EGEPOSTASI- Türkiye, 9 gündür ülkenin güney bölgesinde başlayan ve daha sonra 130'dan fazla noktada patlak veren yangılarla mücadelesini sürdürüyor. Ülkenin her noktasından afet bölgelerine yardım yağarken, muhalefet yangına müdahalede yetersiz kalındığını ileri sürerek eleştiriler getiriyor.
Bir yandan yangınla mücadele devam ederken geçtiğimiz günlerde Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), televizyonlara gönderdiği genelgeyle bölgede haber akışını sağlayan basın mensuplarına bir nevi kısıtlamalar getirdi.
2 gün önce RTÜK Başkanlığı tarafından medya kuruluşlarına gönderilen uyarı yazısında, "130 farklı noktada çıkan yangınlar acil müdahale ekipleri tarafından başarıyla söndürülmüşken buraları hiç görmeksizin sadece yanan alanların ısrarla ekranlara taşınması, kaos havası beklentisinde olan çevrelerin istediği yönde bir yayıncılıktır" ifadeleri kullanılırken “Bugün itibari ile, RTÜK uzmanları tarafından cezai yaptırıma esas oluşturulması amacıyla raporlama çalışmasına başlanılmıştır. Bu minvalde, orman yangınlarıyla ilgili yapılan yayınların 6112 sayılı Kanun’da yer alan yayın ilkeleri doğrultusunda gerçekleştirilmesi, tereddütler halinde İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı ile temasta olunması son derece önemlidir. Aksi takdirde söz konusu yayın ilkelerini hiçe sayan medya hizmet sağlayıcılara en ağır müeyyidelerin uygulanması kaçınılmaz hale gelecektir” denilerek pek çok kez ülkede yaşanan olağanüstü durumlarda olduğu gibi yangı felaketinde de oklar medya kuruluşlarına döndürüldü.
RTÜK tarafından yapılan uyarı, basın mensuplarınca tepkiyle karşılanırken basın mensuplarının haber yapma hakkının önüne geçmesi görüşleriyle kamuoyunda sert eleştirilere neden oldu
Öte yandan İzmir Gazeteciler Cemiyeti, RTÜK tarafından alınan kararı kınadığı yazılı bir basın açıklaması yaptı.
Cemiyet tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
“Son zamanlarda ülkemizin yaşadığı her olağanüstü durumda basınımız hedef tahtası haline getirilmektedir.
Ciğerimizi yakan yangınlarda da bir kez daha üzülerek gördük ki; kimi zaman milletimiz çaresizliğin acısını, devlet yapamadıklarının hesabını basın mensuplarından soruyor. Birlik olmamız gereken kriz zamanlarında fatura yine öncelikle mesleğimize kesilmeye çalışılıyor.
RTÜK gibi devletin radyo ve televizyon denetleme kurumu da yayın kuruluşlarını yangın haberlerini çarpıtmakla suçlayıp söndürme çalışmalarını vermeyenleri ağır cezalarla tehdit ediyor.
Habercilik; siyasetin devletin ya da milletin oyun bahçesi değildir.
Gazeteci istediğiniz zaman yanınıza alacağınız, istemediğinizde kapının önüne atacağınız ya da cezalandıracağınız kişi değildir.
Hak arayışları her zaman saygı ve hukuki zemin üzerine olmalıdır.
İGC olarak meslektaşlarımıza yapılan her türlü olumsuz davranışı kınıyor, hukuki zeminde takipçisi olacağımızı vurguluyoruz.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak toplumun haber alma hakkı adına çalışan, görevini her koşulda yapmaya çabalayan meslektaşlarımıza karşı olumsuz tutum ve davranışlardan vazgeçilmesini talep ediyoruz.”
POLİTİKA
Sayfa başına git
