İZMİR-Dava konusu olay, 17 Eylül 2002 tarihinde Bornova'da meydana geldi. Su veznesi önünde sıraya girme yüzünden Kemal Taşkın ve yanındaki kardeşi Nesih Taşkın ile karşı taraftan olan İsmail Şagban, Mehmet Şagban ve Hakan Tırıs arasında tartışma çıktı. Tartışmada, kimin tarafından kullanıldığı tespit edilmeyen makasla yaralanan Kemal Taşkın'ın dalağı alındı.
3 sanık hakkında İzmir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'hayati tehlike geçirecek şekilde silahla yaralama' suçundan dava açıldı. Sanıklardan İsmail Şagban, Kemal Taşkın'ı yaralama suçundan 4 yıl 2 ay ve Mehmet Şagban da 50 gün hapis cezasına çarptırıldı. Mehmet Şagban'ın cezası 300 lira paraya çevrildi. Hakan Tırıs ise beraat etti. Cezası onanan İsmail Şagban, 2006 yılında cezaevine girdi.
Dalağı alındığı için çalışamaz durumda olan Kemal Taşkın, avukatı Ahmet Önerge aracılığıyla İsmail Şagban hakkında, İzmir 4'üncü Asliye Hukuk Mahkemesi'nde, 2006 yılında, 70 bini manevi, 10 bin TL'si maddi, toplam 80 bin lira tazminat istemiyle dava açtı. Avukkat Ahmet Önerge, dilekçesinde "Müvekkilim bundan sonraki yaşamını eksik organı ile sürdürecek. Bu haksız fiilin yol açtığı yaraların telafisi mümkün değildir. Bu olayın etkisi, üzüntüsü yaşam boyu devam edecektir. Bir nebze acısını ve üzüntüsünü hafifletmek için tazminat davasını açtık" dedi.
İsmail Şagban'ın avukatı ise davacının maddi tazminat talep edebilmesi için gereken unsurların mevcut olmadığını, dava konusu olayda kavgayı ateşleyenin davacı olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istedi.
2006 yılında açılan tazminat davası 2010 yılında sonuçlandı. Mahkeme tarafından görevlendirilen bilirkişi Adli Tıp Uzmanı Dr. Zafer Karadeniz'in hazırlayıp mahkemeye sunduğu raporda, Kemal Taşkın'ın meslekte kazanma gücünde azalma oranının yüzde 17 olduğunu, yasal faizleri hariç, 30 bin 708 TL maddi, 25 bin manevi, toplam 55 bin 708 TL tazminat ödenmesi gerektiğini belirtti. Yerel mahkeme de bilirkişinin belirlediği miktardaki tazminata hükmetti.
Sanık İsmail Şagban'ın avukatı verilen tazminat miktarlarını fazla bulunca temyize gitti.
Dosyayı inceleyen Yargıtay 4'üncü Hukuk Dairesi, maddi tazminatı onarken, manevi tazminatın fazla olduğunu belirtip, kararı bozdu. Yargıtay, kararında, "Uzuv tadili ile neticelenen yaralama nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemiyle dava açılmışır. Borçlar Yasasının 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Taktir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştiricek tazminata benzer bir işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Taktir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davaya konu olayda, olay tarihi, olayın oluş şekli ve gelişimi, tahrik durumu ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Davacı yararına daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır" dedi.
Yargıtay'ın bozma kararı üzerine yeniden görülen davada, bu kez yerel mahkeme, 30 bin 708 TL'lik maddi tazminat kararını yinelerken, daha önce verdiği 25 bin TL'lik manevi tazminatı 10 bin TL'ye düşürdü.
Kemal Taşkın'ın avukatı Ahmet Önerge, verilen tazminatın az olduğunu belirtip, kararı temyiz edeceklerini belirtti. Avukat Ahmet Önerge, verilen kararın adalete uygun olmadığını savundu. Önerge, "Önce 25 bin TL'lik manevi tazminat verildi. Yargıtay, fazla bulup bozdu. İnsanın değeri bu kadar ucuz olmamalı. Müvekkilim çalışamaz durumda. Evinde 7 çocuk bakıyor. Çalışamadığı için kardeşlerinin desteği ile yaşamını sürdürüyor. Daha önce müvekkilime verilen 25 bin TL'lik tazminat, Yargıtay hakimlerinin birkaç aylık maaşlarına denk geliyor. Verilen bu karar adeleti incitici bir karardır" dedi.(DHA)