İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, TBMM’de gündeme dair basın toplantısı düzenledi.
İçişler Bakanı Ali Yerlikaya’nın, Bolu – Kartalkaya’daki yangın felaketinden sonra “10 gün içerisinde sorumluları bulacağız” dediğini hatırlatan Çömez, “Aradan üçüncü 10 güne yaklaşıyoruz ama hâlâ sorumlularla ilgili bir açıklama yok, net bir tablo söz konusu değil” dedi.
Yangına ilişkin bir Meclis’e verilen soru önergelerine de cevap verilmediğini belirten Çömez, “Bugün muhalefet partilerinin milletvekillerinin neredeyse tamamı bir soruşturma önergesine imza attılar.Gensoru niteliğindeki önergeninimzalarını tamamlamak üzere bir çalışma içerisine gireceğiz” şeklinde konuştu.
TBMM Genel Kurulu’nda yapacağı konuşmada konula ilgili önemli bilgiler paylaşacağını dile getiren Çömez, “Müteahhit defalar tekrar ettiğimiz talebi bir kere daha hatırlatacağız ve ilgili bakanın millete ve yargıya hesap vermesi gerektiğini, bu şartlar altında görevine devam edemeyeceğini bir kez daha vurgulayacağız” ifadelerini kullandı.
Çayırhan maden işçilerinin eylemi: “Peşkeşe karşıyız”
Çayırhan’daki madem işçilerinin eylemine değinen Çömez, Genel Başkan Müsavat Dervişoğlu’nun bir süre önce madeni ziyaret ederek işçilere destek olduğunu, İYİ Parti heyetinin de yürüyüşteki madencilerle bir araya geldiğini hatırlattı.
İktidara seslenen Çömez, “Özelleştirmeye karşı değiliz ancak peşkeşe karşıyız, ranta karşıyız,birilerinin cebinin doldurulmasına karşıyız. Bütün bunlar yapılırken vatandaşın hakkının hukukunun çalınmasına karşıyız. Emeğin, alın terinin yok farz edilmesine karşıyız ve emekçinin ezilmesine karşıyız. O sebeple Çayırhan maden işçilerinin yanındayız. Adalet arayışında onlara desteğimiz tamdır” diye ekledi.
Gaziantep’te hak arayışındaki işçilere engel: “Tek adam rejimi kurumsallaşıyor”
Gaziantep’teki 9 fabrikada çalışan işçilerin yaşadıkları ekonomik problemleri dile getirmek üzere basın açıklaması yapmak istediklerini ancak valiliğin Anayasa’ya aykırı olarak buna engel olduğunu hatırlatan Çömez, “Bakın bütün bunlar;hep şikayet ettiğimiz bu ceberrutdüzenin, bu tek adam rejiminin giderek kurumsallaştığını ve pervasızlaştığını gösteriyor. O bakımdan iktidara sorumluluğunu hatırlatmak istiyoruz. İktidara geldiğiniz günlerde ‘Özgür Türkiye’ dediniz, ‘Demokrat Türkiye’ dediniz ve sivil toplum örgütlerinin yanında olacağınızı ifade ettiniz. Ama bugün milletten korkan bir iktidar haline geldiniz” değerlendirmesini yaptı.
Çömez, “Bırakın millet yürüsün, bırakın millet konuşsun,bırakın millet size derdini döksün. Derman arasın, çare arasın. Siz de ne deniyor diye dinleyin, kulak kabartın. Baktığınız her yerde rant ve talan görmek yerine; milletin gözlerini, milletin derdini, milletin çilesini görmeye gayret edin ve millete parmak sallamak yerine,nobran ve üstlenici bir tavırla tepeden bakmak,baskılamak yerine dinleyin, öğrenin, anlayın ve çare bulmaya gayret edin” dedi.
Bakan Tunç’un TÜSİAD’a verdiği tepki
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'nin hükümetin ekonomi politikalarına yönelik eleştirilerine Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'tan yanıt gelmesine de değinen Çömez, “Adalet Bakanı bu ülkedeki saygın bir sivil toplum örgütüne parmak salladı. TÜSİAD,‘Bu ülkede hukuk, adalet olsun; hukukun ve adaletin olmadığı bir yerde kalkınma olmaz, ekonomi olmaz, sanayi olmaz, refah olmaz’ demiş. Bundan neden rahatsız oluyorsunuz?” diye sordu.
Adalet Bakanı Tunç’a seslenen Çömez, “Zinhar böyle bir açıklama yapamazsın. İnsanlar bu ülkede açıklama yapmak için sana mı soracak, senden müsaade mi alacak? Senin vazifen adaletin tesis edilmesi için orada bakanlık yapmak. Ona, buna parmak sallamak değil, Cumhuriyet Halk Partisi ile ilgili açıklama yapmak değil, o partinin yargıya intikal etmiş veya etmek üzere olan bir konusuna dair yorum yapmak değil” şeklinde konuştu.
Çömez şöyle devam etti:
“Adalet Bakanı’na soruyorum. Parlamentoda grubu bulunan ve kendisi de milletvekili olan Genel Başkanımız Sayın Dervişoğlu bir müptezel tarafından tehdit edilirken neredeydin? Neden ağzını açmadın? Neden savcıların resen adım atmadı? Neden bununla ilgili bir soruşturma başlatmadın?Herhalde ona buna parmak sallamaktan adaleti tesis edecek zamanın yok. Tekrar tekrar iktidara bir çağrıda bulunuyorum. Bu ülkenin temel ihtiyacı adalettir, Hukukun üstünlüğüdür, insan haklarıdır, demokrasidir, ifade özgürlüğüdür, yöneten ve denetlenen bir devlet anlayışıdır”
Erdoğan’ın uçak konvoyu ve Gazze sessizliği
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika seyahatinden çekilen bir fotoğrafı da paylaşan Dervişoğlu, “Sayın Erdoğan, havada uçaklarıyla konvoy yaptı. 4 tane büyük Airbus uçağı.Bir tanesi Katar'dan hediye edilmiş yarım milyar dolarlık bir uçak. Bir tanesi de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kargo uçağı. İçerisinde Erdoğan'ın araçları var. 5 uçakla Amerika'ya konvoyu yaptı” ifadesini kullandı.
Erdoğan’ın Asya gezisinde ise 3 uçak kullandığını kaydeden Çömez, “Deniyor ki itibardan tasarruf olmaz. Havadaki uçak konvoyunuz ne kadar büyükse, ne kadar güçlüyse, ne kadar uzunsa o kadar itibarlısınız. Amerika'ya 5 uçakla, Asya'ya 3 uçakla konvoyu yapan Erdoğan'a soruyorum; Trump, Gazze planını açıklarken neden cevap vermedin? Neden ‘Eyy Amerika’ demedin? Neden ‘Bak benim 5 tane uçağım var. Ben güçlü bir devletim cumhurbaşkanıyım. Sakın bölgeyi dizayn etmeye kalkma’ demedin. Hani dünya lideriydin? İtibar havadaki uçak sayısıyla değil,ortaya koyduğumuz tavırla olur” şeklinde konuştu.