CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Alam Die Welt gazetesine verdiği röportajda; ’Biz eleştirdiğimiz zaman, siz de cemaatin yanındasınız diyorlar. Ya ben cemaati tanımam, takmam, bilmem, cemaatle bizim bir özel ilişkimiz yok’ dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya’nın Die Zeit gazetesine özel röportaj verdi. Kılıçdaroğlu, gazeteye verdiği röportajda Türkiye gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, halkın sağduyusuna güvendiğini söyleerek şunları kaydetti; ’Erdoğan 21. yüzyılda Türkiye’nin bir diktatörüdür. Şimdiki hükümet ülkeyi kaosa sürüklüyor. Sağlıklı işleyen bir demokraside ismi bu kadar şaibeye karışmış bir Başbakan’ın çoktan gitmesi gerekiyordu. Türkiye, içinde bulunduğu krizden demokratik yollarla kurtulacak. Önümüzdeki seçimlerde halkın sağduyusuna güveniyorum’ dedi.
’BEN DEVLETİM’ DİYOR
Die Welt’in, ’Erdoğan sizce diktatör mü'’ sorusuna Kemal Kılıçdaroğlu; ’Sizce değil, zaten diktatör. Ona ilk kez diktatör diyen kişi benim. Neden diktatö? Medyaya baskı uyguluyor, işadamlarına baskı uyguluyor, bürokrasi tümüyle kendi emrinde. Yani, ’ben devletim’ diyor. Oysa siyasal iktidarlar, siyasal partiler devleti yönetmek üzere gelirler, devlet olmak için değil. Bu devleti yönetmek için geldi, ama devlet oldu. Vali onun valisi, kaymakam onun kaymakamı, rektör onun rektörü, doktor onun doktoru, her şey ona ait, kendisine ait hissediyor. En ufak bir eleştiriye tahammül edemiyor, doğrudan doğruya televizyon yöneticilerine, gazetelerin genel yayın yönetmenlerine telefon edip müdahale ediyor. Kendisinin beğenmediği veya kendisini eleştiren işadamlarını açıkça tehdit ediyor. Bunun için o 21. yüzyılın Türkiye diktatörü’ diye cevap verdi.
CEMAATLE ÖZEL İLİŞKİMİZ YOK
Röportajda cemaat ile CHP arasında özel bir ilişki ve anlaşma olmadığını belirten Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
’Biz bir siyasal partiyiz. Bizim muhatabımız iktidar ve diğer siyasal partilerdir. Bizim muhatabımız sivil toplum örgütleri, sendikalar, cemaatler olmamalı. Ülkeyi yöneten onlar. Ülke yönetiminde bir sorun varsa, biz onları eleştirmek durumundayız. Cemaatler dinsel örgütlenmelerdir. Belli bir manevi acıdan bir görüşe sahip olanlar bir araya gelip kendi cemaatlerini, tarikatlarını oluşturabilirler. Siyasete girmediği, bulaşmadığı, siyasete yön vermediği sürece, herkes kendi inancında özgürdür. Bizce bunun bir sakıncası yok. Ama daha düne kadar cemaatle kol kola yola çıkan ve ’siz ne istediniz de biz vermedik’ diyen bir kişi yolsuzluklar ortaya çıktıktan sonra kıyameti koparıyor. İyi de bu yolsuzlukların tamamı doğru, belgeli, kayıtlı fotoğraflı. ’Paralel devlet yaptı bunları’ diyor. İyi de Bakan’ın koluna 700 milyar liralık saati paralel devlet takmadı herhalde. Bakan çocuklarının yatak odalarına yedi kasayı paralel devlet koymadı herhalde. O kasaların içinde milyarlarca doları, avroyu paralel devlet koymadı. Biz eleştirdiğimiz zaman, siz de cemaatin yanındasınız diyorlar. Ya ben cemaati tanımam, takmam, bilmem, cemaatle bizim bir özel ilişkimiz yok.’