AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde "AK Parti İstanbul İlçe Adayları Tanıtım Toplantısı"na katıldı. Erdoğan şöyle konuştu:
"KAĞITHANE'DE TEMEL ATMAMA MERASİMİ YAPIYORLAR"
"Seçimlere 70 gün kaldı. Seçmeni yani milleti sandıktan sandığa hatırlayan bir parti hiçbir zaman olmadık. Biz yılın 365 günü, günün 24 saati milletimizle yüz yüze, gönül gönüle irtibat hâlinde olan bir kadroyuz. Seçim dönemlerini bu tempoyu daha da arttırmanın her zaman yaptığımız işleri kısa sürede tekrarlamanın muhabbet saflarını sıklaştırmanın gönül köprülerimizi daha da güçlendirmenin vesilesi olarak görüyoruz. Hele söz konusu İstanbul olduğunda hem bizim için hem sizler için yaptığımız çalışmalar bir başka anlam taşıyor.
Binlerce yıldır her medeniyetin, her toplumun, her devletin hayalini süsleyen İstanbul'a hizmet etmenin şerefi dünya malının tamamına değişilmez.
Ben Kasımpaşalıyım, Haliç'in kenarında doğdum, büyüdüm. Haliç ile beraber yaşadım. Bu Haliç ne yazık ki ne zaman biz temizlemeye başladık işte o zaman bugünkü Haliç oldu. Haliç'ten o zamanlar itibariyle 9,5 milyon metreküp çamur çıkardık, pislik çıkardık. Bu çamuru 9,5 kilometre uzaklıkta Alibeyköy'de bir taş ocağına naklettik. Ya bunu şu andakiler yapar mıydı? Yapabilir miydi? Ama bunu Murat Kurum yapar. İşte burada hemen Kağıthane'de bunlar temel atmama merasimi yapıyorlar. Ya böyle bir şey olur mu, temel atmamam merasimi. Ama bunlar yapar. Biz ise temel üstüne temel koyma mücadelesi verdik. İstanbulumuzda bu yarışı biz yaptık.
Karşılaştığımız tüm engellere rağmen hamdolsun kısa sürede İstanbul'un temel sorunlarının hemen hepsini hal yoluna koyduk. Ancak yapmak zor yıkmak çok kolaydı. Maalesef son 5 yılda yeniden o eski günlerini hatırlatan ihmallere maruz kaldı. Tüm dünyanın gözbebeği olan bu güzel şehir 5 yıl gibi çok kısa sürede neredeyse çeyrek asırlık irtifa kaybı yaşadı.
"VİZYONSUZLUKLARINI İSTANBUL'UN YOL KENARLARINI SÜSLEYEN GÜZELİM DİKEY BAHÇELERİ YOK EDEREK DEVAM ETTİRDİLER"
2019'da İstanbul'un yönetimini devralanlar işe programla, projeyle, icraatla, tuğla üstüne tuğla koyarak değil temel atmama töreniyle başladılar. Atmadıkları temel Silahtarağa Arıtma Tesisi projesiydi. Peki sonra ne oldu? Arıtma yapılmayan sular Haliç'e boca edilince, burası yeniden ölmeye, kararmaya, kokmaya başladı. Halbuki Silahtarağa Projesi İstanbul'un altın boynuzu Haliç'i temizlemek için 1994 yılından beri yürüttüğümüz çalışmaların kritik bir parçasıydı. Hatalarından ders çıkarmak yerine vizyonsuzluklarını İstanbul'un yol kenarlarını süsleyen güzelim dikey bahçeleri yok ederek devam ettirdiler. Şimdi aynı zihniyet poşet göndermesiyle yeniden arzı endam ediyor.
"BUNLARIN ÇEVREDEN ANLADIKLARI, BU KAVRAMIN ARDINA SIĞINARAK ŞEHRİ YAKIP YIKAN ÇAPULCULARA SAHİP ÇIKMAKTIR"
Büyükşehir adayımız Murat Kurum'un İstanbul'u depreme hazırlamak başta olmak üzere bu güzel şehrin geleceği için hayati öneme sahip projelerini kendi akıllarınca küçümsüyorlar, hafife alıyorlar. Tabii bunların çevreden anladıkları yalnızca bu kavramın ardına sığınarak şehri yakıp yıkan çapulculara sahip çıkmaktır.
İstanbul'daki ana yolların etrafında kurulan yeşil panolara bile tahammül edemeyip hepsini yıkarak betona boğan bir kafanın böyle bir derdinin olmadığı da açıktır. Daha da vahimi aynı kafa bilim insanlarının her gün ikaz ettiği deprem tehdidine karşı üzerine düşen hiçbir görevi yerine getirmediği gibi büyük bir pişkinlikle bunu sırıtarak dalga konusu yapabiliyor. Milyonlarca insanın geleceğini, yüz binlerce insanın hayatını doğrudan ilgilendiren böyle bir meselede bile aymazlık yapanların şehrin diğer sorunlarının çözümüyle ilgili ne hassasiyeti olabilir ki? Bunları tek derdi İstanbul nimetini kendi şahsi çıkarları, kendi bireysel ajandaları, kendi siyasi kariyerleri için kullanabildikleri kadar kullanmak, sömürebildikleri kadar sömürmektir. İstanbul bu zulmü, bu eziyeti hak etmiyor. İstanbul bu ihmali, bu riyakarlığı hak etmiyor. İstanbul hırsı boyunu aşanların oyuncağı hâline getirilmeyi hak etmiyor. İstanbul aklı da gözü de gönlü de başka yerlerde olanların yedeği muamelesi görmeyi hak etmiyor.
"31 MART'TA 5 YILLIK FETRET DEVRİ SON BULACAK"
Kardeşlerim, inşallah 31 Mart'ta İstanbul hak etmediklerinden kurtulacak, inşallah 31 Mart'ta İstanbul'un büyükşehir hizmetleri konusundaki hasreti sona erecek. İnşallah 31 Mart'ta İstanbul'u yapacağı doğru tercihle kendisine yeni bir ufuk açacak. İnşallah 31 Mart'ta 5 yıllık fetret devri son bulacak yeniden şahlanış dönemi başlayacak.
Gırtlağına sarıldığınız bu millet size cevabını seçim günü sandıkta verecektir. Küfürler savurduğunuz kadınlarımız 31 Mart günü sandık önlerine geldiğinde size ettiğiniz hakaretlerin hesabını soracaktır. Hem kadın hakları diyeceksiniz hem de milletin ortasında yaşlı bir kadına saldıran edepsizlere hiçbir tepki göstermeyeceksiniz. Hem basın özgürlüğünden dem vuracaksınız hem de görevini yapmaya çalışan gazetecileri militanlarınıza linç ettireceksiniz. Bunun adı sadece iki yüzlülük değildir, aynı zamanda faşizmdir, despotizmdir.
"BAY KEMAL İLE ÇOK KAVGAMIZ OLDU AMA ONUN DA KENDİNE GÖRE BİR ÜSLUBU VE MİSYONU VARDI"
CHP yönetiminde giderek düşen bir seviye var. Bizim dönemimizde bu partide tam iki kez genel başkan değişti. Ama siyasi kalite ve kalibre noktasında her seferinde gelen gideni arattı. Rahmetli Deniz Baykal ile pek çok konuda anlaşmazdık ama siyasi birikimini takdir ederdik. Bay Kemal ile çok kavgamız oldu ama onun da kendine göre bir tarzı, üslubu ve misyonu vardı. CHP'nin mevcut Genel Başkanı Özgür efendi ise daha başlamadan listenin en altına yuvarlanmayı başardı.
CHP uzunca bir süredir bölücü bir örgütün güdümündeki partiyle el altından zaten iş birliği yapıyordu. Ancak hiç değilse bu iş birliğinden mahcubiyet duyuyorlar, yapılan pazarlıkları gizli saklı tutmaya çalışıyorlardı. Özgür efendinin CHP'si ise bölücü örgütün aparatlığına devam eden, dolayısıyla siyasi meşruiyeti tartışmalı DEM Parti ile adeta bütünleşmiş durumdadır. Koltuğunu muhtaç olduğu birilerinin siyasi ihtirasına zemin hazırlamak için yapılan bu iş birliğiyle her iki parti de kendi ayaklarına utanç prangası vurmaktadır."
İKİ İLÇE ADAYI MHP'Lİ
Erdoğan konuşmasının ardından 37'si AK Parti'den ve 2'si (Beşiktaş ve Silivri) MHP'den olmak üzere 39 ilçenin adaylarını açıkladı. Erdoğan, Üsküdar belediye başkanı adayını açıklarken sahneye gelen çocuğa para verdi. Erdoğan'ın açıkladığı adaylar şöyle:
Adalar: Uğur Sina Şen
Arnavutköy: Mustafa Candaroğlu
Ataşehir: Mustafa Naim Yağcı
Avcılar: Abdullah Küçükoğlu
Bağcılar: Abdullah Özdemir
Bahçelievler: Hakan Bahadır
Bakırköy: Ali Talip Özdemir
Başakşehir: Yasin Kartoğlu
Bayrampaşa: İlknur Kovaç Bayraktar
Beşiktaş: Serkan Toper (MHP)
Beykoz: Murat Aydın
Beylikdüzü: Mustafa Günaydın
Beyoğlu: Haydar Ali Yıldız
Büyükçekmece: Recep Erol
Çatalca: Mesut Üner
Çekmeköy: Ahmet Poyraz
Esenler: Mehmet Tevfik Göksu
Esenyurt: Hamit Öncü
Eyüpsultan: Deniz Köken
Fatih: Mehmet Ergün Turan
Gaziosmanpaşa: Hasan Tahsin Usta
Güngören: Bünyamin Demir
Kadıköy: Veli Arslan
Kağıthane: Mevlüt Öztekin
Kartal: Hüseyin Karakaya
Küçükçekmece: Aziz Yeniay
Maltepe: Kadem Ekşi
Pendik: Ahmet Cin
Sancaktepe: Şeyma Döğücü
Sarıyer: Hüseyin Coşkun
Silivri: Volkan Yılmaz (MHP)
Sultanbeyli: Ali Tombaş
Sultangazi: Abdurrahman Dursun
Şile: İlhan Ocaklı
Şişli: Gökhan Yüksel
Tuzla: Şadi Yazıcı
Ümraniye: İsmet Yıldırım
Üsküdar: Hilmi Türkmen
Zeytinburnu: Ömer Arısoy