Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Covid-19 Pandemi Yönetimi Birimi, 27 Ocak Perşembe günü yaptığı toplantıda; sağlık çalışanlarının tepkisini çeken kararlara imza attı. Personel birim sorumlularına bildirilen kararlarda; "Sağlık personeli ve diğer çalışanların semptom olmaksızın tarama amaçlı PCR testi yapılmamasına" ve "Poliklinik ve acil servislerde covid açısından asemptomatik olan ve diğer sebeplerle yatışı cerrahi işlem gerektiren hastalarda PCR testi çalışılmamasına" maddeleri yer aldı.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube Eş Başkanı Erkan Batmaz, kararların covid pozitif personelin çalışmasına, hasta odalarında da virüsün bulaşı kontrolünün kaybedileceğini söyledi.
"ÖLEN ÖLECEK, KALAN SAĞLAR BİZİMLE KALACAK"
ANKA Haber Ajansı'na konuşan Batmaz, Türkiye'de günlük 80 binin üzerinde vaka açıklandığına dikkat çekerek şunları söyledi:
"Bu süreçte Dokuz Eylül Hastanesi'nin aldığı kararlar maalesef bizlere çözümsüzlüğün ne kadar derinleştiğini göstermiş oldu. Sağlık emekçilerine PCR testinin yapılmayacağı, hastalara da operasyon öncesi ya da yatış öncesi test uygulanmayacağı duyuruldu. Kararlarda pozitifmiş gibi değerlendirilmesi gerektiğinin altı çizilmiş. Bu uygulama aslında bize pandemi sürecine yaklaşımı, yönetimin ne kadar çözümsüz ve yanlış olduğunu gösteriyor. Durum artık bizim kabul edemeyeceğimiz seviyeye gelmişken herkesi pozitif gibi görmek aslında şu demek oluyor. 'Herkes pozitif olacak ve doğal bağışıklama ile bir şekilde ölen ölecek, kalan sağlar bizimle kalacak' Sağlık emekçilerine bunu dayatan zihniyeti kabul etmiyoruz. Halk sağlığı sorunu haline gelinen ve işin içinden çıkılmaz bir halmiş gibi gösterilen bu yönetimi kabul etmiyoruz."
"KARARLARDAN DERHAL GERİ DÖNÜLMELİ"
Hastane yönetiminin kararlarının olumsuz sonuçlar doğuracağını dile getiren Batmaz şöyle konuştu:
"Hastanede sadece sağlık emekçileri değil, kronik rahatsızlığı nedeniyle yatan hastalar da riske atılıyor. Pandeminin seyrini değiştirecek bir hal alacak bu kararlar akıl ve bilim dışıdır. PCR testinin artırılması ve tarama testlerinin sağlık emekçilerine sık sık yapılması gerektiği talebini vurguladığımız böyle bir dönemde personel eksikliği ile atamalardaki eksikliklerle sağlık sisteminin tıkanmışlığı gözler önüne serilmiştir. Artık bizim dayanacak gücümüz kalmadı. Biz sağlık emekçileri olarak yaşadığımız bu yoğun süreçte bir de ailelerimizin sağlığını ve halk sağlığını gözeteceğiz. Ve bu kararı doğru ve bilimsel bulmuyoruz. Derhal bu karardan geri dönülmelidir." (ANKA)