İzmir Güney Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği tarafından Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gönderilen 'Hasta mahremiyeti uygulamaları' yazısında 10 yaş ve üzeri çocukların başörtüsüyle ilgili madde tartışma yarattı. Türk Sağlık- Sen 1 Nolu Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, ameliyathanelerin zaten mahremiyet bölgesi olduğunu belirterek, "Tıpta tedavi alan bir hastanın dini açıdan suiistimal edildiğini düşünmek çok da doğru bir yaklaşım değil" dedi.
Sağlık Bakanlığı Hasta, Çalışan Hakları ve Güvenliği Daire Başkanlığı, 3 Mart tarihinde Güney Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği'ne yazı göndererek bunun ilgili hastanelere dağılması istendi. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne de gönderilen, ilgili maddelerin Kalite Yönetim Birimi tarafından incelendiği ve yapılması gerekenler madde madde hazırlandı.
Bunlar arasında hasta odalarına aktif kullanılacak şekilde erde paravan yapılması, yoğun bakım ve acil servis gibi alanlarda sürekli perde paravan kullanılması, tüm personele hasta mahremiyeti eğitimi verilmesi, hasta transferinde üzerinin örtülmesi gibi maddelerin yanı sıra 'hastanın başörtüsü kullanımının tedavi ve müdahaleyi engellemeyecek şekilde ise izin verilmesi, hastaya ameliyat önlüğü, bone, kullanımında gerekli istek doğrultusunda el bileği ve ayak bileği boyuna kadar uzanan önlük ve baş- boyun kapatan bone temin edilerek kullanımının sağlanması' yer aldı. Bu maddeye gerekçe olarak da 'Hastanemize gelen 10 yaş ve üzerindeki kız çocuklarında başörtüsü kullanımı olduğu görülmüştür' ifadesine yer verildi.
"AMELİYATHANE ZATEN MAHREMİYET BÖLGESİDİR"
Türk Sağlık- Sen 1 Nolu Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, 10 yaş ve üzeri çocuklardan da başörtüsü kullananlar olduğu, bu kişilerin istemesi durumunda 'Box önlüğü' adı verilen ameliyat önlüklerinden temin edilmesinin istenmesini eleştirdi. Doğruyol, ameliyathanelerin zaten mahremiyet bölgesi olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Sonuçta orada doktor, hemşire ve anestezi teknisyeni gibi sadece hastanın sağlığına kavuşmasında, orada bulunması gereken sağlık personeli yer almaktadır. Fakat, bu çerçevede değerlendirildiğinde 10 yaşındaki bir çocuğun vurgulanmasına gerek olduğunu düşünmüyorum. Böyle bir vurgu yersiz kalmıştır. Zaten burada adı üzerinde 'çocuk' diyoruz. Tıpta tedavi alan bir hastanın dini açıdan suiistimal edildiğini düşünmek çok da doğru bir yaklaşım değil. Aynı zamanda sağlık çalışanlarımız hastanın mahremiyet konusunda bir rahatsızlığı olduğunu görürse zaten gerekli tedbirleri alıyor. Siz ne kadar önlük veya boneyle kapatırsanız kapatın, hastanın mahrem bölgesiyle ilgili bir rahatsızlığı varsa ve bunun tedavi edilmesi gerekiyorsa ne yapacaksınız. Mecburen bu bölgeyi açmak zorundasınız. Bir insanın sağlığıyla ilgili alması gereken tedavi şekli, inançlarıyla karşı karşıya getirilmemeli. Bu tür uygulamalar hasta, hasta yakını veya sağlık çalışanını karşı karşıya getiriyor. Kadın hasta erkek doktora, ya da erkek hasta kadın doktora muayene veya tedavi olmayı istemeyebiliyor. Bu durum vatandaşın sağlık hizmeti almasını zorlaştırıyor. Her hastaneye ya da her branşa kadın veya erkek doktor verilemeyebilir. Böyle bir durumda hasta da mağduriyet yaşıyor."
Güney Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Behzat Özkan ise "Yasa çerçevesinde, yönetmelik ne emrediyorsa o şekilde hareket edilmiştir" dedi. (DHA)