Ege Postası
Geri

Davutoğlu ve Babacan bir buçuk saat görüştü

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı DEVA Genel Merkezi’nde ziyaret etti. İki lider yaklaşık bir buçuk saat süren görüşmenin ardından birlikte basının karşısına geçti.
Davutoğlu ve Babacan bir buçuk saat görüştü
Haberler / Politika
11 Mart 2021 Perşembe 17:38
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Önümüzdeki dönemin en önemli konu başlıklarından birisinin güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili partisinin ikili bazda yürüttüğü çalışmalar olduğunu söyleyen Babacan şu ifadeleri kullandı:

“Çin’de yaşanan ihlallere sessiz kalınması akıl almaz”

“Hükûmetin en büyük tutarsızlık gösterdiği konulardan birisi Doğu Türkistan konusu. Sözüm ona insan hakları eylem planı açıklayan, uluslararası sözleşmelerin altında imzası olan bir ülkenin hükümeti Çin’de yaşanan insan hakları ihlallerine karşı sessiz duramaz. Akıl alır bir şey değil. Bu, iktidarın hem ana ortağına hem de küçük ortağına her gün her gün sorulmalı. Üçüncü ortağın diğer ortakların üzerinde nasıl bir etki alanı kurup da bu konuyu gündeme getirmelerini engellediği de soru işareti. Zaten Sayın Perinçek “geminin rotasını biz çiziyoruz” dedi.

“Acizlerin Akşener’e dönük ahlaksız ithamları kadınların cesaretini asla kırmasın”

“Sayın Akşener’in diğer siyasi partilerin genel başkanların tarafından her türlü ahlak sınırını aşacak bir tarz, üslup ve içerikle hedeflenmesi bir acziyetin ifadesidir. Başka türlü sonuç elde edilemeyince ahlak sınırları aşılıyor. Sayın Akşener’e dönük ithamlar, bu ithamlarda bulunanların acziyetidir. Biz tüm kadın siyasetçilerin yanındayız. Bu olanlar kadınların cesaretini asla kırmasın, siyasetin kadınlara ihtiyacı var. Hepimiz net, açık ve dik durmalıyız.

“Hukuk devletinde ifadeyle değil, şiddetle mücadele edilir”

“Toplantı ve gösteri yürüyüşü anayasal bir haktır. Sayın Erdoğan’a dönük herhangi bir eleştiri rahatlıkla cumhurbaşkanına hakaretten işleme sokulabilirken, diğer partilerin genel başkanlarıyla ilgili eleştiriler bambaşka bir kategoride değerlendiriliyorsa burada adalet yoktur. Kendisi diğer genel başkanlarla ilgili ağır ifadeler kullanabiliyor ama kendisiyle ilgili daha hafif ifadelere ‘yargı süreci işlesin’ diyor. Hukuk devletinde ifadeyle değil, şiddetle mücadele edilir. Daha yeni Levent Gültekin’e, öncesinde Orhan Uğuroğlu’na ve Selçuk Özdağ’a siyasal şiddet oldu. Cumhurbaşkanı gazetecilerin alenen siyasal şiddetle baskı altına alındığı bir tabloya sessiz kalamaz. Özel kayırma yöntemleriyle yargı sisteminin kötüye kullanılmasına müsamaha gösterilemez.

“Erdoğan cüzdandaki parayı gösteriyor ama kredi kartı borcundan bahsetmiyor”

“Merkez Bankası’nın eksi rezervinin olması ne demek? Sayın Erdoğan, ‘Cüzdanımda 95 milyar dolar var’ diyor ama 139 milyar dolarlık kredi kartı borcundan bahsetmiyor. O rezervinden 44 milyar dolar daha fazla piyasaya borcu var. Niye Merkez Bankasının borcu 139 milyar dolara çıktı? Cumhurbaşkanı’nın bunu ortaya koyması lazım. Türkiye böylesi bir tabloyla ilk defa karşı karşıya kaldı. Cumhurbaşkanı’nın hiçbir sorumluluktan kaçması mümkün değil. Çok istiyordu, vatandaş ‘çok istiyorsan al görelim bakalım ne olacak’ dedi. Bütün yetkileri aldı, artık mazeret yok. Cumhurbaşkanlığı yetki olduğu kadar hesap verme makamıdır.

“Cumhurbaşkanının yaptığı hataların bedelini millet ödüyor”

“Bakanı, yardımcılarını, üst düzey bürokrasiyi cumhurbaşkanının kendisi görevlendiriyor. Başarıda da başarısızlıkta da bir numaralı yetki de sorumluluk da kendisindedir. Yanlışlar, hatalar varsa onu da ağırlıklı olarak tek bir kişide değerlendirmemiz lazım. Bir kişinin yaptığı yanlış tercihlerin bedelini, maliyetini, külfetini bütün millet ödüyor.

“Fezleke konusu bağımsız ve tarafsız yargı tarafından ele alınmalı” 

“Fezlekeler yargıyla başlayıp, ara durakta meclise gelen ve yine yargıyla devam edebilecek olan bir konu. Bu konu mutlaka bağımsız ve tarafsız yargı tarafından ele alınmalı. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığında ciddi kuşkuların olduğu bir ülkede her bir fezlekenin münferiden, detaylıca incelenmesi gerekir. Ne parti kapatma ne de dokunulmazlık konusu günlük siyasi oyunların bir parçası olarak kullanılmamalı.”

DAVUTOĞLU'NUN AÇIKLAMALARI

Akşener'e yönelik hakaretlere tepki: Bu tür nezaketsizliklere açık net ve bir tavır sergilememiz lazım

"Siyasal hayat son aylarda çok büyük bir hız kazandı. Maalesef niteliği de gittikçe bozulmaya yöneldi" diyerek sözlerine başlayan Ahmet Davutoğlu, İyi Parti lideri Meral Akşener'e yönelik hakaretlere sert bir dille tepki gösterdi. "Sayın Akşener'e kadınlar gününün olduğu bir hafta içinde insanlık onuruna da kadın onuruna da yakışmayan saldırılar yapılması siyasetin seviyesinin düştüğünün hazin bir göstergesiydi" diyen Davutoğlu, "Hepimizin bu tür nezaketsizliklere açık net ve bir tavır sergilememiz lazım" dedi.

"Siyaset alanını genişletmeye çalışanların omuz omuza vermesi lazım"

"Bu sessizlik, aslında sayın cumhurbaşkanı ve iktidarın sessizliği, küçük ortağın da neredeyse teşvik eden tavrı yeni saldırılara zemin hazırlıyor" diyerek gazeteci ve siaysetçilere yönelik son aylarda yaşanan şiddet olaylarını da eleştiren Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Ekonomi alanında da tablo hiç iç açıcı değil"

"Fezlekeler gündeme getirilirken, parti kapatmaları ortaya tekrar gündeme getirilirken bütün siyaset alanını genişletmeye çalışanların omuz omuza vermesi lazım. Ekonomide herkes şu anda 128 milyar doları, Sayın Cumhurbaşkanı ilke kez damadını savunma ihtiyacı hissetti. Ekonomik tablonun göstergelerdeki görüntüsü açıktır. Ekonomi alanında da tablo hiç iç açıcı değil. Böyle bir dönemde karşılıklı istişare çok önemli."

İki genel başkan arasındaki görüşmede Babacan’a genel başkan yardımcıları Sadullah Ergin, Münevver Helün Fırat, İbrahim Çanakcı ve Mustafa Uçak eşlik etti. Gelecek Partisi heyetinde ise genel başkan yardımcıları Nedim Yamalı, Selim Temurci, Feridun Bilgin, Neslihan Çevik ve parti sözcüsü Serkan Özcan yer aldı.

Soru-cevap

(8 Mart Yürüyüşü'nden sonra yapılan gözaltılara ilişkin soruya yanıt)

Ali Babacan: Bizim Anayasamızda çok açık bir hak var. Bu da toplantı ve gösteri yapma hakkı. İzne tabi değil. Bu hakkı şiddete kaçmadan teşvik etmeden nefret suçu işlemeden yürüten bütün vatandaşlarımızın mutlaka hukuk devletinin koruması altında olması lazım .Fakat gelin görün ki bizim Anayasamızda yapılan bir değişiklikle Cumhurbaşkanının taraflı olmasının önü açıldı. Sayın Erdoğan'a dönük herhangi bir eleştiri rahatlıkla cumhurbaşkanına hakaretten yargı tarafından işleme sokulurken diğer parti genel başkanlarına yapılan eleştiriler hakaretler bambaşka bir kategoride değerlendiriliyor. Burada adaletten bahsetmek mümkün değil. Kendisi bizzat parti başkanı olarak diğer genel başkanlar hakkında çok daha ağır ifadeler kullanabilir. Ama kendisiyle ilgili daha hafif ifadeler kullanıldığında hemen oradan yargı süreci başlasın. Bu adil değil doğru da değil. Ne zamandır partili cumhurbaşkanı göreve başladı o gün bugündür Türkiye'de hiçbir konuda dikiş tutmuyor." 

(Merkez Bankası'nın rezervi)

Ahmet Davutoğlu: "Bir yıldır söylüyoruz, Merkez Bankası'nın rezervleri eriyor diye. Sayın Cumhurbaşkanı şimdi damadı olamasa bakana hesap soracağı bir konuda sırf akrabası olduğu için koruyor. Sanki 128 milyar dolar bir yerde depoda duruyor ya da durmuyormuş mantığıyla. Cumhurbaşkanı bir aile reisi olmanın psikolojisiyle değil cumhurbaşkanı olmanın psikolojisiyle ödüllendirirken de cezalandırırken de objektif kriter uygulama zorunluluğu var. Türkiye'de Merkez Bankası rezervleri bu şekilde türetilmiştir. Niçin tüketildi? Kur oynaklığını ortadan kaldırmak için. Kur oynaklığı neden doğdu? Sorumsuz bir dış politika ve hukuk açıklamaları ve gereksiz işler sebebiyle. Bunun hesabını kim verecek. Bir efsane yaratmaya çalışmasınlar. "

Ali Babacan: "Bu ülkedeki varsa iyi gelişmeler bunu da tek bir kişiyle değerlendirmemiz lazım. Hatalar varsa onu da ağırlıklı olarak tek bir kişiyle değerlendirmemiz lazım. Yıllarca yanlış politikalar sonucunda bu ülkenin MB rezervlerini siz eritin, hele hele 2018 Haziran'dan sonra cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir hızla yılların alın terini çar-çur edin, sonra bir akraba bakanı ortadan yok edin, bir de MB başkanı değiştirerek yolunuza devam edin. Böyle bir şey yok! Çünkü Sayın Erdoğan o dönemde de işin başındaydı şimdi de başında. "

"Bugünkü sistemde Cumhurbaşkanı'nın hiçbir sorumluluktan kaçması mümkün değil. Bunu çok istiyordu, 2018 seçimlerinde vatandaş çok istiyorsan al dedi. Bu da bütün yetkileri aldı. Artık mazeret bahane yok. Yetki de sorumluluk da tek kişide. Ülkede giden yanlışları vatandaşlara anlatması lazım. Merkez Bankası'nın döviz rezervini nereye gittiğini Cumhurbaşkanı'nın ortaya koyması lazım. Bizim beklentimiz şuanda bu."

(Seçim barajını yüzde 5 ile 10 arasına çekme, ittifaklarda baraj belirleme gibi birtakım çalışmalar yürütmekte. Yeni kurulan partiler olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?)

Ahmet Davutoğlu: "Maçı kaybeden bir takım eğer maçın kaderini değiştirecek hamleler yapma kabiliyetini de kaybetmişse ya hır çıkarır maçı yarıda keser ya da maçın kurallarını maçın ortasında değiştirmeye çalışır. Var olan seçim sistemiyle anlaşılan maçı yenilgiyle bitirmelerini mukadder görüyorlar ki şunun kurallarıyla biraz oynayarak tekrar bir maç kazanabilir miyiz hesabına giriyorlar."

"Türk siyasetinin denklemi değiştirmiştir. Hangi kuralları getirilerse getirsinler. İsterse ofsaytı kaldırsınlar bu gidişin işaretidir. Artık Türk milletinin vicdanından kopmuş olanlar hangi seçim sistemiyle girerlerse girsinler seçimi kaybetmeleri mukadderdir. Seçim sistemiyle oynanarak iktidar kalınmaz. Hangi seçim sistemini getirirlerse getirsinler biz bu sistemde yarışmaya hazırız. "

(Papa için basılan pul hakkında yorumlarınız neler?)

Ahmet Davutoğlu: "Kabul edilemez. Şiddetle tepki verilmesi gereken bir husustur. Herkesin Türkiye Cumhuriyeti devletinin sınırlarına saygı göstermesi ve bu saygıyı bütün sembollerine yansıtması gerekir. Net ve kesin bir tavır göstermek gerekir."

Ali Babacan: "Bunlar beyhude şeyler. TC böyle bir şeye asla izin vermez. Böyle bir şey asla kabul edilemez. Ama bu tür gelişmeler karşısında bugünkü hükûmetin daha sert ve daha açık bir duruş ortaya koyması gerektiğini açıklamak istiyorum. Erdoğan'ın böyle bir konuda konuyu sadece Dışişleri Bakanlığı'nın yazılı açıklamasına bırakmaması gerekir. Tabii konu ciddiyse ve gerçekse. Bugün kabul edilebilecek ve üzerinde konuşulmaya değer bir şey değil. "

(Parti kapatma)

Ali Babacan: "Erdoğan parti kapatmanın en çok mağduriyetini yaşamış siyasi gelenekten gelen bir kişi. Mağdurların günü geldiğinde rolleri değişip başkalarını mağdur etmemeleri gerekir. İşine geldiğinde karşı durup işine geldiğinde siyasetin kurallarını değiştirebilecekleri bir konu olarak görmemeleri gerektiğini düşünüyorum. Ne parti kapatmanın ne de dokunulmazlıkların günlük siyasi oyunların bir parçası olarak kullanılmaması gerekir. "

(Sorun Ahmet Davutoğlu'na. Bugün parti sözcünüz Özcan'ın bir açıklaması oldu. Fezlekelerin çoğunluğu terör örgütünün propagandası yapmak gibi suçlardan hazırlandı. 6 milyon seçmen söz konusu vekillere suç işlemeleri için mi oy veriyor. Değerlendirmeniz nasıl olur?)

Ahmet Davutoğlu: "Arkadaşlarımızın KCK- kayyum arasına sıkışmasını ortadan kaldıracağız. Bütün bu milletvekilleri adli süreçlerden geçerek aday oluyorlar. Ve YSK onaylıyor. Devlet vatandaşlara diyor ki bu gördüğün isimler senin oy verebilme meşruiyetine sahip isimler diyor. Bu devletin teminatıdır. Bu listeye oy verirseniz ve bu isimler Meclis'e gelirse bunlar Meclis'in meşru üyeleri olur diye bir teminat. Eğer seçildikten sonra suç işlemişlerse onun da bir süreci var. "

"Biz alanda her siyasi partiyle olduğu gibi bahsi geçen partiyle de siyasi rekabet yapacağız. Bu siyasi rekabeti yaparken KCK-kayyum denklemini bozacağımızı söyleyeceğiz. Ancak onu yaparken hukuki olarak da hukukun siyasal alanda kullanılmasını doğru görmeyiz. Vatandaşın sandığa olan, tercihine olan güvenini sarsacak hiçbir faaliyetin demokrasimiz açısından sağlıklı olmayacağı kanaatindeyim. "

(Uygur Türklerinin durumu)

Ahmet Davutoğlu: Bu tam anlamıyla iktidarın Uygur Türklerine yönelik sürdürdüğü politika ikiyüzlülüktür. Türkiye'nin geçmiş tarihinden beri süre gelen mazlumlara sahip çıkma idealine de aykırı düşüyor. 'One Minute' diyen Erdoğan nerede? Şu an Doğu Türkistan'la ikisi yüzlerce One Minute demenin vaktidir. "

"Bize gelen bazı gayrı resmi bilgilere göre geçtiğimiz hafta içinde Türkiye’nin Pekin büyükelçisi Çin Dışişleri Bakanlığı’na çağırılarak bazı konularda hem protesto iletilmiş hem bazı sorular sorulmuş. Bildiğim kadarıyla bu Türk basınına yansımadı. Ben buradan sormak istiyorum Türkiye bu kadar sessizken ve Doğu Türkistan’da olanlar konusunda Çin’in taleplerine boyun eğmişken son olarak da Meclis’te bu hayır oyu verilmişken Çin Dışişleri Bakanlığı TC Büyükelçisi’ni niçin çağırmıştır, neyin hesabını sormuştur ve ne talep edilmiştir? Bunu kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşmaları lazım."

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası