Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Kahramanmaraş merkezli depremleri, üniversitelerin uzaktan eğitim sistemine geçirilmesini ve seçimlerin erteleneceği iddialarını değerlendirdi.
Sosyal medya hesabında açıklamalarını, “Ey iktidar sahipleri! Üniversiteleri kapatmayın! Millet acılar içindeyken seçim erteleme senaryoları ile sivil bir darbeye kalkışmayın! Tehdit etmeyin! Tezgah kurmayın, işinizi yapın” notu ile paylaşan Davutoğlu, şunları söyledi:
“Deprem bölgesinden gelen acı haberler yüreğimizi dağlamaya devam etti. Vefat sayımız 35 bini, yaralı sayımız 100 bini geçti. Milyonlarca insanımız bölgeyi terk etme telaşı içinde. Başka şehirlerde ev arama gayretindeler. İşte böyle acıyla yüreğimizin dağlandığı bir günde bugün iki iktidar sahibinin konuşmalarını dinledik. Bu açıklamayı yapmak için özellikle onların konuşmalarını bekledim. Önce Bahçeli konuştu. Yine aynı öfkeli surat, yine aynı nefret dili, aynı tehditler. Oraya halkımıza yardım etmek için giden STK’ları tehdit etti. Gönüllüleri tehdit etti. Sayın Bahçeli, bıktık sizin tehditlerinizden. Milletimiz artık daha farklı bir siyaset bekliyor. Acı gününde dahi başkalarını tehdit eden bir siyasinin yüzünü görmek istemiyor.
“ERDOĞAN, BİZ DE NOT TUTUYORUZ. ŞU ACILAR GEÇSİN BU NOTLARI HEP KARŞILIKLI OLARAK PAYLAŞACAĞIZ”
Nihayet, Erdoğan’ın kabine toplantısından sonraki konuşması. Yine aynı öfke dili. Her ikisi de milli birlik ve beraberlikten bahsetti. Ama konuşmalarında ve dilinde ne milli özellik vardı ne beraberlik çağrısı. Sayın Erdoğan da tehdit etti. ‘Not tutuyoruz’ dedi. Benim burada söyleyemeyeceğim nitelikte kelimelerle muhalefete yüklendi. Evet sayın Erdoğan, biz de not tutuyoruz. Şu acılar geçsin bu notları hep karşılıklı olarak paylaşacağız. Milletimiz karar verecek. Kimin haklı, kimin haksız olduğuna.
“2019’DA EĞİTİME BAŞLAYAN GENÇLERİMİZ BU SENE MEZUN OLACAKKEN 8 DÖNEMİN 4 DÖNEMİNİ UZAKTAN EĞİTİMLE GEÇİRMİŞ OLACAKLAR”
Sizden bugün iki mesaj bekledim. Birisi, üniversitelerle ilgili. Çok yanlış bir karar aldınız. Bu yanlış kararla ilgili dün üniversite rektörlerine, YÖK Başkanı’na, YÖK Üyelerine, Meclis Komisyon Başkanı’na, Milli Eğitim Bakanı’na ve sizin Cumhurbaşkanı Eğitim Politikaları Başkanı’na mektuplar yazdım. Yapmayın, etmeyin diye. Son 100 yıllık tarihimizde çok acı süreçler yaşadık. Ama mesela Trablusgarp Harbi’nden İstiklal Savaşı’nın bitimine kadarki o uzun yıllarda üniversitelerimiz kapanmadı. Sakarya Savaşı devam ederken, Mustafa Kemal Ankara’da Maarif Kongresi’ni topladı. Şimdi de eğitime ara vermeyi düşünmeyin. Zaten pandemi dolayısıyla 2019’da eğitime başlayan gençlerimiz bu sene mezun olacakken 8 dönemin 4 dönemini uzaktan eğitimle geçirmiş olacaklar. Bu, uygulama alanlarda telafisi mümkün olmayan bir boşluk doğuracak. Bu kararınızı tekrar gözden geçirin. Depremzedeleri barındıracak alternatif imkanlar bulunur.
“BÖYLE BİR ACI DÖNEMDE, SEÇİMİ ERTELEYEREK BİR MÜDDET DAHA İKTİDARDA KALMA ÇABANIZ MİLLETE YAPILABİLECEK EN BÜYÜK ZULÜMDÜR”
İkinci beklediğimiz mesaj ise sizin 1 yıl süre talebinizle başlayan ve size yakın medya mensuplarının, gazetecilerin ve bazı siyasilerin teşrif etmesiyle tırmanan seçim spekülasyonları. Böyle bir acı dönemde, seçimi erteleyerek bir müddet daha iktidarda kalma çabanız millete yapılabilecek en büyük zulümdür. Biz böyle bir acılı dönemde, seçimi zihnimizden bile geçirmeyiz. Günü geldiğinde yapılır. Şimdi acıyı yaşamamız lazım. Ama siz ve sizin yakınınızdakiler, siz dolaylı olarak sizin çevrenizdekiler, doğrudan ifadelerle seçimin ertelenmesi senaryolarını gündeme getiriyorlar. Yapmayın.
“BUGÜNKÜ İKTİDARDAKİLER KISA DÖNEMLİ HESAPLAR İÇİNDE DEPREMİ BİLE İSTİSMAR ETMEYİ, BUNUN İÇİN DEMOKRASİYE SİVİL DARBE YAPMAYI BİLE DÜŞÜNEBİLİRLER”
Anayasal şartları çiğneyerek alacağınız her karar, YSK’yı kullanarak yönlendireceğiniz her adım sivil bir darbe niteliği taşıyacaktır. Bu kararı alanlar millet vicdanına da mahkum olur. Şimdi işinize bakın. Bırakın seçimleri, şu anda işinize bakın. İşinizi yapın. Milletin ihtiyaçlarını karşılayın. Milletin alandaki ızdırabına ortak olun. Bugünkü iktidardakiler kısa dönemli hesaplar içinde depremi bile istismar etmeyi, bunun için demokrasiye sivil darbe yapmayı bile düşünebilirler. Ama biliniz ki biz buradayız. Hem devleti ayağa kaldıracağız hem demokrasimizi ayakta tutacağız hem de milletimizin üzerindeki bu kara bulutların dağılması için gece gündüz çalışacağız.”