Ege Postası
Geri

Davutoğlu'ndan iktidara 'lojistik' tepkisi: İzmir Limanı'nı da saydı!

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi-Gelecek Partisi TBMM ortak grup toplantısında; "Gazi Meclis'ten sesleniyorum; mazlumların karşısındaki zalimleri destekleyen o limanlardan zalimlere lojistik gönderen iktidara sesleniyorum. Biz bu limanları bu işgalden kurtaracağız. Gerekirse bu limanlara yürüyüp oraya giden malların önünde engel olmaya var mısınız? Bunlar sizi dinlemeyip bu desteği vermeye devam ederlerse Ankara'dan, Mersine; Ankara'dan İzmir'e, İstanbul'a kadar bütün limanlara yürümeye var mısınız? Gençlere, milletvekillerimize sesleniyorum, gidiniz hükümetin bu işlerle yetkili yerlere siyah çelenkler koyunuz. Sesinizi yükseltiniz” dedi.
Davutoğlu'ndan iktidara 'lojistik' tepkisi: İzmir Limanı'nı da saydı!
Haberler / Politika
6 Aralık 2023 Çarşamba 10:59
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Gelecek Partisi Ahmet Davutoğlu, bugün Saadet Partisi-Gelecek Partisi TBMM ortak grup toplantısında konuştu. Davutoğlu, COP28 zirvesi sonrası çekilen aile fotoğrafında Erdoğan'ın İsrail Cumhurbaşkanı Hertzog ile aynı kadere olduğu fotoğrafa tepki göstererek, "Nesiller bu resme baktıkça bu resimdekileri kara bir tabloyu anacaklar. İktidar bugün bu resmi görmemek için göstermemek için çaba sarf etse de özellikle gençlere söylüyorum, bu resmi hiçbir zaman unutmayacak unutturmayacaksınız. Bu resimde Gazze'de öldürülen binlerce kardeşimizin kanını elinde tutan bir liderin yanında müslüman liderler duruyorsa ne diyebiliriz, 'Allah sevdiklerinizle beraber haşretsin mi sizi' diyelim. Toplantının yapıldığı yer Dubai. İstese ev sahibi çağırmaz. İstese Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan, 'siz onları çağırırsanız ben gelmiyorum' diyebilirdi. Evet, 'iklim zirvesi önemli bir zirve ama insanın ‘olmadığı yerde çocukların katledildiği yerde iklim olmaz' diyebilirdi Sayın Erdoğan. Demedi arkadaşlar, demedi" dedi.

ŞU ANA KADAR İSRAİL'E GİDEN TÜRK GEMİ SAYISI 350'Yİ GEÇTİ”

Türkiye'den İsrail'e gönderilen ürün ve mallarla ilgili videoları grup toplantısında izleten Davutoğlu, "Yüz kızartıcı bir video. Şu ana kadar İsrail'e giden Türk gemi sayısı 350'yi geçti. Bu gemilerin kimlikleri çıkartıldığında birçoğunun AK Partili, iktidarla doğrudan ilişkili iş adamları olduğu ortaya çıkıyor. 'İsrail'e hiçbir gemi girmiyor' diyemiyorlar. Bir kelime oyunu üzerinden savunmaya geçmeye çalışıyorlar. Ama bütün dünya ve İsrail televizyonları her gün İsrail'e giden bu ekipmanları, gıdayı, demir-çeliği gösteriyor. Şu anda İsrail'in demir-çelik ihtiyacının üçte biri Türkiye'den gidiyor. Jet yakıtları, gıda Türkiye'den gidiyor. Böylesi bir ikiyüzlü politika görülmedi... Burada dostların sessizliği de yok dostların ihaneti var" diye konuştu.

"BİZE SELAM VERMEKTEN KORKAN DERFNEK VE VAKIFLAR..."

Davutoğlu'nun şunları söyledi:

"Nedir bizi susturan arkadaşlar. O vicdanları susmuş derneklere, vakıflara sesleniyorum. Bize selam vermekten korkan dernek ve vakıflara sesleniyorum. Siz niçin varsınız Allah aşkına? Seçimden seçime iktidara destek istemek için mi varsınız, sesinizi ne zaman yükselteceksiniz? Ne zaman çıkarlarınızla, ceplerinizle, binalarınızla değil de yüreklerinizle konuşacaksınız? Yüreğimiz yanıyor ve riyakar bir ses Batı’ya hesap mı soruyor. Sorun ama ilk önce siz hesap verin. Kendileri hiçbir eylemde bulunmadan, kendileri Filistinliler, Gazzeliler için tek bir müeyyide uygulamadan İsrail’e Batı’ya hesap sormanın anlamı ne? Burada ilk günden beri yalvarıyoruz. Hava sahasını kapatın İsrail’e diye kapattılar mı kapatmadılar. ‘Ticareti durdurun İsrail’e dedik’ durdurdular mı, durdurmadılar. ‘Yakıtı, demir çeliği göndermeyin’ dedik, daha nice tedbirler söyledik, yapmadılar. Çok net söylüyorum, tek bir müeyyide yoktur, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin bugün İsrail’e uyguladığı. Varsa söylesinler.

"İKTİDARIN ÇOCUKLARI BUNU YAPIYOR"

Yalan söylüyorsak, çıkıp desinler ki 'bunlar yalan gemiler gitmiyor' ama dünya artık şeffaf, gemilerin rotaları belli, çıktıkları liman belli. İşin acısı şudur ki iktidarın çocukları bunu yapıyor.

"TATLI SU SOLCULARI"

İktidarın sivil toplum kuruluşları böyle de muhalefetinki farklı mı? Türkiye'de devrimci bütün sol mücadelelerin önderlerine bakın Filistin'de doğmuş büyümüş kalkmışlardır hepsi ama şimdi onlara da bakıyorsunuz tatlı su solcularına, muhalefetten gelen seslere de bakıyorsunuz Hamas'la, Filistinlilerle İsrail'e eşit tutan şeyler.

"GEREKİRSE LİMANLARA GİDİP MALLARA ENGEL OLURUZ"

Geçen gün bir aydın, mütercim Ayçin Kantoğlu “Gazze dışında her yer işgal altında’ demişti de büyük bir toplumsal dalga oluşmuştu. Doğru, Gazze dışında her yer işgal altında. Bizim limanlarımız da işgal altında. Gazi Meclis'ten sesleniyorum; mazlumların karşısındaki zalimleri destekleyen o limanlardan o zalimlere lojistik gönderen iktidara sesleniyorum. Biz bu limanları bu işgalden kurtaracağız. Gerekirse bu limanlara yürüyüp oraya giden malların önünde engel olmaya var mısınız? Bunlar sizi dinlemeyip bu desteği vermeye devam ederlerse Ankara'dan, Mersine; Ankara'dan İzmir'e, İstanbul'a kadar bütün limanlara yürümeye var mısınız? Meclis’ten duyulması gereken ses bu. Biz de varız. Gençlere, milletvekillerimize sesleniyorum, gidiniz hükümetin bu işlerle yetkili yerlere siyah çelenkler koyunuz. Sesinizi yükseltiniz. Sayılarımızın kaç olduğuna bakmayın.

"DEPREMDE 800 BİN KARDEŞİMİZ AMPÜTE OLDU"

Türkiye'de öyle bir nüfus var ki bir kesimden bahsedeceğim size. Yüzde 54'ü hiç okuma yazma bilmiyor. Yüzde 86'sı hiç istihdam edilmemiş, işsiz. Türkiye nüfusunun 8'de 1'i. Bir toplumun refah toplumu olduğunun göstergelerinden biri bu engel tanımayan vatandaşlarımıza ne sağladıklarıyla ilgilidir. Ağır engellilere verilen bakım ücreti 5 bin 98 TL sadece. Bu vatandaşlarımızın bütün haklarını takip etmeye kararlıyız. Bu sene engellilerimiz için çok zor bir sene. 6 Şubat depreminde 800 bin kardeşimiz ampüte oldu. Daha önce önce engelli değildi şimdi engel tanımayanlar arasına girdi. Bunların sostyla düzenslemeleiyle iklgli me yağıldı ne yağtı develt bunlarıfn bütütk bir kısmı çocuk ve genç.

Kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkının verilmesinin 89. yılı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk çok büyük öngörüyle Avrupa'da verilmeyen bir hakkı erken aşamada kadınlarımıza verdi. Kadınlarımıza şunu ifade etmek istiyorum, yerel seçimlerde inşallah çok düzeyde kadın vatandaşlarımızı belediye başkan adayları ve belediye meclis üyeleri olarak görmek istiyoruz.

"ASGARİ ÜCRET EN AZ 17 BİN TL OLMALI"

Bugün Torba Yasa geliyor. Bu torba yasaya zihniyet açısından bakacaksınız. Sadece maddelerden değil. Sayın Mehmet Şimşek demiş ki, 'Bu torba yasa yapısal reform...' Yapısal reform filan değil, olan şey çok açık. Maddelere tek tek bakın, hepsine sert muhalefet edersiniz. Yılda iki kez olan asgari ücret düzenlemesini yılda bire indirecekler açıkgözler. Bir yıl boyu enflasyon yüzde 50'lerde 60'larda seyredecek tekrar düzenleme yapmayacaklar. Ama kamu özel işletmelere, köylere özel şartlar getirecekler. Asgari ücret açlık sınırının altında asla olamaz en az 17 bin TL olması şarttır. Daha aşağısı milleti açlığa mahkum etmektir. Asgari ücretin yılda bir kere düzenlemesi zulümdür. 

"BAZI KESİMLERE DEVLET KASASINDAN ÖZEL İKRAMİYE VERECEKLER"

Ücretler söz konusu olduğunda her gün yeni yeni engeller çıkaracaklar. Bazı kesimlere de devlet kasasından özel ikramiye verecekler. 200 TL ile bir vatandaş 2009 yılında 500 ekmek alıyordu, bugün 20 ekmek alıyor. 2009 yılında 200 TL ile 92,5 litre mazot alınıyordu. Bugün alınan mazot 5,3 litre. Bu torba yasada Kamu Özel İşletme, köy müteahhitlerine, şu meşhur köprüleri havaalanlarını yapıp da Hazineden teminatları garantileri karşılananlara KDV istisnası 31 Aralık 2028'e kadar bir seçim dönemi için uzatılıyor. Dövizi yurt dışında tutanların yurt dışından hizmet ihraçlarıyla ilgili kazançlarda vergi istisnası yüzde 50'den yüzde 80'ne çıkarılıyor. 

"İKTİDARIN YEDİ SÜLALESİ TİCARETE GİRMİŞ"

Kur Korumalı Mevduat (KKM) şu meşhur soygun, büyük tefecilik. 700 milyara mal olan tefecilik, kurumlar arası istisnası 2023'te bitiyordu, şimdi 6 ay daha uzatılıyor ve Cumhurbaşkanına tekrar uzatma yetkisi veriliyor. Yani iş faizciyeyse, sahtekaraysa, iş üretim yapmadan para üzerinden para kazananlaraysa devletin eli cömert. Ona 'yapısal reform' diyor ama iş ücretliyeyse, iş emekliyse gençse, çiftçiyse devletin eli sıkı. Neden biliyor musunuz? Bunlar kendileri bu sistemi kurdular, bu fonları kuran bu sistemdir. Sadece futbolcuların fonları değil kurulan bireysel özel fonlar üzerinden nice servet transferleri yapıldı. İbn-i Haldun der ki 'Sultan eğer ticaret yapmaya başlarsa o devlet yıkılır' Türkiye’deki sultan hadi bir kişiyi demeyelim bir iktidarsa iktidarın çocukları yedi sülalesi ticaretin içine girmişse orada bereket kalmaz."

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası