İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, dün Habertürk TV’de yaptığı açıklamada, CHP ile HDP'nin görüşebileceğini, ancak HDP'nin taleplerinin ittifak masasına gelemeyeceğini ve HDP’ye bakanlık verilmeyeceğini söylemişti.
Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bugün sosyal medya hesabında, Meral Akşener’e hitabeden yazdığı açık mektubu yayınladı. Demirtaş, mektubunda şunları kaydetti:
“Sayın Genel Başkan; bu mektubu HDP seçmeni kimliğimle kaleme alıyorum. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte, Millet İttifakı’ndaki partilerin genel başkanları ve iki belediye başkanı olarak tarihi bir dönemde zorlu bir görev üstlendiniz.
Öncelikle hayırlı olsun diyor, başarılar diliyorum. İzleyebildiğim kadarıyla Sayın Kılıçdaroğlu ile sizin dışınızdaki partilerin genel başkanları, HDP seçmeni dahil tüm seçmenleri demokratik dönüşüm umudu etrafında buluşturmak istiyorlar.
‘Hayır, biz de HDP seçmeninin oyuna ve desteğine talibiz ama HDP'yi kurumsal olarak muhatap almaya karşıyız’ diyorsanız hemen belirtmeliyim ki tıpkı diğer partilerin seçmenlerinin yaptığı gibi ben de siyasi haklarımı koruma görevi ve sorumluluğunu HDP'ye vermiş bulunuyorum. Dolayısıyla çok güvendiğim HDP yönetiminin kararı hangi yönde olursa benim de oy tercihim aynı yönde olacak, doğal olarak.
“HALK, HDP'YE PARTİNİZDEN DAHA FAZLA İLGİ GÖSTEREREK HDP'Yİ TÜRKİYE'NİN ÜÇÜNCÜ PARTİSİ YAPMIŞTIR”
Partimiz HDP, aynen İYİ Parti gibi meşruiyetini halktan almıştır. Üstelik halk, HDP'ye partinizden daha fazla ilgi göstererek HDP'yi Türkiye'nin üçüncü partisi yapmıştır. Zaten Meclis sıralarında HDP ile yan yana olup komisyonlarda da aynı masada oturuyorsunuz. Ayrıca zaman zaman Meclis’imizi HDP Milletvekili Sayın Nimetullah Erdoğmuş yönettiğinden, Meclis'teki varlığımızı da biliyorsunuzdur.
Sayın Genel Başkan; bu tarihi seçim öncesinde toplumun büyük bölümü ‘Birleşe birleşe kazanacağız’ sloganıyla umudu büyütmeye çalışırken sizin partimiz HDP'ye dönük bazı açıklama ve yaklaşımlarınızın bu amaca uygun olmadığını düşünüyorum. HDP'li bir seçmen olarak, sizi daha iyi anlayabilmek için bazı konuların netleşmesinde büyük yarar görüyorum.
“HDP'NİN, OY VERECEĞİ CUMHURBAŞKANI ADAYI İLE MÜZAKERE YAPMASININ NASIL BİR SAKINCASI OLABİLİR”
Siz, Millet İttifakı’nın bir parçası olarak, kendi ittifakınızdaki partilerle bile kıran kırana bir müzakere yürüttünüz. Size hak olan müzakere siyaseti, HDP için neden bir hak değil? HDP seçmenini ikinci sınıf yurttaş, iradesiz vatandaş olarak görmediğinizden eminim. O halde HDP'nin, oy vereceği Cumhurbaşkanı adayı ile müzakere yapmasının nasıl bir sakıncası olabilir? Kaldı ki HDP'nin defalarca açıkladığı gibi, müzakere başlıkları da Eylül 2021'de HDP'nin ilan ettiği 11 maddelik tutum belgesidir, öyle gizli kapaklı şeyler de değil.
HDP destek kararı alırsa Sayın Kılıçdaroğlu çok yüksek olasılıkla Cumhurbaşkanı olacak ve siz de Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacaksınız. Ayrıca partiniz birkaç bakanlık görevi üstlenecek. Sayın Genel Başkan, bu durumda açık açık sormam gerekiyor.
“BENİM DE OYUMLA CUMHURBAŞKANLIĞI YARDIMCILIĞI VE BAKANLIK KOLTUKLARINA OTURACAĞINIZA GÖRE, BENİ NASIL İKNA ETMEYİ DÜŞÜNÜYORSUNUZ”
1- HDP'li seçmen olarak benim oyumu istiyor musunuz? Benim de oyumla Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı ve bakanlık koltuklarına oturacağınıza göre, beni nasıl ikna etmeyi düşünüyorsunuz? Bu arada, yerel seçimlerde Millet İttifakı’nın belediye başkanlarının kazanmasını sağlayan HDP oyları için ‘istemem’ demediğinizi de hatırlatırım.
2- HDP'nin bakanlık isteği olmamasına rağmen bazı arkadaşlarınız, ‘HDP'ye bakanlık vermeyiz’ diyerek biz HDP'li seçmenleri incitmiş, ötekileştirmişti. Şimdi bu arkadaşlarınız HDP seçmeninin oylarıyla bakanlık koltuklarına oturmaya adaylarsa bizi ikna etmeniz gerekmez mi?
3- HDP demokratik ilkeler dışında herhangi bir talepte bulunmadığını açıklamasına rağmen, ‘HDP ile diyaloğu CHP kurabilir ama taviz verilemez, talepleri de bu masaya getirilemez’ dediniz. Demokratikleşmeye dair talepleri taviz olarak mı görüyorsunuz?
Eğer iktidar olursanız ve HDP'nin talepleri sizin masanıza gelmeyecekse bize hangi masayı öneriyorsunuz? 50 yıldır yapıldığı gibi bizi yine ‘terörle mücadele masası’na mı yönlendirmeyi düşünüyorsunuz?
4- HDP de HDP seçmeni de eşitler arası, omuz hizasında yapılacak bir müzakere dışında hiçbir üstenci, dayatmacı, egemen bakış açısıyla yaklaşımı asla kabul etmeyecektir.
Sorunlarımızın demokratik siyaset alanında, barış içinde, çağdaş şekilde konuşarak çözülmesi dışında herhangi bir yöntemi benimsemiyoruz. Sizin önerdiğiniz başka bir yöntem var mı?
Sayın Genel Başkan; tüm seçmenler gibi İYİ Parti ile HDP seçmenleri de sokakta yan yana yaşıyor, aynı ateşte kavruluyorlar. Seçmenler arasında bir arada durmakla ilgili hiçbir sorun yokken siyasi öncülerin de topluma layık olması gerektiğine inanıyorum.
Koşullarımız ve kararlarımız ne olursa olsun bir arada, eşit, özgür ve refah içinde yaşayan Türkiye'yi var etmek zorundayız. Sizlerin de bu çabaya katkı sunacağınıza inanıyor, tekrardan hayırlı olsun diyor, başarılar diliyorum.”