Cumhuriyet Halk Partisi’nin ‘Demokrasi Evi’ gibi uygulamalarını eleştiren Delican; "Cumhuriyet'in ve demokrasinin evi, köyü olmaz. Varsa ve güçlüyse her yerdedir, bir de meydanlarda. Biz, bu ülkeyi ve Cumhuriyet'i karanlığa itmeye çalışanlara direnirken, büyümenin formülünü oylamaya hazırlanıyoruz, unutmayalım!" diyen Delican; 16 Nisan Pazar günü yapılacak referandum için; İzmirli hemşerilerini sandığa ve evet demeye davet etti. Delican ayrıca hazırlattığı görsel afiş ve panolarla coşku dolu İzmir Evet Platformu Cumhurbaşkanı ve Başbakan buluşmasına katılan tüm İzmirlilere, kentin her köşesine asılan panolar aracılığıyla da teşekkürlerini iletti.
İzmir'in geçen pazar Gündoğdu Meydanı'nda Cumhurbaşkanı ve Başbakanı ile coşkuyla bütünleştiğini hatırlatan Başkan Delican; "Gündoğdu'dan, Cumhuriyet Meydanı'na uzanan bir sevgi ve güven seli yaşadık. İzmir gördü ki, kazın ayağı onlara gösterildiği gibi değil. Milletimiz, demokrasi nöbetlerine ne için geldiyse, sandığa da o nedenle gidecek. Bölünmez bütünlüğü için gidecek, iradesini iktidara taşımak için gidecek. Seçmediği güçlerin, devleti ele geçirmesi ihtimaline son vermek için gidecek. Fırsatçıya, iş takipçisine, vesayete dur demek için gidecek. Türkiye büyüsün, İzmir daha hızlı kalkınsın diye gidecek. İddiaların tam tersine Cumhuriyet'i yaşatmak, demokrasiyi koruyup geliştirmek için gidecek." diye konuştu.
Bu soruların yanıtı sandık tercihidir!
"İzmir, kudreti kendi içinde, tarihinde bir şehir. Elbette söz konusu vatanı olduğunda elini taşın altına her daim koyar. Hemşerilerimden şimdi, şu üç soruyu yanıtlamalarını istiyorum ki; verecekleri yanıtlar, aslında sandık tercihidir." diyerek sözlerini şöyle sürdürdü; "Dün, meydanlarda alçaklara karşı vatan sevgimizde birleştiğimiz gibi; bugün de büyük ve güçlü Türkiye hedefinde de birleşmeli miyi? İnancımız, siyasi görüşümüz ne olursa olsun; hep bir ağızdan 'önce vatan, önce millet' demeye devam edecek miyi? Dostumuzu düşmanımızı bilecek, bizi birbirimize düşürmek isteyenlere, alın terimize, hakkımıza, vatanımıza göz koyanlara dersini verecek miyi? 16 Nisan' da, sizin adınıza, doğrudan sizin seçtiklerinizin yönetimine var mısını? Bu sorular, bugünün tarihi sorularıdır. İstiklal ve istikbalimizin sorularıdır. Yanıtları, krizlerle dolu bir siyasi ve toplumsal yakın tarihin perdesini kapatacak; milli iradenin doğrudan tayin edeceklerinin idaresinde huzur, uyum ve istikrar ortamının kapısını açacaktır."
Kararsızlık; zamanı ve hayatı ...
Bugün kim olduğumuzu dünkü tercihlerimizin belirlediğini, yarın kim olacağımızı da bugünkü tercihlerimizin belirleyeceğini vurgulayan AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican; kararsız seçmene de seslendiği açıklamasında; yeni hükümet sisteminin hem bir gereklilik hem de büyük bir fırsat olduğunu hatırlatarak şunları söyledi;
"Yaşadıklarımızın bizi getirdiği eşiğin önündeyiz. Kimsenin kimseyi zorla getirdiği ya da kimsenin kendi ikbali için yarattığı bir eşik değil bu. Zamanın ve olup bitenin bize dayattığı bir değişim, gelişme noktası. Rejim değişikliğini değil, gelişim ve medeniyet yolumuzu oylayacağız. Elbette tercihi ne olursa olsun, milletimizin kararına saygımız sonsuz. Önlerinde boynumuz kıldan ince. Ancak; engeller sadece dinlenme noktamız olsun, irademizi, Cumhuriyet'imizi, devletimizi, bayrağımızı ele geçiremesin diyorsak, bu sistem değişikliğini gerçekleştirmemiz şart. 'Tereddüt edenin sözünü keserler' derler. Oysa bundan sonra bizim söyleyecek çok sözümüz, yapacak çok işimiz var."
Yerimizde mi sayalım'
Başbakan ve İzmir Milletvekili Binali Yıldırım'ın 3 gün boyunca İzmirli'lerle bir araya gelerek büyük ilgi gördüğünü söyleyen AK Parti İzmir İl başkanı Bülent Delican; " Kendisi bir hizmet ve dava adamı olarak; İzmir'i hep özel bir yere koydu. Vekili olmaktan onur duydu. Her zaman sözünün eri oldu. Hemşerilerimizin hangi görüşten olursa olsun takdir ve güvenini kazandı. Referandumun son dönemecindeki buluşmalarında da bunu yaşadık." diye konuştu.
Delican, yerinde sayma lüksümüz olmadığına da dikkat çekerek şöyle konuştu; "Ne diyor Başbakanımı? 'Birleştiren, kutuplaştıran değil, bir araya getiren, hedeflerini Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün koyduğu hedefler olarak belirlemiş bir Türkiye hayaliyle çalışıyoruz, 15 yıl bunu yaptık. Koltuklar gelip geçici. CHP tutturmuş 'Biz Binali Bey'i seviyoruz, görevde kalmasını istiyoruz'. Kardeşim siz çalışın da memleketi sevin. Çalışın, çabalayın, iktidar olun, bırakın beni.' Yeni hükümet sistemi; herkese iktidar yolu açıyor. Ama çalışıp üreterek, halkın takdirine mazhar olursan. Yeni sistemde herkes çalışsın, halkımız da elmasını kırmızıya boyayıp, onu iktidara taşısın. Biz daha çok çalışmanın, yatırım yapmanın yolunu arıyoruz, onlar kendi derdinde. Yerimizde sayma lüksümüz yok. Aslolan halka hizmettir. 16 Nisan'da verilecek 1 tek evet oyu dahi hizmet yolunu genişletecektir." diye konuştu.
MHP ve CHP seçmenine açık çağrı...
AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican; MHP ve CHP seçmenine de açık çağrıda bulundu. Bu kararın partiler üstü bir karar olduğunu hatırlatan Başkan Delican; zamanın ele ele verme zamanı olduğuna; tek adamlık, otoriterleşme gibi iddiaların asılsızlığına dikkat çekti. Delican, açıklamasında ayrıca, şu ifadelere yer verdi; "MHP'ye ya da CHP'ye gönül vermiş İzmirli hemşerilerimin, bu meselenin onların da önceliği olan memleket meselesi olduğunu unutmamalarını istiyorum. Dünyanın kem gözünü ülkemize çevirdiği bugün, birlikte olmaya, aynı yere yumruk vurmaya ihtiyacımız var. Gözünü kan ve hırs bürüyenlerin sırtını sıvazlayıp, üstümüze salanlara karşı; 15 Temmuzdaki gibi birlik duvarımızı örmeliyiz."
Delican; açıklamasını genel bir seslenişle bitirerek, şunları kaydetti; "İzmirlilere; İzmir'i kendisine yurt edinmiş, ekmeğini suyunu burada kazanan, bu vatanın kuruluşu ve kurtuluşunda, ülkenin geleceğinde öncü tüm hemşerilerime seslenmek istiyorum...
"16 Nisan'ın rejim değil, sistemde yenilenme, arınma olduğunu unutmayalım! Bırakın kafalarınıza sokulmak istenen o yalanları! Ortada sizin iradenizle şekillenecek sandık var m? Var... İstediğinizi seçer, istediğinizi gönderir misini? Evet... Cumhurbaşkanı'nı seçen millet; seçtiği Cumhurbaşkanı'na yürütmeyi de teslim etse ne olu? Çok şey... İş takipçileri, hantal bürokrasi ortadan kalkar. Yasama yürütme, yargı kendi işlevine döner. Ben milletin seçtiklerinin adına asarım, keserim, yaparım diyemezler. Milletin seçtikleri, sizin seçtikleriniz doğrudan sizin adınıza çalışır. Çalışmazsa ne olu? Yine sandığı gösterirsiniz, önünüze gelirler. Hesap sorarsınız! Pazar günü sandıkta Evet diyerek kendi koşulsuz iradenizi oylayacaksanız. Diliyorum, kararınız; kendiniz ve ülkemiz için selamet getirir."