EGEPOSTASI- İzmir 30 Ekim Cuma günü 6.9 şiddetinde depremle sarsıldı. Çevre illerde dahi hissedilen depremde en büyük yıkım ise Bayraklı’da gerçekleşti. İlçede 5 bina yıkılırken 19 bina da ağır hasar gördü.
Afet bölgesinde arama kurtarma çalışmaları hala devam ederken deprem nedeniyle şu ana kadar 102 kişi hayatını kaybetti, 994 kişi de yaralandı.
İzmir Tabip Odası, düzenlediği basın toplantısıyla deprem değerlendirme raporunu kamuoyu ile paylaştı. Toplantıya İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı’nın yanı sıra Prof. Dr. Feride Tanık ve Türk Tabipler Birliği İkinci Başkanı Ali İhsan Ökten katıldı.
“KALABALIK OLUŞUMU ENGELLENMELİ”
İzmir Tabip Odası adına raporu kamuyoyuyla paylaşan İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı, geçici yerleşim alanlarında alınacak tedbirlerin hayati önlem taşıdığını belirterek, “Başta geçici yerleşim alanları ve depremden etkilenen mahalleler başta olmak üzere kalabalık oluşumun engellenmesi, fiziki mesafe ve maske kullanımına özen gösterilmesi, gerekli hijyen ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor. Bu bölgelerde sağlık hizmetlerinin kesintisiz sürdürülmesi ve geçici yerleşim yerlerinde geçici koruma gruplarının olması gerekmektedir. Bu bölgelere kanalizasyon ve su gibi hizmetlerin kesintisiz sağlanması gerekmektedir. Geçici yerleşim yerleri ne yazık ki bir süre daha kullanımda olacaktır. Yaklaşık 30 bin vatandaşın bu alanlarda ikamet edileceği tahmin ediliyor. Kış mevsimi koşulları göz önüne alındığında yağış ve soğuğu geçirmeyen güvenli çadırlar kullanılmalıdır. Covid de göz önünde bulundurulduğunda kişi başına 4 metrekare alan düşecek şekilde ayarlanmalar yapılmalıdır. Kalabalığı önleme açısından geçici yerleşim yerlerine girişin kapalı olması ve giriş çıkışın kontrol altında olması önemlidir. Özellikle Aşık Veysel alanında kaygı verici görüntüler oluşuyor. Barınanların 4-5 katı ziyaretçiler burada kontrolsüz kalabalığa neden oluyor. Geçici yerleşim alanlarında ayrıca Covid-19 semptom araması ve filyasyon hizmetlerinin sürdürülebilmesi için Bornova ve Bayraklı İlçe Sağlık Müdürlükleri’nin personel açısından desteklenmesi önemlidir” diye konuştu.
ZARAR GÖREN SAĞLIK MERKEZLERİ
İl genelinde hasar gören sağlık merkezleri ile ilgili de bilgilendirme yapan Dr. Çamlı, “Bayraklı İlçe sağlık Müdürlüğü binası ağır hasarlıdır. Bilgisayarlar gördüğü için eski verilere ulaşılamamaktadır. 3 Aile Sağlık Merkezi zarar gördü. Buca’da 4, Güzelbahçe’de 1, Karşıyaka’da 2, Karabağlar’da 1 ve Konak’ta 5 Aile Sağlık Merkezi binası hafif ya da orta dereceli hasar almıştır. Buca Seyfi Demirsoy hastanesinde ağır hasar vardır. Burada çalışanlar Buca Kadın Doğu Hastanesinde görevlendirilmiştir. Ege Üniversitesi hastanesinde ufak tefek çatlaklar var. Burada hizmet bir süre durdurulduysa da şu anda hizmet devam etmektedir. Tepecik Doğum Hastanesi’nin birleşim yerlerinde çatlaklar olduğu görülmüş ancak yapılan incelemede hizmete devam etmesinde risk olmadığı kararı alınmıştır” dedi.
VAKA SAYILARI ARTTI
Dr. Çamlı özlerini şöyle sürdürdü; “Deprem öncesinde var olan bulaşıcı hastalıkların artması ve yenilerinin ortaya çıkması beklenen bir durum. Özellikle nüfus hareketliliği, geçici yerleşim alanı, altyapı sorunu, fiziki mesafenin olmaması, hijyen yetersizliği ve ağlık hizmetlerindeki aksamalar bu tarz salgınların artması konusunda etkilidir. Deprem sonrasında bulaşıcı hastalıklarda bir artış beklenmesine karşılık İzmir’i etkileyen depremin Covid-19 vaka sayısında bir artış eğiliminin sürdüğü dönemde meydana gelmesi Covid-19 ve mevsimsel grip ve solunum yolları hastalıkları le ilgili riskleri artırmakta ve yeni riskler ortaya çıkmaktadır. Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan haftalık Covid-19 durum raporlarına göre 19-25 Ekim haftasında aralarında İzmir’in de içinde bulunduğu 8 Ege ilinde hafta sayısı bir önceki haftaya göre yüzde 27 artış göstermiştir. Ülke genelinde hasta sayısındaki atış ise yüzde 20’dir. Ayrıca 31 Ekim’de İzmir’de test pozitifliği yüzde 23.8, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yüzde 30 olarak saptanmıştır. Depremde evi hasar gören bazı Covid vakalarının geçici yerleşim yerlerinde barınmaları nedeniyle vakaların ve temaslıların izi kaybedildi. 2 Kasım 2020 tarihine dek evde izolasyonu olan 6 pozitif vakanın Buca ilçesindeki yurtlara yerleştirilmesinin mümkün olduğu görülmektedir. Ayrıca kurtarma çalışmaları sırasında acil ve ilk yardım hizmetleri sunulurken hasta ve yaralılarla temas arttığı için Covid-19 riski de artmıştır. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda İl Pandemi Kurulu acilen toplanarak alınacak önlemleri görüşmelidir. Öncelikli gündem konusu Covid’e ek olarak mevsimsel grip salgının yaşandığı bugünlerde geçici yerleşim yerlerinde yaşayanlar için önem alınmalıdır ve gerekirse influenza aşısı yapılmalıdır. Bu kişilerin HES kodlarının alınması ve gerekli takiplerin yapılmasıdır.”
ÇADIR KENTLERE NUMUME ÇADIRI KURULACAK
Enkazdan kurtarılan depremzedeler arasında Covid vakasına ilişkin net bir bulgu olmadığını söyleyen Dr. Çamlı, “Hastaların çoğu acil koşullarda hastaneye götürüldüler. Bu kişilere Covid taraması yapıldığına dair bir bilgim yok. 900’e yakın vatandaş hastaneye götürüldü ve bu kişilerin 150’ye yakınının tedavisi devam ediyor. Ancak bir sağlık çalışanı arkadaşımdan aldığım bilgiye göre; barınma merkezlerine Covid numune alma çadırları kurulacak. Burada önemli olan şu ki Covid pozitif olup evde izolasyonları olanlardan evleri yıkılan bazı depremzedeler var. Bu kişilerin bazıları çadırlara geçtiler ve ilk anda tespit edilemediler. Bu kişilerin beyanda bulunduklarında yurtlara yerleştiriliyorlar. Anacak bazı eksik ve yanlış beyanlar var. Bu nedenle doğru beyan ve HES kodu takibi çok önemli” dedi.
1,5 milyon sipariş verilen grip aşısının depremzedeler de hesaba katıldığında grip aşısının yeterli olup olmadığı konusunda açıklama yapan Çamlı "İzmir Tabip Odası ve TTB bu konudaki kaygılarını dile getirdiler. Yaklaşan son baharda uyarılarda bulunuldu. Buna karşın 83 milyona 2 milyon doz aşı geldi. Öncelikle neye göre böyle bir doz hesaplandı bilmiyoruz. İngiltere 35 milyon doz isterken Türkiye'nin 2 milyon istemesinin gerekçelerini bilmiyoruz. Bu aşıların kronik rahatsızlığı olanlara yapılması gerekiyor ancak böyle toplu alanlarda yaşan kişilere mutlaka yapılması gerekiyor. Bu söylenmesi gereken bir doğru. Bunların karşılanması gerekiyor" diye konuştu.