Ege Postası
Geri

‘Çocukların 2-4 yaş arasında mutlaka göz muayenelerinin yapılması gerekir’

Acıbadem Adana Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Müslime Akbaba, çocukluk döneminde görülen göz hastalıklarının tedavisinin çok önemli olduğunu ve 2-4 yaş arasında tedavinin mutlaka yapılması gerektiğini söyledi. Akbaba, “Yüksek...
‘Çocukların 2-4 yaş arasında mutlaka göz muayenelerinin yapılması gerekir’
Haberler / Güncel
7 Haziran 2013 Cuma 15:32
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Acıbadem Adana Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Müslime Akbaba, çocukluk döneminde görülen göz hastalıklarının tedavisinin çok önemli olduğunu ve 2-4 yaş arasında tedavinin mutlaka yapılması gerektiğini söyledi. Akbaba, “Yüksek olan görme kusurları erken yaşta fark edilmediğinde görme gelişimini tamamlayamaz ve göz tembelliği durumu ortaya çıkar. Göz tembelliğinin de görme gelişimi tamamladıktan sonra tedavisi mümkün değildir.” dedi.

    Çocukluk döneminde göz ile ilgili birçok problemin görüldüğünü hatırlatan Prof. Dr. Müslime Akbaba, bu rahatsızlıkları iki grupta değerlendirdi. “Birincisi nadir görülen ancak bebeğin hayatını etkileyen diğeri ise daha sık görülen ama görmeyi etkileyen hastalıklardır. Her ikisinin de erken teşhis edilmesi gerekir ki hem hayatı hem de görmesi etkilenmesin” uyarısında bulunan Akbaba, çocukluk döneminde görülen başlıca göz hastalıklarını görme kusurları, göz tembelliği, göz kayması, gözyaşı kanalı tıkanıklığı ve daha nadir olarak katarakt, göz tansiyonu, tümörler ve gözün gelişimine bağlı yapısal anormallikler olarak sıraladı.

    “Göz hekimlerine en sık bir bebeğin göz muayenesinin ne zaman yapılması gerektiğinin sorulduğunu dile getiren Akbaba, şöyle devam etti: “Eğer gözünde şüphe edilen bir durum varsa hemen, değilse rutin muayene 2-4 yaş arasında yapılır. Çocukluk döneminde gözle ilgili olan problemlerin başında görme kusurları olarak ifade ettiğimiz miyop, hipermetrop veya astigmat olarak tanımladığımız kırma kusurları gelmektedir. Özellikle gözlük kullanan ebeveynler bebekleri olduğunda görmesinde bir sorun olup olmadığı merak ederler. Görme kusurlarının bir kısmı kalıtsal olmakla birlikte bazıları hipermetropi gibi doğuştan, kimileri de –örneğin; miyop olanlar gibi– okul çağında ortaya çıkmaktadır.”

TV’Yİ YAKINDAN İZLEMEK GÖRME KUSURU OLMAYABİLİR

    Çocukların çoğunun doğumda hipermetrop olduğunu bunun yaklaşık 4 yaş civarında azaldığını, okul çağında yaklaşık yüzde 4-7 arasında görüldüğünü açıklayan Prof. Dr. Müslime Akbaba, şu bilgileri verdi: “Miyopta ise doğuştan olması nadir görülür. Miyop, 5 yaş civarında yüzde 1 görülürken, bu oran 15 yaş civarında yüze 15’e çıkmaktadır. En sık görülen görme kusuru astigmat olup görülme sıklığı aşağı yukarı yüzde 70 civarındadır. Ancak bunların sadece yüzde 3’ü 1.25 ve üzeri olup görmeyi olumsuz olarak etkilemektedir. 1 dereceden fazla astigmatı olanlarda 2 yaşından önce de astigmat vardır. Çocuklarda görme kusurlarının çok belirgin belirtileri yoktur. TV’yi yakından izleme mutlaka bir görme kusuru olduğunu göstermez. Sık düşüyorsa, ışıktan rahatsız oluyorsa, elindeki oyuncakları görmek için çok yaklaştırıyorsa, gözlerini çok kırpıyorsa, görme kusurlarından şüphelenmek gerekir. Ancak okula başladığında iyi göremediğinin farkında olabilir. Yüksek olan görme kusurları erken yaşta fark edilmediğinde görme gelişimini tamamlayamaz ve göz tembelliği adını verdiğimiz durum ortaya çıkar. Bu nedenle çocukların 2-4 yaş arasında mutlaka göz hekimi tarafından muayenelerinin yapılması gerekmektedir.”

GÖZ TEMBELLİĞİ FARK EDİLMEYEBİLİR

    Göz tembelliği ve şaşılık hastalığına da değinen Akbaba, muayenede tespit edilecek olan diğer bir göz problemin de göz tembelliği olduğunu vurguladı. Göz tembelliğinin göz kayması ile birlikte değilse fark edilmeyebileceğini aktaran Akbaba, “Göz tembelliği erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilir bir göz hastalığıdır. Ancak görme gelişimini tamamladıktan sonra tedavisi mümkün değildir. Şaşılık yani gözlerin paralelliğinin bozulması yaklaşık olarak yüzde 2-4 oranında görülmektedir. Hayatın ilk ayları içerisinde görülmekle beraber büyük bir kısmı 1,5-2 yaş civarında görülmektedir. Kalıtsal olabildiği gibi doğumsal veya hayatın ilk yıllarında görmeye engel olan kapak düşüklüğü, katarakt, tümör gibi bazı hastalıklarda göz kaymasına neden olabilirler. Kayma içe, dışa aşağı veya yukarı olabildiği gibi tek veya iki gözde olabilir. Tek gözde olduğunda göz tembelliği de olur. Diğer göz hastalıkları ile birlikte olduğunda öncelikle bunların tedavi edilmesi gerekir. Değilse görme kusuru varsa düzeltilmeli, göz tembelliği tedavi edilmeli, kayma gözlüğe rağmen devam ediyorsa kaymayı düzeltecek operasyonlar yapılmalıdır. Okul öncesi dönemde hem göz kayması hem de görmede eksiklik varsa düzeltilmelidir.” açıklamasını yaptı.

GÖZYAŞI KANAL TIKANIKLIĞI

    Gözyaşı kanal tıkanıklığının da bebeklerde en sık görülen göz rahatsızlıklarından birisi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Akbaba, sözlerini şöyle sürdürdü: “Doğumdan itibaren gözde sulanma ve çapaklanma vardır. Tedavisinde masaj, antibiyotikli damlalar ılık kompres uygulanır. İlk bir yaş içerisinde kendiliğinden açılmamışsa küçük bir müdahale ile açılır. Nadiren daha büyük bir girişim gerektirir. Doğuştan göz içi tansiyonunda da gözde sulanma vardır. Bu daha acil bir durumdur. Gözyaşı kanal tıkanıklığı ile karıştırmamak gerekir. Eğer bir bebeğin gözü büyük ise ışığa bakamıyor sulanma oluyorsa göz tansiyonundan şüphelenmek gerekir. Eğer tansiyonu düşürücü müdahaleler yapılmazsa körlüğe neden olmaktadır.”

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası