Salihli ilçesinde yaşayan ve bir yıldan bu yana Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde kalp nakli olmayı bekleyen hastanın geçen ay beyin ölümünün gerçekleşmesinin ardından ailesi, çocuklarının böbrekleri, korneaları, karaciğer ve ince bağırsağını bağışlama kararı verdi.
Yapılan testlerde ailenin bağışladığı organlardan böbrekleri, Sağlık Bakanlığının Organ ve Nakil Listesi'nde bulunan ve aynı hastanede tedavi görüp yakın arkadaş olan 17 yaşındaki Gökçenur Şimşek ile 16 yaşındaki Oğuzhan Türk'e, karaciğeri ise 8 yaşındaki Tuğba Doyar'a nakledildi.
Nakil ameliyatlarının ardından tedavileri hastanede bir süre devam eden çocukların dostlukları, hayatlarına yansıdı.
Taburcu olmalarının ardından görüşmeye devam eden "organ kardeşleri", sağlıklarına kavuşmalarının ardından aileleriyle birlikte nakli yapan doktorları ve üniversite rektörü Prof. Dr. Necdet Budak'ı Ege Üniversitesi Çocuk Hastanesinde ziyaret ederek teşekkür etti.
"Aile bir evladını kaybetti ama 3 çocukları oldu"
Organ nakli yapılan çocuklardan Gökçenur Şimşek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2 yıl önce böbrek yetmezliği teşhisinin koyulduğunu, hayatını diyalize girerek sürdürdüğünü söyledi.
Beraber böbrek nakli olduğu Oğuzhan Türk ile bir ay önce kontrole gittiği Sağlık Bilimleri Üniversitesi İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tanıştığını belirten Şimşek, "Dostluğumuz Ege Üniversitesi Çocuk Hastanesinde devam etti. Karaciğer nakli olan Tuğba Doyar ile de burada tanıştım. Organların bize uygun olduğunu bilmiyordum. Ameliyattan çıktıktan sonra durumu öğrendim." dedi.
Şimşek, aynı anda farklı ameliyathanelerde nakil ameliyatına girdiği Oğuzhan'ı ve Tuğba'yı kardeşi gibi gördüğünü belirterek, şöyle konuştu:
"Benim bir tane ablam varken 2 tane daha kardeşim oldu. Özellikle ameliyattan sonraki 3 haftamız benim gibi böbrek nakli olan Oğuzhan ile beraber geçti. Sürekli benim odama geldi. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmedi. Taburcu olduktan sonra da görüşmeye devam ettik. Tuğba'nın da sağlık durumu iyi. Telefonla görüşmeye devam ediyoruz. Bize hayat veren aileyle tanışmak isterim. Sonuçta onlar bir evlatlarını kaybettiler ama 3 tane çocukları oldu. Artık bizler de onların evlatlarıyız."
"Biz iki kardeştik, artık bir de ablam oldu"
Oğuzhan Türk ise doğuştan böbrek yetmezliği hastalığını bulunduğunu, 7 yıldan bu yana diyalize girip yaşamını sürdürdüğünü anlattı.
Kadavradan uygun böbreğin bulunduğunu öğrendiğinde çok mutlu olduğunu anlatan Türk, "Yaşıyorsam çocuklarının organlarını bağışlayan aile sırasında. Hastanede tanıştığım Şimşek ile aynı kadavranın organlarının nakledildiğini öğrendiğimde çok şaşırdım. Biz iki kardeştik, artık bir de ablam oldu. Naklin ardından sağlığıma kavuşmuş bir şekilde hastaneye geldiğimde çok mutlu oldum." şeklinde konuştu.
Hülya Şimşek de kızının sağlığına kavuştuğuna hala inanamadığını, hastaneye geldiğinde aklına yaşadıkları o kötü günlerin bir kez daha geldiğini aktardı.
Kızının nakil ameliyatına girdiğinde, çocuklarının organlarını bağışlayan ailenin aklına geldiğini ve çok ağladığını anlatan Şimşek, şunları kaydetti:
"Ben o aileyle hem kendim hem de çocuğumu tanıştırmak isterim. O aile bir çocuk kaybetti ama bizim üç çoğumuza ve başka 3 hastaya daha can oldu. Mutlaka herkes organlarını bağışlamalı. Benim oğlum yoktu. Ben her zaman 'Allah bana bir oğlan versin' derdim. Oğuzhan'ı çok seviyorum. Artık ailecek biz beraber yaşıyoruz. Tarif edilemeyecek bir mutluluk içindeyiz." ifadelerini kullandı.
Nurten Türk de oğlunun her zaman bir ablası olmasını istediğini, yapılan böbrek naklinin ardından Oğuzhan'ın artık Gökçenur'u bir abla olarak görmeye başladığını, gün içinde bir kaç kez telefonla konuştuklarını aktardı.
"Nakil ameliyatına girdiğimde çok duygulandım"
Böbrek nakli ameliyatını yapan Doç. Dr. Taylan Sezer ise çocukların sağlık durumlarının ciddi olduğunu, nakil olmamaları durumunda onları kaybetme risklerinin bulunduğunu anlattı.
Organların kalp nakli bekleyen bir çocuktan alındığını öğrendiğinde duygulandığını belirten Doç. Dr. Sezer, "Ameliyat başladıktan sonra bu duygusallığı bir kenara bırakmak zorundayız. Çünkü bize emanet edilen bir can var. Organ bekleyen bir hastamızı kaybettik ama geriye birden fazla yaşam kazandırdık. Bizi bu çok sevindiriyor. Mutlaka toplumda organ bağışı oranları arttırılmalı." dedi.
EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak ise hem büyük bir acıyı hem de sevinci aynı anda yaşadıklarını, yapılan organ bağışıyla çocukların organ kardeşi olduğunu söyledi.
Ege Üniversitesi Organ Nakli Araştırma ve Uygulama Merkezinin, yaptığı başarılı nakillerle ismini hem Türkiye'de hem de uluslararası arenada duyurduğunu vurgulayan Budak, "Merkezimizde karaciğer, böbrek, kalp ve akciğer olmak üzere yılda 200'e yakın organ nakli yaptık. Arkadaşlarımız Türk hekimlerinin başarısını tüm dünyaya duyurdukları için teşekkür ediyorum." şeklinde konuştu. (AA)