DİSK kadro talebiyle sokağa indi: 18 Aralık'ta iş bırakacaklar!

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) İzmir'de 20 ilçede ve Türkiye genelinde eş zamanlı kadro eylemi başlattı. Hükümetten seçim öncesinde verilen "taşerona kadro" vaatlerini yerine getirmesini isteyen İzmirli işçiler, kurdukları stantlarda imza toplayarak kadro taleplerini Ankara'ya iletecek. DİSK kadro talebiyle sokağa indi

Haberler / İzmir

9 Aralık 2015 Çarşamba 11:56

PAYLAŞ

ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- Hükümetten kadro isteyen taşeron işçiler Türkiye çapında eş zamanlı eylem başlattı. İzmirli emekçilerin buluşma noktası olan İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde DİSK'in organize ettiği eyleme, DİSK’e bağlı sendikalar, KESK, çeşitli sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri de destek verirken, kadro talepleri için imza kampanyası başlatıldı. Güvenceli çalışma ve iş barışı isteyen belediye işçileri burada bir basın açıklaması yaparken, hazırladıkları pankartlar ve sloganlar ile İzmir halkına seslendi. Ayrıca Konak’ta bildiri dağıtan DİSK üyeleri, tüm İzmir milletvekillerini de kurdukları stantlarda imza vermeye ve kadro düzenlemesi için TBMM’de konunun takipçisi olmaya çağırdı. Kadro talepleri için 18 Aralık Cuma günü iş bırakacak olan DİSK üyeleri, yapacakları dev yürüyüş için de destek istedi.

TAŞERON CUMHURİYETİ: 1 MİLYON İŞÇİ MAĞDUR
Belediye önünde gerçekleşen eylemde işçilere seslenen DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, kamuda çalışan taşeron işçi sayısının 1 milyon kişiye ulaştığının altını çizerek şunları söyledi: "Türkiye’de taşeron uygulaması, hem bir özelleştirme yöntemi olarak hem de işçileri düşük ücretle, hakları kısıtlanarak, sendikal örgütlenme ve iş güvencesinden yoksun biçimde çalıştırmanın bir aracı olarak 2002 yılından bu yana hızla yaygınlaştırılmıştır. Kamu kurumlarında taşeronlaştırma uygulamalarının büyük çoğunluğu iş yasasına aykırı şekilde gerçekleşmiştir. 4857 sayılı İş Yasası’nda “Asıl işin bölünüp alt işverene verilemeyeceği” belirtilmesine karşın, kamusal hizmetlerin birçoğu taşeronlaştırma uygulamasına konu edilmiştir. Mahkemeler, taşeron işçilerin işin başından itibaren asıl işverenin işçisi olarak kabul etmiş ve işçilerin kıdem tazminatları ile izin hakları konusunda asıl işveren olan kamu kurumlarını sorumlu tutmuştur. Hükümet, bu mahkeme kararlarının mali yükü nedeniyle sıkışmış, üst üste gelen seçim dönemleri ve muhalefetin taşeron işçiler ile ilgili vaatleri nedeniyle bazı adımlar atmaya zorlanmıştır. Ancak “taşeron cumhuriyeti”ni kuran bir anlayışın bu soruna kalıcı bir çözüm getiremeyeceği açıktır. Nitekim kamuda ihale kapsamında çalışan işçilerin toplu sözleşme yapmalarına ilişkin düzenlemenin işlemediğini, bu mevzuat değişikliğinin işe yaramadığını, bu kapsamdaki işçilerin bir türlü toplu sözleşmeye kavuşamadıklarını yaşıyor ve görüyoruz."

BELEDİYE İŞÇİSİNE KADRO İSTEDİ
Hükümet tarafından geçtiğimiz yıl yapılan torba yasa düzenlemesinin taşeron sıkıntısına ilaç olamayacağını aktaran Sarı, kadro için ayrı bir kanun çıkartılması gerektiğinin altını çizerek, "Söz konusu düzenlemeye bağlı olarak yapılan ve yapılacak çalışmalar, taşeron işçilerin sorununu çözmeyecek, çözemeyecektir. İktidarın son seçim öncesi “taşeron işçilere kadro” vaadi bu düzenlemeyle gerçekleştirilemez. Zira bu düzenleme bazı kamu kurumları ile kamuda çalışan bazı işçileri daha başlangıçta saf dışı bırakmaktadır. Örneğin bu torba yasada belediyeler muaf tutulmuştur. Yani belediyelerce yapılan bütün işlerde taşeron işçi çalıştırılması dün olduğu gibi bundan sonrada devam edecektir. Bu durum birer kamu kurumu olan belediyeler ve bu belediyelerin yaptığı hizmetleri yerine getiren taşeron işçilere haksızlık ve anayasanın eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaktadır. Yine bütün kamu kurumlarında temizlik hizmeti adı altında her türlü iş gördürülen taşeron işçiler de yardımcı işte çalıştırıldıkları gerekçesiyle saf dışı bırakılmaktadır. Bu işçiler bakımından da bir haksızlık söz konusudur" dedi.

"SÖZÜNÜZÜ TUTUN!"
"Söz verdiniz, sözünüzü tutunuz" diyerek iktidara seslenen DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, "Siyasi ahlak gereği bunu yapmak zorundasınız. Amasız, ayrımsız herkese güvenceli kadrolu iş istiyoruz. Sendikamız, bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da sürecin takipçisi olacak ve bu mücadelede üzerine düşeni yapmak için var gücüyle çalışacaktır. O yüzden İzmir’ de 20 imza standı açarak, mücadeleye başlamış, bu ayın 18’ inde öğleden sonra iş bırakarak, örgütlü örgütsüz herkesi mitingimize davet ediyoruz" çağrısıyla sözlerini tamamladı.