malı kime satacağız'” diye sorarak, “Biz yeni destinasyonlar bulmak zorundaydık. Biz şunu yaptık, farklı farklı mensubiyetler birleşir sizin kimliğinizi oluşturur. Etnolojide kullanılan bir soğandır. Soğanın ortasında soğanın cücüğü dediğimiz bir şey vardır, o bireyin kendisidir. Onun etrafındaki tabakalar ise aileniz, akrabanız, aşiretiniz, kavimdir, mensup olduğunuz millet, inanç, son olarak insan olmak ortak paydasıdır. Şimdi bunlar birbirinin alternatifi midi? Türkiye Türk dünyasının bir parçasıdır, Türkiye İslam dünyasının bir parçasıdır, Türkiye AB ile üyelik müzakeresi yapan bir ülkedir, Türkiye OECD ülkesidir, Türkiye NATO üyesi ülkedir. Bunların hepsi birleşir bizim milli şahsiyetimizi oluşturur. Dolayısıyla bunlardan birisinin olması diğerinin olmaması anlamına gelmez. Bizim eksenimiz 360 derecedir.” diye konuştu.
“SARKOZY ÇILDIRDI GİTTİ”
Birleşmiş Milletler’de (BM) 151 oyun kolay alınmadığını aktaran Çelik, küçük ülke devlet adamlarına resmi tören düzenlenmesine tepki gösterenlere “Sizin ufkunuz o kadar işte” dedi. Türkiye’nin Afrika’da 12 büyükelçiliğinin olduğunu, şu anda ise 36 büyükelçiliğin olduğunu belirten Çelik, bu eleştirilere de “Asıl kaptan geminin burnunu gören değil, ufku görendir.” diye cevap verdi.
Afrika’nın yeniden keşfedilmeyi beklediğine işaret eden Çelik, şu ifadeleri kullandı: “Başbakan, ailesi ile Somali’ye gitmeseydi, bütün dünya gözünü Somali’ye çevirmezdi. Biz şimdi Afrika’da müthiş bir hamle içindeyiz. Fransa eski Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin ‘gittiğim her ülkede Türk bayrağı görüyorum, çıldıracağım’ diyormuş. Nitekim çıldırdı gitti.”
“TERÖRÜN MALİYETİ, DOĞRUDAN VE DOLAYLI BİR BUÇUK TRİLYON DOLAR”
Türkiye’nin elini kolunu bağlayan en önemli konunun terör sorunu olduğunu bildiren Çelik, Türkiye’nin terörden dolayı doğrudan ya da dolaylı yoldan zararının bir buçuk trilyon dolar olduğunu kaydetti. Doğrudan harcanan 350-400 milyar doların kabul edilebileceğini ifade eden Çelik, fakat dolaylı yoldan gelen zararla birlikte bu rakamları bulduğunu belirtti. 90’lı yıllarda her yıl ortalama bin kadar güvenlik görevlisi ve vatandaşın şehit olduğunu, 5 bin kadar da teröristin etkisiz hale getirildiğini hatırlatan Çelik, o günün siyasi aklının meseleyi sadece polisiye ve askeri mesele olarak düşündüğünü, bunun dışındaki unsurların tamamen devre dışı olduğunu dile getirdi. Çelik, bugün meseleye bütüncül bakan bir siyasi iradenin olduğunu vurguladı.
“HALA O SIR PERDELERİ ARALANMIŞ DEĞİL”
Bundan önceki süreçlerde ‘terör tam bitme noktasına geldi derken’ Elazığ-Bingöl arasında 33 askerin şehit edildiğine değinen Çelik, “Nasıl oluyor b? Ve hala o sır perdeleri aralanmış değil. Onun için bugüne kadar doğrusu ile yanlışı ile geldik. Bir kere herkes şundan emin olsun, ‘ya acaba bunlar Abdullah Öcalan’a PKK’ya ne taviz veriyor'’ Bizim Sayın Ulaştırma Bakanı diyor ki ‘4 T pazarlığı yaptık; tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan.’ Kılıçdaroğlu, bunu gerçekten pazarlık olarak algılıyor ve ‘bakın hani pazarlık yoktu. Sen pazarlık yok diyorsun bakanın var diyor, hangisine inanacağız'’ Şimdi bizim bir atasözümüz var: ‘Ben parmağımla ayı gösterdiğim zaman ahmaklar parmağıma bakar’ Binali Bey espri olarak bunu söylemiş. Türkiye’nin üniter yapısından taviz verilmesi söz konusu değil. Biz diyoruz ki şu odanın içerisinde hepimizin rahat nefes alabileceği kadar oksijen olursa biz rahat ederiz. Biz Türkiye’nin demokratik oksijenini artırmaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE EMİN ELLERDEDİR”
Abdullah Öcalan’ın bağımsız Kürdistan diye yola çıktığını, sonra federasyon, sonra demokratik özerklik dediğini ifade eden Çelik, Öcalan’ın şimdi ise ‘standartları yüksek bir demokrasi Türk’e de Kürt’e de herkese yeter’ dediğini aktardı. Bir konuşmasında iki kerenin iki ettiğini Öcalan da söylese buna doğru deneceğini, Putin de dese buna doğru deneceğini, Kılıçdaroğlu da Bahçeli de kim olursa olsun ona doğru deneceğini belirten Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şimdi Abdullah Öcalan bu noktaya geldiyse ‘yok yok Öcalan sen bu noktaya gelme. Sen, de ki kavgaya devam.’ Onun için Türkiye emin ellerdedir.”
“BAŞKANLIK SİSTEMİ AK PARTİ’NİN OLMAZSA OLMAZI DEĞİL”
Başkanlık-Federasyon pazarlığı yapıldığı yönündeki sözlere de tepki gösteren Çelik, “Bre ahmak, başkanlık sistemi için illa federasyona eyalete gerek yok ki. Başkanlık olmadığı zaman da eyalet sistemi olmuyor m? Almanya’da başkanlık sistemi yok ama eyalet sistemi var. Başkanlık sistemi AK Parti için de olmazsa olmaz değil. Biz Türkiye’nin yamalı bohça gibi koalisyonlara dönmemesi için başkanlık sistemi diyoruz. Ha olmadı ‘parlamenter sistem çok kötüdür, bizi batırır’ böyle bir iddiamız da yok. Bugüne kadar böyle gelmişiz, ama hatırlayın 1950 ile 1960 arasında güçlü tek parti yönetimi var, bakın yukarıya doğru çıkıyoruz. 60-65 baş aşağı, çakılmış Türkiye.” örneklerini verdi.
“BAŞBAKAN’IN ‘HOCAEFENDİ’NİN BİR EMRİ VAR MI'’ SÖZÜ NEZAKETTİR”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD seyahatinde yardımcısı Bülent Arınç’ı Fethullah Gülen Hocaefendi'ye gönderirken, ‘Hocaefendi’nin bir emri var mı'’ sözünün gazeteciler tarafından kendisine sorulduğunu kaydeden Çelik, “Ne diyecekt? Muhtar beni arıyor, diyorum ‘muhtar buyur, beni emretmişsin’ diyorum. Ya bu nezakettir. Ne demesi gerekiyordu. İşte Hasdal zihniyeti budur. Allah iyi etsin hepimizi.” ifadelerini kullandı.