ANKARA - NTV’de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Erdoğan, çarpıcı açıklamalarda bulundu. “8 Haziran’da sürpriz bir sonuçla karşılaşabiliriz” sözüne de açıklık getiren Erdoğan, özetle şunları söyledi:
DEĞİŞİMİ YAŞAMAK ZORUNDAYIZ
“Bu seçimlerde yeni anayasa ve başkanlık sistemi üzerinde duruyorum. Türkiye artık bir değişimi dönüşümü yaşamak zorunda. Dünyada parlamenter sistemle idare edilen sistemlere bakıldığında belirli bir yerden sonra patinaj başlıyor. Artık Türkiye bir değişimi, dönüşümü yaşamak durumunda. Bu seçimlerde de böyle bir şeyi yaşamak benim beklentilerim içinde. Bu sürpriz beklentim diye ifade ettiğim konu bu. Türk milleti artık karar arifesinde bu idari değişimi ortaya koyacak. Dünyanın en zengin ülkeleri Başkanlık sistemine önem verdiklerine göre biz niçin bir değişimi düşünmeyelim. Yakın siyasi tarihe baktığımız zaman liderlerin büyük çoğunluğunun başkanlık sistemini savunduğunu görüyoruz.
KİŞİSEL MENFAATİM DEĞİL
15-20 yıldır konuşulan mevzular. Bunu biz dillendirdiğimizde farklı bir yaklaşım ortaya konuluyor. Biz bu işleri ülkemizin menfaati neyi gerektiriyorsa oraya bakmak lazım. Bu benim kişisel arzumla, menfaatimle alakalı bir şey değil. Bizim derdimiz faniler değil, biz sistemi en ideal sistem hangisidir bunun üzerinde durmamız lazım. Önümüzde bakıyorsunuz G-20 içinde Amerika en ileri ülke, Arjantin, Avustralya, İngiltere uluslar topluluğunda olaya baktığımız zaman iş kraliçeye dayanıyor. Bütün bunlarla birlikte biz hala öyle olmaz böyle olur diyoruz. Türkiye’nin böyle sistemi geçmesinden rahatsız oluyorsan rahatsızlığın nedeni ne. Denetim, benim buradaki arzum buna yöneliktir. Sürpriz olayı da oyda olacak bir patlama bu konuda da bu işe kendini verecek siyasi kadro böyle bir adımı atmaya karar verirse Türkiye bundan çok kazanacaktır. Bu değişimi yapacak siyasi kadro tarih boyunca unutulmayacak.
BEN Mİ OTORİTER OLUYORUM
(Uzlaşma Komisyonu) Tabi şu anda hükümet bu yeni oluşumla birlikte nasıl bir tablo ortaya çıkacak onu göreceğiz. Ama benim Başbakanlığım döneminde partimin uzlaşma komisyonuna yaklaşım anlayışıyla yeni dönemde nasıl olur bilemem. Biz o dönemde ortaya olumlu yaklaşım koyduk. Şahsımla alakalı baskıcı, otoriter diyenlere ben şunu söylemek istiyorum. Bu kadar baskıcı, otoritersem 320 milletvekiline sahip partinin başkanı olarak uzlaşma komisyonu oluşturmak için ‘sizlerle komisyonu oluşturalım’ der miydi? Bunlar samimi, dürüst değiller. Burada ben mi otoriter oluyorum, onlar mı. Sıkıntı burada. 60 maddeye gelindi gidin görüşün dedim. Batıda böyle bir siyaset göremezsiniz. Üç kez randevu talebinde bulunduğum halde randevu vermeyen siyasi liderler var. Randevu talep ediyorsunuz adam randevudan kaçıyor.
GÖZARDI ETMESİNLER
Herkes beni eleştirebilir. Cumhurbaşkanı oldum yine eleştirildim. Fakat bir gerçeği yakalamamız lazım. Bu hakaretleri, eleştirileri yapanlar benim milletimin tarafında olduğumu bir sorumluluk mevkiinde olduğumu gözardı etmesinler. Elimden ne geliyorsa ülkemin, milletin menfaatine bunu yapmak durumundayım. Ben dışarıdan Cumhurbaşkanlığı makamına gelmiş birisi değilim. İlk defa milletin oyuyla Cumhurbaşkanı olmuş birisiyim. Çünkü milletimin tarafıyım ben.
NE AYAĞA KALDIRIR NE ÇÖKERTİR
Çünkü laiklik bir ülkeyi ne ayağa kaldırır ne çökertir. Laiklik işin sosyolojik yapısı içinde değerlendirilecek bir anlayış. Bizim anayasada yerini almış onun üzerinden kalkıp bir yere varamazsınız. Ülkemiz demokratik, sosyal, laik bir hukuk devletidir. Vaktimiz bununla kaybetmeyelim. Şu unutulmuştur laik derken demokratik kavramı bir kenara atılmış hiç kaale alınmamış, laiklik üzerinde eze eze durulmuş sosyal kavramı da kaale alınmamış. Çok komik şeyler var bizim yaptığımız şeylerin farkında bile değiller.
MUHATAP ALMAK İSTEMEM
(Demirtaş’ın Hakkari Havalimanı eleştirileri) Muhatap almak istemem. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’na önce kullandığı kelimeleri, cümleleri çok çok iyi bilecek. Birçok yerde CHP’nin belediye başkanları gelir karşılar, MHP’nin başkanlarının geldiği yerler var, bende gider ziyaret ederim. Şu anda HDP’nin belediye başkanlarının beni karşıladığı bir il olmamıştır. Mardin’e gittim gelemedi, Diyarbakır’da gelemedi, dağdan talimat gelmiş. Dağdan yönetilen bir partiyle nasıl bu diyaloğu kuracaksınız. Kendi iradeleriyle belediye yönetmiyor bunları dağ yönetiyor. Terör örgütünü arkasına almış oy toplamaya çalışıyor. Bu kadar Selahattin Eyyübi Havalimanı’na aşıksa 2 yıldır gecikirken milletvekiliydin. Niye tehdit edenle mücadele vermedi? İşine geldiğinde dağla pazarlık yapıyorsun. Samimi dürüst, değiller.
ONUN GELMESİ ÖNEMLİ DEĞİL
Onun oraya gelmesi önemli değil onu gönderenlerin oraya gelmesi önemli. Hakkari halkı oraya gelmiştir mutluyuz. Bunlar tehdit ettiler vatandaşı. Önce bu beyler yaptıkları yanlışları düşünsünler, barış, kardeşlik, birlik, beraberlik diye dertleri yok. Kan kokan ideallerini, ideolojilerini gerçekleştirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Musluktan kan akar mı, bunların musluklarından akar. 6-7-8 Ekim olaylarında herkesi sokağa bu beyefendi davet etmedi m? Yasin Börü’yü şehit ettiler, bunun hesabını nasıl verecek. Milletimin bunları görmesi, bilmesi için meydanlardayım.
YENİLİR YUTULUR DEĞİL
(Diyanet makam aracı) Bugün 330 bin liralık bir Mercedes’i lüks olarak değerlendirir misini? 330 bin liralık Mercedes hangi makam kullanıyor bunu Diyanet kullanıyor. Genel başkanlarının altında ya Mercedes ya Audi vardır. Bizim de bakanların hepsinin altında bunlar var. Bu Diyanet makamı sıradan bir makam değil. Milletin yüzde 99’u Müslüman, bu tüm Müslümanların itibar makamı. Böyle bir itibar makamına saygısızlık hakaret yapmak yenilir yutulur bir şey değil. Mehmet Görmez sadece Türkiye’nin dini lideri değil İslam dünyası içinde bu coğrafyanın saygın bir dini lideri. Bunların dinle, Diyanet’le alakası olmadığı için böyle yaklaşıyorlar. Şu anda gönlüm hoşnut niye çünkü o makam buna layık. Beyefendiler niçin bakmazlar, Hıristiyan dünyasına Vatikan’a niye bakmazlar. Vatikan’da dini liderin özel uçağı araçları var. Zırhlı araçları var niye bunları görmüyoruz. Sıradan bir ülke miyiz'
AHMET BEY'LE KONUŞACAĞIM
Vatikan’da yapı bu olacak bizim dini liderimiz tarifeli uçakla seyahat edecek. Bunlar için önemli değil ama bizim için önemli. Ahmet Bey’le (Davutoğlu) onları da konuşacağım. Diyanet İşleri Başkanı yurtdışı seyahatinde havuzda olan uçakları kullanarak gitsin niçin tarifeli uçakla gitsi? Zamanla oynuyorsunuz. Bu lafları atanların saygısızlığı yapanların altında lüks yarış otomobilleri var kendilerinin kullandıkları zaten fevkalede. (Çözüm süreci) Frene basmış olsak herhalde biz bugün Hakkari’de olmazdık. Frene basmış olsak Batman, Mardin Siirt, Van, oralarda olmazdım. Sayın Başbakan zaten tamamını dolaşıyor. Bu sürecin sahibi biziz.
ÇÖZÜMDE FRENE BASMADIK
Frene basmak diye bir şey yok. Çözüm sürecini intikale uğratmak isteyen olursa, B ve C planı ne olacak bunları da konuşacağız. Bunu çözmek halletmek durumundayız. Ben Dolmabahçe’yle ilgili olarak orada o kişilerle bir karenin içinde yer almayı hükümetimiz için doğru bulmadım. Bana göre o kare yanlış bir kareydi. O karede yer alanlardan bir tanesi, milletvekillerimizden birine ‘konuşma lan’ diyor.
KENDİNİZİ İNKAR EDERSİNİZ
Soruyorum bu adamlarla gidilir mi, bunlarla bu görüşmeleri yapın ama aynı karede yer almayı doğru bulmuyorum. Benim dönemimde de bu tür görüşmeler olmuştur ama hiçbirisi bir foto karesi olmamıştır. Ne demek izleme komitesi. Bu ülkede izleme komitesi devlet kendi birimleriyle izler, dışarıdan sipariş kişilerle bu işin izlemesi yapılmaz. O zaman siz kendinizi inkar edersiniz devlet kendi varlığından vazgeçer. Kaldı ki şu anda izleme komitemiz var zaten, MİT ne işe yarar, şu anda MİT onu yapıyor zaten. Bütün bilgileri MİT benimle, Başbakan’la paylaşıyor. Bunu böyle yürütüyoruz.
DAHA LAMI CİMİ YOK
Kusura bakmayın kalkıp da siz milleti sokağa dökeceksiniz, sokağa davet eden o değil miydi. 50 kişi ölecek bu nedir kan değil m? Allah aşkına burada herkes bu milletin evlatları olarak nerede durması gerektiğini bilmesi lazım, bu yalpalama kaldırmaz. Bunları ortaya getirdiğimizde biz sert oluyoruz bizi tehdit edenler yumuşak oluyor. Bu şeyleri niye kaale almıyorsunuz. 50 kişi olmuş daha lamı cimi yok. Tayyip Erdoğan’dan böyle bir şey duydunuz m? Çözüm süreci dediğimiz konu bizim ortaya koyduğumuz süreç bu devam ediyor. Bunlar bu işin kurallarına uydukları sürece. Uymadılar mı kurallara, devlette gereğini yapacaktır.
ŞİMDİ ENDİŞELER VAR
(İmralı görüşmesi)Bu aralar oldu mu olmadı mı bilmiyorum olsa zaten gelir, hükümet, MİT’le sürdürüyor sürdürmeye devam edecektir. Gereği olduğu zaman MİT yapar. Adalet Bakanlığı, milletvekillerinin gitmesi gerektiğine inanıyorsa gereğini yapar. Çözüm sürecinde ilk adımlar atıldığı zaman hava çok rahattı. Ama şimdi bazı endişeler var. Sandık emniyeti olacak mı bu endişeyi taşıyorlar. Bizi tehdit ediyorlar diyor.
İNLERİNE GİRDİK
(KPSS soruşturması) Yargıda olan bir süreç hassasiyetler devam ediyor. Sadece KPSS’de değil tüm sınavlarda bunun olduğu, bu konuyla ilgili olarak olayın kimlerden, nasıl, hangi süre içerisinde dağıtıldığı, bir ailede bakıyorsunuz karı-koca aynı puanı alabiliyor. Yargı süreci içerisinde ciddi bir şekilde ele alınmış. Ben bir açıklama yaptım ‘inlerine gireceğiz’ diye. Şimdi yapıyoruz. İnlerine girdik. Ama bunların bazıları yurtdışına kaçıyor. Hepsi kaçıyor. Nereye kadar kaçacakla? Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak bunların takipçisiyiz. Ortada bir gerçek var. İnsanımızın, ülkemizin geleceğini çaldılar.
BANA SORDULAR ÇEKİN DEDİM
Bu süreç hızla devam ediyor. Her an her şey olabilir. Emniyetin, yargının takipleri var. Çıkacak neticeler de milletimizi ferahlatacaktır. Şuna dikkat ediyoruz; her şeyimizi hukuk içerisinde sürdürelim. Onların ellerindeki bütün imkanı bunlar bize hukuksuz yapıldı diyerek burada hükümeti zan altına sokmaya Cumhurbaşkanlığı makamını zan altına sokmaya çalışıyorlar, onu da biliyoruz. (Böcek davası)Bu konu ile ilgili avukatlarım gerekli değerlendirmeleri yaptılar daha sonra bana aktardılar. ‘Bu şekilde uygun görüyorsanız çekin’ dedim. Onlar da çektiler. İlla benim gitmem gerekiyorsa ayrı konu ama avukatlarım o işi görüyorlar.
İŞBİRLİĞİ VAR O KESİN
(Muhalefet partileri paralel yapı ilişkisi)Paralelle işbirliği yapıyorlar o kesin. Bunların hepsi açık net, meydanlarda söyledikleri olsun... Hükümetle cebelleşme içindeler. Bunu açık net görüyoruz. Onlar bunu yaptıkça eyvallah edeceğimiz yok. Bölücü örgütle, Ermeni lobisiyle ilişkileri var. Bunları çok açık net yapıyorlar. (TSK’da paralel yapılanma)Sayıların verilmesini doğru bulmuyorum ama ‘TSK’da yoktur’ tezinin doğru olduğuna da inanmıyorum. Çünkü bunlar bütün kurumlara sızdılar. Sızmadıkları kurum yok. Kendilerini de çok iyi kamufle ediyorlar. Ben yoktur demiyorum, muhakkak vardır ama ne kadardır o ayrı bir konu. Onu zaman gösterecek.”