Bursa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından 27 Şubat 2019 tarihinde düzenlenen operasyonda, merkez Yıldırım ilçesinde bir binanın bodrum katında yaşayan DEAŞ terör örgütü üyesi Suriye vatandaşı İbrahim Tahen yakalandı. 4 Mart 2019 tarihinde adliyeye sevk edilen İbrahim Tahen, tutuklanarak Bursa H Tipi Cezaevi’ne konuldu.
''ÇİFT TABANCA VE KALAŞNİKOF SİLAHLARLA GEZİYORDUM'
Cumhuriyet savcısının hazırladığı iddianameye göre, İbrahim Tahen, ailesinin yaşantısı ile DEAŞ örgütünün faaliyetlerini anlattı. Babasının iki evlilik yaptığını, 16 kardeş olduklarını, 100 bin kişiden oluşan NAİM aşiretine bağlı olduklarını söyleyen Tahen, Türkiye’ye birkaç defa kaçak yollarla giriş-çıkış yaptığını belirterek, "2014 yılı ramazan ayında DEAŞ örgütüne katıldım. Üzerimde çift tabanca ile kalaşnikof bulunurdu. 16 kardeş olduğumuz için bazılarımız örgütün içinde faaliyet gösteriyordu. Hatta amcam, Abdullah Tahen, Rakka-Halep arasında kalan Bediyye bölgesinde 25 bin kişinin yaşadığı yerde sorumluluğu olduğu gibi 2 koruması, 3 komutanı vardı. El-Bab'da uçak bombalaması sonucu hayatını kaybetti" dedi.
'BABAM 7 BİN DOLAR VEREREK CEZAEVİNDEN KURTARDI'
DEAŞ örgütü içinde silahlı eğitim aldığını, 2014 yılında DEAŞ’ın sivillere yönelik saldırılarda bulunduğunu, kendisinin sivillere ateş etmediğini, elindeki silahları arazide gömdüğünü söyleyen Tahen, "Sivillere ateş etmediğim için örgüt beni cezaevine soktu. Babam 7 bin dolar ödeyerek, beni cezaevinden kurtardı. Babam, benim çalışmam için Türkiye’ye gitmem gerektiğini söyledi. Bu arada DEAŞ, 9 kuzenimi öldürdü. Amcam, mutlaka Türkiye’ye gitmem gerektiğini, yoksa benim de öldürüleceğimi söyledi" dedi.
'DEAŞ MAAŞ VERİYORDU'
Bunun üzerine yeniden DEAŞ’a katıldığını, örgütün aylık olarak kişi başı 50 dolar, eşi ve çocuklar içinde 35’er dolar verdiğini ifade eden İbrahim Tahen, şunları anlattı:
"Kobani olayları çıktı. PKK ile çatışmaya girdik. Çok sayıda PKK’lı öldürdük. Biz Kobani'ye gittiğimiz yol üzerinde Süleyman Şah türbesi vardı. Etrafında Türk askerleri bulunuyordu. Aramızda 150 metre mesafe vardı. Türbenin her hangi bir grup tarafından kuşatıldığını görmedim. Daha sonra bize gelen DEAŞ’in faaliyetlerini anlatan bir gazeteden Süleyman Şah türbesinin taşındığını okudum. Bulunduğumuz noktada kuyular vardı. Orada bulunduğumuz süre içerisinde Rus, İran ve Suriyeli askerler bize saldırdı. Öldürdüğümüz askerlerin kollarındaki bayraklardan hangi ülkenin askeri olduğunu anlıyorduk."
'SURİYE ORDUSUYLA SAVAŞTIK'
Bursa Cumhuriyet Savcısı, silahlı Terör Örgütüne üye olmak suçundan 10 yıl ve 3713 Terörle Mücadele Kanununun 5. Maddesine göre, ömür boyu hapis cezası istemiyle 8 sayfadan oluşan iddianame hazırladı.
POLİTİKA
Sayfa başına git
