Dağlı, “Atatürk yalnız Türkiye’de değil bütün dünya insanları tarafından saygı ve sevgiyle karşılanır. O Allah’ın Türk milletine bir lütfudur” dedi. Atatürk ile karşılaşmasını duygulanarak hatırlayan Dağlı o anları şöyle anlattı:
“Babam devlet demir yollarında memurdu ve Salihli’de yaşıyorduk. İstasyon binasında oturuyorduk ve oyun alanımız da istasyon binasının etrafıydı. 1932 yılında ben 7 yaşındayım, dışardayken Gazi Paşa geliyor dediler ve sonra bir tren geldi. Gelene baktım, istasyonda başka kimse yoktu. Birisi indi, yanımdan geçti ve gitti. Bastonunu dayadı ve orada durdu. Dakikalarca onu izledim. Kahverengi parlak ayakkabıları, ekoseli çorapları, golf pantolon ve ceketi vardı; saçları kızıl kumral renkte ve dalgalıydı. Adeta büyülenmiş gibi baktım. Sonra bir grup geldi onlarla beraber yürümeye başladı. Ben de o kalabalığın içinde onlarla yürüdüm. İşte o yürüyüş o zamandan beri devam ediyor ve edecek. O mavi bakışlar bambaşka, insanı derinden etkiliyor. Kendimi çok şanslı hissediyorum çünkü o zamanlar Salihli’de binlerce çocuk vardı ama onlardan sadece ben onu görmüştüm. ”
Lise eğitimi alabilmek için her gün trenle Manisa’dan Karşıyaka’ya gidip geldiğini belirten ve Karşıyaka sevgisini dile getiren Dağlı, “Salihli’de ilkokulu bitirdim. 1936 yılında ortaokul olmadığı için bir yıl okula gidemedim. Sonra Turgutlu’ya gittim, ortaokul o sene açılmıştı ve üç yıl orda okudum. Lise yok tabi ki. Bir yılı yine okula gitmeden geçirdim. Ben de kesinlikle okumak istiyorum. Sonra babam demiryollarında çalıştığı için tren saatlerine baktık, trenin bir tanesi saat 6’da Manisa’dan geçiyordu, o trenle 6 yıl boyunca her gün Karşıyaka’ya gidip geldim. Fırıncı bir komşumuz vardı, her sabah 5’te kalkardı. Kalkınca bizim duvara da 5 kez vururdu ve biz uyanırdık. Hazırlanıp trene giderdim. Öğretmenlerimiz hayret ederdi, bazen derse geç kaldığımız olurdu. Manisa’dan geldiğimizi öğrenince siz hiç kapıyı çalmayın geçin oturun dediler. Yine bir gün ilk saat jimnastik dersimiz vardı, geç kalmıştık, öğretmen derse kabul etmedi. Ondan sonra hiç jimnastik dersine girmedim. Bütün derslerden geçtim ama jimnastikten kaldım. Ama hareketleri yapabiliyordum. 5 hareket gösteriyordu ben dördünü yapıyordum. Aslında 8 puan vermesi gerekirken 3 veriyordu. Yine de geçtim. Son sene, jimnastik dersini üçüncü saate almışlardı. O şekilde dersten geçtim. Öğretmen okulunu yatılı olarak okudum ve ilkokul öğretmeni olarak mezun oldum. Karşıyaka benim için adeta bir mabettir. Ben bugün bir noktada isem Karşıyaka’nın eseridir. Her şeye iyi tarafıyla bakan biriyim. Tabi yıllar içinde Karşıyaka da değişti ama çok bir fark görmüyorum. Benim için Karşıyaka’nın istasyonu ruhum, hayatım… Oradan gelip giderdim. En sevdiğim yer orasıdır” ifadelerini kullandı.
ATATÜRK BİR LÜTUFTUR!
Atatürk sevgisini ve Cumhuriyet’e olan bağlılığını paylaşan Dağlı, başta gençler olmak üzere cumhuriyete sahip çıkılması noktasında çağrı yaptı. Dağlı, Cumhuriyet Bayramı’nın önemini vurgulayarak, “Atatürk yalnız Türkiye’de değil bütün dünya insanları tarafından saygı ve sevgiyle karşılanır. O Allah’ın Türk milletine bir lütfudur. Atatürk olmasaydı bugün burada olmazdık. Onun büstleri hala dünyanın bir çok vardır Atatürk, seçme ve seçilme hakkını türk kadınlarına daha önce verdiği için Türkiye daha önce demokrasiye geçmiştir. Atatürk insan üstü bir varlıktır. Yüreğimden taşan Atatürk sevgisini gençlerimizle paylaşıyorum. Laik Türkiye Cumhuriyetini el ele gönül gönüle en yüksek noktaya çıkarsınlar. Atatürk inancıyla okusunlar, eğitim alsınlar. Ben burada dernek başkanıyım, her şeyden önce öğretmenim. Yavru kurt öğretmeniydim, Cumhuriyet Bayramı’nda en öde cumhuriyeti ve öğretmenliği temsil etmek için; gözlerim ilerde, başım yukarda çocuklara en güzel örneği oldum. Cumhuriyet Bayramı bizim en büyük bayramımız. Atatürk iyi ki var onun sayesinde cumhuriyete kavuştuk. Biz de cumhuriyete sahip çıkmalı ve onu en üst seviyeye çıkarmalıyız. Her bayramda ben buluşma saatinden önce tören alanında olurum. Her konuda en öndeyim”diye konuştu.