Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arjantin ziyareti sonrasında basın mensupları ile bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti, Trump görüşmesi, Fransa'da yaşanan protestolar ve Münbiç'teki gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu. Star'dan Nuh Albayrak ve Halime Kökçe'nin haberi şöyle:
"G20 Zirvesi ile ilgi li olarak kapanışı yapıldı ve zirveyi böylece bitirmiş olduk. Önümüzdeki yıl da Japonya Osaka’da yapılacak. Antalya’da 2015’de malum ev sahipliği yapmıştık. Diğerlerini gördükçe çok başarılı bir ev sahipliği yaptığımızı anlıyorum. Bu yılki zirvenin 3 ana teması vardı. Bunun birincisi ticaret, ikincisi iklim değişikliği, üçüncüsü göç ve mülteciler meselesiydi. Tabi bu üç konuda yoğun müzakereler yapıldı. Oturumlarda hemen hemen her lider kendi düşünce dünyasında neler varsa onları sundu. Biz de açık bir şekilde düşüncelerimizi ortaya koyduk."
TİCARET
Ticaret başlığında biz özellikle serbest ticaretten yana olduğumuzu vurguladık. Korumacı, tek taraflı yaklaşımların dünya ekonomisine faydadan çok zararının olacağı üzerinde ısrarla durduk. Zaten Amerika Birleşik Devletleri dışında dünyada bu konuda tam bir mutabakat var. Herkes bu konuda aynı düşüncede, aynı istikamette açıklamalar yapıyor.
İKLİM
İklim değişikliği başlığına gelince biz Kyoto Mutabakatı’na imza atmış ve Paris COP21 zirvesine katılmıştık. Tabi biz iklim değişikliğinin zararlarının önlenmesi konusunda üzerimize düşen sorumluluğu bugüne kadar hep yerine getirdik. Burada sorumluluğumuzu çok da fazlasıyla yerine getirdik ancak Türkiye’nin iklim değişikliğinin finansmanı konusunda gerekli finansal desteğe ihtiyacı olduğu da bir gerçek. Bunun da karşılanması gerekir. Bu desteği alması konusunda bu işi bir yerde karara bağladık ve bildirgeye de bunu bu şekilde yazdırdık. Eğer bu konuda bizi gelişmekte olan ülkeler statüsüne alır ve gerekli desteği de verirlerse eyvallah ama vermedikleri takdirde bu süreci devam ettirmeyiz.
GÖÇ VE MÜLTECİ
Bir diğer başlık göç ve mülteciler başlığı. Türkiye’nin taşıdığı yük ortada. Bugün bu konuya da ısrarla vurgumuzu yaptık. Göç ve mülteciler konusunda bugüne Türkiye’ye verilen sözler bugüne kadar Avrupa Birliği’nin verdiği 3.3 milyar avroluk söz var, bu yerine gelmedi. Ayrıca Birleşmiş Milletler Mülteciler Komisyonu’ndan gelen rakamlar sembolik öyle ciddi rakamlar yok ama bizim yaptığımız harcama 33 milyar doları bulmuş vaziyette. Fazlası var azı yok. Bu konuda dünyada en önde olan bir ülke olarak gerekli desteği istiyoruz, bunun verilmesi lazım dedik. Şu anda dünyada milli gelire oranla da en az gelişmiş ülkelere destekte, Türkiye bir numara.
KAŞIKÇI CİNAYETİ
Kaşıkçı cinayeti üzerinde, yuvarlak masada ciddi manada durulmadı. Kanada Başbakanı Trudeau bunun üzerinde az da olsa durdu. Fakat Muhammed Bin Selman verdiği cevapta suç sabit olmadıkça kimse suçlanamaz gibi bir ifade kullandı. Ne yazık ki biz de fırsatı yakalayamadık çünkü başkan akabinde Macron’a söz verip ondan sonra “Oturuma geçmemiz lazım” dedi. Bizler de konuşsaydık ben orada bütün bu delillerin neler olduğu konusu üzerinde ayrıca duracak ve gereğini ortaya koyacaktım. Bu olmayınca biz basın toplantısını ona ayırmış olduk ve bu konu ile ilgili cevabı vermiş olduk. Bütün bunlarla beraber terörle mücadele, yoksulluk, Suriye krizi, Yemen’de devam eden savaş ve insani dram, küresel adalet, gençlik, kadın ve diğer konuları ikili görüşmelerde ve oturumlarda ele aldık. Hatırlayın, “Kaşıkçı muameleleri bittikten sonra konsolosluktan ayrıldı” demişlerdi ilk açıklamalarında. Bu adam sıradan bir adam değil ki, dışarıda nişanlısı bekliyor ve nişanlısını almadan ayrılıp gidiyor. Böyle bir şey olabilir m? İnsanları enayi, ahmak zannediyorlar. Kamuoyunu kandıracaklarını zannettiler. Aradan bir iki gün geçti farklı açıklamalar yapmaya başladılar. Bana heyetler gönderdi bu heyetlere bunları anlattık hepsi şok oldu. En sonunda bana bizzat kendisi telefonda “Peki ben başsavcımı gönderebilir miyim'” dedi. Gönder dedik. Başsavcı, başsavcımızla görüştü ama o herhangi bir belge, bilgi getirmedi. Bizim başsavcımız kendilerine gerekli olan bilgi ve belgeleri verdi. O da buradan dönerken 5 sandık kuruyemişle döndü gitti. Bu olayları yaşadık. Washington Post yazarını öldürmek amacıyla Suudi istihbaratının görevlilerine Türkiye’ye gitme talimatını kim verdi diye soruyor. Bu önemli bir soru. Bu hususta muhtemelen korkuyorlar, çekiniyorlar. Bu işlerle meşgul olanlar bunu gayet iyi biliyorlar. Biz kararlılığımızı, takipçiliğimizi bundan sonra da devam ettireceğiz. Gerekirse bu işi uluslararası yargıyı ayağa kaldırmak için Birleşmiş Milletler’i de devreye sokarak bu işin takipçisi olduğumuzu da özellikle gündeme getireceğiz.
İKİLİ GÖRÜŞMELER
Zirve esnasında yapmış olduğum ikili görüşmeler Hollanda Başbakanı Rutte ile görüşmem oldu. Malum onlarla sıkıntılı zamanlar geçirmiştik şimdi çok daha farklı bir konumdayız. Çin Devlet Başkanı Şi ile ikili bir görüşmemiz oldu. Şili Devlet Başkanı Pinera ile bir ikli görüşmem oldu. Japonya Başbakanı Abe ile heyetlerarası bir görüşmemiz oldu. Trump ile görüşmemizi çok dar kapsamlı yaptık. Mevlüt Bey ve Berat Bey ile birlikte kendisi de yanına Pompeo ile Bolton’u almış oldu. Rusya Devlet Başkanı Putin ile ikili heyetlerarası bir görüşmeyi gerçekleştirdik. Arjantin Cumhurbaşkanı Başkanı Macri ile aynı şekilde bir görüşmemiz oldu ve İngiltere Başbakanı Sayın May ile bir görüşmemiz oldu.
KILIÇDAROĞLU’NUN VATANSEVERLİK DİYE DERDİ YOK
Kılıçdaroğlu’nun Almanya’da fotoğraf verdiği kişilerle nerede olduğunu gösteriyor. Çok açık konuşuyorum. Kılıçdaroğlu’nun vatanseverlik diye bir derdi yok. Bu vatanın, Türkiye’nin düşmanı ile kim yan yana kol kola ise ona ben olumlu bir nazarla bakamam. Opartinin toplantılarında, o ismini zikrettiğiniz kadının aynı şekilde YPG’nin, terör örgütünün paçavraları ile konuşma yaparken resimleri var. Sen onlarla nasıl yan yana olabilirsi? Oraya gidip orada da bizim iktidarımızı, Türkiye’yi şikayet ediyor. Basın mensuplarının bu noktada yükünüz ağır ve çok önemli. Bunların hepsi gündeme getirilmeli hem görselde hem de yazılıda. Çünkü millet birçok şeyi gözden kaçırıyor. Bunların belki de farkında değil. İşte tablo bu. Bunları açıkça göstermek ,anlatmak lazım. Hangi partinin mensubudur Almanya’da, bu parti ne iş yapar. Halkımıza bunları en doğru şekilde anlatmak, bildirmemiz lazım.
BELEDİYECELİĞİ BİLMEZLER
1994 öncesi mi diyeceksin yoksa uzay yolculuğu mu diyeceksin. 94 öncesi diyorsan o zaten sana ait değil. Bunun dışında şu anda İzmir’ine haline, Bodrum, Muğla’nın haline bak rezillik. O bu işlerden anlamaz. Belediyeciliği bilmesi mümkün değil. Kağıthaneyi Kağıttepe yapandan başka birşey bekleyemezsin. Bütün belediyeleri toparlamaktan bahsediyor. Şu an Tekirdağ’ın durumu çok kötü, Edirne rezillik. Yazık Paris gibi yapacağım derken.. İzmir’in suyu yoktu, biz getirdik. Beydağı barajlarını tut, oradan bağladık ve İzmir’in su sorununu hallettik.
TRUMP İLE BÜTÜN KONULARI ELE ALDIK
Trump ile PYD-YPG, Suriye, FETÖ, Halkbank, Kerç Boğaz krizi, terörle mücadele bütün bu konuları ele aldık. Yaklaşık bir 45 dakika bu konuları görüştük. Dar katılımlı bir görüşmeydi. İngiltere ile ekonomik ve savunma sanayii konularında özellikle işbirliğimizi güçlendiriyoruz. TF-X projesine önem veriyoruz. İngiltere Başbakanı Theresa May ile ayrıca Kaşıkçı cinayetini de etraflıca ele aldık. Kaşıkçı cinayeti konusunda bizim üzerinde ısrarla durduğumuz konu şu. Suudi üst yönetimine Kaşıkçı’nın cesedi nerededi? Bunu bir defa sizin 20 kişilik ekibiniz biliyor. Burada hiç sağa sola kıvırmayın. Münbiç konusunda orayı onlardan temizleme noktasında bir mutabakat var. Bunun için Dışişleri bakanlarımız daha önce 90 gün olarak belirlenen yol haritasını şimdi bugün orada karşılıklı biraradaydılar. Yine bu süreci hızlandırıp Münbiç’i PYD-YPG’dentemizleme noktasındaki kararlılığımızı devam ettireceğiz dedik. Trump bu işlerde daha dik duruyor.
MİLLET KIRAATHANELERİ EN ÖNEMLİ PROJELERİMİZ
Arkadaşlarım çalışmaları yapıyor. Bugüne kadar söylenenleri tekrar etmek bize yakışmaz. Bugüne kadar yapılanlardan gündemde tutulması gerekenler örneğin altyapı vazgeçilmezimizdir. Bunun dışında belediyeciliğe neler getireceğiz. İki önemli açıklama yaptım. Bunun biri malum Millet Bahçeleri, diğeri ise Millet Kıraathaneleri. Bunlar benim üzerinde hassasiyetle durduklarım. Çünkü Millet Kıraathanesinde gençlik var. Orayı gençlik için ileri sürdüm. Zira gençlik ülkenin neresinde, bir oturayım arkadaşlarımla, dersimi çalışayım, kitabımı okuyayım bu arada kahvemi, çayımı, kekimi yiyeyim diye düşüneceği bir yer olsun. Kıraathane bu. Adam kıraathane deyince sanki okey taşlarının kullanıldığı yer zannetti. Öyle açıklamalar yaptılar. Bunlara bunu öğreteceğiz. Bir diğeri de bahçeler. Millet Bahçeleri de ailenin bulunacağı yer. Ailelere bir zemin hazırlıyoruz. Anne, baba alacak çocuğunu getirecek bu Millet bahçelerinde yatacak yuvarlanacak vs. Hep söylerim Central Park peki bizim neresi. Bizim piknik alanları açılır ama bu tür Millet bahçelerimiz yok. Şimdi bunlara yönelmek için sinyali verdik ve AK Parti’li belediyelerde bu işler başladı. Yoğun bir şekilde de bu çalışmalar gelişiyor. Halk bizden somut şeyler bekliyor.
PUTİN İLE İDLİB KONUSU
Sayın Putin’in İdlib ile ilgili neler söylediğini bilemiyorum ama endişe konusunda bize tam aksine söylediği Türkiye güvenlik güçleri ve askeri ile İdlib’de üzerine düşeni şu ana kadar yerine getirdi. Sadece HTŞ ilgili konularda bazı sıkıntılar var. Bundan dolayı onlar kendilerine göre bazı sıkıntılar öne sürdüler. İlgili birimlerimiz sürekli temas halindeler. İdlib’de ciddi manada bizim Rusya tarafı ile herhangi bir sıkıntımız yok.
ŞEFFAF TAVIR SERGİLEDİK
Türkiye olarak biz bu hadisenin başından beri Kaşıkçı olayında şeffaf bir tavır sergiledik. Ama cinayetin aydınlatılması için Suudi yetkililerden gerekli desteği maalesef alamadık. Biz, doğru olanı yapmayı esas aldık. Adaleti esas almanın, adaletli olmanın en doğu tavır olacağını düşünüyoruz. Bu çerçevede, üzerimize düşen ne ise yapma konusunda kararlıyız. Biz tespitlerimizi yaparken şunu düşünüyoruz: Önce Hak, sonra halk ne de? Biz buna bakacağız. Biz Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ikili ilişkileri bu cinayetle karıştırmamaya da özen gösterdik, gösteriyoruz. İkisi farklı şeyler. Biz, cinayet emrini verenin kimliği dahil, olayın tüm boyutlarıyla aydınlatılmasını istiyoruz.
BİZ GEZİ’DE BEDEL ÖDEDİK
Gezi’nin arkasında kimler olduğunu açıkladım. Dış ayağı Soros iç ayağı Kavala’dır dedim. Kavala’yapara gönderenler belli. Şimdi vakfı kapatma kararı almışlar. Türkiye’den ayrılma filan bu tür şeyler geldi, gündeme böylece oturdu. Almanya’ya gidiyorum, Merkel ve Steinmeier olsun bana Kavala’yı soruyor. Kendilerine anlattım. Neden bu adamı bu kadar seviyorsunuz, hukukunuz nereden geliyor diye sordum... Sarı yelekliler olayında ben neden endişeli olayı? Biz Gezi’de bedelini ödedik zaten. Biz Macron bir defa bu konuda kararlıyım, gereğini yapacağım diyor. Önümde 3,5 senem var diyor. Benden öncekiler gereğini yapmadığı için bugüne geldik diyor ama ben üzerine üzerine gideceğim bu işin diyor. Ben bu reformu yapacağım, bu bir reformist harekettir diyor. Onlar da yaptırtmak istemiyorlar.
CUMHUR İTTİFAKI VE JEST
Cumhur İttifakı ile ilgili olarak şu anda iki arkadaşımız çalışıyor. Milliyetçi Hareket Partisi’nden ve bizden de bir arkadaşımız şu anda tüm teknik çalışmaları birlikte yürütüyorlar. Onlar çalışmaları bitirme aşamasında getirince, o zaman biz de sayın Genel Başkan ile bir araya gelip inşallah nihai kararı o şekilde vereceğiz... Jestimiz var dedik, Sayın Devlet Bahçeli de aynı şeyi söyledi sağolsun. Teknik çalışmayı yapan arkadaşlar bize onun da altyapısını hazırlayacaklar. Biz zaten onlara bazı ipuçlarını da verdik.
EYLEME GEÇMİYORLAR
Zirvede konuştuğum her liderler bunu kabul ediyor ama eyleme geçmiyor. Hatta bazılarını Merkez bankası başkanları ile görüştürüyoruz, görüşmeler de başlıyor. Ama süreç gerektiği kadar hızlı ilerlemiyor. Yetkililer karşılıklı olarak bir an önce gerekli altyapıyı oluşturacak ki liderler olarak biz de işi bitirelim. Bu konuda en hassas olan liderlerden bir tanesi Sayın Putin’dir. Onla bu konuyu sık konuşuyoruz. Kendisi ile bugün de konuştuk. Yerli ve milli para ile bu adımı atmak. Onun da gündeminde bu konu ve can alıcı olarak bakıyor. Aynı şeyi Çin ile İran ile yapmak istiyoruz. Hepsi ile de bu konuları yapalım geliştirelim istiyoruz.
PİYASALARDA RAHATLIK
İstihdamın tırmanmaya başlayacağına inanıyorum. Mesela turizmdeki güzel gelişmeler son derece önemli. Bu yıl itibarıyla şu an, 40 milyonu aştık. Yıl sonuna kadar hedefimiz 50 milyon turisti çekmek. Bir defa 50 milyon turist dediğimiz zaman turizme yönelik yatırımlar artmış olacak. Sanayi de ciddi manada artışımız var. İhracatta iyi bir konuma geldik. 168 milyara ulaştık. Yıl sonunda hedefimiz 170 milyar inşallah. Bunlar istihdam açısından da önemli. (Habertürk)