Ege Postası
Geri

Damlacık'ta insanlık dramı

​Ulaştırma Bakanlığı’nın hayal projesi olarak duyurulan ve yapımı devam Konak Tünelleri Projesi nedeniyle tarihi Damlacık semtinde tam anlamıyla insanlık dramı yaşanıyor. Devletin altından yol geçeceği gerekçesi ile kapı önüne koymak istediği mahallenin sakinlerinden 67 yaşındaki KOAH hastası Süreyya Sabah “Devlet bize burayı layık görmedi” diyerek hiç kimseye hakkını helal etmediğini belirtirken, solunum cihazına bağlı ve yatalak şekilde verdiği yaşam mücadelesi nedeniyle 5 yıldır terk edemediği konutuna gelen tahliye evrakları nedeniyle gözyaşlarına boğulduğunu söyledi.
Damlacık'ta insanlık dramı
Haberler / İzmir
8 Ağustos 2014 Cuma 12:25
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- Hayal proje Konak Tünelleri nedeniyle her bir köşesinde ayrı insanlık dramı yaşanan ve vatandaşın hayallerini yıkan Ulaştırma Bakanlığı’nın Yeşildere-Konak arasında devam eden tünel yapım çalışmaları Damalcık halkını mağdur  etmeye devam ediyor. Evlerini kaybetme tehlikesi nedeniyle gece gözlerine uyku girmeyen 100 yıllık tarihi semtin sakinleri aile yadigarı evlerinde son günlerini ümitsiz bir bekleyiş içerisinde geçirmeye devam ediyor.
 
 
SOLUNUM CİHAZI İLE SOKAKTA KALACAK
Yaklaşık 5 sene önce geçirdiği ağır rahatsızlık nedeniyle ciğerleri iflas eden ve ölümden dönen Damacık mahallesi sakini Süreyya Sabah, iki ayrı cephede yaşam mücadelesi vermeye devam ediyor. Yaklaşık 30 yıldır 426 Sokak’ta yer alan evinde eşi Ali Sabah ile birlikte yaşayan 67 yaşındaki mahallenin “Süreyya Abla”sı, evinin altına kadar dayanan Konak Tünelleri nedeniyle mahallesinden tahliye edilme korkusu yaşıyor. KOAH hastası olan ve salonundaki solunum cihazı ile oksijen tüplerine bağlı şekilde yaşam savaşı veren Süreyya Sabah, devletin 3 katlık evine biçtiği 125 bin TL’lik kamulaştırma bedeli ile başını sokabilecek ev bulabilmek için kara kara düşünürken, “Artık yaşamak bana haram” dediği ve günleri kendisine zehir olan koltuğunda gözyaşları ile umutsuz bir bekleyişe sürüklendi.


 
“HAKKIMI HELAL ETMİYORUM…”
Oturduğu mahalleden gitmek ve evini terk etmek istemediğini belirten Süreyya Sabah, devletin doğma büyüme Eşrefpaşalı eşi Ali Sabah ile birlikte yıllarını paylaştığı konutunu kendisine çok görmesine isyan ederek, “Devlet cebren evimi benden alıyor. Ben kesinlikle hakkımı helal etmiyorum. Devlet bize buraları layık görmedi. Yaşadığımız yer zenginlere peşkeş çekilecek. Fakiriz diye bizleri evlerimizden atmak istiyorlar. Ben bu halimle nereye giderim'” diyerek yaşadığı çileyi gözyaşlarına boğularak tarif etti.
 
“DEVLET BİZE ÖYLE BİR TOKAT ATTI Kİ…”
Doktorların rahatsızlığı nedeniyle yaşamına devam edebilmesi için deniz havası alan nemli bir evde yaşamasını kendisine şart koştuğunu hatırlatan 67 yaşındaki Sabah, sağlık problemlerinin yanı sıra birçok maddi zorluğua da göğüs germeye çalıştıklarını söyleyerek şöyle devam etti: “Eşimle birlikte tüm maddi birikimimizi 5 yıl önce sağlık giderlerime harcamak zorunda kaldık. Çok büyük zorluklar yaşadık. Kredi çekerek ayakta durmaya çalıştık. Ancak, o da olmadı. Evimiz üç katlı. Alt kat ve üst kattan gelen kira geliri ile kırk kanaat geçinmeye çalışırken, tünel başlayınca kiracılarımız da evi boşalttı ve iyice zorda kaldık. Benim herhangi bir sosyal güvencem yok ve tedavi masraflarımın tamamı eşim üstünden karşılanıyor. Denize yakın ev bulmaya çalışıyoruz ama bize verecekleri kamulaştırma parası ile ev bulmak imkansız. Elde yok, avuçta yok, çok zor durumdayız… Devlet bize öyle bir tokat attı ki…”


 
YAPAYALNIZ KALDILAR
“Bu yaştan sonra başımıza bu dert de gelecekmiş” diyerek yetkililere sitemde bulunmaya devam eden Süreyya Sabah, tünel yüzünden boşalan mahallede bir başlarına kaldıklarını belirterek, “Ben yatalak hastayım ve yüzde 80 özürlü sayılıyorum. Hiçbir şekilde evden dışarı çıkmam mümkün değil. Evde bakım gören bir hastayım. Hastaneye gideceğim zaman ambulansla gelip beni alıyorlar. 2 tane oğlum ve torunlarım var. Onlar da işlerinden güçlerinden zaman bulup beni ziyaret edemiyor. Eskiden komşular gelir giderdi, görüşürdük, oyalanırdık, keyfim yerine gelirdi. Onlar da tünel yüzünden kaçınca kimsemiz kalmadı. Yapayalnız kaldık… Mahalleli gidince geriye bir tek kedilerimiz kaldı. Artık onlarla oyalanıyorum. Ev bulup taşınırsak onları da yanımda götüreceğim. Onları asla burada bırakamam…” dedi ve evinde baktığı 18 sokak kedisinden ve eşinden başka dostları kalmadığını belirtti.
 
“BİZİ ÖLMEDEN MEZARA GÖMDÜLER”
Son olarak “Bitsin artık bu dram” diyen Süreyya ve Ali Sabah çatlaklar oluşan ve zemininde çökme bulunan evlerinde kaldıkları takdirde bile ölümle yüz yüze kaldıklarını belirterek, “Şu camdan baktığımda inşaatı gördükçe içim kararıyor. Tozu toprağı da cabası… Tünel yapacağız dediler, bizleri bir kalemde sildiler. Biz bu ülkenin vatandaşı değil miyi? Ben ölümden döndüm ama beni ölmeden mezara gömdüler…” diyerek tünel çalışmaları nedeniyle büyük bir mağduriyet yaşadıklarını söyledi.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası