Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kalın, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın 'öz yönetim' açıklamaları hakkında "Bugün bu fantezileri dile getirenler milletin kendilerine 1 Kasım'da verdiği siyasi krediyi bu şekilde daha ipotek ederek örgütün vesayetinde siyaset yaptığını zannedenler aslında en büyük kötülüğü kendilerine oy veren insanlara yapıyorlar. Bu planlar tutmayacaktır. Türkiye'yi bölmeye kimsenin gücü yetmez. Bunlar sadece dağdan aldıkları talimatları şehirde tekrar ederek siyaset yaptıklarını zannederler" dedi.
‘ŞEHİR EŞKIYALIĞI YAPARAK MEVZİ KAZANMAYA ÇALIŞAN TERÖR ÖRGÜTÜ...’
Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gerçekleştirdiği basın toplantısında konuşan İbrahim Kalın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlara ilişkin değerlendirmede bulundu. Kalın, "Bu konuda devletimiz, hükümetimiz tam bir kararlılık içerisinde ve devletin bütün kurumlarıyla eş güdüm içerisinde teröre karşı etkin bir mücadele veriyor. Hiçbir ülke vatandaşlarının bir terör örgütü tarafından terörize edilmesine, saldırıya uğramasına, evinin barkının işgal edilmesine asla izin vermez. Hiçbir demokratik ülke ne adına olursa olsun sokaklarında hendek kazılmasına izin verilmez. Hiçbir ülke bir terör örgütünün siyasi hesapları nedeniyle toplum içerisinde husumet ekmesine asla izin vermez. Hiçbir toplum terör, şiddet, siyasi hoyratlık ve şehir eşkıyalığı yaparak mevzi kazanmaya çalışan terör örgütü ve onların uzantılarına müsaade etmez" diye konuştu.
'Öz yönetim' tartışmalarına değinen Kalın, "Bu anlamda zaman zaman dile getirilen ve dün en açık ifadesini bulan ayrılma, bölünme, özerklik, öz yönetim gibi fantezilerin de demokratik olgunluk içinde hareket eden toplumlarda bir karşılığının olmadığını ifade etmek isteriz. Başkalarının ölümü üzerinden siyasi rant devşirmeye çalışanların sonu bellidir. Bundan sonra da farklı olmayacaktır" ifadelerini kullandı.
‘OPERASYONLAR KAPSAMLI ŞEKİLDE DEVAM EDECEK’
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki terör olaylarına ilişkin konuşan Kalın, "Terör örgütünün yaptığı cinayetler ortadayken bunları adeta aklamaya çalışan, terörü şirin göstermeye çalışanların abesle iştigal ettikleri ortadadır. Daha da hazin olanı terör örgütü aslında bölgede önüne gelenin hizmetine girmeye hazır bir taşeron olduğunu ilan etmektedir. Türkiye karşıtlığını siyaset yapmak zannedenler ancak başka ülkelerin ve örgütlerin birer piyonu olduklarını ilan etmektedirler. Türkiye'nin birlik ve beraberliğine kast eden bu tür girişimler bugüne kadar boşa çıkartılmıştır bundan sonra da boşa çıkacaktır" açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Özellikle Güneydoğu'da 3-4 noktada devam eden terörle mücadele operasyonları kapsamlı şekilde devam edecektir. Bundan hiç kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın" dedi.
‘ESED REJİMİNİ AYAKTA TUTMAYA ÇALIŞANLAR...’
Suriye'de yaşanan gelişmelere değinen Kalın, konuşmasında şunları kaydetti: "Suriye savaşının ortaya çıkarttığı şer aktörlerinden birisi olan DAİŞ'le mücadele bahanesiyle bölgede yeni bir siyaset inşa edilmeye çalışılıyor. Bu çok açık... Farklı ülkeler, örgütler DAİŞ'le mücadele bahanesiyle Suriye üzerinden farklı bir bölge siyasetini hayata geçirmeye çalışıyorlar. DAİŞ'le mücadelede kimin samimi olup olmadığını görüyoruz. Bugün DAİŞ'i bahane ederek Suriye'de Esed rejimini ayakta tutmaya çalışan onun ömür süresini uzatmaya çalışanlar aslında bilerek ya da bilmeyerek DAİŞ'in emellerine hizmet etmektedirler. Bugün Esed rejimi ayakta kalsın diye mücadele edenler aslında DAİŞ'le mücadelede samimi olmadıklarını tam tersine Daiş canavarı üzerinden kendilerine siyasi alan açmaya çalıştıklarını da açık şekilde ortaya koymaktadır"
‘DAİŞ'LE MÜCADELE DEĞİL SİVİLLERE YÖNELİK HAREKAT YÜRÜTÜLMEKTE’
Rusya'nın IŞİD'le mücadele kapsamında Esed rejimine destek verdiğini dile getiren Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü: "DAİŞ'le mücadele bahanesiyle Rusya'nın yaptığı hava saldırılarına baktığımızda yüzlerce sivilin ölümüne neden olmuştur. Ortada DAİŞ'le mücadele değil Esed rejiminin verdiği koordinatlar çerçevesinde ılımlı Suriye muhalefetine ve sivillere yönelik bir harekat yürütülmektedir. Bunun terörle mücadeleyle en ufak ilgisi yoktur"
‘IRAK HÜKÜMETİYLE YÜRÜTTÜĞÜMÜZ MÜZAKERELER DEVAM EDİYOR’
Türk askerinin Başika Kampı'ndaki varlığına yönelik tartışmalara değinen Kalın, "Türkiye eğitimci askerlerini, muharip değil bunlar, buraya Irak hükümetinin bilgisi dahilinde DAİŞ'le mücadele için göndermiştir. Bizim hiçbir ülkenin egemenliği ya da toprak bütünlüğüyle ilgili en ufak sorunumuz yoktur. Irak'ın toprak bütünlüğünü en fazla savunan ülke Türkiye olmuştur ve bu ilkesel duruşumuz değişmemiştir. Bu konuyla ilgili Irak hükümetiyle yürüttüğümüz müzakereler devam ediyor. Bu sorunun çözümü ve daha doğru çerçeveye oturtulması için de ilgili birimlerimiz temaslarını sürdürüyorlar" diye konuştu.
‘TÜRKİYE'Yİ BÖLMEYE KİMSENİN GÜCÜ YETMEZ’
Açıklamalarının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Kalın, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın 'öz yönetim' açıklamalarının sorulması üzerine "Türkiye topraklarının mayası bellidir. Bugün bu fantazileri dile getirenler milletin kendilerine 1 Kasım'da verdiği siyasi krediyi bu şekilde daha ipotek ederek örgütün vesayetinde siyaset yaptığını zannedenler aslında en büyük kötülüğü kendilerine oy veren insanlara yapıyorlar. Bizim o partiye oy verenlere de saygımız vardır ama zannediyorum bu yapılan son açıklamalar her fırsatta terör örgütüne arka çıkma çabasını da vatandaşlarımız net şekilde görüyorlardır. Bu planlar tutmayacaktır. Türkiye'yi bölmeye kimsenin gücü yetmez. Ne siyasi manada ne fiziki manada ne de sosyolojik manada. Bunlar sadece dağdan aldıkları talimatları şehirde tekrar ederek siyaset yaptıklarını zannederler" ifadelerini kullandı.
‘TERÖR ÖRGÜTÜNÜN EŞKIYALIKLARINA BOYUN EĞMEYECEKLER’
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlara ilişkin konuşan Kalın, "Sur'da Cizre'de yaşanan hadiseleri biliyoruz. Orada kamu düzenini, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini korumak için mücadele eden askerlerimize oradaki vatandaşlarımızın nasıl sahip çıktığını biliyoruz. Ama o alçak terör örgütü mensuplarının o kapıları kırarak insanların mahremlerini hiçe sayarak o insanları aşağılayarak onlar üzerinden güya siyaset, terör yapmaya çalıştıklarını herkes biliyoruz. Vatandaşlarımız bu konuda çok daha özgüvenle hareket ediyor. Terör örgütünün eşkıyalıklarına boyun eğmeyecekler. Çünkü devlet ve millet bu insanların yanındadır" diye yanıt verdi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "İnşallah bu terör belasından eninde sonunda bu ülke kurtulacaktır. Kurtulduğu zaman da bugün bu fantezilerini dile getirenler kendilerini nerede bulacaklar, o da ayrı bir sorudur. Onu da hep birlikte göreceğiz" dedi.
‘YPG’NİN FIRAT'IN BATISINDA FİİLİ DURUM YARATMASI KABUL EDİLEMEZ’
Suriye'nin kuzeyinde YPG'nin Fırat'ın batısına geçtiği yönündeki iddialar sorulan Kalın, "Tışrin Barajı'nın DAİŞ'ten geri alınmasıyla ilgili yürütülen operasyon bağlamında haberler basına yansıdı. DAİŞ'in buralardan uzaklaştırılması bizim için olumlu bir şeydir. Buna bir itirazımız yok ama PYD, YPG veya benzeri bir yapının Fırat'ın batısında veya başka noktalarda fiili bir durum yaratması asla kabul edilemez. Bu ileride telafisi mümkün olmayan yaraların açılmasına neden olacaktır. Eğer bunlara bugün birileri DAİŞ'le mücadele başlığı altında göz yumarsa Suriye'yi bir arada tutmak mümkün olmaz. Burada etnik kimlik, dini, mezhep temelli çok derin ayrışmalar olur" açıklamasında bulundu.
‘İMZA KOYACAK NOKTAYA GELMİŞ DEĞİLİZ’
İsrail'le yürütülen müzakereler kapsamında kamuoyuna yansıyan mutabakatın detayları sorulan Kalın, "Devam eden bir müzakere süreci var. İsrail 3 şartı yerine getirmediği müddetçe Türkiye-İsrail ilişkilerinde bir normalleşme olmayacaktır. 3 şart yerine geldiğinde ilişkilerin normalleşmesi için zemin oluşacak demektir. Birinci şart yerine getirildi, özür dilendi. Tazminatla ilgili mesafe alındı ama henüz imza koyacak noktaya gelmiş değiliz. Bununla ilgili müzakereler devam ediyor. Üçüncü şart var. Gazze ablukasının kaldırılması, hafifletilmesi noktasında şartımız var. Türkiye şartlarından vazgeçmiş, bu şartları değiştirmiş değil. İsrail üzerinden bir sızdırma yapılmış olması müzakerelerle ilgili haklı olarak kamuoyunda tepkiye yol açtı. Bu bizim arzu ettiğimiz bir şey değildi. Bunlar İsrail tarafının bir sızdırması olarak ortaya çıktı" dedi.
‘POZİSYONUMUZDA BİR DEĞİŞİKLİK YOK’
Türkiye'nin Filistin konusunda pozisyonunun değişmediğini vurgulayan Kalın, "Türkiye'nin Filistin konusunda, Filistin halkının özgürlük mücadelesi konusundaki tutumu da açık ve nettir. Anlaşma imzalansa da imzalanmasa da Türkiye, Filistin halkının kendi devletine kavuşana kadar bu mücadelesinin yanında olmaya devam edecektir. 2 devletli formül hayata geçene kadar Türkiye bu konuda üzerine düşen görevi yapmaya devam edecektir. Pozisyonumuzda herhangi bir değişiklik söz konusu değil" ifadelerini kullandı. (DHA)
"TÜRKİYE GAZZE ŞARTINDAN VAZGEÇMEDİ"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye’nin, Gazze Şeridi’ne yönelik ablukayı kaldırmadığı sürece İsrail ile ilişkileri normalleştirmeyeceğini açıkladı.
İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında, açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Anadolu Ajansı’na göre Gazze konusunda Kalın şunları söyledi:
"(Türkiye ve İsrail arasındaki müzakereler) İsrail 3 şartı yerine getirmediği müddetçe Türkiye-İsrail ilişkilerinde bir normalleşme olmayacaktır. Mefhumu muhalifinden değerlendirdiğinizde, yani cümleyi tersinden kurduğunuzda bu şu demektir, 3 şart yerine geldiğinde ilişkilerin normalleşmesi için bir zemin oluşacak demektir. Birinci şart yerine getirildi, özür dilendi. İkinci şart, yani tazminatla ilgili bir mesafe alındı ama henüz imza koyacak noktaya gelmiş değiliz. Bununla ilgili müzakereler devam ediyor. Bir de üçüncü şart var. Gazze ablukasının kaldırılması, hafifletilmesi, yani Gazze'ye giden insani yardımların ulaştırılması noktasında da bir üçüncü şartımız var. Türkiye bu şartlardan vazgeçmiş değil, bu şartları değiştirmiş değil."
"(Türkiye ve İsrail arasındaki müzakereler) Türkiye'nin özellikle Filistin konusunda, Filistin halkının özgürlük mücadelesi, adalet ve onur mücadelesi konusundaki tutumu açık ve net bellidir. Anlaşma imzalansa da imzalanmasa da Türkiye, Filistin halkının kendi devletine kavuşana kadar bu mücadelesinin yanında olmaya devam edecektir. İki devletli formül hayata geçene kadar Türkiye bu konuda üzerine düşen görevi yapmaya devam edecektir. Bu noktada bizim pozisyonumuzda herhangi bir değişiklik söz konusu değil."
5 YIL SONRA YENİ GELİŞME
Mavi Marmara katliamından beş yıl sonra Türkiye ve İsrail heyetleri ikili ilişkileri onarmak için İsviçre’de bir araya gelmişti. İsrail basını iki hafta önce, görüşmede beş maddelik bir yol haritasının kabul edildiğini öne sürmüştü. Reuters haber ajansına konuşan bir Türk yetkili, İsrail ile görüşmelerde nihai tabloya yaklaştık. Çok uzun sürmez diye düşünüyoruz" demişti. Hürriyet’e konuşan Ankara’dan bir yetkili de “Gazze’ye ablukanın kaldırılması yolunda ilerleme var” ifadesini kullanmıştı.
Ancak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail’de yayınlanan Haaretz gazetesinde çıkan bir habere göre, geçen hafta mecliste partisi Likud’un milletvekillerine Türkiye ile varıldığı iddia edilen mutabakatla ilgili açıklamalarda bulundu. İsrail Başbakanı görüşmelerin Gazze’ye yönelik abluka ve Hamas’ın Türkiye’deki faaliyetleri nedeniyle geciktiğini kaydetti.
Netanyahu’nun milletvekillerine, Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi için şart koştuğu Gazze’ye yönelik ablukanın kaldırılması konusunda geri adım atmayacaklarını söylediği iddia ediliyor. Söz konusu yetkili Netanyahu’nun “Denizden ablukayla ilgili politikamızı değiştirmeyeceğiz. Gazze’ye ekipman geçiriyoruz ve kentin yeniden imarını destekliyoruz ancak güvenliğimizden ödün veremeyiz” dediğini belirtti.