MANİSA- DİSK, 15-16 Haziran işçi direnişinin 44. yıl dönümünde Soma’ya giderek maden işçileri ile buluştu.
İstanbul, İzmir, Bursa ve Ankara’dan gelen DİSK Başkanlar Kurulu üyeleri ve konfederasyon üyesi işçiler ile İzmir ve Manisa’dan gelen KESK’liler Madenci Heykeli’ne yürüdü. Yürüyüşte İstanbul Okmeydanı hastanesi ve Kocaeli Tıp Fakültesi hastanesinde direnişte olan Dev Sağlık İş sendikası üyeleri de vardı.
Soma merkezde bulunan Madenci Heykeli önünde madenlerde öldürülen işçiler anısına saygı duruşunda bulundu, heykele karanfil bırakıldı.
Saygı duruşunun ardından kitle Hükümet Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca ‘Susma haykır, Soma katliamdır’, ‘Taşeron çalışma yasaklansın’ sloganları atıldı. Soma halkının da balkonlardan alkışladığı coşkulu yürüyüşün ardından Hükümet Meydanı’nda basın açıklaması yapıldı.
Hükümet Meydanı’ndaaçıklamayı DİSK Genel Başkanı Kani Beko yaptı. DİSK Genel Başkanı Kani Beko, 15-16 Haziran direnişinin ışığında taşerona ve iş cinayetlerine direniyoruz diyerek, 15-16 Haziran’ın da işçi sınıfının ayak katlığı ‘Artık Yeter’ dediği gün olduğunu hatırlattı.
Beko, 15-16 Haziran 1970’de işçiler önlerine çıkan tankları, barikatları bir bir aşarak DİSK’e sahip çıktığını söylerken; ‘İşçiler bilmektedir ki DİSK’e sahip çıkmak, ekmeğine sahip çıkmaktır, geleceğine sahip çıkmaktır, onuruna sahip çıkmaktır. Çünkü DİSK iktidardan ve sermayeden icazet beklemeyen bir işçi örgütüdür.’ dedi.
2014 yılının ilk 5 ayında en az 810 işçinin iş cinayetlerinde öldürüldüğünü söyleyen Kani Beko, “810 işçi kardeşimizin ölümü gerekli tedbirler alınarak önlenebilecek ölümlerdir. İşte bu nedenle işçi kardeşlerimizin ölümüne kaza demek, kader deyip geçmek mümkün değildir. Maliyeti düşürmek için önlenmeyen her ölümün adı bize göre cinayettir! Ve Türkiye’de bu cinayetlerin bir cezası yoktur” dedi.
İş cinayetlerinin cezasız kaldığına dikkat çeken Beko, “Her yıl binin üzerinde işçinin öldüğü bir ülkede hapishanelerde kaç patron vardı? Gerekli denetimleri yapmayan kaç kamu görevlisi hesap vermiştir'” diye sordu.
Cinayetlerin ortamını taşeron çalışma sisteminin hazırladığını belirten Beko, “İşçilerin güvencesiz, sendikasız çalıştırılmasıdır” dedi.
AKP hükümetinin Meclis’e getirdiği yasaya dikkat çeken DİSK Genel Başkanı Beko, şöyle konuştu: “Maalesef bu yasa taslağında da taşeron köleliğine son vermek bir yana, taşeron sistemini yaygınlaştıracak düzenlemeler bulunmaktaydı.
Üç konfederasyonun ortak itirazı ile bu düzenlemeler büyük oranda yasadan çıkarılmıştır. Ancak taşeron köleliği yerinde durmaktadır. AKP iktidara geldiğinde taşeron işçi sayısı 387 bin iken bugün 2 milyonu aşkın rakamlardan bahsedilmektedir. Bu o kadar kuralsız bir çalıştırma biçimidir ki taşeron işçi sayısını, Türkiye’yi yönetenler bile bilmemektedir. İşçi sağlığı ve güvenliği alanının dahi taşerona devredildiği bu ülkede yasa dışı, insanlık dışı bir taşeron cumhuriyeti kurulmaktadır.
Madenlerde ve diğer tüm iş kollarında taşeron çalışma kölelik demektir, ölüm demektir. DİSK işçilerin keyfi, kuralsız bir şekilde çalıştırıldığı taşeron köleliğine bir son verilmesini, taşeronlaşmanın tümüyle yasaklanmasını istemektedir.”
DİSK Genel Başkanı Kani Beko, işçi sınıfı örgütlendiğinde taşeron köleliğinin ve iş cinayetlerini dayatmanın mümkün olmayacağını söyledi, “Bu nedenle işçilerin sendikalı olma ve sendikasını seçme hakkı baskı altına alınmaktadır. 12 Eylül darbecilerinin getirdiği iş kolu barajlarını, grev yasaklarını mevcut hükümet de korumaktadır. Ve bu barajlar, bu yasaklar işçi sınıfına ölüm ve köleliği dayatmaktadır. Her yüz işçiden beşi sendikalı olduğu için işçiler ölmektedir, işçiler taşerona mahkûm edilmektedir” dedi.
15-16 Haziran ruhuna ihtiyaçları olduğunu belirten Beko, “Bundan 44 yıl önce işçi sınıfı tüm engelleri, barikatları aşarak örgütlenme hakkına ve DİSK’e sahip çıktı ise bugün de aynı şekilde o barajları, o yasakları mutlaka aşacaktır” diye konuştu. (Sendika.Org)