Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Orta Vadeli Program tanıtımında yaptığı konuşmada, “3 yıllık dönemin sonunda cari işlemler açığının yüzde 4’ten yüzde 2 civarına inmesini öngörüyoruz. Programdaki iyileşmenin devamıyla ve yapısal dönüşüm sürecinin meyvelerini vermesiyle ileride cari işlemler fazlasına da ulaşacağız. OVP’de uygulayacağımız politika sepetiyle, enflasyon sorununu ülkemizin gündeminden kaldıracağız. Para, maliye ve gelirler politikalarında eş güdümle hareket edilecek, enflasyon ataletini gidermeye yönelik adımlar atacağız. Makro ihtiyati politikalarda sadeleşmeye gidilerek ekonomik dengeleri bozucu ve enflasyonu besleyen tüketim artışlarını önleyeceğiz. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracata dayalı büyüme politikalarıyla fiyat istikrarı odaklı olarak reel sektörü destekleyen finansman imkanı sağlayacağız. Tüketici aleyhine uygulamalar ile rekabeti sınırlayıcı fiyatlama davranışlarını ve haksız kazancı önlemeye yönelik düzenleme ve denetimleri uygulamaya koyacağız. Konut stokundaki kayıpların telafisine yönelik yeni sosyal konut projeleri geliştirerek dar gelirli vatandaşların konuta erişim imkanını artıracağız. Yeni, yenilenebilir ve yerli enerji kaynakları ile arz güvenliğini garanti altına alacak adımlar atmaya devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bugün Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı'nda 2024-2026 yıllarına ilişkin hazırlanan Orta Vadeli Program’ın (OVP) sunumunu yaptı. Orta Vadeli Programın sunuş toplantısında daha sonra söz alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şöyle konuştu:
“DÜN KIRKLARELİ VE İSTANBUL’DA YAŞANAN SELLERDE HAYATINI KAYBEDEN KARDEŞLERİMİZE ALLAH’TAN RAHMET NİYAZ EDİYORUM”
“Dün Kırklareli ve İstanbul’da yaşanan sellerde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. İçişleri Bakanlığımız, AFAD’ımız, valiliklerimiz ve diğer kurumlarımız su baskınlarından olumsuz etkilenen insanlarımızın sıkıntılarının giderilmesi için yoğun bir şekilde çalışıyor. Buradan her iki şehrimizde de özellikle ebediyete uğurladığımız vatandaşlarımıza rahmet dilerken, ailelerine sabırlar, milletimizin başı sağ olsun diyorum.
“CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİYLE TÜRKİYE'NİN BAŞTA YÖNETİMDE İSTİKRAR OLMAK ÜZERE NASIL BÜYÜK KAZANIMLAR ELDE ETTİĞİNİ HER GÜN ÇOK DAHA İYİ GÖRÜYORUZ”
Orta Vadeli Programın (OVP) ülkemiz, milletimiz ve ekonomimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte Türkiye'nin başta yönetimde istikrar olmak üzere nasıl büyük kazanımlar elde ettiğini her gün çok daha iyi görüyor ve idrak ediyoruz. Katılım düzeyi ve rekabet seviyesi itibarıyla sadece Türk siyasi tarihinde değil, dünya siyaset literatürüne de geçen 14 ve 28 Mayıs seçimlerini hamdolsun tam bir demokratik olgunluk içinde tamamladık. Sandıkların açılmasıyla birlikte tüm belirsizlikler ortadan kalktı ve Türkiye’yi kimin yöneteceği belli oldu. Halkımız bir kez daha ‘güven’ ve ‘istikrar’ dedi. Daha önce ülkemize nakit, vakit ve enerji kaybettiren krizlerin, tartışma ve pazarlıkların hamdolsun hiçbiri yaşanmadı. Seçimlerin üzerinden henüz bir hafta bile geçmeden kabinemizi açıkladık. Ekonomideki kurmay kadromuzu kurduk. Ülkemize ve milletimize hizmet yolculuğumuza kaldığımız yerden süratle yeniden başladık. Eski Türkiye’nin alışkanlıklarından kendilerini kurtaramayanların durumunu ise içimiz acıyarak izliyoruz. 28 Mayıs’ın üzerinden geçen 102 güne rağmen birileri hâlâ kavga ve iç çekişmelerden başlarını kaldıramazken biz işimizi yapıyor, Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretmeye odaklanıyoruz.
“MUHALEFETİN GEÇMİŞ HATALARINDAN DERS ALARAK OVP GİBİ ÜLKEMİZİN HAYRINA OLAN İŞLERİMİZDE BİZE DESTEK VERMESİNİ BEKLİYORUZ”
Yakın coğrafyamızda savaşların ve çatışmaların devam ettiği, küresel ekonomideki olumsuzlukların çeşitlenerek sürdüğü, Afrika kıtasının yeni siyasi krizlere sürüklendiği, dünyada hemen hiçbir ülkenin önünü net olarak göremediği, hasılı mevcut belirsizliklere yenilerinin eklendiği zor bir denklemde riskleri başarıyla yöneterek krizleri ülkemiz için fırsata çevirmeye çalışıyoruz. Muhalefetin de artık birbirleriyle didişmeyi bırakarak yapıcı eleştirileriyle millet adına denetim görevini yerine getirmesini temenni ediyoruz. Hep söylediğimiz gibi; biz Türkiye için en doğrusunu, Türk milleti için en hayırlısını yapmanın peşindeyiz. Siyaseti de ikbal vasıtası olarak değil, millete hizmet aracı olarak görüyoruz. Hiç kimseye ve hiçbir fikre önyargıyla yaklaşmıyoruz. Kimden geldiğine bakmadan ülkemizin faydasına olacak her türlü öneriyi hayırhahlıkla değerlendirmeye hazırız. Bugüne kadar ısrarla sürdürdüğümüz bu müspet tavrımızı inşallah bundan sonra da koruyacağız. Muhalefetin de geçmiş hatalarından ders alarak OVP gibi ülkemizin hayrına olan işlerimizde bize destek vermesini bekliyoruz.
“TÜRKİYE, DÜNYADAKİ DİĞER ÜLKELERDEN FARKLI OLARAK KÜRESEL SORUNLARA İLAVETEN ASRIN FELAKETİNİN YOL AÇTIĞI SIKINTILARLA DA MÜCADELE ETMEKTEDİR”
Ekonomiyle ilgili planlarımızda 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ilimizde yaşayan 14 milyon insanımızı etkileyen depremi asla göz ardı etmiyoruz. Ülkemiz ekonomisine maliyeti 104 milyar doları bulan deprem felaketi yükümüzü ağırlaştırmakta, mücadelemizi daha da zorlaştırmaktadır. Türkiye, dünyadaki diğer ülkelerden farklı olarak küresel sorunlara ilaveten asrın felaketinin yol açtığı sıkıntılarla da mücadele etmektedir. Ancak devlet-millet dayanışmasıyla nasıl bugüne kadar nice engelleri aştıysak aynı başarıyı depremin yaralarını sarmada da sergiliyoruz. Geride bıraktığımız 8 aya dair veriler, bu gerçeği açıkça ortaya koyuyor. 2023 yılının ilk yarsısında yüzde 3,9 oranında büyüme kaydederek büyüme performansımızı kesintisiz 12 çeyreğe çıkardık. Yıllık bazda ise 13 yıldır aralıksız büyüyoruz. Çeyreklik büyüme performansı ile Türkiye, OECD ülkeleri içinde pozitif ayrışmıştır. Yine bu dönemde, ekonomimizi yıllıklandırılmış olarak ilk kez 1 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklüğe ulaştırmayı başardık. Böylece depremin iktisadi faaliyetler üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlı kalmasını temin ettik.
“DÜNYADA SON 60-70 YILIN ZİRVELERİNE ÇIKAN ENFLASYON, DOĞAL OLARAK BİZİM DE SORUNUMUZDUR”
İhracatta da yılın ilk 8 ayında 165 milyar doları; yıllık bazda da 253 buçuk milyar doları yakaladık. Turizmde önceki seneye göre çok daha iyi bir sezon geçiriyoruz. İstihdamda da hamdolsun herhangi bir kaygımız söz konusu değil. Yılın ilk 6 ayında emekliliğe hak kazanma koşullarına yönelik düzenlemeler ve depremin olumsuz etkilerine rağmen net 220 bin istihdam artışı sağladık. Dünyada son 60-70 yılın zirvelerine çıkan enflasyon, doğal olarak bizim de sorunumuzdur. Enflasyonla mücadelede başta doğal gaz olmak üzere enerji fiyatlarında hayata geçirdiğimiz sübvansiyon ve kira artışlarına tavan fiyatı uygulamamızın yanı sıra birtakım ilave tedbirler aldık. Fırsatçılara ve açgözlülere yönelik denetimlerimiz artarak devam ediyor. Kimi sektörlerde oluşan fiyat köpüğünün indiğine ve piyasanın dengesini bulmaya başladığına şahit oluyoruz. Merkez Bankası rezervlerimiz aynı şekilde 117,3 milyar dolar seviyesindeki güçlü seyrini sürdürüyor. Sermaye piyasalarımızın hem arz hem de talep tarafında gelişimi devam ediyor. Hane halkı borçluluğunda ülkemiz, gelişmekte olan ülke ortalamalarına göre oldukça düşük bir riskliliğe sahiptir. 2020 yılının milli gelire oranla yüzde 1’lik bir bütçe açığı ile kapattık. Bütçe disiplinimiz, deprem felaketine daha etkin müdahale etmemizi sağladı. Karşı karşıya olduğumuz çeşitli zorluklara rağmen hedeflerimize ulaşma noktasında en küçük şüphemiz yoktur.
“OVP, 2024-2026 DÖNEMİNDE TÜRK EKONOMİSİ İÇİN KAPSAMLI BİR YOL HARİTASI TEŞKİL EDECEKTİR”
Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Strateji ve Bütçe Başkanlığımız ile Hazine ve Maliye Bakanlığımız koordinasyonunda katılımcı bir anlayışla hazırlanan OVP, işte bu mücadelemizde bizlere destek verecektir. Program aynı zamanda, 2024-2026 döneminde Türk ekonomisi için kapsamlı bir yol haritası teşkil edecektir. OVP ile Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ekonomik perspektifini de yerli ve yabancı yatırımcılarla paylaşmış oluyoruz. İş dünyamızın ve tüm kesimleriyle toplumumuzun destekleriyle OVP'nin ülkemiz ekonomisine en üst düzeyde katkı sağlamasını diliyorum. Hükümet olarak, OVP’ye desteğimizin tam olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum.
“7 TEMEL ALANDA ÖNCELİKLİ REFORM ADIMLARINI BELİRLEDİK”
Daha güçlü, güvenli ve müreffeh Türkiye hedefi doğrultusunda, ekonomideki ilk yol haritamızı, OVP ile ortaya koyuyoruz. Programımızda temel ilkeler, politikalar, hedef ve gösterge niteliğindeki ekonomik büyüklükleri paylaşırken hiçbir sorunu görmezden gelmedik. Önceki dönemden farklı olarak yeni programda yapısal dönüşümlere özel bir başlık açtık. Temel konuları bir takvim ile programın önemli bir parçasına dönüştürdük. Büyüme ve ticaretten fiyat istikrarı ve finansal istikrara, beşeri sermaye ve istihdamdan yeşil ve dijital dönüşüme, afet yönetiminden kamu maliyesiyle iş ve yatırım ortamına 7 temel alanda öncelikli reform adımlarını belirledik. Program döneminde ekonomik büyümeden kesinlikle taviz vermeyeceğiz. Yüksek katma değerli yatırımların önünü açarak ve finansmanını kolaylaştırarak sağlıklı ve kaliteli bir büyüme sağlayacağız. Bununla birlikte sıkı para politikasının da desteğiyle enflasyonu yeniden tek haneye düşürecek, cari işlemler dengesini iyileştireceğiz.
“PROGRAMIN İLK YILINDA TÜM KAYNAKLARIMIZI, DEPREM BÖLGESİNİN YENİDEN İNŞA VE İHYASINA GÖRE TAHSİS ETTİK”
6 Şubat depremlerinin yaralarının en kısa sürede sarılması gündemimizin ilk sırasında yer almaktadır. Depremzedelerimizi sırf oy tercihlerinden dolayı onları kapı dışarı eden, onlara hakaretler savunan zihniyetin insafına bırakmamakta kararlıyız. Programın ilk yılında tüm kaynaklarımızı, deprem bölgesinin yeniden inşa ve ihyasına göre tahsis ettik. Ek bütçe ile bölgeye 762 milyar lirayı ayırmıştık. 2024 yılında deprem bölgesi için 1 trilyon liralık kaynak ayıracağız. Program döneminin tamamında yaklaşık 3 trilyon lira kaynak deprem bölgesi için kullanılmış olacaktır. Bu kaynakla afetzedelerimizin konut ihtiyacını hızla giderirken zarar gören tarım ve arazi alanları ile tüm altyapı ayağa kalkacaktır. Depremin sebep olduğu tahribatı ortadan kaldırırken dengeli bir ekonomik büyümeyle istihdamı artırmak, enflasyonu tek haneye düşürerek gelir dağılımını iyileştirmek önceliğimizdir. Bu 3 yıllık dönemde, enflasyonla mücadele sürecini destekleyici bir çerçevede ekonomik büyümede dengelenmeyi, yüksek katma değerli özel sektör yatırımlarının öncülüğünde ortalama yüzde 4 buçuk oranında büyümeyi hedefliyoruz. Yaşadığımız afete ve diğer olumsuz şartlara rağmen yüzde 3 civarında beklenen dünya ortalamasının üzerinde büyümeye devam edeceğiz. Dönem sonunda, tarihimizde ilk kez, 1,3 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklük ve 14 bin 855 dolara çıkan fert başına milli gelir ile yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmeyi öngörüyoruz.
“PROGRAM DÖNEMİNDE İSTİHDAMIN YILLIK ORTALAMA 909 BİN KİŞİ ARTMASINI VE İŞSİZLİK ORANININ PROGRAM DÖNEMİ SONUNDA TEK HANELİ RAKAMLARDA GERÇEKLEŞMESİNİ HEDEFLİYORUZ”
Program döneminde para, maliye ve gelirler politikalarını tüm araçlarıyla uygulayarak enflasyonu artıran yapısal unsurları da ortadan kaldıracağız. Hindistan’da yapılacak olan G-20 toplantısı, bütün konuları ele aldığımız, bunları orada da işleyeceğimiz önemli başlıklar olacak. Böylece tıpkı daha önce olduğu gibi yine orta vadede tek haneli enflasyon rakamına ulaşacağız. Mali disiplinle desteklenen dezenflasyon süreci, güven ve istikrar ortamını pekiştirerek iş ve yatırım ortamımızı iyileştirecek; ihracat odaklı sürdürülebilir bir büyüme iklimi sağlayacaktır. Orta vadede bir taraftan tek hanede enflasyon hedefi ile uyumlu gelirler politikası izlerken diğer taraftan vatandaşlarımızın, özellikle sabit gelirli ve dar gelirli kesimlerimizin, alım gücünü yükselteceğiz. Programla istihdamı artıracak sağlıklı bir yatırım ve iş yapma zemini oluşturmayı amaçlıyoruz. Program döneminde istihdamın yıllık ortalama 909 bin kişi; toplam 2,7 milyon kişi artmasını ve işsizlik oranının program dönemi sonunda tek haneli rakamlarda gerçekleşmesini hedefliyoruz. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı önceleyen politikalarımızın merkezine yeşil ve dijital dönüşümü içeren ikiz dönüşümü koyduk. Bu şekilde ürün ve hizmetlerimizin teknolojik kompozisyonunu iyileştirmeyi hedefliyoruz. İhracatımızı 300 milyar doların, turizm gelirlerimizi ise 70 milyar doların üzerine çıkartarak, mal ve hizmet ihracatı gelirlerimizi tarihi seviyelere ulaştıracağız. Temel ithalat kalemimiz olan enerjide, doğal gaz ve petrol arama ile üretimine yönelik attığımız hızlı adımların katkısını daha fazla göreceğiz. Ataşehir’de şu andaki İstanbul Finans Merkezi’ni aynı zamanda bizim enerji hub’ımız haline getireceğiz. Yani burada doğal gazın da bütün madenlerin de burada değerlendirmesi yapılacak, dünya buradan bunları takip edecek.
“OVP’DE UYGULAYACAĞIMIZ POLİTİKA SEPETİYLE, ENFLASYON SORUNUNU ÜLKEMİZİN GÜNDEMİNDEN KALDIRACAĞIZ”
Ve bütün bunlarla beraber son Soçi seyahatimde de Sayın Putin ile yaptığımız görüşmede aynı şekilde Trakya doğal gaz hub’ı planlaması da ayrıca yürüyecek. 3 yıllık dönemin sonunda cari işlemler açığının yüzde 4’ten yüzde 2 civarına inmesini öngörüyoruz. Programdaki iyileşmenin devamıyla ve yapısal dönüşüm sürecinin meyvelerini vermesiyle ileride cari işlemler fazlasına da ulaşacağız. OVP’de uygulayacağımız politika sepetiyle, enflasyon sorununu ülkemizin gündeminden kaldıracağız. Para, maliye ve gelirler politikalarında eş güdümle hareket edilecek, enflasyon ataletini gidermeye yönelik adımlar atacağız. Makro ihtiyati politikalarda sadeleşmeye gidilerek ekonomik dengeleri bozucu ve enflasyonu besleyen tüketim artışlarını önleyeceğiz. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracata dayalı büyüme politikalarıyla fiyat istikrarı odaklı olarak reel sektörü destekleyen finansman imkanı sağlayacağız. Gıda fiyatlarında istikrarı ve arz güvenliğini teminen stratejik tarım ürünlerinde yeterlilik oranlarını belirleyerek üretim planlaması yapacağız. Yaş sebze ürünlerinde mevsimselliği en aza indirmek amacıyla sera organize tarım bölgesi kurulmasına yönelik yatırımları hızlandırıyoruz. Yeni sera kurulumu ile sera yenileme yatırımlarını daha fazla destekliyoruz. İşte bu Soçi ziyaretimizde çok çok ilginç olan 500 bin ton domates sadece Rusya’ya göndermiş olduk. Aramızdaki bu dayanışmanın nereden nereye vardığını göstermesi bakımından bu çok çok önemli. Tüketici aleyhine uygulamalar ile rekabeti sınırlayıcı fiyatlama davranışlarını ve haksız kazancı önlemeye yönelik düzenleme ve denetimleri uygulamaya koyacağız. Konut stokundaki kayıpların telafisine yönelik yeni sosyal konut projeleri geliştirerek dar gelirli vatandaşların konuta erişim imkanını artıracağız. Yeni, yenilenebilir ve yerli enerji kaynakları ile arz güvenliğini garanti altına alacak adımlar atmaya devam edeceğiz.
“KUR KORUMALI MEVDUATLARIMIZIN KUR İSTİKRARININ PEKİŞTİĞİ BİR ZEMİNDE, TÜRK LİRASI MEVDUATLARA DÖNÜŞMESİNİN YOLUNU AÇACAĞIZ”
Kur Korumalı Mevduat sistemimiz görevini yerine getirmiş, kur istikrarını sağlamada önemli katkı sağlamıştır. Kur Korumalı Mevduatlarımızın kur istikrarının pekiştiği bir zeminde, Türk Lirası mevduatlara dönüşmesinin yolunu açacağız. Merkez Bankamız yeni şartlar göre güncelleyeceğimiz yatırım taahhütlü avans kredisiyle para politikasının gerektirdiği duruşundan taviz vermeden yatırımlarımızı destekleyecektir. Program döneminde uzun süredir üzerinde çalıştığımız İstanbul Finans Merkezi projemiz de meyvelerini vermeye başlayacaktır. Finans ve finans ile ilgili danışmanlık hizmetlerimizde hizmet ihracatımızı artıracak ve ülkemize döviz girdisi sağlayacağız. Dijital Türk Liramız ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Bununla ilgili takvimi ayrıca paylaşacağız. Katılım finans sektörümüzün, sigortacılık dahil tüm alanlarıyla gelişmesi ve İstanbul Finans Merkezi projemizde ana unsur olması için destek vereceğiz. Yenilikçi, kapsayıcı ve dinamik finans sektörü için katılım esaslı faaliyet gösteren fintekleri destekleyeceğiz. Katılım finansta İstanbulumuzu küresel merkezlerden biri haline getireceğiz. Menkul kıymetlerimizin ihraç süreçlerini dijitalleştirecek ve ihraçlarımızın akıllı sözleşmeler üzerinden gerçekleştirilmesini sağlayacağız.
“YATIRIMCI DOSTU, SADE, ANLAŞILIR VE ADİL BİR VERGİ SİSTEMİ OLUŞTURMAYA YÖNELİK DÜZENLEMELER YAPACAĞIZ”
Program döneminde, başta deprem kaynaklı harcamalar olmak üzere gerekli ihtiyaçlar süratle karşılanırken ekonomimizde güvenin ve istikrarın sigortası olarak gördüğümüz mali disiplini koruyacak ve güçlendireceğiz. Depremlerin etkisiyle artan bütçe açıklarını dönem sonunda Avrupa Birliği (AB) standartlarına uyumlu şekilde yüzde 3’ün altına çekeceğiz. Gelir, kurumlar ve vergi usul kanunları başta olmak üzere temel vergi kanunlarında yatırımcı dostu, sade, anlaşılır ve adil bir vergi sistemi oluşturmaya yönelik düzenlemeler yapacağız. Teknolojik imkanlardan azami düzeyde faydalanarak kayıt dışılıkla her alanda kararlı bir mücadele edeceğiz. Kamu yatırım projelerini gözden geçirerek, ekonomiye hızla kazandırılabilecek projelere öncelik vereceğiz. Kamu harcamalarında periyodik gözden geçirmelerle verimsiz harcama programlarını tasfiye ederek, kaynakların öncelikli alanlara tahsisini sağlayacağız. Sosyal yardım sistemimizi iş gücüne katılıma mani olmayacak şekilde bütünleşik bir yapıda aile odaklı ve fert başına asgari bir geliri garanti edecek bir çerçevede yeniden kurgulayacağız. Kamu iktisadi teşebbüslerinin üst yönetiminde, kurumsal yönetim anlayışını güçlendirerek piyasa koşullarında daha verimli ve rekabetçi bir biçimde faaliyet göstermelerini temin edeceğiz.
“AB İLE TİCARETİMİZE YENİ BİR BOYUT KAZANDIRMAK ÜZERE GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN GÜNCELLENMESİNE YÖNELİK ÇALIŞMALARIMIZI YOĞUNLAŞTIRACAĞIZ”
Ekonomik büyüme ve ticaret alanında teknolojik altyapımız; beşeri sermaye, girişimcilik, araştırma, yenilikçilik ve tasarım kapasitemiz güçlenecektir. Hedef odaklı ve seçici bir yaklaşımla finansmana erişimi kolaylaştırırken enflasyonist baskıya yol açabilecek uygulamalardan kaçınacağız. Sanayide yerli üretim ve teknolojik dönüşüme yönelik ürün bazlı yatırım yol haritaları hazırlayacağız. Turizm ve taşımacılık gibi döviz kazandırıcı hizmet ticaretini destekleyeceğiz. AB ile ticaretimize yeni bir boyut kazandırmak üzere Gümrük Birliği’nin güncellenmesine yönelik çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Bürokratik ve hukuki öngörülebilirliği güçlendirerek, doğrudan yatırımları ülkemize çekmeyi hedefliyoruz. Büyümeye yönelik öngördüğümüz verimlilik artışını, özel kesim yatırımları yapısal reformlarla sağlayacağız. Özel kesim girişimlerinin önünü daha da açarak yatırım, ticaret ve finans alanında hukuki süreçleri kolaylaştıracağız. Şirket kurma ve tasfiye süreçlerini iyileştirecek; bürokrasinin azaltılması, işlemlerin hızlandırılması ve işlem maliyetlerinin düşürülmesiyle hukuki ve mali süreçlerin iyileştirilmesi için düzenlemeler yapacağız.
“YARGILAMA SÜREÇLERİNİ ETKİNLEŞTİRECEK, ALTERNATİF UYUŞMAZLIK ÇÖZÜM YÖNTEMLERİNİ DEVREYE ALACAĞIZ”
Bürokratik işlemlerde sadeleşmeye gidecek, şirket ve ticaret sicili işlemlerinde dijital uygulamaları yaygınlaştıracak, yatırımlara ilişkin izin, lisans, ruhsat gibi işlemlerin çevrimiçi platforma taşınmasını sağlayacağız. Yargılama süreçlerini etkinleştirecek, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini devreye alacağız. Mal ve hizmet ihracatını etkileyen yönleriyle AB Dijital Ekonomi Düzenlemeleri doğrultusunda birlik müktesebatına uyumlu hale getirilecektir. Yatırımcıların faydalanması için uygun yatırım yerleri içeren Yatırım Yeri Envanteri oluşturulacaktır. Özellikle gençlerimize meslek edindirici, nitelikli istihdamı ve üretkenliği artırıcı bir yaklaşımla iş gücü potansiyelimizi azami şekilde kullanacağız. Mesleki ve teknik eğitimde müfredatın güncellenmesini, staj ve işbaşı eğitimi programlarının yaygınlaştırılmasını sağlayacak şekilde, yönetim ve finansman konuları da dahil olmak üzere özel sektör ile işbirliğini artıracağız.
“ORMAN VARLIĞININ ARTIRILMASINA VE KORUNMASINA, YENİ YUTAK ALANLARIN OLUŞTURULMASINA DEVAM EDECEĞİZ”
Yapay zeka, siber güvenlik, temiz ve sürdürülebilir enerjileri ile uzay teknolojileri gibi stratejik alanlarda nitelikli iş gücü yetiştirmeye yönelik kamu, üniversite, özel sektör iş birliği programlarını hayata geçireceğiz. Yüksek öğretim kontenjanlarını, kamu ve özel sektörün orta vadeli ihtiyaç duyduğu iş gücü ile uyumlu hale getireceğiz. Uzaktan, kısmi ve geçici süreli yeni nesil esnek çalışma modellerinde yaşanan gelişmeler doğrultusunda mevzuat düzenlemeleri yapacağız. Kuracağımız aile ve gençlik bankasıyla, ailemizin yapısını güçlendirirken gençlerimizin istihdamını ve girişimciliğini çeşitli kanallar ile destekleyeceğiz. 2053 net sıfır emisyon hedefimiz ve kalkınma önceliklerimiz kapsamında ekonominin her alanında yeşil dönüşümü gerçekleştirmek üzere çalışacağız. İklim değişikliğiyle mücadeleye ilişkin planlama ve uygulama araçlarını düzenleme üzere yasal çerçeveyi geliştireceğiz. Ulusal emisyon ticaret sistemi hukuki altyapısını tamamlayacak sistemi AB sınırda karbon düzenleme mekanizmasına uyumlu bir yapıda geliştireceğiz. Türk vergi sistemini karbon fiyatlandırma çerçevesinde gözden geçireceğiz. Döngüsel ekonomiye geçiş için bütüncül bir ulusal döngüsel ekonomi eylem planı hazırlayacağız. Başarılı sonuçlar aldığımız sıfır atık uygulamalarını yaygınlaştıracağız. Taşımacılık terminalleri, demiryolu ulaştırması ve kent içi ulaşım başta olmak üzere ulaştırma sektöründe düşük karbonlu ulaşım sistemine geçişi kolaylaştıracağız. Orman varlığının artırılmasına ve korunmasına, yeni yutak alanların oluşturulmasına devam edeceğiz. Burada detayını veremediğimiz birçok başlık ve politika ile kalkınma sürecini daha üst aşamaya taşıyacağız.
“EKİM AYINDA MECLİS'E SUNACAĞIMIZ 2053 PERSPEKTİFİYLE HAZIRLADIĞIMIZ 5 YILLIK KALKINMA PLANI VE PROGRAM DÖNEMİNİ DE İÇEREN BİR ATILIM SÜRECİNİ BAŞLATACAĞIZ”
Yarın sabah Cumhurbaşkanı Yardımcım ve ilgili bakanlarımız yerli ve yabancı basın mensuplarıyla bir araya gelerek sorulara ayrıca cevap vereceklerdir. 2024 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda burada yer alan tedbirler daha ayrıntılı ele alınacaktır. Bu kapsamda Meclis’imize sunacağımız 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi kanun teklifine yönelik ödenek teklif tavanları belirlemiş bulunuyoruz. Meclis’imizin de onayını aldıktan sonra 2024 yılında uygulamayı hedeflediğimiz tüm çalışmaları başlatmış olacağız. Ayrıca Ekim ayında Meclis'e sunacağımız 2053 perspektifiyle hazırladığımız 5 yıllık kalkınma planı ve program dönemini de içeren bir atılım sürecini başlatacağız. Orta Vadeli Programımızın şimdiden ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.”