İzmir'de FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturmada sonrasında 267 sanık hakkında hazırlanıp 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulan 1300 sayfadan oluşan iddianamede, örgütün çalışma sistemi deşifre edildi. İddianamenin bir numaralı sanığı Fethullah Gülen ile Ege Ordusu Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen ve Çiğli Ana Jet Üssü'nün imamı Astsubay Zekeriya Kuzu'nun da aralarında bulunduğu sanıklar hakkında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbetin yanı sıra 15 yıla kadar da hapis cezası istendi.
Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Berkant Karakaya tarafından hazırlanıp mahkemeye sunulan 1300 sayfalık iddianamede İzmir için, 'darbe teşebbüsünün önemli üç ayağından birisi' ve 'lojistik üs' ifadeleri kullanıldı. Toplam 800 şüpheliye yönelik soruşturma sonrasında Savcı Berkant Karakaya, tanık ve şühpeli ifadelerini de ayrıntılı şekilde inceleyip, 267 kişi hakkında kamu davası açtı. Soruşturmada, 53 kişinin dosyaları ayrıldı, 481 kişi hakkında ise ek kovuşturmaya gerek olmadığına karar verildi. Fetullah Gülen'i 'bir numaralı şüpheli ve örgütün elebaşı' olarak gösteren iddianamade, sanıklara 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olma, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçlamaları yöneltildi.
İddianamade isimleri bulunan üst rütbeli isimler ise Ege Ordusu Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen, NATO Kara Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Salih Sevil, Bornova 57'nci Topçu Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmed Nuri Başol, Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız, Foça Batı Görev Grup Komutanı Tuğamiral Yaşar Çamur, Hava Teknik Okulları Komutanı Tümgeneral Ahmet Cural, Ulaştırma Personel ve Eğitim Komutanı Tümgeneral Mustafa İlter, İstihkam Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanı Tuğgeneral Osman Nadir Saylan, Ege Deniz Bölge Komutanı Tuğamiral Süleyman Manka ve Amfibi Okullar Komutanı Tuğamiral Erdal Ergün, Ege Ordusu Komutanlığı Kurmay Başkan Yardımcısı Tuğgeneral Hakan Eser, Hava Eğitim Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğgeneral Veyis Savaş ve Gaziemir Hava Sınıf Okulları Komutanı Tuğgeneral Ersal Ölmez ve Çiğli Hava Üs Komutanlığıının imamı olarak bilinen Astsubay Zekeriya Kuzu'dan oluştu.
HAKBİLEN KENDİSİNİ, İZMİR VE MANİSA SIKIYÖNETİM KOMUTANI İLAN ETMİŞ
İddianameye göre, Ege Ordu Komutanlığı Kurmay Başkanı Memduh Hakbilen'in, darbe gecesi saat 03.00 sıralarında Ege Ordu Komutanlığı'na gidip kendisini İzmir ve Manisa illerinin sıkıyönetim komutanı olarak ilan ettiği ardından Denizli'deki 11'inci Motorize Piyade Tugayı ile Bergama'daki 19'uncu Motorize Piyade Tugayı'ndan tankların kent merkezlerine gönderilmesi talimatı verdiğiği öğrenildi. Hakbilen'in el konulan telefonunda da en son görüşmeyi, Genelkurmay eski Başkanı Necdet Özel'in emir subayı Mustafa Selek'le yaptığı saptandı.
ÖRGÜTÜN KURULUŞUNDAKİ YEMİN METNİ
İddianamenin en dikkat çeken bölümü de, FETÖ üyelerinin ettiği yemin metni oldu. Yemin metninin, "Gücüm yettiği kadar Kuran'ı hayatıma gaye edineceğime. Kardeşlerime karşı sadakat izinde bulunacağıma. Halkın ve talebe arkadaşların izzet ve onurlarını izzetim ve onurum kadar yükseltmeye çalışacağıma. Kusurlarımın hatırlatılması karşısında memnuniyet ihzar edeceğime. Dahilden ve hariçten gelen bilumum taarruz ve tenkitleri, 'nefsime yapılmış' gibi 'ret' edeceğime. Bilumum karar listesindeki esaslara riayette bulunacağıma. Hizmet adına uhdeme aldığım vazifeleri veya kararla bana tahmil edilen mükellefiyetleri, 'itirazsız' yerine getirmeye çalışacağıma. Kuran'a sadakatten hiçbir surette ayrılmayacağıma. Münferit hareket edip bu kararlara muhalif davrandığım an, ihtiyarımla bu kadrodan kendimi ıskat edip, 'herhangi bir talebe gibi' dershanede vazifeme devam edeceğime. VALLAH - BİLLAH kasemleriyle yemin ediyor ve bu yeminin 'La Yen Kati' olmasına, 'CENAB-I HAKKI istişhadda' bulunuyorum" şeklinde olduğu belirlendi.
Örgüte katılımın artmasıyla bu yemin metninin yanı sıra yöneticiler tarafından uyulması zorunlu 18 madden oluşan kuralların da getirildiği belirlendi.
AMACI TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ ELE GEÇİRMEK
Örgütünün, kuruluşundan itibaren toplumun dini duygularını suistimal ettiği, 'himmet' adı altında topladığı finansla, yurtiçi ve yurtdışında faaliyete geçirdiği eğitim kuruluşları üzerinden amaçları doğrultusunda yetiştirdiği öğrencileri, siyasi gücün de etkisiyle, örgütsel menfaat çerçevesinde kullandığı iddianamade yeraldı. Fetullah Gülen'in,'ilay-ı kelimetullah' gayesiyle hareket ettiğinin de ifade edildiği iddianamede, FETÖ/PDY Terör Örgütü'nün asıl amacı, 'yıllar boyunca elde ettiği finans ve siyasi gücü, örgütsel menfaat ve ideolojisi çerçevesinde kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tüm anayasal kurumlarına kendi yetiştirdiği elemanları yerleştirmek suretiyle kurumları etkisiz hale getirerek, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ele geçirmektir. Bu nedenle tüm devlet organlarında, yerel yönetimlerde ve sivil sektörde örgütlenilmesinin amaç edinildiği, ileride devlet yönetimini kontrol altına alabilmek için kısa vadede tüm kadrolara kendi mensuplarının getirilmesi veya bu kadroları işgal edenlerin kendilerine bağlanması kurulduğu günden itibaren hedeflediği' şeklinde anlatıldı.
ÖRGÜTÜN İNSAN KAYNAĞI
Örgüte bağlı okullar, dershaneler, öğrenci yurtları gibi eğitim kurumlarında, amaç ve ilkeler doğrultusunda 'altın nesil' olarak yetiştirilen öğrencilerle örgütün, insan kaynağının oluşturulduğu bilgisinin verildiği iddianamede bu çalışmalar, şöyle anlatıldı:
'Çekirdek kadro tarafından oluşturulan öğrenci seçme ekipleriyle, köy ve semtlerden toplanan gençlerin yurt, okul, dershane, ışık evlerinde, beyin yıkama metotlarıyla sorgulamayan, düşünmeyen, mutlak itaati esas alan yapıya bağlı ideolojisi doğrultusunda yetiştirerek insan gücünün elde edildiği, elde edilen insan gücünün kamu, ÖSYS vb. sınavlarda, soruların hukuka aykırı yollarla ele geçirip, kendi mensuplarının sınavlarda başarılı olarak kamu kurumlarına ve etkin okullara girmesinin sağlandıkları. Devlet modeline uygun bir paralel örgütlenme ile yetiştirilen bu öğrencilerin gizlice başta siyaset, mülkiye, adliye, maliye, askeriye ve emniyet olmak üzere devletin tüm kılcal damarlarına sızdırılarak meslek sahibi yaptıkları. İnsan kaynağının elde tutulması örgüt mensuplarının kaybedilmemesi ve doğuştan örgüte bağlı nesil yetiştirilmesi amacıyla örgüt mensuplarının evliliklerini bile bağlı bulundukları imamların izin ve talimatları doğrultusunda gerçekleştirdiği. Evlilik kararı veren örgüt mensubunun, bu durumu kendisinden sorumlu imama ilettiği, müstakbel eşini yine örgüte bağlı olan bayanların resimlerinin bulunduğu bir katalogdan seçtiği bilinmektedir. Böylelikle hem mensupların örgüte bağlılığı artırılmakta hem de örgütten ayrılma durumunda ayrılan kişilerin eş ve çocukları örgüt talimatı ile kendisinden uzaklaştırılarak baskı oluşturulmaktadır.'
Örgüt içerisinde, Fetullah Gülen'in olağanüstü haller yaşamış bir veli olduğu görüşünün yaygın olduğu, örgüt üyelerinin, iş ve özel hayatlarındaki bütün kararlarını örgütün tasarrufuna bırakmış olmalarının da, başta Fetullah Gülen olmak üzere bağlı oldukları imamların hata yapmayacağına inanmış olmalarından kaynaklandığı ileri sürüldü.
FETÖ/PDY ÖRGÜTÜNÜN STRATEJİ VE HEDEFLERİ
İddianamede örgütün, 1970'li yıllardan itibaren devlet içerisine sızdığı, kendilerine özel hiyerarşiyle illegal kadrolaşmaya gittiği, Fethullah Gülen'in bazı ifade ve açıklamalarından da, rahatlıkla bu durumu görmenin mümkün olduğu görüşüne yerverildi. İddianamede Fethullah Gülen'in, şu açıklası da yer aldı:
"Esnek olun, sivrilmeden can damarları içinde dolanın. Bütün güç merkezlerine ulaşıncaya kadar hiç kimse varlığınızı fark etmeden sistemin ana damarlarında ilerleyin. Türkiye 'deki güç ve kuvveti cephenize çekeceğiniz ana kadar her adım, erken sayılır. Adliye, mülkiye veya başka hayati bir müessesede bizim arkadaşlarımızın mevcudiyeti öyle ferdi mevcudiyetler şeklinde ele alınıp değerlendirilmemelidir. Yani bunlar gelecek adına bizim o ünitelerde garantimizdir. Bir ölçüde onlar bizim varlığımızın teminatıdır. Yani siz hakim değilsiniz başka kuvvetler var. Bu ülkede değişik kuvvetleri hesap edecek dengeli, dikkatli, tedbirli, temkinli yürümekte yarar var ki geriye adım atmayalım. Yani her şey bir oyundur. Kungfu gibi oyun, tekvando gibi bir oyun, judo gibi bir oyun her zaman insan hasmını yenmesi öyle yumruk vurup yere sermesi gibi bir şey değildir. Bazen hasımdan kaçmak, bile çok önemli bir manevra. Kuvvet dengesi, olmadığı bir yerde kuvvete başvurmayacaksınız, teknik, taktik, yerine sizin kalbiniz önemlidir. Ben yine kuvvet dengesinin olmadığı için şahsen o yol yerine kendi düşüncemi yayma, kendi düşünce sistemim adına varlığı her tarafı fethetme, ele geçirme yolunu şahsen tercih ederim. Zaman henüz uygun değil. Bütün dünyayı omuzlayıp taşıyabileceğimiz zamana dek, tamam olacağınız ve koşulların uygun olacağı zamana dek beklemelisiniz. Bilhassa, haber alma hususunda her zaman hasım cephenin çok önünde olunmalıdır.Türkiye'deki devlet yapısı ölçüsüne göre bütün anayasal müesseselerdeki güç ve kuvveti cephemize çekeceğimiz ana kadar her adım erken sayılır. sırrınız sizin sırrınızdır. Söylerseniz siz esir olursunuz. 50 'li yıllardan bu yana tam 40-45 yıl geçmiştir. O dönemde, 10 yaşında olanlar, şayet mevsimi geldiğinde üniversite okusalardı, şimdi zirvelerde ya da zirveleri zorlayan konumlarda olacaklardı. 20 yaşında olanlar 60-65 yaşında olacaklardı ki bu da onların başbakanlar, reis-i cumhurlar seviyesinde en olgun dönemlerini yaşıyor olmaları demekti.Bize 'Orta Asya'ya açılın' diyen sağ ABD Cumhuriyetçileri kaybetti. Yeni iktidarla Türkiye yalnız kaldı. İngiltere 'den Almanya 'ya oradan Avustralya 'ya oradan Amerika 'ya kadar her yerde kariyer yapan arkadaşlarımız besleniyorlar. Ve bu arkadaşlar bizim gayeyi hayalimize göre gelecekte o dünyalarda ki üniversitelerde ki bizim tebliğcilerimiz olacaklar. Türkiye'ye döndükleri zaman da burada el üstünde üniversitelerde ki hocalarım olacaklar."
KAİNAT İMAMI
Örgüt liderinin 'Kainat İmamı' olarak bilinen Fettullah Gülen olduğu ifade edilen idianamade örgütün yönetim şekli, şöyle anlatıldı:
'Örgüt liderinin altında 32 kişiden oluşan mollalar, İstişare Kurulu, Tayin Heyeti ve Özel Kalem olmak üzere 4 bölüm bulunmakta. İstişare kurulunun altında ise 5 kat olarak bilinen meclis, buna bağlı olan dünya coğrafyasındaki 6 kıtanın imamlığı mevcuttur. Kıtalarda bulunan ülke imamları kıta imamına bağlı olmalarına rağmen ülkemizin bulunduğu Türkiye imamının örgüt yapılanması içerisinde kıta imamı statüsünde bulunmakta. FETÖ/PDY Türkiye yapılanması, legal yapılanma, illegal yapılanma ve illegal özel yapılanmalar olmak üzere 3 ayrı koldan oluşmakta. Devlet içerisinde faaliyet gösteren tüm kurumların birebir aynısının, FETÖ/PDY örgütünün içerisinde mevcuttur. Marmara Bölgesi, Ege Bölgesi, Akdeniz Bölgesi, İç Anadolu Bölgesi, Karadeniz Bölgesi,Doğu Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi olmak üzere ülkemiz genelinde 7 bölgeden illegal yapılanma bölgelerinin oluşturulmuştur. Yedi bölgenin merkez illerinin ise sırasıyla, Marmara Bölgesi'nin kerkez ilinin İstanbul, Ege Bölgesi'nin İzmir, Akdeniz Bölgesi'nin Antalya (ancak Bala ilçesinden dolayı Isparta iline çok önem verilir), İç Anadolu Bölgesinin Ankara, Karadeniz Bölgesi'nin Trabzon, Doğu Anadolu Bölgesi'nin Erzurum ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Gaziantep olduğu, Marmara bölgesinin coğrafi sınırlar içerisinde bulunan Balıkesir ile haricinde, ülkemiz 7 Coğrafi bölgesinde bulunan illerin, coğrafi bölge imamlarına tabi olduduğu belirtilmiştir. Türkiye imamına ise yukarıda zikredilen 7 coğrafi bölgenin imamlarının tabi oldukları, bölgelerin altında eğitim danışmanı, okullar sorumlusu olmak üzere bölümlerin olduğu, ülkemiz genelinde büyük illerin eyaletlerden oluştuğu, il içerisinde il imamının bulunmadığı, Eyalet imamları her eyaletin bir il olduğu varsayımı ile il imamı gibi örgüt içerisinde hareket ettikleri, eyalet sisteminin bulunmadığı illerde ise il imamı bulunduğu, eyaletlerin kendi içlerinde büyük bölge ve ilçelere ayrıldıkları, büyük bölge ve ilçelerin kendi içlerinde aşağıda gösterildiği şekilde yine bölgeler ve ünitelere ayrılmıştır.Bayanlar, İlçe Ablası (Hadime Abla) Bayanların da kendi içlerinde erkeklerde olduğu gibi bölge ve ünitelerinin mevcut olduğu, yapılanmanın aynısının bayanlarda da mevcut olduğu. İlçe ablalarından eğitim danışmanına, bölgecilerden genel muhasebeye ve ünitelere kadar tüm yapının bayanlar da mevcuttur.Bölgeci olarak tabir edilen imamların bir çarkın dişlisi gibi hareket ettikleri, yukarıdan aldıkları bilgileri aşağıda bulunan örgüt üyelerine aktardıkları, örgüt üyeleri ile istişareli oldukları, örgüt tabanı ile bire bir irtibatlı olduklarından dolayı konumlarının önem arz ettiği, örgüt adına yapılan tüm toplantı piknik (Örgüt üyesi olamayan öğrenci velilerini sohbet toplantıları düzenlemek, halı saha maçları, yemek, çiğ köfte ve maklube etkinliklerini üstelerini bilgi vererek) organize ederek örgüte maddi olarak finans ve elaman kazandırmak için çalıştıkları, ilçe veya kurum imamlarına bağlı oldukları anlaşılmıştır.'
ARAMA TARAMA BİRİMİ
FETÖ/PDY'nin içerisinde (ATM) olarak isimlendirilen kişilerin Arama Tarama Mesulleri olduğu, bütün örgüt ve üyelerini dijital anlamda kontrol etme yetkisine sahip olduğu, özel tabir edilen kişilerin de, ayrı bir birim oldukları açıklandı. Emniyet içerisinde ne kadar birim varsa o kadar birim imamının örgüt bünyesinde bulunduğu, bu birim imamlarının birbirlerini tanıdıkları, Emniyet il imamının kendisine bağlı kişilerle haftalık düzenli toplantı yaptığı iddianamede anlatıldı. TSK içerisinde ise imamların guruplara ayrıldığı, askeri imamaların en çok değer veridiği birimin ise Kaçakçılık ve Terörle Mücadele konularında operasyonel faaliyetlerde bulunabilen Jandarma Genel Komutanlığı olduğu ifade edildi.
MİT içerisinde bu tür imamların konumlarının tam olarak ne olduğunun bilinmediği, MİT kelimesi yerine SİMİT kelimesinin örgüt üyeleri tarafından kullanıldığı da, iddianamede yeraldı. Hakimler, savcılar, adliye çalışanları ve avukat imamlarının çeşitli gruplara ayrıldığı, örgüt içerisinde bulunmayan hakim ile savcıların alabilecekleri olumsuz kararların örgüte bildirilmesinde adliye katiplerinin kullanılmasına önem verildiği ileri sürüldü. İddianamede, himmet toplanmasının genellikle Ramazan ayı içerisine denk getirildiği, ayrıca 'Beraat Kandili, Miraç Kandili, Mevlüt Kandili, Kadir Gecesi'nin' örgüt için bu anlamda önemli günler olduğu öne sürüldü. Bu gecelerde örgüt lideri Fetullah Gülen'in kasetleriyle, videolarının izlettirildiği, insanların dini ve manevi duygularının toplantılar sırasında ön plana çıkartıldığı, 'Allah'a bir verirseniz Allah'ta size bin ) verir' şeklinde söylemlerin kullanıldığı aktarıldı.
KURBANLAR GÖSTERMELİK KESİLİYORDU
İddianamade, örgüt için çok önemli olan kurban kesimleri ise "Kurban hissesinin Arife gününden itibaren göstermelik olarak kestirilerek, Bayramın 1'inci günü fakir, fukara ve yardıma muhtaç insanlar ile birlikte kurban bedeli verip et isteyen şahıslara dağıtıldığı, ölen kişiler adına kesilen ve Fetullah Gülen adına parası örgüt üyeleri tarafından verilerek kesilen kurbanlar da Nafile Kurbanı denilmekte. Bunun sebebinin örgüt lideri Fetullah Gülen'in hiç ölmemesini örgüt üyelerinin istemeleri ve örgütün başından eksik olmamasını istediklerinden dolayı kesilmektedir. Örgüt içerisinde 'Peygamber Efendimiz adına, HE (Hoca Efendi Fetullah Gülen adına), Said Nursi ve bay bayan Sahabeler adınada' kurbanların kesildiği, 2015 yılında örgüt kurban hissesi toplanmasının deşifre edilmemesi için tedbir amaçlı et dağıtımını ülkemiz genelinde çoğu il ve ilçede yapılmadığı tespit edilmiştir. Örgüt tarafından yapılacak yemekli programlar veya toplantılar için yıl içerisinde ihtiyaca göre çiftliklerde tutulan bu hayvanların kesilerek dağıtımının yapılmıştır. Kurban Bayramı zamanının Fetullahçı Terör Örgütünün ekonomik açıdan rahatladığı bir dönem olduğu, örgüt yöneticilerinin kurban bayramının yılda iki kez olmasını istediği belirlenmiştir" bölümüyle anlatıldı.
İZMİR BAŞKENT
İddianamade, FETÖ/PDY'nin Fetullah Gülen'in uzun yıllar görev yaptığı İzmir'i başkent olarak kabul ettiği bilgisine de yer verildi. İddianamede, örgüt üyelerinini giyimlerine yönelik bilgilerde yeraldı. Buna göre, örgüt üyelerinin, giyim ve kuşamlarına dikkat ettikleri, dikkat çekici renkte elbise giymedikleri, zorunlu olmadıkça sakal ve saç uzatmadıkları, kot pantolon giymedikleri, kadınlar ile erkeklerin haremlik, selamlık şeklinde toplandıkları, anlatıldı. Kur'an-ı Kerim okumasını bilmeyen örgüt mensuplarının öğrenmesi için manevi olarak zorlandıkları, örgüt içerisinde tayin döneminin her yılın Mayıs ve Haziran ayları olduğu iddianamede yeraldı.
DEVLETİ ORTADAN KALDIRMAK İSTEDİLER
1 ABD dolarının örgütün, gizlilik ve sembolizme verdiği önemi gösterdiği ifade edilen iddianamade, darbe teşebbüsü ve sonrasına ilişkin bilgilerde verildi. Darbe teşebbüsüne ilişkin, "Bu akıllara durgunluk veren, dehşet verici olaylar nedeniyle darbe karşıtı Polis ve TSK mensubu askeri personel olmak üzere 161 şehidimiz olmuş, darbeye karşı sokaklara çıkarak direnen 246 sivil vatandaşımız da hayatını kaybetmiş, yüzlercesi de ağır yaralanmıştır. Bu üzücü, aynı zamanda demokrasiyi vahşi yöntemlerle tehdit eden eylemlere ilişkin olarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı sorumluluk sahasında yürütülen soruşturmalar kapsamında, bin 134 kişi gözaltına alınmıştır. Bunların 426'sı TSK Mensubudur. Bunların içinde amiral, general rütbesini taşıyanlar olduğu gibi subay, astsubay ve çeşitli rütbeler taşıyan er ve erbaşlar da mevcuttur. Anılan soruşturma kapsamında 325 adliye personeli, hakim, savcı ,avukat, zabıt katibi ve infaz koruma memuru olmak üzere tutuklanmıştır. Gene 315 çeşitli rütbelerde emniyet personeli, emniyet teşkilatı mensubu ve milli eğitim bakanlığına bağlı öğretmen ve çeşitli meslek gruplarından oluşan örgüt elemanı olmak üzere 68 kişi tutuklanmıştır. Kendisine başlarda cemaat daha sonra hizmet olarak adlandırılan bu yapının, devlette kadrolaşmasını tamamlayamadan fark edilerek, kendisine karşı yönelen devlet soruşturmalarında köşeye sıkışarak, Silahlı Kuvvetler İçinde bazı sinir uçlarına yerleştirdiği kritik görevliler eli ile delice bir işe kalkışarak, 15.07.2016 günü gecesi sabaha kadar süren vahşeti sergilediği, Genelkurmay başkanını rehin alarak zorla hükümeti devirmeyi ve cebren halk iradesine el koymayı denediği görülmüştür" bilgilerine yer verildi.
By Lock sisteminin de anlatıldığı iddianamede FETÖ, 'dünyanın en tehlikeli silahlı terör örgütü' olarak tanımlandı. (DHA)