Ege Postası
Geri

DEM Partili Akın’dan ‘İmamoğlu’ değerlendirmesi: İnsanlar iktidarın oyununa çomak soktu!

DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, İmamoğlu’nun tutukluluğunu değerlendirerek, “İktidar, Erdoğan’a karşı en güçlü rakip olan İmamoğlu’na yargıyı kullanarak siyasi operasyon yapıyor. Seçimle alamadığını devletin gücü ile almaya çalışıyor.Onunla da kalmayıp, gelecek seçimlerde Erdoğan’ı yenebilecek en güçlü rakibini, bir kumpasla devre dışı bırakmak istiyor. Ama hesap edemedikleri bir durumla karşı karşıya kaldıklarını düşünüyorum. Polis ve kolluk zoruyla insanların sokağa çıkmasını engelleyebileceklerini düşündüler. Sokaklarda demokratik tepkilerini ifade eden yüz binlerce insan iktidarın kurmak istediği oyuna çomak soktu.” dedi.
DEM Partili Akın’dan ‘İmamoğlu’ değerlendirmesi: İnsanlar iktidarın oyununa çomak soktu!
Haberler / Yerel Politika
24 Mart 2025 Pazartesi 11:18
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

EGEPOSTASI- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önce 35 yıllık diplomasının İstanbul Üniversitesi yönetimi tarafından iptal edilmesi ve daha sonra 4 günlük gözaltı sürecinin ardından yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanması ülke genelinde büyük yankı uyandırdı.

DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın yaşanan süreci değerlendirerek iktidara ilişkin eleştirilerde bulundu. Akın, iktidara adalet çağrısında bulunarak demokrasi olmadan barışın olmayacağını vurguladı.

KENDİNDEN OLMAYANA VAR OLMA HAKKI TANIMAYAN BİR İKTİDAR!

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun önce diploması iptal edildi, ardından hakkındaki soruşturmalar gerekçe gösterilerek gözaltına alındı ve Pazar günü de tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu yaşananlarla ilgili değerlendirmenizi alabilir miyiz?

Türkiye, tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Oldukça kötü ve can sıkıcı gelişmeler yaşanıyor. Sizin de belirttiğiniz gibi 29 kişinin 31 yıl önce İstanbul Üniversitesinden aldıkları diplomaları iptal edildi. İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu ile birlikte 107 kişi yolsuzluk ve kent uzlaşısı yoluyla terör örgütüyle işbirliği yaptığı iddiasıyla gözaltına alındı. Aynı zamanda bir başka saldırı da İstanbul Barosuna yönelik gerçekleştirildi.  Aslında bu saldırı sadece baroya yönelik değil. Tüm savunma hakkı bir bütün olarak sindirilmek isteniyor. Bunun dışında gazeteci İsmail Saymaz da Gezi Davası ile bağlantılı olduğu söylenerek gözaltına alındı. Karşımızda kendinden olmayana var olma hakkı tanımayan bir iktidar var. Tüm bunlar ancak bir akıl tutulması sonucunda yapılabilecek şeyler. İktidarın siyasi rakiplerini yargı yoluyla sindirmeye çalışması yıllardır bizlere karşı yapılan bir uygulamaydı. Yıllardır solcu ve Kürt siyasetçiler iktidar tarafından hedef haline getirildi ve birçok arkadaşımız siyasi rehine olarak cezaevlerine konuldu. Bunu şunun için söylüyorum: Bu saldırının ne anlama geldiğini en çok biz biliyoruz. Bu, iktidar aparatı haline getirilmiş yargı marifetiyle siyaseti dizaynetme operasyonudur. Yapılanların hukuki hiçbir temeli yoktur. Biz, kendi belediyelerimize iktidar tarafından hileyle el konulduğunda nasıl karşı çıktıysak, birlikte siyaset yaptığımız arkadaşlarımız itibarsızlaştırılmak istenip cezaevlerine konulduğunda yapılanlara nasıl itiraz edip nasıl mücadele ettiysek, Sayın İmamoğlu’na karşı gerçekleştirilen siyasi kumpası aynı şekilde şiddette reddediyoruz. Biz ilkelerle siyaset yapılmasından yanayız. Ölçüsü demokrasi olan ilkemizi, geçmişte bizlere yapılan şey bugün başkasına yapılıyor diye değiştirmeyiz. İktidarın bu hukuksuz saldırılarını bir sivil darbe olarak görüyor ve sonuna kadar karşı çıkıyoruz.

DEMOKRASİ OLMADAN BARIŞIN GÜVENCESİ OLMAZ

Muhalefet ile gösterdiğiniz dayanışma önemli. Ancak bir yandan devam eden bir süreç varken diğer taraftan iktidarın bu uygulamalarına karşı çıktığınızı ifade ediyorsunuz. Bu tutumunuzun süreç ile ilişkisi nasıl olacak ve ikisi bir arada nasıl devam edecek?

Biz Demokratikleşme olmadan, bağımsız hukuk kuralları işletilmeden insanların kendisini özgür hissetmesinin mümkün olmayacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla barış sürecinin koşullarının yaratılması için demokratik bir ortamın oluşturulmasını bir zorunluluk olarak görüyoruz.Barış olmadan toplumsal sorunlar çözülmez ve demokrasi olmadan da barışın güvencesi olmaz.

İNSANLAR İKTİDARIN OYUNUNA ÇOMAK SOKTU!

İktidarın ne yapmak istediğinin de farkındayız. Ortadoğu’da, genel olarak da Türkiye’nin dış politikasında ciddi sıkışmalar yaşanmasının etkisiyle iç siyaseti dizayn etmeye çalışıyorlar. Muhalefeti parçalayarak yada güvensizlik üreterek birlikte hareket edemez hale getirmek istiyorlar.Yani ‘böl parçala yönet’ taktiği uygulamaya çalışıyorlar. İktidar, Erdoğan’a karşı en güçlü rakip olan İmamoğlu’na yargıyı kullanarak siyasi operasyon yapıyor.Seçimle alamadığını devletin gücü ile almaya çalışıyor.Onunla da kalmayıp, gelecek seçimlerde Erdoğan’ı yenebilecek en güçlü rakibini, bir kumpasla devre dışı bırakmak istiyor. Ama hesap edemedikleri bir durumla karşı karşıya kaldıklarını düşünüyorum.Muhtemelen böylesine kitlesel bir tepkiyi beklemiyorlardı. Polis ve kolluk zoruyla insanların sokağa çıkmasını engelleyebileceklerini düşündüler. Ancak her zaman yukardan yapılan planlar tutmayabilir.Sokaklarda demokratik tepkilerini ifade eden yüzbinlerce insan iktidarın kurmak istediği oyuna çomak soktu. İktidar Valilikler aracılığıyla fiili bir OHAL ilan edip gösteri yasağı koymasına karşın neredeyse Türkiye’nin her ilinde kitlesel demokratik gösteriler yapıldı ve bunlar hala da devam ediyor.

BARIŞMA VE DEMOKRASİ BİRBİRİNDEN AYRILAMAZ

Böyle bir manzara içinde barışın gerçekleşmesi ve kalıcılaşması için demokratikleşmenin ne kadar yaşamsal olduğu ortaya çıkıyor. Biz bugün devam eden barış umudunu ve yeşermekte olan barış iklimini elbette çok değerli buluyoruz. Bunu yaşatmak ve ilerletmek için üzerimizde düşen her ne varsa yerine de getireceğiz. Ama barışın ancak demokrasi ile korunabileceğini de unutmuyoruz. Sonuç olarak barış ve demokrasi mücadelesini birbirinden ayırmıyoruz. Hem barışı, hem demokratikleşmeyi birlikte savunmanın, her ikisi için mücadele etmenin en doğru seçenek olduğunu düşünüyoruz.

Sürecin önemini ve ciddiyetini her fırsatta vurguluyoruz. Her ne olursa olsun, bunu zehirleyen kişi ve çevrelerin barış kadar demokratikleşmeye ve sonuçta bu ülkenin tüm umutlarına kötülük yapacağını düşünüyoruz.

DÖVİZİN YÜZDE 79’U BUHARLAŞTI

Sizce iktidar bu hesap hatasını nasıl yaptı peki?

Güç zehirlenmesi her şeye hâkim olma ve muktedirlik havası gerçek hayatta her zaman karşılığını bulmayabilir.AKP ve MHP’nin inşa ettiği bu otokratik baskıcı rejime karşı toplumda birikmiş haklı bir öfke ve tepki var. İktidar bu tepkiyi kolluk zoruyla bastırabileceğini düşündü. Toplumsal tepki iktidarın beklemediği düzeyde yaşanıyor. Tüm bunların bir de ekonomik faturası var.İnsanlar, geçen haftaya göre çok daha yoksullaşmış olarak yeni haftaya başladılar. Biliyorsunuz ekonomide uygulanan Şimşek programıyla sabit gelirliler ve toplumun ezici çoğunluğu ağır bir ekonomik baskı altına sokuldu. Son bir yıldır tüm halkın yoksullaşması pahasına Merkez Bankası kasasında biriktirilen dövizin yüzde 79’u bu birkaç günde buharlaştı. İktidar ülkeyi her açıdan bir uçuruma götürüyor. Siyasal, ekonomik, toplumsal, etik, ahlaki krizlerle boğuşan ülke bir uçuruma doğru gidiyor.

Tüm bunları iktidarın sadece bir hesap hatasıyla açıklamak yetersiz kalır. İktidarda kalmak için başvurabilecekleri her çareye başvuruyorlar.

İKTİDARA ADALET ÇAĞRISI

Nasıl bir süreç öngörüyorsunuz?

Bugün Türkiye’de olan bitene karşı içerden ve dışardan verilen büyük tepkiler var. Gerçekten de iktidar akıl almaz işler yapıyor. Biz, iktidara bir an önce hukuk zeminine geri dönmesini, siyaset üzerinde bir vesayete dönüştürdüğü yargı sopasını kullanmaktan vaz geçmesini, haksız hukuksuz tutuklamalarla cezaevine konulmuş siyasi rehinelerin tamamı için adaletin tesis edilmesini ve çok geç olmadan tüm toplumu kapsayan bir demokratik iklimin oluşturulmasını istiyoruz. Bu gerçekleştirilmedikçe geleceğimizle ilgili kaygılar giderek artacaktır.

Biz demokratik, sivil ve meşru zeminde hep birlikte hak hukuk adalet mücadelesini sürdürmekten yanayız. Bundan başka çare de yok. Bunu yapmak için de adaletten, hukuktan ve demokrasiden yana olan herkesle omuz omuza yürümeye ve yan yana mücadele etmeye hazırız.

 

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Ege Postası