Dokuz Eylül Üniversitesi 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla 13-17 Temmuz tarihleri arasında bir dizi etkinlik düzenledi. Sabancı Kültür Sarayı’nda gerçekleştirilen etkinlikte DEÜ, son Başbakan ve İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ile şehit yakınlarını ağırladı. Etkinliğe Son Başbakan ve İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, Milli Savunma eski Bakanı Vecdi Gönül, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, İl Garnizon Komutanı, Belediye Başkanları, İzmir Milletvekilleri, şehit yakınları, üniversite mensupları ve sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı.Şehitlerin ruhuna Kur’an-ı Kerim Tilaveti ve Duası ve ardından Güzel Sanatlar Fakültesi Film Tasarımı Bölümü tarafından hazırlanan 15 Temmuz Kısa Belgeseli gösterimi ilebaşlayan programda,son Başbakan ve İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’a, Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü tarafından yapılan Piri Reis Araştırma Gemisinin 3 boyutlu bir maketi ile Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü’nün hazırladığı Çağdaş Türkiye Araştırmaları Dergisinin 15 Temmuz Özel Sayısı takdim edildi. Etkinlikte ayrıca Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından düzenlenen “15 Temmuz ve Demokrasi” konulu bilimsel makale yarışmasında dereceye girenlere ödülleri verildi. Programda Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Yaylı Çalgılar Orkestrası da kısa bir ilahi dinletisi sundu. 15 Temmuz Şehitleri anısına DEÜ Basın ve Halkla İlişkiler Koordinatörlüğü tarafından hazırlanan, o gecenin canlı tanıklarının anlatımları ve görüntülerinin yer aldığı video, izleyenlerin büyük beğenisini kazandı.
MİLLETİN İRADESİ ASLA YENİLMEDİ
Konuşmasına görev uçuşu sırasında şehit olan 7 emniyet personeli ile yine operasyon sırasında şehit olan 2 Özel Harekat mensubuna Allah’tan Rahmet dileyerek başlayan Binali Yıldırım, 13 Temmuz’dan buyana bir hafta boyunca çeşitli etkinlik ve faaliyetlerle 15 Temmuz’un 4. yılını anan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar’a teşekkür etti. Yıldırım, “15 Temmuz hain kalkışmasının 4’üncü yılını idrak ediyoruz. Yaşadıklarımız ilk günkü, ilk andaki gibi hafızamızda taptaze duruyor, durması da gerekiyor. Sadece o geceyi yaşayanlar değil, daha sonra farkında olanlar bundan sonraki kuşaklar olmak üzere bu hain kalkışmanın ülkemize neye mal olduğunun mutlaka ve mutlaka nesilden nesile anlatılması gerekir. 15 Temmuz bir hain kalkışmadır. Bunu milletimizle paylaştıktan sonra Cumhurbaşkanımızın Başkomutanlığında o gece boyunca hainlere karşı milletimizle, vatanını, bayrağını seven askerimiz, polisimizle ve savcılarımıza ve de medyamızla bir olduk beraber olduk. O gece hainlere geçit vermedik ve milletimizin istiklaline, istikbaline kast etmeye azmetmiş; beynini aklını kiraya vermiş, küresel terör örgütü mensuplarına doğduklarına pişman ettik. O geceyi yakından yaşayan kardeşiniz olarak bu aziz milletin, bu yüce milletin bir mensubu olmaktan çok büyük gurur duydum. Çünkü istiklal mücadelesi ruhu o gece tekrar yaşandı. Genci, yaşlısı, kadını, erkeği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla caddeleri, meydanları doldurdu. Elinde silahı ve tüfeği yok, tankı yok. Silaha karşı göğsünü siper etti ve alçaklara geçit vermedi. O gece destansı bir mücadele sonucu hainler hak ettikleri cezayı gördü. O gece ay yıldızlı bayrak inmedi, ezanlar dinmedi, millet iradesi asla yenilmedi” dedi.
‘VURUN’ EMRİ VERDİĞİ KOMUTANLA ANISINI ANLATTI
Binali Yıldırım, kalkışma gecesi, ‘uçakları vur’ emri verdiği Komutan olan Korgeneral Cemal Ziya Kadıoğlu’nun misafirler arasında olduğunu öğrenince o geceye ait bir anısını paylaştı. Yıldırım, dost uçaklarla baskılama yaparak kalkışmanın seyrini değiştirmeyi düşündüklerini belirterek “Ziya Kadıoğlu paşamızla görüştük. ‘Bir uçağa git, şu alçakları vurun’ demek önemli bir angajman. Ben anlıyorum bu hassasiyeti. İnsanlar ölebilir, büyük sonuçları çıkabilir. Benden yazılı bir emir istedi. ‘Bu telefon kaydediliyor, söylediklerim yazılı emirdir; gereğini yapacaksınız’ dedim. Uçaklar İstanbul ve Ankara’ya geldi. Onların baskılaması sonucu bu darbeciler artık uçak kaldırmaya cesaret edemediler. Kontrol dost kuvvetlerin eline geçti” dedi. Yıldırım, havadan karşı müdahale ve Cumhurbaşkanının milleti meydanlara daveti ilehalkın sokaklara çıkmasının darbenin bastırılmasına büyük katkı sağladığını belirterek, “Milletin iradesi yere düşmemiştir. Millet verdiği emaneti, zorla elinden alınmasına rıza göstermemiştir. Bu bakımdan 15 Temmuz darbesi; 17-25 Aralık olsun, 27 Nisan olsun; 20 yıl içinde vuku bulan darbe ve girişimler; diğerlerinden farklı olmuştur. Hiçbir zaman milli irade ve temsil edenler illegal terör örgütlerine boyun eğmemiş, bayrak inmemiş, ezanlar dinmemiş, halkın gücü tankları yenmiştir” diye konuştu.
DÜNYA YENİ BİR İMTİHAN VERİYOR
Pandemi süreci ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Binali Yıldırım, Türkiye’nin iyi bir sınav verdiğini belirterek, “Son 20 yıl içinde sağlık, ulaşım ve iletişim altyapısına yapılan yatırımların meyveleri görüldü. O nedenle dünyada bu süreçte hemen hemen bütün ülkeler, iktidarlar kan kaybederken, birkaç istisna ile iktidarımız ve devletimiz güçlenerek çıkmıştır. Her bir vatandaşımızın hayatı bizim için çok değerlidir. Gelişmiş ülkelerde tedavi maddi olarak gücünüz varsa mümkündür. Türkiye zengin-fakir, var-yok ayrımı yapmadan herkese 1. sınıf tedavi hizmeti vermiş, tedbirleriyle salgının kontrol altına alınmasını temin etmiştir. Tabii ki bunları yapacağız, görevimiz. Ama biz geçmiş yılları da yaşadık. 1999 depreminde yönetimin ne kadar acze düştüğünü de gördük. Dönemimizde Elazığ’da, Van’da deprem oldu. Bir yılda tüm yaralar sarıldı” dedi.
BU GİRİŞİM DAİMA GÜNDEMDE TUTULMALI
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, 15 Temmuz’un unutulmaması gereken bir gece olduğunu belirterek, “Bu hain darbe girişimi ne kadar gündemde tutulursa, milletimizin hafızasına ne kadar işlenirse yeridir. Biz bu coğrafyada darbelere alışkın bir milletiz. Ülkemizin gelişimine engel olmak isteyen, vatanı korusunlar diye verilen silahı, vazifeyi millete karşı kullanan hainler daima olmuştur. Bu tür faaliyetlerin millete verdiği zararın gençlere anlatılması çok önemlidir. Bu hatırlatmayı gençlerimize yapmalıyız ki onlar da memleketin istikbaline sahip çıksınlar, bir daha onlara teslim edilen silahı, gücü ve yetkiyi milletine karşı kullanmak isteyenlere müsaade etmesinler. Bu güzel etkinliği düzenleyen başta Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar ve tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.
TARİHE NOT DÜŞTÜK
Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, aziz şehitlerirahmetle anmak; gazilere de iyi dileklerisunmak amacıyla bir hafta süren etkinlik programları tertip edildiğini belirterek, “Üniversite olarak, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında hafta boyunca bir dizi program gerçekleştirdik. Amacımız, milletimize duyduğumuz minneti göstermek; aziz şehitlerimizi rahmetle anmak; gazilerimize de iyi dileklerimizi sunmaktır. Düzenlediğimiz bilimsel toplantılarda darbe, askeri vesayet, demokrasi gibi kavramların etraflıca ele alınmasını sağladık. Bu kapsamda 15 Temmuz konulu makale yarışması gerçekleştirdik; birbirinden özgün resimlerden oluşan bir sergi açtık. Bu şekilde toplum bilincimizi tazelemeye özen gösterdik. Üniversite olarak bundan sonra da her daim milletimizin ve devletimizin yanında duracak; milli ve manevi duyguları yüksek evlatlarımızı yetiştirmeye devam edeceğiz. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitümüz tarafından Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi’nin 15 Temmuz Özel Sayısını da hazırladık. Burada 15 Temmuz gerçeğini bilimsel bir perspektif ile ele aldık; tarihimize not düşmeyi hedefledik” dedi.
MİLLETİMİZ, SİLAH DOĞRULTANLARI CEZALANDIRDI
“Bundan tam dört yıl önce; milli irademizin temsili olan Türkiye Büyük Millet Meclisi ile onun seçilmiş hükümetini silah ve cebir yoluyla ortadan kaldırmayı hedefleyen hainlerin başlattığı kalkışma, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde aziz milletimizin; kamu kurum ve kuruluşlarımızın olağanüstü gayretleri ile engellendi” diyen Rektör Hotar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türk Silahlı Kuvvetleri içinde örgütlenen ve emir komuta zincirine dahil olmayan bu ihanet şebekesinin yürüttüğü hasmane girişim, sokaklara dökülen milyonlarca vatandaşımızın direnişi; devletine ve milletine gönülden bağlı askerlerimizin, kolluk kuvvetlerimizin, devlet büyüklerimizin mücadelesi sayesinde sonuçsuz kaldı. 15 Temmuz 2016 gecesi, birlik ve beraberliğimize kast eden işgalcilere karşı ortak duygularla hareket etmemiz, bağlarımızın ne kadar derin ve güçlü olduğunu da gözler önüne serdi. Vatanımıza, bayrağımıza ve Türk demokrasisine sahip çıktığımız o gece, 251 kahramanımız şehit; 2 binden fazla vatandaşımız da gazi oldu. İçerideki ve dışarıdaki destekçileri ile birlikte aziz milletimizin mukaddes değerlerini ayaklar altına almaya yeltenen ihanet şebekesi, göz bebeğimiz yüce Meclisimizi bombalayarak nasıl bir ülke tasavvur ettiklerini de ortaya koydu. Türkiye ne zaman bir adım ileri gitmeye kalksa, hep aynı oyun sahnelenir; benzer senaryolar ortaya atılırdı. Ancak bu sefer, üst aklın beklediği olmadı. Mazlumların ve masumların hamisi olan milletimiz, kendisine silah doğrultanları cezalandırdı.”
DEMOKRASİ BAŞIMIZIN TACIDIR
Millet değerlerine el uzatanları engellemenin en büyük görevleri olduğunu vurgulayan DEÜ Rektörü Nükhet Hotar, “FETÖ tehlikesi bertaraf edilmiş olsa da; hainler ülkemizi ve devletimizi karalama kampanyalarına devam ediyorlar. Bu nedenle dikkatli davranmamız; aklımızı kimseye emanet etmeden; mantığımız ve vicdanımızla hareket etmemiz gerekiyor. Dolayısıyla sorumluluklarımızın çok fazla olduğunu biliyoruz. Kalkışma sonrasında hepimiz, yaşadığımız korkunç hadiseler nedeniyle bazı değerlendirmelerde bulunduk. Geldiğimiz noktada bazı sonuçlar da çıkardık. Ancak ne üzücüdür ki bu kalkışmanın bir senaryo, kurgu ya da uydurmadan ibaret olduğuna ilişkin son derece yanlış ve kamuoyu vicdanını rahatsız eden yorumlarla karşılaşıyoruz. Mehmetçiğimiz de demokrasimiz de bizim başımızın tacıdır. Lütfen bu gerçeği unutmayalım” ifadelerini kullandı.
PANEL DÜZENLENDİ
Moderatörlüğünü DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın yaptığı ve 15 Temmuz Şehidi Gülşah Güler’in Annesi Emine Güler ile Babası Hüseyin Güler,15 Temmuz Şehitleri Erol Olçok’un Kardeşi ve Abdullah Tayyip Olçok’un Amcası Cevat Olçok, 15 Temmuz Gazisi Sayın Metin Doğan ile DEÜ Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Doç. Dr. Sayın Türkmen Töreli’nin konuşmacı olarak katıldığı panele geçildi.15 Temmuz gecesi yaşananların konuşulduğu panelin ardından katılımcılara teşekkür plaketleri takdim edildi.Program sonunda DEÜ Sabancı Kültür Merkezi önünde lokma ikramı gerçekleştirildi.