Güvenlik kaynağı, "Bu uzun süreli bir çalışma. Paralel devlet yapılanmasının gizli muhaberesini yürüttüğü bir gizli mekanizmayı ortaya çıkardık," diye konuştu.
Aynı kişi, bu şifreli mesajlaşmalarda yer alan 40 bin kişinin isimleri, telefon numaraları ve TC kimlik numaralarının tespit edildiğini belirtti.
Bu bilgilerin Genelkurmay ve Emniyet'teki istihbarat birimlerine iletildiğini söyleyen yetkili, darbe girişiminde bulunanların "deşifre olduklarını" fark etmelerinin ardından planladıklarından daha erken harekete geçmeye karar vermiş olabileceklerini savundu.
Yetkili, şifreli mesajlaşmanın yapıldığı mekanizmanın sadece Fethullah Gülen Cemaati'nin izin verdiği kişiler tarafından kullanıldığını, dolayısıyla söz konusu 40 bin kişinin tümünün hareketin üyesi olduğunu savundu.
Bu kişiler arasında "kritik pozisyonlarda bulunan askerler, akademisyenler, polisler, savcılar, hakimler, her kesimden kişiler" olduğunu ifade eden yetkili, şu bilgiyi de verdi:
"Darbeden 3 gün önce, 12 Temmuz Salı günü, ordu içerisinde 600 subayın Paralel Devlet Yapılanmasıyla ilişkisi olduğu tespit edilmişti ve bu Genelkurmay'a bildirilecekti."
Yetkili, bu bilgilerin Ağustos başında toplanacak bir sonraki Yüksek Askeri Şura'da yapılacak atamaları da etkileyebileceğini söyledi.
BBC Türkçe'ye konuşan bir diğer kaynak ise söz konusu şifreli mesajlaşma mekanizmasında 110 bin kadar kişinin yer aldığını, mesajların öncelikle cep telefonuüzerindeki bir uygulama üzerinden yapıldığını, bu sistemin deşifre olması nedeniyle başka bir "araç" üzerinden mesajlaşmaların yapılmaya başlandığını ileri sürdü.
Ancak ilk konuştuğumuz kaynak bu bilgileri teyit etmedi.
BİNLERCE KİŞİ GÖZALTINDA YA DA GÖREVDEN ALINDI
15 Temmuz darbe girişiminin ardından 50 bin kişiden fazla kamu görevlisi görevden alındı. Darbe girişimiyle ilgili olarak bine yakını silahlı kuvvetler, emniyet ve yargı mensubu olmak üzere çok sayıda kişi gözaltına alındı.
Bazı Avrupa ülkeleri, bu kadar çok sayıda kişinin kısa süre içinde tespit edilmesi karşısında "önceden hazırlanmış bir liste" olup olmadığı yönünde kaygılarını dile getirmişti. Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz da Türkiye'yi, muhaliflere karşı "intikam güdüsüyle" hareket etmekle suçlamıştı.