Ege Postası
Geri

DİSK'ten flaş Konak yorumu

​Son günlerde sıkça tartışılan ve son olarak Konak Belediyesi’nde meclis oturumuna taşınan işten çıkartma tartışmalarıyla ilgili DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı’dan flaş açıklamalar geldi. Konuyla ilgili AK Parti’li Ömür Şanlı ve diğer meclis üyelerine seslenen Sarı, “AKP’li isimlerin işçiden ve emekten yana olan tavrı gözlerimi yaşarttı. Bugüne kadar onca işçi işten atılırken neredeydini? Samimiyseniz taşeronu kaldırın, işçiye kadro verin” dedi.
DİSK'ten flaş Konak yorumu
Haberler / Politika
9 Ocak 2015 Cuma 10:18
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
ERMAN ŞENTÜRK/ EGEPOSTASİ- Radyo Egepostası’nda Erman Şentürk ile A’dan Z’ye programının konuğu olan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı işçi sınıfının gündemine değinerek önemli açıklamalarda bulundu. Milyonlarca işçiyi yakından ilgilendiren asgari ücret zammından, 2015 yılındaki ana gündem maddesi olacak kadro taleplerine kadar başlıca değerlendirmelerde bulundu. Son günlerde özellikle ilçe belediyelerinde sıkça gündeme gelen işten çıkartmalara da değinen Sarı ayrıca Konak Belediyesi’nde büyük tartışmalara yol açan 15 işçinin durumu ile ilgili tespitlerini de paylaşarak AK Parti’li isimlere ise samimiyet çağrısında bulundu ve “Aksi takdirde, çirkin siyaseti tüm İzmir’le paylaşırız” dedi.  
 
YÜZLERCE PERSONEL İŞTEN ATILDI
Sözlerinin başında son günlerin başlıca gündem maddesi olan yerel yönetimlerde art arda meydana gelen işten çıkartmalar ve işçi kıyımlarına değinen DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “İlçelerde iktidar değiştikçe, partiler hedef olarak gördükleri belediyeleri ele geçirdikçe, bu durum sıkça yaşanmaya başladı. İlk olarak Aliağa’da 104 işçinin atılması ile başladı. Örgütlü işçi değiller. Belediye başkanı taşeron üzerinden çalışan personel üzerinde istediğini yapıyor. Sonra kısmen Kınık’ta bunu gördük. Daha sonra Kemalpaşa Belediyesi’nde 30, 30 derken 155 kişinin işten atıldığını gördük.  Ödemiş Belediyesi’nde belediye başkanı kendi a takımı diyerek belediyeyi kendi akrabalarıyla donattı. Herkes öncelikle işçi ve emekçiyle uğraşıyor. Torbalı’da da Menderes’te de aynısı oldu. İl Özel İdaresi kapatılırken Valilik’te de bu oldu ve tam 307 çalışan bir anda sokağa atıldı” diyerek acı tabloyu rakamlar ile özetledi.
 

“BUGÜNE KADAR NEREDEYDİNİZ'”
Son günlerde Konak ilçesinde sıkça tartışılan işten çıkartma iddialarına yönelik konuşan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Sarı, muhalefeti oldukça sert şekilde eleştirdi ve şunları söyledi: “Geçen gün basında bir haber okudum. Konak Belediyesi’nde 15 arkadaşın işten atıldığı söyleniyor. İl Özel İdaresi’nden sözleşmeleri dahilinde belediyeye devredilen işçilerin atılması mümkün değil. Bu konuyla ilgili AKP’li meclis üyelerinin açıklamaları oldu. Gerçekten gözlerim yaşardı. Ömür Şanlı’nın, ve diğer AKP’li meclis üyelerinin bu kadar emekçi dostu, bu kadar işçi dostu olduklarını bilmiyordum. Çok da mutlu oldum. İşçilerin emekçilerin haklarını savunduklarını bilseydim aslında onlarla bir çay içmeye de gidebilirdim. Ama bu hassasiyeti meclis üyesi oldukları belediyede bu hassasiyeti gösterirken, dört ay önce, beş ay önce, AKP’li Kemalpaşa Belediyesi’nde 155 tane taşeron işçi atılırken neredeydile? İl Özel İdaresi’nin kapatılması yasaya bağlandığında, bir yıl önceden herkesin haberi vardı. 1 Nisan’da Valilik’ten 307 tane taşeron işçi atılırken neredeydiniz'  Ben bu hassasiyetlerini, bu duyarlılıklarını görmek istiyorum. Konak Belediyesi’ndeki arkadaşlar için bu kadar hassas davranıyorlarsa, keşke o 307 arkadaşımız için de gösterselerdi. İçlerinde hamile insanlar da vardı. Kemalpaşa’da AKP’li belediyenin attığı insanlar için de gösterselerdi. MHP’li belediyenin Aliağa’da attığı 104 işçi için de gösterselerdi. Hatta onlar, iktidar partisinin meclis üyeleri, temsilcileri. Bakana bir telefon etselerdi. Kemalpaşa’da, Torbalı’da, Aliağa’da taşeron işçiler, Konak’ta işten atılıyorlar, gelin şu torba yasaya bir madde koyalım, bunlara kadro verelim de taşeronluktan kurtaralım deselerdi de biz de şurada çıkıp alkışlasaydık onları.”
 
“EĞER SAMİMİ İSELER…”
AK Parti Konak Meclis Grup Başkanvekili Ömür Şanlı’ya “Samimi ol” çağrısı yapan Memiş Sarı, “Keseri alıp kendine yontmayacaksın. Rende alıp başkasına da yontmayacaksın. Testere olacaksın. Bir sana bir bana diyeceksin. Hep bana, hep bana dersen, yaptığınız siyasetin çirkin siyaset olduğunu tüm İzmir halkına duyururuz. Sizin AKP’ye meclis üyesi olmanızın nedeninin Kordon’da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’yla zıtlaşmanızdan ötürü olduğunuzu da biliyoruz. Lütfen bizi konuşturmasınlar. İnsanların umutları ile oynamasınlar. Limandan, demiryollarından bir sürü taşeron işçi attılar. Özelleştiriyorlar. İktidara ve iktidar partisinin meclis üyelerine sesleniyorum, hiçbirimiz bu işten atmalarla uğraşmayalım. Arkadaşlar da kış günü işsiz kalmasın. Evlerine bir çorba parası götürebilsinler. Torba yasasınız çok çok geniş, bir sürü yasa çıkartıyorsunuz, gelin hükümet olarak o torbanın içine bir madde koyalım, herkese daimi kadrolu istihdam sağlayalım. Kimse de bu dertten muzdarip olmasın.  Kısmi süreli sözleşmeye yönelik yasayı AKP hükümeti çıkardı. O yasayı çıkartan CHP değil, HDP değil, EMEP değil, ÖDP değil, AKP’dir. O zmaan bu yasayı kaldırsınlar. Süreli çalışmayı, sözleşmeli personeli kaldırsınlar. Herkesi daimi personel yapsınlar, Konak’taki o arkadaşlar da işbaşı yapsın. İzmir valisi de 307 kişiyi işe alsın, Aliağa Belediyesi 104 arkadaşı işe alsın, Torbalı Belediyesi 7 sözleşmeli arkadaşı attı, 150 kadrolu personeli de atacak ama tepkiden dolayı bekliyor. Binali Yıldırım en son toplantıda Torbalı ve Ödemiş’i örnek belediye gösterdi. İl Özel İdaresi dağılırken referandum önermiştik. İşçiler için de, taşınmaz için de bunu söyledik. Bu hak bize verilmedi. AKP’li meclis üyeleri de buna seyirci kaldı. Bu saatten sonra bağırmanın da bir anlamı yok. Ama samimilerse  çağrımı yineliyorum. İzmir’de 11 tane vekilleri var. Bu yasayı değiştirmek için bir önerge sunsunlar. Biz de İzmir’den 30 bin DİSK üyesi olarak alkış tutalım, arkalarında duralım” diye konuştu ve taşeronun kaldırılması için diğer siyasileri de göreve davet etti.   


ASGARİ ÜCRET YORUMU: ANCAK 22 TANE FASULYE…
Bir düğer önemli gündem maddesi olan ve Türkiye’deki 9 milyonu aşkın çalışanı yakından ilgilendiren asgari ücret zammını yorumlayan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Sarı, sağlanan yüzde 3’lük ücret artışının işçi sınıfının beklentilerini karşılamaktan çok uzak olduğunu ve hayal kırıklığı yarattığını söyleyerek, “Asgari ücret zammı ne yazık ki belirtilen ekonomik büyümeden payını alamamıştır ve açlık sınırının dahi altında sunulan bu ücretler vicdanları zedelemiştir. Ararlık ayı süresince yurt çapında “Asgari ücret net 1800” başlığı altında birçok eylem ve etkinlik düzenleyerek talebimizi alanlarda dile getirmiştik. Madem ekonomi gelişiyor, ülke büyüyor, bu tablodan asgari ücretlinin de pay almasını istemiştik. AKP’li birçok vekil ve hükümet kanadından gelen birçok açıklama da bunu doğruladı. Ancak asgari ücret görüşmelerinde adeta bir orta oyunu izledik. Hükümet yetkilileri ve işçiyi temsilen çoğunluğu elinde tutan TÜRK-İŞ Sendikası bu görüşmeleri yürüttü. Bu ülkede 9 milyon asgari ücretli varken, hükümetle işveren yetkilileri bu oyunu oynarken, ne yazık ki TÜRK-İŞ de buna seyirci kaldı ve son gün komisyondan ayrıldı. Biz bir ay boyunca sokaklardaydık. Keşke işçiden, emekten yana olarak orada sesimizi daha net yansıtsalardı. Asgari Ücretliye yapılan zam günde 80 kuruşa tekabül ediyor ki, buna artık bir simit dahi alınamıyor. Artık çay ve simit bile bize bir lüks oldu. Yaptığımız eylemlerde de gösterdik, şimdi bu zamla, tane hesabına dönüştü, artık bu zamlarla ancak 22 tane kuru fasulye alabiliyoruz. Zam 3 tane yumurtaya denk geliyor. Asgari ücretli ve emekliler artık tencerelinde taş kaynatsınlar, taş yesinler diyorlar. Ama kendileri için kaçak saraylar, ayakkabı kutularında dolarlar, lüks yatlar, katlar artık normal hale dönüştü. Asgari ücret zammı AKP’nin işçiye bakış açısıdır” şeklinde konuştu.  
 
“2015 YILINDA TALEBİMİZ KADRO”
2015 yılı için en önemli mücadele konusunun kadro olacağına da değinen Sarı ayrıca, hizmet alım ihaleleri sürecinde İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinde çalışan binlerce emekçinin yaşadığı taşeron kabusunun ardından gelen zafer sürecini hatırlattı ve “Biz kimsenin ücretine bakmadan, herkesin kendi çalıştığı kurumun personeli olmasını istiyoruz. Hizmet ihalesi de olsa, devletin kasasından bu para çıkıyor. Herkes özlük hakları kendi çalıştığı kurumlarına geçirilmek kaydı ile, kendi kurumunda işine devam etsin. Hizmet ihaleleri ve taşeronluk kalksın. İstediğimiz çok fazla bir şey yok. Bu para nasıl olsa devletin bütçesinden çıkıyor. Kurum bu parayı işçisine aracı kullanmadan ödesin. Birileri daha fazla rant kazanacak diye bu sistem böyle devam ediyor. Büyük balıklar hep daha büyük lokmanın peşinde. Paranın esiri olan insanlar ve paraya esir olan insanlar var. Aradaki fark budur. Sendika güvencemiz, kadro talebimiz diyoruz. 2015 yılında kadro talebi ile sıkça alanlarda olacağız” dedi.


GENEL SEÇİM BEKLENTİSİ VE İŞÇİNİN BEKLEDİĞİ VEKİL PROFİLİ
Yaklaşan genel seçimler öncesinde işçinin vekil adaylarından beklentilerini özetleyerek vekil profilini de çizen Sarı söyle konuştu: “Biz DİSK olarak siyasetten bağımız bir örgütüz. Böyle de olmalı. İşçi sınıfının tek mücadelesi de ekmek mücadelesidir. Biz vali ile temas kurmak için telefonlarına sarılan vekiller istemiyoruz. Vekillerin dokunulmazlıkları var. Bunlar seçilmiş insanlar. Emekten yana tavırları varsa çıksınlar aday olsunlar. Ama vekil adaylarına baktığımızda, hangi siyasi parti olursa olsun, patronlar kulüplerine üye iş adamları önümüze çıkıyor. Bu ülkede çalışan biziz, üreten biziz, hakları gasp edilen biziz. Bizi temsil etmek için iş adamları mecliste sıraya girmiş, bekliyorlar. İşçinin sorunlarını dinleyen, mecliste bunları dile getiren milletvekilleri istiyoruz. Gününün 24 saatinde emekten ve emekçiden yana, yoksuldan yana tavır koyacak vekillere ihtiyacımız var. Vekiller bizimle yürüyüşlere katılıyor. Bir olay olduğunda Vali ile, atanmış ile, emniyet müdürü ile pazarlık içerisine giriyor. Sayın vekilim, bu millet seni seçmiş, en önde yürüyeceksin, o barikatı sen açacaksın, halk senin arkadan gelecek. Senin kimse ile pazarlık yapma lüksün yok. Sen milletin vekilsin, sen milletin talebini dile getireceksin. Sana da gaz sıkılabilir. Bu durumdan kaçtığınız sürece milleti temsil etmiyorsunuz demektir. Biz alanlardan çekildiğimiz takdirde baskı ve sindirme de artacaktır. Siz zaten görevinizi iyi bir şekilde yapıyorsanız, o halk sizin arkanızda duracaktır. Halkın söylemlerini hayata geçirmek zorundasınız. 8 milyon emekliye günde 80 kuruşluk zam yapıldı. Çıkın bu konuyla ilgili eylemler yapın. 17-25 aralık yolsuzluk haftası ilan edildi. Ortada kimse yok. Kapalı salonlarda basın açıklamaları yapılıyor. Alanlara çıkın. Yüreğiniz yetiyorsa çıkın doldurun Gündoğdu Meydanı’nı, hırsızları, yolsuzluk yapanları deşifre edin. Siyasi partiler meydanlardan çekile çekile, meydanları kuduz itlere bıraktı. Siyasi partiler meydanları ve alanları barıştan ve emekten yana doldurmadıkları sürece o alanlar her zaman başkaları tarafından doldurulacaktır. Bizim vekil profilimiz, varoşlardan, asgari ücretlilerden, sömürülenden, işçiden, emekliden yana, onlarla birlikte alanlarda hak mücadelesi yapanları destekleyeceğimizi ilan ediyoruz.”
 
 
“DİSK’E ÜYE OL, ÖRGÜTLÜ OL”
DİSK’e yapılan “marjinal örgüt” benzetmelerine de sert tepki gösteren DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, iktidarın DİSK’ten korktuğu kadar işçi sınıfının da sonuna kadar inandığını belirtti ve sözlerini şöyle tamamladı: “İşçilerin sendikası olduğunda mücadele edecek, hakkı için direnecek, hangi sendika olursa olsun, bir sendika çatısı altında örgütlenmeli. AK Parti’den İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Binali Yıldırım DİSK’i marjinal örgüt olarak lanse etti. Sonra pişmanlık duyup bu gafından vazgeçti. Patronlar bizden çekiniyor. Biz hak mücadelesi veriyoruz. Toplumsal muhalefete önderlik yapmaya çalışıyoruz. 8 saat emek döken, emeğinden başka satacak bir şeyi olmayan, yaşamını emeği üzerinden idame ettirenlerin yanında olmak zorundayız. Patronlar tabii ki bizleri istemeyecek, tabii ki bizi marjinal olarak niteleyecekler. Aba altından sopa göstererek örgütlenmemizi engellemeye çalışıyorlar. İşçiyi bu şekilde bizden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Ama yanılıyorlar. Hangi fabrikaya gidersek gidelim işçiler bizi örgütleyin diyor. Birleşik Metal-İş Sendikamız 2 bin 200 üye iken, şimdi yüzde 50’nin üzerinde katılımla 5 bin 500 üyeye ulaştı. Emeklilerimiz mücadeleden emekli olunmaz diyerek emeklileri örgütlüyor ve emeklileri kahve köşelerinden kurtarmaya çalışıyor. Tekstil sendikamızı isteyen işçiler referandum önderdi, işveren ortadan kayboldu. Getirin ortaya sandığı işçi özgür iradesi ile sendikasını seçsin. İşçi sınıfının gönlünde DİSK yatıyor. 15-16 Haziran’ları yaratanlar, faşizme dur ihtarını çekenler DİSK’tir. DİSK geleceğe güvenle bakıyor. DİSK işçi sınıfının önünü açmak için emin adımlarla ilerlemeye devam edecektir. Norveç’te örgütlü toplum yüzde 95, örgütsüz toplum oranı ise yüzde 5. Türkiye’de ise örgütlü toplum oranı yüzde 5, örgütsüz toplum oranı yüzde 95. Örgütsüzlük iş cinayetleri, işsizlik, istihdam durumunu da getiriyor. Örgütlü olsaydık bunları yaşamayacaktık. DİSK gençlik örgütlenmesinden emekli örgütlenmesine kadar her alanda var. Gelin DİSK’in örgütlenmesine katılın. DİSK’e bağlı 21 tane aktif sendika var. Gelin örgütlenin, toplumu baştan daha aydınlık günlere birlikte taşıyalım.”  

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası