Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerinin satır başları şöyle:
YSK tarafından önceki gün kesin sonuçları açıklanan seçimlerin ülkemiz milletimiz ve partimiz için bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Cumhurbaşkanlığında yurt içinde 25 milyon 436 bin 238 vatandaşımızın yurt dışında 807 bin 974 ve gümrüklerde 9 bin 293 olmak üzere, toplam 256 milyon 303 bin 823 oy aldık.
Böylece yüzde 52,59 yani 52,6 bir oy oranıyla milletimizin teveccühüne mazhar olduk. Seçimlere katılma oranı yüzde 86,24 gibi gerçekten çok yüksek bir düzeyde gerçekleşti. Buradan Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanan 50 milyon 68 bin 607 vatandaşımızın her birine şahsım, milletim adına ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Şahsımızı bu göreve layık gören her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum. Milletimizin güvenine layık olabilmek için elimizden geleni bundan sonra da yapacağız.
Milletvekili seçiminde ise, toplam 21 milyon 338 bin 693 oy alarak yüzde 42,56’lık bir oran elde ettik. MHP ile kurduğumuz cumhur ittifakı olarak da yüzde 53,66’lık bir oy oranıyla ki yüzde 54 demektir bu. Seçimden açık ara birinci olarak çıktık.
'YENİ YÖNETİM SİSTEMİNE GEÇİŞİN DE MİLADIDIR'
Bu sonuçlara göre AK Parti olarak 295 milletvekili, cumhur ittifakı olarak ise 344 milletvekili ile seçimi tamamladık. Tüm arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. 24 Haziran seçimleri sürecinde canla başla çalışan 81 ildeki adaylarımıza, il ve ilçe teşkilatlarımıza, sandıklara sahip çıkan müşahitlerimize, partimize gönül vermiş tüm kardeşlerime teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu seçimler aynı zamanda yeni yönetim sistemine geçişin de miladıdır. Türkiye bugüne takdir edersiniz ki bir anda gelmemiştir. 2007 yılında AK Parti’ye cumhurbaşkanı seçtirmemek için, yasalar, meclis teamülleri ve hepsinden önemlisi adalet ve hakkaniyet ayaklar altına alınmıştır. Olmayan kurallar, 11’inci cumhurbaşkanlığı seçiminde önümüze çıkartılmıştır.
'MİLLETİMİZİN İRADESİ İPOTEK ALTINA ALINMAYA ÇALIŞILDI'
Milletimizin özellikle oylamasına sunduğumuz bir anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesini sağlayarak bizi bugünlere kadar getiren süreci de başlattık. Gerçi bu adımın bedelini partimizi kapatmaya kalkarak ödetmeye çalıştılar ama hamd olsun bu sıkıntıları da suhuletle aştık. 2014 cumhurbaşkanı seçiminden önce de benzer tezgahlarla karşı karşıya kaldık.
Gezi olaylarından 17-25 yargı emniyet darbe girişimine, pek çok hadiseye kadar her yol denenerek milletimizin iradesi ipotek altına alınmaya çalışıldı. Milletimiz cevabını 10 ağustos 2014 seçimlerinde, şahsımı milletin oyuyla göreve gelen ilk cumhurbaşkanı yaparak verdi. Kendi senaryolarını milletin iradesinin üzerine görenler, 2015 sürecindeki o karanlık ittifaklarından, çukur eylemlerinden nihayet 15 temmuz darbe girişimine kadar devreye soktular.
'CHP'Lİ VATANDAŞLARIMIZI HESAP SORMAYA DAVET EDİYORUZ'
Son umut olarak 24 Haziran seçimlerine sarıldılar. Birbirlerini yolda görse selam vermeyecek olanlar her nasılsa karşımızda birleştiler. Öyle ki CHP, bölücü terör örgütünün güdümündeki partiyi barajın üstüne taşımak için kendisine oy verenlerin bir kısmını oraya yönlendirildi. Gerçi bunlar 1991’deki seçimde de benzer bir yola başvurmuşlardı. Bölücü örgütün güdümündeki siyasiler ilk defa Meclis’e ayak bastılar. Bugün de Meclis’te milletvekili olarak yerlerini alacaklar. Milletini seven her CHP’li vatandaşımızı, bu utanç için partisinin yönetiminden hesap sormaya davet ediyoruz.
Şayet CHP bu hesaplaşmayı kendi içinde yapmazsa, bölücü örgütle ana muhalefet arasındaki bağ taktik olmaktan çıkıp, esas haline dönüşecektir. Bir şeyin aslı varken kopyasına gerek yoktur. Böyle bir durumda CHP’nin varlığının da anlamı kalmayacaktır. Türkiye’nin en eski partisini, batıdaki bir avuç marjinalin ve yurt dışındaki terör örgütü yöneticisinin oyuncağı haline getirenlerden hem bu millet ve tarih açık ve net hesabı soracaktır. Biz bu ikazı CHP’nin içişlerine karışmak için değil, milletimizin tüm fertleri gibi ana muhalefete oy veren kardeşlerimize karşı da sorumluluğumuzun gereği olarak yapıyoruz. sonuçta karar bu partinin kendi mensuplarına, seçmenlerine aittir.
'MİLLETLERİN TARİHİNDE BU TÜR MİLATLAR ÇOK ÖNEMLİDİR'
Bu seçimlerle 27 Nisan 2007 cumhurbaşkanlığı seçiminin çıkmaza girmesiyle başlayan, 21 Ekim 2007’deki halk oylamasıyla ilk işaret fişeği atılan, 2014 seçimleriyle geri dönülmez hale gelen, 16 nisan halk oylamasıyla adı konulan yeni yönetim sistemimizi hayata geçirmiş olduk. Türkiye'mize bir kez daha hayırlı olsun diyorum. Milletlerin tarihinde bu tür milatlar çok önemlidir.
Pazartesi günü cumhurbaşkanı olarak yemin edip inşallah yeni sisteme göre göreve başlıyoruz. Artık Bakanlar Kurulu değil, Cumhurbaşkanı doğrudan ifa edecek. Anayasa değişikliğine uyum çerçevesinde, kanunlarda yer alan başbakana ve bakanlar kuruluna yapılan tüm atıflar değiştirildi. Pazartesi günü yemin töreninin hemen ardından yayınlayacağımız 1 numaralı kararname ile bakanlıkları kuruyor, aynı akşam kabinemizi de inşallah açıklıyoruz.
Bakanlıkların, kurum ve kuruluşların yapılarını milletimize daha iyi anlayışa uygun şekilde yeniliyoruz. Elbette bu sistemin oturması belli bir zaman alacaktır. Biz ilk etapta, bakanlar, bakan yardımcıları, kurum başkanları, genel müdürler düzeyine kadar bu kısmı bir noktaya getirdik. Benzer işleri yapan kurumları birleştirerek, devletin işleyişini hızlandırıyor ve etkin hale getiriyoruz.
Bu yeniden yapılanma çalışması en aşağıya kadar devam edecektir. Uygulamadaki eksiklikleri, aksaklıkları tespit ettikçe sistemi geliştirecek, güçlendireceğiz.
'CUMHUR İTTİFAKI'NI MECLİS'TE DE DEVAM ETTİRECEĞİZ'
Bunun için yeri gelecek yeni kanunlara veya kanun değişikliklerine, yeri gelecek anayasa değişikliklerine ihtiyaç duyacağız. Cumhur İttifakı'nı Meclis’te de devam ettireceğiz. İttifaklarını pazara kadar bile sürdüremeyenlerin aksine biz bu birlikteliğe sahip çıkacağız.
Seçim sonuçlarını değerlendirirken cumhurbaşkanlığında aldığımız oy ile milletvekili seçimindeki netice arasındaki farkı çok iyi analiz etmeliyiz. AK Parti’nin aldığı sonuçlar ortadadır. Buna karşılık 2015 Haziran’ında ve son seçimlerde üzerinde uzun uzun durmamız gereken sonuçlarla karşılaştık. Biz seçimlerden birinci çıkmakla yetinebilecek bir siyasi parti değiliz.
AK Parti Türkiye’ye kazandırdığı hizmetler ve daha önemlisi 2023 hedefleriyle çok daha büyük seçim başarılarına ihtiyacı olan bir partidir. Yürütme görevini üstlenmemiz elbette şarttır. Bunun yanında mutlaka Meclis’te de güçlü olmamız gerekiyor. Biz Türkiye’yi 16 yıldır kesintisiz reformlarla yönettik. Reformları devam ettirmek zorundayız. Bir tarafı zihniyeti değiştirmekse, diğer tarafı da anayasadan yasalara kadar mevzuatı düzenlemektir. Mevzuatı düzeltmeden zihniyet değişikliğinde istediğimiz mesafeyi kat edemeyiz. Yeni dönemde Meclis’e çok önemli görevler düşüyor. AK Parti grubu MHP’nin de desteğiyle komisyonların lokomotifi olmayı sürdürecektir.
'MİLLETİMİZE YANLIŞ YAPAN HİÇ KİMSENİN AK PARTİ'DE YERİ OLAMAZ'
Önümüzde mahalli seçimler var. Nerede bir yanlış yaptı? Bunları değerlendirip düzeltmek ve Mart yerel seçimlerine de böylece girmek durumundayız. Ancak bu şekilde milletimizin karşısına mesajını aldığımızın huzuruyla, güveniyle, cesaretiyle çıkabiliriz. Önümüzdeki ay büyük kongremizi yapıyoruz.
Millete yanlış yapan hiç kimsenin de arkadaşlar AK Parti’de yeri olamaz. Çünkü partimiz milletin kendi partisidir. Hiçbir arkadaşımızın tek bir anını dahi boşa geçirme hakkı yoktur. Hiç kimsenin kendisini partisinin ve davasının önüne geçirmesi mümkün değildir.
Aramızda belediye başkanı da bulunuyor. İşte bu seçimlerden sonra bana gelen raporlara baktığımızda özellikle bazı eleştiriler var ki bu çok çok önemli. Vatandaş özellikle şunu arıyor, bu tabi ağırlıklı belediye başkanları bunun yanında milletvekilleri vesaire… Tevazu arıyor tevazu. Belediye Başkanı, benim dükkanıma gelip bir çayımı içmedikten sonra ben bu belediye başkanını ne yapayım diyor. Yani seçimden seçime mi belediye başkanı, milletvekili beni ziyaret edecek diyor. Veya kendi tanıdıkları ofislere uğrayıp çekip gidecekler diyor.
'BİZİ YÜCELTEN TEVAZUMUZ OLMUŞTUR'
Değerli arkadaşlar AK Parti’nin müktesebatında böyle bir şey olamaz. Bizi yücelten tevazumuz olmuştur. Eğer biz bu tevazuyu kaybettiysek işte bu açık net, puan kaybına da neden olmuştur. En güçlü olduğumuz yerlerde eğer ciddi bir puan kaybı olmuşsa bunu kendi nefsimize soracağız. 'Biz hatayı nerede yaptı? Yanlışımız nerede' Çok iyi hizmetler yapmış olabilir, bu hizmetler gerektir. Ama yeterli değildir. Yeterli olan o gönüllere girmektir. Gönüllere girersek bu işi başarmış oluruz. Vatandaşına tepeden bakıyorsak, onlara yeri geldiği zaman… Kusura bakmayın bu millet şamar oğlanı değil. Bir oy verir, iki oy verir sonra kenara koyar.
Şimdi kongremizle birlikte yeni bir oluşum olacak. MKYK’mızdan MYK’mıza varıncaya kadar bir değişim dönüşüm az da olsa yapacağız. Ama sonra çok yoğun bir maraton başlıyor. Nedir ? Mart. Yerel seçimlerin startını vereceğiz. Bu startı verirken de kaşına gözüne değil. Hem iş bitirme potansiyeline hem halkla uyumuna bakarak adım atmak durumundayız. Yerel yönetim aynen bu seçimlere benzemez. Böylece yerel yönetimlerden 2019’da çok daha başarılı çıkalım. Ben teşkilatımın buna hazır olduğuna inanıyorum. Ve 2019 Mart’ına kadar bu belediyeciliğin adını ben doğrusu 'gönül belediyeciliği seferberliği' olarak koyuyorum. Aynı şey teşkilatlarımız için geçerli. 'Ben iktidar partisinin il başkanıyım, ilçe başkanıyım' Yok. Efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geliyoruz.
Doğu ve güneydoğu bölgelerimizde kayyum belediye başkanları eliyle milyonlarca insanımızı gerçek belediyecilik hizmetleriyle tanıştırdık. Başarılarıyla bizleri gururlandıran belediye başkanlarımız var, bunun yanında vasat kalan belediye başkanlarımız da bulunuyor.
'PARTİLİ OLMAYAN BAKANLARIMIZLA KABİNE OLUŞTURUYORUZ'
Bakanlarımız artık eskisi gibi olmayacak. Şimdi artık partili olmayan bakanlarımızla bir kabine oluşturuyoruz. Ve bu arkadaşlarımız bundan önce olduğu gibi de köşeye sıkıştırılmak suretiyle, şuraya şu olsun buraya bu olsun mantığıyla hareket etmeyecek. Kimse kalkıp da şunu diyemeyecek, kadrolaşmaydı şuydu buydu bunu diyemeyecek. En azından bakan, olaylara bakarken daha objektif bakma imkanı getirecek. Bu tür zanların altında da kalmayacak. Tabi bütün bunlarda aranan ne olaca? Ehliyet olacak, liyakat olacak.
Teşkilatlarımızın kadın ve gençlik kolları dahil olmak üzere, bu gönül seferberliğinde belediye başkanlarımızın yanında olması çok önemlidir. 'Benim istemediğim olmadı, benim istediğim olmadı' mantığıyla bir davanın mensubu olmak mümkün değildir. Burayı altını çizerek söylüyorum. Çünkü bazı yerlerde, yine gelen raporlarda maalesef yerel yönetimlerle adaylar arasında bu tür sıkıntılar da yaşandı. Ben onu istemiyordum, filancayı istiyordum. Onun için yan gelip yatanlar oldu, kusura bakmasınlar.
Eğer biz bir davanın mensubu isek size göre verilmemiş olabilir veya sizin istediğiniz olmayabilir. Ama bu zaman içerisinde bizim en çok üzerinde durmamız gereken konu insan meselesidir. Burada olmaz bir başka yerde olur. İlla parlamento mu olaca? İlla bakanlık mı olacak, illa belediye başkanlığı mı olacak' Öyle anlar gelir ki, bunlar bir çok kurullarda, ofislerde bu tür imkanlar da doğabilir.