İncirliova’nın Yazıdere Mahallesi’nde yaşayan T.A., 2016 yılının Şubat ayında, arkadaşı M.A. ve M.T. ile birlikte çiftlik evine gitti. Burada geç saatlere kadar alkol alan 3 kişiden ev sahibi M.T. ve M.A., iddiaya göre T.A.’ya tecavüz etti, bu anları cep telefonuyla görüntüledi. Sonraki günlerde görüntüyü şantaj olarak kullandıkları belirtilen M.A. ve M.T., T.A.’yı tehdit ederek tecavüze bir hafta boyunca devam etti. Şantajla tecavüz devam edince, T.A. jandarmaya başvurdu.
Gözaltına alınıp, savcılık ifadelerinden sonra serbest bırakılan M.A. ve M.T. hakkında Aydın 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
‘Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, cinsel istismar ve şantaj’ suçlarından tutuksuz yargılanan her bir sanık için 30 yıl hapis cezası istendi. Dava dosyasında T.A.’ya tecavüz edilirken kaydedilen video görüntülerle ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün hazırladığı rapor da yer aldı. Raporda, T.A.’ya tecavüz ettiği öne sürülen kişilerden M.A.’nın şantaj görüntülerindeki kişi olduğu tespit edildi. M.A.’nın görüntülerde teşhis edilmesini, görüntülerin M.T.’nin telefonunda bulunmasını dikkate alan duruşma savcısı, cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve şantaj suçunu işlediğini belirttiği sanıkların tutuklanmalarını istedi. Mahkeme heyeti ise yargılama sonrasında iki sanık hakkında beraat kararı verdi.
'MÜVEKKİLİM YAŞADIĞI YERİ TERK ETTİ'
T.A.’nın avukatı Tuğçe Torun, mahkemenin verdiği kararın iptali için istinaf başvurusunda bulundu. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nde görülen davada, Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen beraat kararı bozuldu. Aydın’da aynı mahkeme tarafından yeniden yapılan ilk duruşmada, iki sanık tutuklandı. Olaydan sonra delillere rağmen suçluların tutuklanmaması nedeniyle müvekkilinin mağdur olduğunu belirten Torun, şunları söyledi:
"Eldeki delillere rağmen sanıkların tutuklanmamasıyla müvekkilimin mağduriyeti ikiye katlandı. Tehdit ve iftira sonucu yaşadığı yeri terk etmek zorunda kaldı. Ancak geç de olsa sanıklar tutuklandı. Soruşturmanın yürütülmeye başladığı andan yerel mahkemenin bozma öncesi beraat kararına kadar geçen yaklaşık iki yıllık sürede sanıkların tutuksuz yargılanması, müvekkilimin mağduriyetini arttıran en önemli husus oldu. Bu sebeple müvekkilim, sanıklar ve etraftan uygulanan toplumsal baskılar sebebi ile yaşadığı yeri, ailesini terk edip bir süreliğine başka bir ilde saklanmak zorunda bırakıldı. Geç de olsa sanıkların tutuklu yargılanmak üzere cezaevine sevk edilmesi, adaletin yerini bulması ve bu tarz suç mağdurlarının güvenle devlete başvurmaları yönünde büyük bir karardır."
Davanın karar duruşması nisan ayında görülecek. (DHA)