Ödemiş 50'nci Yıl Ortaokulu öğrencisi Ceylin Atik, 10 Haziran 2017 tarihinde, arkadaşlarıyla oynamak için Cumhuriyet Mahallesi'nde evlerinin önündeki Kazım Karabekir Parkı'na gitti. Atik'in uzun süre ortalıkta görünmemesi ve eve dönmemesi üzerine merak eden dedesi Mustafa ile babaannesi Ülkü Atik, arkadaşlarına sormalarına, gidebileceği yerlere bakmalarına rağmen torunlarını bulamadı. Bunun üzerine Atik'in yakınları, Ödemiş İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne gidip, kayıp başvurusunda bulundu. Yakınları sosyal medyadan da Ceylin'in fotoğraflarını paylaşarak, bulunması için yardım istedi. Mustafa Atik'in cep telefonuna, 'Polise haber vermeyin. Torununu öldürürüz' yazılı mesaj gelmesiyle anne ve babası ayrı yaşadığı için dedesi ve babaannesiyle kalan Ceylin Atik'in kaçırıldığı anlaşıldı. Polis, dede Atik'e gelen mesajdan yola çıkarak, şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı. İstihbarat çalışmasıyla Ceylin'in, en son parkın yakınındaki Şengül Sokak'ta bulunan apartmanın 4'üncü katında oturan komşuları oto tamircisi Serkan ve eşi Şükriye Türkmen'in evinde su içerken, görüldüğünü belirlendi. Polisin operasyonuyla Serkan ile Şükriye Türkmen ve onun halası Raziye Ö. yakalanıp, gözaltına alındı. Küçük kızın cansız bedeni de Türkmen çiftinin evinde bulundu. Olaydan sonra tutuklanan Şükriye ve eşi Serkan Türkmen hakkında 'çocuğa veya beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu, tutuksuz sanık Raziye Ö. hakkında ise 'suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme' suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
DURUŞMADA TANIKLAR DİNLENDİ
Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın üçüncü duruşmasına, Şakran Cezaevi'nde bulunan Şükriye ve eşi Serkan Türkmen, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Tutuksuz sanık Raziye Ö., duruşmaya gelmezken, tarafların avukatları, öldürülen Ceylin Atik'in babası Murat, dedesi Mustafa ve babaannesi Ülkü Atik ile yakınları katıldı.
Tanık olarak ifade veren Murat Atik'in kardeşi Sezen Altıok, olay sonrası Şükriye Türkmen'in polisten korktuğunu çevresindekilere söylediğini duyduklarını belirterek, şunları söyledi:
"Ceylin kaybolduktan sonra eşim ve babası, evin önünde beklerken, Şükriye, 'Sigara almak için markete gitmek istiyorum fakat polisten korkuyorum' demiş. Bunu bana eşim anlattı. Ben de 'İnsan neden polisten korksun ki sigara almaya giderken'' dedim. Sonra şüphelenince bu durumu olağan karşılamadım; ama eşim Şükriye'nin evinin arandığını ve bir şey bulunamadığını söyledi."
'HASTA ÇOCUĞUMDAN RAHATSIZ OLMUŞ'
Şükriye Türkmen'le aynı apartmanda otururken, tartıştıkları için evini sattığını anlatan tanıklardan Kader Eser, "Şükriye Türkmen'le komşuydum. Ben olaydan 3- 4 ay önce evimi satarak, başka bir yere taşındım; çünkü kendisiyle çocuklarım yüzünden tartıştık. Hasta olan çocuğumun ağlamasından rahatsız oluyormuş. Birkaç kez tartıştık. Ben de babama 'Bu kadın çocuklarımın başını yiyecek, evi satıp gidelim' dedim. Bir keresinde de apartmanda çocuğumu azarlarken, yakaladım. Kendisine '5 yaşındaki çocuğa neden bağırıyorsun'' dedim. Çocuklarıma karşı sürekli böyle davranıyordu. İlk taşındıklarında ise eşini karşı apartmandan biriyle aldattığını ve eşinin kendisiyle ilgilenmediğini söylüyordu" diye konuştu.
'EVDEKİ HAREKETLİLİKTEN ŞÜPHELENDİM'
Şükriye Türkmen'in ablasının ev sahibi olan tanık Mürüvvet Salman ise Ceylin Atik'in kaybolduğu günlerde evdeki hareketlilikten şüphelendiğini söyledi. Şükriye Türkmen'in ablasına geldiğini ve telaşlı olduğunu anlatan Salman, "Şükriye'nin ablası, benim kiracım olur. Ben o dönemde onları evden çıkarmak istemiştim; çünkü garip tavırları vardı onların. İstemiyordum. Ceylin kaybolduğunda da bizim eve krem renkli bir araç sürekli gelip, gidiyordu. Bu durumdan şüphelenmiştim. Hatta kendilerine evi ne zaman boşaltacaklarını sormaya gittiğimde bana telefonlarının çalındığını ve telefonun bir kız kaçırma olayında kullanıldığını söylediler" dedi.
'TELEFONU TEYZEM ÇALMIŞ'
Duruşmada tanıklık yapan Şükriye Türkmen'in yeğeni Razi Eser de kaçırılma olayından sonra Ceylin'in dedesine gönderilen mesajın, annesinin telefonundan atıldığını polisten öğrendiklerini ileri sürdü. Telefonu ise teyzesi Şükriye Türkmen'in çaldığı iddiasında bulunan Eser, "Şükriye, benim teyzem olur. Olaydan 1 hafta önce bizim telefon çalınmıştı. Telefonu parça parça olmuş halde bulduk ama içinde SIM kart yoktu. Hattı iptal ettirmeyi de ihmal ettik. Daha sonra polis bize gelerek telefonumuzun kız kaçırılma olayında kullanıldığını söyledi. Dedeye bizim telefondan mesaj atılmış. Telefonu teyzem Şükriye çalmış" diye konuştu.
Serkan Türkmen'le aynı iş yerinde çalışan tanık Mehmet Çiftçi ise Ceylin'in ortadan kaybolduğu dönemde arkadaşının davranışında anormallik olmadığını belirterek, "Serkan'la aynı iş yerindeyiz. Ceylin'in kaybolduğu gün akşam işten çıkarken, 'Mahalleden bir kız çocuğu kaybolmuş' diye konuştu. Gün içinde hareketleri normaldi. Rutin işlerini yapmaya devam etti. İş yerine Şükriye Türkmen'in geldiğini hiç görmedim" dedi.
'FİDYE İÇİN YAPTIKLARINI SÖYLEDİ'
Tanık olarak dinlenen Şükriye Türkmen'in ağabeyi Mustafa Sarı, kardeşinin, Ceylin'i fidye için kaçırdıklarını söylediğini ileri sürdü. Sarı, "Şükriye'yi cezaevinde ziyaret ettim. Kendisi bana Serkan'ın arsa aldığını ve borçları olduğunu, Ceylin'i fidye için kaçırdıklarını söyledi. Ceylin'in hatayla merdivenden düşerek yaralandığını ve Serkan'la birlikte sandığa koyduklarını anlattı. Şükriye küçük yaşta evlatlık verildi. Eşiyle sorunları vardı. Şükriye kocasının kendisini aldattığını ve boşanmak istediğini söylüyordu. Şükriye'nin aldatıp aldattığını ise bilmiyorum" diye konuştu.
'O ZAMAN BÖYLEYDİ ŞİMDİ NE DEĞİŞTİ''
Duruşmada söz alan sanık Şükriye Türkmen ise yeğeni Razi Eser'in doğruları söylemediğini öne sürdü. Mahkeme başkanı, HTS kayıtlarının mahkemeye ulaştığını belirterek, Şükriye Türkmen'e tutusuz sanık Raziye Ö. ile olan konuşma kayıtlarını sordu. Türkmen ise konuşmaları hatırlamadığını iddia etti. Şükriye Türkmen, olayı eşiyle birlikte gerçekleştirdiklerini öne sürdü. Bunun üzerine söz alan Serkan Türkmen de eşinin daha önceki ifadelerinde "Olayı ben yaptım Serkan, hakkını helal et" dediğini belirterek, "O zaman böyleydi, şimdi ne değişti'" diye konuştu.
Şükriye Türkmen'in avukatı, müvekkilinin cezai ehliyetinin bulunup, bulunmadığının belirlenmesi amacıyla rapor alınması talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, avukatın bu talebini reddederek, gelmeyen tanıkların sonraki celsede dinlenmesi ve dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. (DHA)