TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediyesi Temmuz ayı Olağan Meclis Toplantısı 3. bileşimi Meclis Birinci Başkan Vekili Mustafa Özuslu idaresinde gerçekleştirildi. Tüm kararların oy birliğiyle alındığı meclise Ödemiş Katı Atık Entegre Tesisi konusunda yapılan tartışmalar damgasını vurdu.
Gündem dışı konuşmalarda söz alan AK Partili meclis üyesi Hüsnü Boztepe, büyükşehir binasının yıkımının gerektiğinin ifade edildiği rapora ilişkin konuştu ve “İTÜ ile İzmir Büyükşehir Belediyesi, 24 Haziran 20201 tarihinde hizmet binasına yönelik bir protokol imzalamıştır. Bu protokol bize sunum yapılmadan 15 -16 gün önce yapılmış. Görüyoruz ki İTÜ herhangi bir raporun kendilerinde olmadığını bugün hem basında hem de İTÜ’nün Mimarlar Odası İzmir şubesine gönderdiği yazıyla öğrendik. İTÜ yolladığı yazıda Dr. Barış Erkuş, İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü Deprem Yönetmeliği Mühendisliği. Programı’nda hizmet vermiş ve 20 Nisan 2020 tarihinde kendi isteğiyle İTÜ’den ayrıldığını söylüyor. Bu İTÜ’nün yazısı. Altında da Ercan Yüksel hocamızın imzası var. Peki binamızla ilgili herhangi bir karot tespiti yapılmış mı? Hayır. Bu yazıda raporun olmadığı söyleniyor. O gün bize burada sunum yapıldı. Oysa bakıyoruz ki oradaki hocanın İTÜ’den ayrılmış olduğun gördük. Raporda belirtiliyor. Biz demek ki İzmirlilere yanlış bilgi vermiş olduk. Binayla ilgili söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Bir konu daha var. Belediye Başkanı’nın bir görevi de belediye meclisine başkanlık yapmaktır. Ama Başkan alışkanlık yaptı ilk oturuma geliyor diğerlerine gelmiyor. Kütahya’da 4 günlük bir program yapmış. Bunu hafta sonu da yapabilirdi. Burada meclise başkanlık yapması gerekirdi. Sayın Başkan daha önce de Burdur’a gitti. Eskiden köy ağaları pavyon kapatırdı. Sayın Başkan da orada mekan kapatıp sabaha kadar eğlenmişler. Eğlensinler. Ama meclise gelip başkanlık yapmasını beklerdik” diyerek Başkan Soyer’in gezilerini eleştirdi.
“YALAN SÖZCÜĞÜYLE İTHAM EDİLMESİNİ AYIPLARIM”
Boztepe’nin eleştirilerine yanıt veren CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, şunları söyledi; “İTÜ ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında yapılan protokol resmi bir protokol. Bu protokol çerçevesinde yapılan çalıma sonucunda hazırlana bir rapor söz konusu. Sunumu yapan hoca üniversiten ayrılmış olabilir ama o tarihe kadar yapmış olduğu çalışmalar geçerlidir. Rapor bizim belediyemize resmi olarak geldiği zaman açıklanacak. Hem basına hem de meclise bilgi verilecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hiç kimseye yalan söylemek gibi bir durumu olamaz. Bu şekilde yalan sözcüğüyle itham edilmesini ayıplarım. Genel Sekreterimiz Buğra Bey’e burada. O da yanıt verebilir. İkinci konuya geçeyim. Yine hoş olmayan bir üslupla kişilik haklarına saldırı olabilecek bir üslupla yine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımıza karşı ithamda bulunuldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başkanı İzmir’in başkanı olduğu gibi aynı zamanda Ege Belediyeler Birliğinin de başkanı olarak çalışmakta Dolayısıyla Gediz Nehri’ne yönelik çevresel çalışmaları Ege Belediyeler Birliği Başkanı sıfatıyla yaptığı çalımalar. Son derece değerli çalışmalar kaydettiler. Buradaki çalışmalarla ilgili de bilgiler verdiler. Özellikle OSB’lerden derelere ve Gediz Nehri’ne akan atıkların nehri ne denli kirlettiğini ve Körfez’e nasıl yansıdığını gösterdiler. Dolayısıyla burada Sayın Tunç Soyer’e yapılan saygısızlığı iade ediyorum meclis üyemize”
‘ÇÖP’ TARTIŞMALARI 3. OTURUMDA DA DEVAM ETTİ
Yapılan önceki meclis oturumlarında Ödemiş’te açılan çöp tesisisin çalışıp çalışmadığı konusu gündeme gelmiş ve konu AK Parti ile CHP arasında ipleri gerişti. AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, tesisin çalışmadığını iddia etmiş ve Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş de kendisini Ödemiş’e tesisi gezmeye davet etmişti. Konuya ilişkin söz alan Hızal, Tire çöp depolama alanında çektiği bir videoyu göstererek tesisin çalışmadığı iddialarını yineledi ve “Burası dün ve ondan önceki meclis toplantılarımızda yapılan tartışamaya sebebiyet veren Tire’deki çöp toplama alanı. Biz o gün Ödemiş’te bir çöp tesisi kuruldu, faaliyet geçti, birtakım problemlerin olduğun söyledik. Ama siz bizim yalan söylediğimiz iddia ederek bir video gösterisi yaptınız. Ben meclisi üyesi arkadaşlarımızla Ödemiş’teki tesise gittim. Ama asıl problem şu: Hep söylüyoruz. İzmir gibi bir şehir algılarla maalesef ki yönetilmez. Algılarla yönetilirse sonuç bu. Algıları olguların önüne geçirmeye çalışırsanız sonuç bu. Etrafında zeytin ağaçları var o alanın ve hala vahşi depolama yöntemiyle çöpler dökülüyor. Çöpler hala el yordamıyla ayrıştırılıyor. Otaya gelen çöplerin Ödemiş’teki çöp tesisine gitmesi gerekiyor. Nereye geliyor? Tire’deki alana. Orayı rehabilite ettiğinizi iddia ettiniz ama bu konuda da ciddi problemlerin olduğunu gördük. Sayın Belediye Başkanımız keşke burada olsaydı. Bu görüntüleri kendisi de görsün isterdim. Sayın Başkan hangi sıfatla giderse gitsin hiçbir önemi yok. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı dün bir açıklama yaptı. ‘Kula, Peribacaları ve jeopark alanındaki çöp döküm sahasını inceledik. Coğrafyamıza zarar veren yanlış politikaları çalışarak değiştireceğiz. Dehşetle izledik’ diyor. Ben de dün Tire’de dehşetle izledim. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer Kula’da, Manisa’da Kütahya’da… Gediz, Türkiye’nin sorunluysa oraya hep birlikte gidelim. Ama bizim önceliğimiz İzmir’in sorunlarını ortadan kaldırmak. Bu şehirde tesisi açmak, yapmak maalesef ki birtakım sorunların ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Orada yap-işlet-devret modeliyle bir tesis yapıldı. Tesis 14 ay kadar bir sürede yapıldı. Açıkçası özel sektörün hızına İzmir Büyükşehir Belediyesi yetişemedi. Alanın ÇED’i alınmadı. Etrafı hala mera. Çok yakın çevresinde zeytin alanları var. Başka bir tarım, başka bir hayvancılık ve başka bir İzmir… Ben bunları dün orada gördüm. Umarım Sayın Soyer de görür. Kula’dan Manisa’dan çıkıp İzmir’in gerçekleriyle yüzleşmek zorunda. İzmir’in gerçeklerinden kaçarak ve buradaki sorunu başka yerlerde arayarak bu sorunlar çözülmeyecek. sorunun temel kaynağı burada. Bir çevre sorunu varsa Tire’de, Ödemiş’te, Harmandalı’nda, Körfezde var. Bir daha kendi evimizi düzenleyememişiz çıkıyoruz sorunu başka yerlerde arıyoruz. Tire çanakta olan bir şehir. Burası oldukça yukarıda bir yer. Ödemiş’in çöpleri tesise gidiyordu. Gördük nereye gittiğini. Bu İzmir’in ve hepimizin sorunu. İzmir meclis üyeleri olarak, Sayın Soyer’e tekrar söylüyorum, bırakın sorunu başka yerlerde aramayı. Sorunun kaynağı burada, İzmir’de çok ciddi bir çevre problemi var. Bunun müsebbibi de Sayın Soyer. Algı yaratmanın hiçbir faydası yok. Buradan ne çıkarıyoruz? ‘Ben İzmir’de sorunları çözmek adına hiçbir adım atmayacağım, attığım adımlar yetersiz, önümüzdeki günlerde de bunları yapmam neredeyse imkansız. O yüzden ben gideyim. Kula’ya Burdur’a gözleri dikeyim algıyı o tarafa yönlendireyim.’ Kendisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı gelecek Ödemiş’teki çöp tesisini, Tire’yi Harmandalı’nı gezecek. Başkan Soyer söylemiyle eylemini eşitlemek zorunda. Dünya kenti diyoruz. Böyle mi olacağız? Böyle mi başak bir tarım mümkün diyeceğiz? O zaman kafamızda çok ciddi soru işaretleri doğuyor. Başka bir tarım mümkün derken başka şeyler aklımıza geliyor. Genel Başkanınıza açtırdığınız bir tesis. Biz çalışmıyor dedik. Tesise de gittim. Çalışmıyor. Gerçekten İzmir’in durumu ortada. Gelin hep beraber bu sorunları çözelim. Bakanlık düzeyinde, Ankara düzeyinde bizim üzerimize ne düşüyorsa onu yapalım. Ama özellikle Başkan Soyer, kendi üzerine düşeni yapmak zorunda. Yapmadığı takdirde bu masanın bir ayağı hep sakat kalacak ve bu sorunlarla hep karşı karşıya kalacağız. Konuşmamın özünde olan şey algıların olguların önüne geçmesi. Biz diyoruz ki İzmirlilere yanlış bilgi vermeyin. Önceki mecliste bambaşka bir metin Sayın Özuslu tarafından bizlere okundu O gün yanlış bilgi verdiğiniz söyledik. Biz bunu söyleyince diz bizi yalancılıkla suçluyorsunuz. Belgelerle konuşuyoruz biz. Biz yerine gidiyoruz. Buyurun birlikte gidelim. Bizi seçen insanlar hizmet etmemiz için seçtiler. Zaman sizin için daralıyor. İzmir’in sorunları çok fazla. Öyle kısa süre içerisinde ortadan kaldırılacak sorunlar değil. Milyonlar harcanıyor ama durum ortada. 200-300 milyon para harcanmış. Hala insanlar orada elle çöp ayrıştırtıyor. O çöpler neden tesise gitmiyor? Tesis arızalı ya da başka bir problem var. Siz aynı performansı büyük ihtimale Mendereste de göstereceksiniz. Dolayısıyla Menderes’teki hemşerilerimiz bağırmakta haklı. Bu performansı düzeltin çöp tesisi konusunda ilk desteği veren biz olacağız. Artık herhâlde sözün bittiği noktadayız. Durum bu” dedi.
“BENDEN İZİN ALINMADI”
Hızal’ın tesise ilişkin iddialarına yanıt veren Özuslu, iddiaları yalanlayarak tesisin çalıştığını söyledi ve “Bizim geleneklerimizde teamüllerimizde birtakım işler var. Birinin evine gidecekseniz izin alırsınız. Üstelik Çarşamba günü de ben bu değerli kardeşlerime gelin tesise birlikte gidelim. Teklifi yapmama rağmen sanki yapılmamış gibi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hiçbir yetkilisinden izin alınmadı, kapıdaki özel sektör görevlisi bir şekilde ikna edildi. Ben başkan vekiliyim. Benden izin alınmadı. Bir tesise gideceksiniz. Bize beraber gidelim dense gideceğiz. Burada meclisin huzurunda söylüyorum ki o tesis çalışıyor. Bu görüntüler Ödemiş değil Tire görüntüleri. Diyelim ki tesis çalışmıyor. Çalışmayan bir tesisten oraya nasıl malzeme geliyor? Eğri oturup doğru konuşacağız. 450 milyon lira yatırım yapıldı oraya. Neden yapıldı? Tire’deki o depolama tesisinde düzensiz depolama yapılmaması için Ödemiş’te o tesis yapıldı. Tesisimiz açılalı bir ay oldu. Bir tesisin tam kapasiteli çalışabilmesi için zamana ihtiyacı var. Oranın tam kapasitesi şu anda kullanılmıyor ama kullanılacak. Yarın Sayın Hızal’la yeniden Ödemiş’e gidelim. O tesis çalışıyor. O tesis, Kula’daki çöp yığınları İzmir’de oluşmasın diye yapıldı. İzmir’de son 2 yılda alınan mesafeyi görmezseniz haksızlık etmiş olursunuz Harmandalı... Yıllardır İzmir’in bütün çöpü kamyonlarla Harmandalı’na gidiyordu. Harmandalı’nda böyle bir tesisi kurmak mümkün olmadığı için başka bir tesis kuruldu. Metan gazını enerjiye dönüştürecek bir teisis yapıldı. Yardımcı olun Bergama ve Menderes tesisini de açacağız. Böylelikle İzmir’in çöp ve entegre sistemini çözeceğiz. Bergama, Ödemiş, Menderes ve Karaburun tesisleriyle bunu çözeceğiz. Oralardan enerji üreteceğiz. ÇED’i yok diyoruz. E o zaman yardım edin de süreci hızlandıralım. Gösterilen o vahşi depolama 30 yıldır yapılıyor. Bugüne kadar neden ses çıkmadı? Sayın Tunç Soyer, orada Tire’nin çöpünü alıp Ödemiş’e götürüp ayrıştırıp çöpü bir katma değer haline getirip kullandığında mı yanlış bir iş yapmış oluyoruz? Ben de şimdi o tesisin nasıl çalıştığını göstereceğiz” dedi ve barkovizyona tesisin güvenlik kameralarına ait sabah 11.00’deki görüntüleri yansıtıldı.
Görüntülerin ardından konuşmasına devam eden Özuslu, şunları söyledi; “Görüntüleri gördük. Bu polemiği neden yapıyoruz? Bir tesis var. Tebrik edeceğinize çalışmıyor diyorsunuz. Biz Tire’nin günlük 10 ton çöpünü orada depolamayalım diye tırlarla oradan alıp Ödemiş’e götürüyüz. Orada elektriğe gübreye çeviriyoruz. Bu çöpün en modern ayrıştırıldığı bir tesis. Kıskanın bizi sorun değil. Biz yaptık bunu. İzmirliler çöp sorunundan kurtulsunlar diye. Eğer İzmir için bir şey yapacaksak yapıyoruz zaten. Çalışan bir tesis var. Neyi konuşuyoruz? Biz bir tesis yaptık diye çalışmayacak diye bir şey yok.”
Özuslu’nun tesise gidilirken izin alınmaması konusundaki ifadeleri AK Partili bazı meclis üyelerince eleştirilmesinin üzerine yeni bir tartışma başladı.
İZİN SÖZLERİ TARTIŞMA YARATTI
Özuslu’nun izin konusundaki ifadelerini eleştiren MHP’li meclis üyesi Hakan Şimşek, “Özgür bey bir tespitte bulundu. Gitmiş Tire'de ziyarette bulunmuş, sizde ev sahibine sorulur izin alınır dediniz. Komple İzmir'in yöneticisi Meclis değil mi, biz İzmir’in misafiri miyiz? Oradaki nezaketen de olsa gidip müsaade istersiniz, bir ay önce açıldı aksaklıklar var diyebilirsiniz… Ancak bozuk plak gibi bizi çalıştırmıyorsunuz demek… Geçen arkadaşımız 'Sizin oyunuza ne gerek var' dedi. Öte yandan hükümet size yardım etmiyor diyorsunuz, ancak ben şu görüntülerde 7-8 tane naylon baraka gördüm. Şimdi her anlamda her demde insan haklarından, çalışma hayatından bahsederken, orada öyle bir tesisin içinde o barakaları görünce ben insanlık adına kendimden utandım. Şimdi o görüntüyü keşke görmeseydik. Bunun hep birlikte sorumlusuyuz. Orada çalışanlar içinse durum daha da vahim” dedi.
Şimşek’in sözlerine yanıt veren Özuslu, “Şu an İzmir'deki harmandalı dahil, hiçbirinde vahşi depolama yapılmıyor. Düzenli depolama yapılıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın standartları bu. İzmir'in hiçbir tesisinde bu yok. Önemli bir şey görünüz. Haklısınız, eğer sizin çalışanların hakkı ve hukuku hakkındaki düşünceleriniz için tebrik ederim. insan hakkı ile vardır onuruna yakışır bir biçimde çalışacaktır. Biz kendi sorumluluk alanımızdaki tesislerde… Hem kamu hem de özel sektörde insanların çalışma koşullarının iyileştirmesi konusunda kurumlar çalışıyor bu konuda birlikte çalışmaktan onur duyarım” ifadelerini kullandı.
AK Partili Meclis üyesi Mustafa Alper Güldalı da Özuslu’nun izin konusundaki ifadelerini eleştirdi ve “Ben 3 dönem meclis üyeliği yapıyorum. Bir rahatsızlığımı dile getirmek istiyorum. Özellikle 2019’daki seçim döneminden sonra sizin meclis üyelerini aşağıda bırakmak olarak görülen bazı tavırlarınız var. Biraz önce ‘Ey Özgür Beyi Hakan Bey… Bizim tesisimize giderken bizden müsaade isteseydiniz’ dediniz. Bu insanlar meclis üyesi. Ben saygıda kusur etmemeye çalıştım. Ama bazı zamanlarda bazı şeyleri hazmetmek zor oluyor. Siz ‘Bir Büyükşehir Belediye meclis üyesi, İzmit Büyükşehir Belediyesi’ne ait tesislere giderken müsaade alacak. Böyle bir ayrıştırmanın meclis üyelerimize kendi evinde yapılmaması gereken bir cümleydi” dedi.
Güldalı’nın sözlerine yanıt veren Özuslu kullandığı ifadeleri geri almayacağını belirtti ve “Düzeltecek bir şey yok. Ben, örf adet ve geleneklerden bahsettim. Ben buradan çıksam Orman Bölge Müdürlüğü’ne gitsem. Elime kamera alıp bir şeyler çeksem. Orası da bir devlet kurumu. Burada bizim herhangi bir şekilde İzmirli’den ya da meclis üyelerimizden bir şey saklamıyoruz. Övünüyoruz. Çöpten katma değer yaratıyoruz. Ama Özgür Bey pekala tesise gitmek ve incelemeler yapmak istediklerini belirtebilirlerdi. Hukuken böyle bir imkan varken, bir gün önce de beraber gitme teklifi bizim tarafımızdan yapılmışken… Benim eleştirim bu. Yoksa sakladığımız bir şey yok. Çöp konusunda önemli ir yol aldık. Muhalefet tarafından takdir edilmeyi beklemiyorum ama insaflı ve vicdanlı olmak lazım” diye konuştu.
“ÇALIŞMIYORLAR DEMEK ÇOK İLGİNÇ”
Eleştiriler üzerine yeniden söz alan Kökkılınç, şunları söyledi; “Az önce bahsedilen barakanın bizim çalışan personelimizin barınması ile ilgisi olmadığı bilgisini aldım. CHP emekten ve emekçiden yanadır. Buradaki Tire'de döküm yapılan düzensiz depolama alanı. 1992 yılından beri kullanıyor. Biz bundan kurutulmak için Tire'de 2 transfer istasyonu yapıyoruz. Hedefimiz zaten düzensiz depolama tesislerinden kurtulmak. Ödemiş'deki tesissimiz 1 ay önce açıldı. Bir reaktörün boşaltılması gerekmiş, o yüzden düzensiz depolama alanına dökülmüş. Atık tesislerinde Türkiye'deki birinci şehiriz. Belediye Meclis üyelerinin orda kendiliğinden işlem yapması… Daha önce yetki istenmişti ancak böyle bir yetki veriminin olmadığını sadece Büyükşehir'e sorma yetkisi var olduğu bilinmektedir. Belediye Meclis üyelerin kendiliğinden resmi bir kuruma giderek denetim yapma yetkisi yok. Keşke o saatte belediye meclis üyelerimiz ile hep birlikte gitseydik. Trafik konusunda Özgür bey bir şey yapılmıyor dendi ancak onlarca proje sunuldu denildi. Demek ki onlarca projemiz olduğunu gördüler, teşekkür ederiz. Ancak onlarca projemiz olduğunu görüp sonra da çalışmıyorlar demek çok ilginç. Dokuz Eylül Konusu'nda da bu sefer Dokuz Eylül bize çalışma teklifinde bulunsun ve bizde değerlendirelim. İBB başkanımızı gibi, tüm meclis üyelerimiz ege bölgesi ve Türkiye'nin tümüyle ilgili sorumlulukları var.”
ÖZUSLU’DAN FLAŞ DÜNYA BANKASI İDDİASI
Tartışmaların ardından söz alan AK Partili meclis üyesi Boztepe, Başkan Soyer’in Dünya Bankası kredisine ilişkin çarpıcı bir iddiayı ortaya attı ve "Dünya bankası Türkiye direktörü Auguste Tano, 'deprem sonrası deprem ile ilgili herhangi bir kredi anlaşmamız yoktur' dedi" ifadelerini kullandı.
“CUMHURBAŞKANI ONAY VERİRSE SONUÇLANACAK”
Boztepe'nin iddialarına ve oturumda büyükşehir belediye binasına ilişkin yapılan eleştirilere yanıt veren İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Buğra Gökçe, "Büyükşehir Belediyemiz İller Bankası Genel Müdürlüğü nezaretinte Dünya Bankasıyla 3 aylık müzakere süreci yürüttü. Bu müzakerelerin kapsamı deprem de hasta görev az ve orta hasarlı konutların dönüşümü için bir finansman ile İzmir’deki deprem sırasında birinci derecede öncelik arz eden yolların mukavemeti ve deprem dayanıklığını arttırılmasına ilişkin bir miktar da kamu binasının güçlendirilmesi ve yeniden yapılandırılması içindi. Bu görüşmelerin tamamında İller Bankası Genel Müdürlüğünün en az Daire Başkanlığı düzeyinde yöneticileri bulunmuştur. Dünya Bankasının da Türkiye’de görevlendirilmiş tüm sorumluları içerisinde yer aldı. Büyük ölçüde mutabakat oluştu. Ancak Dünya Bankasının onaylanmış bir kredisin olması için belli şartlar var. Bu kredi için Dünya Bankası İller Bankası üzerinden kullandırmayı ve Hazine garantisini ön şart koşuyor. Hazine garantisinin olabilmesi içinde ülkenin yatırım programına girmesi ve Cumhurbaşkanımızın da bunu onaylaması gerekiyor. Daha öncesi finansmanlarımızın tamamında Hazine garantisi olmamasına rağmen yatırım programına girme şartı var idi. Cumhurbaşkanımızın bunu yatırım programına alması, onaylanması halinde mutabakata teknik olarak varılacak. İzmir Büyükşehir Belediye binası daha önceki yıllarda da depreme dayanıklığı anlamında test ediliş. Pazartesi günkü sunumda da söylendi üzere 2005’ten sonraki depremde binanın beton kalitesinin C15 olarak görüldü. Bu çok dayanıksız bir beton türü. Bu biçimiyle binanın o tarihten sonra içinde bulunulması o haliyle çok mümkün olmayabilir güçlendirilmeye ihtiyacı var denilmiş. Ama İzmir’de 7 yüzeyinde deprem olacağı bilinmiyordu. En fazla 6 düzeyinde olabileceğine dair bir bilgi var. biz 30 Ekim depremini yaşayan kadar da İzmir’de o düzeyde olmuş veya beklenmiş değildi. 2016’da Meclis Üyemiz Osman Bey’in bahsettiği raporda özellikli bir firmadan binanın içinde yaşam sürerken güçlendirme yapılabilir mi diye alınmış bir rapor. Binamızı taşıyan başkan bir yer olmadığı için içinde yaşam sürerken güçlendirme yapılabilir mi, başka güçlendirme teknikleri kullanılabilir mi diye o raporda da aynı şekilde öncelikli olarak binanın başka binaya taşınması denilmiş. İçindeyken böyle bir güçlendirmek yapılamayacağı görüldü. Pazartesi sunulan rapor ilgili konu şudur: biz binamızın depremden sonra birkaç firmayla özellikli olarak testlerini yaptırdık. Bunlar daha önce binamıza güçlendirme amacıyla hizmet veren ülkemizde tanınmış firmalar. Yapılan gözlemsel etütlerde arka bloklarda az orta hasar, ancak denize bakan bloklarda hasarın daha büyük olabileceği ve ayrı etüt edebileceği belirtildi. Bunu üzerine biz daha öncesinde İTÜ ile temasta bulunduk. Oluşmuş bir alt yapılık var. Belediye meclisimizin huzuruna da haziran meclisimize onaylanmak üzere geldi ve imzalandı. Bahsedilen çok daha önce bu çalışma başlamış idi. İki tane öğretim üyesi vardı içinde. Bir tanesi ayrılmış sonradan ama bir tanesi kürsünün öğretim üyesi. Bunların daha öncede binamız ile ilgili çalışması var. Süreklilik içerisinde İTÜ kurumsallığı üzerinden bu yapıyı sürdürmeye çalıştık. Nihai rapor oluşmadan önce Sayın Başkanımız raporla ilgili yeme bulgular ortaya çıktığında belediye meclisimizin bilgilendirmesine sunulsun istedi. Hocalarımızın tespitini sunmaya karar verildi. Bayramdan sonra nihai rapor elimize ulaşır tahmin ediyoruz. Oluşan nihai raporu detaylı bir şekilde meclisimize sunarız diyoruz." dedi.